Can Ataklı, seçim sonuçlarını analiz ederken, bilinen bir noktaya parmak basıyor: AKP yoksulluğu artırdı, seçimi kazandı Bazı gazeteler seçim sonuçlarının daha iyi anlaşılması için haritalar yayınlıyor.Örneğin Vatan'da İstanbul'da hangi partinin nerede başarılı olduğunu gösteren bir harita vardı.Benzer bir harita ve İzmir'in genel görünüşünü yansıtan bir fotoğraf da Milliyet'te yayınlandı.Bu haritalarda anlatılana göre AKP, kentlerin en yoksul semtlerinden en çok oyu almış. CHP ise sadece daha varlıklı semtlerde başarılı olmuş.En fakir kentlerin sosyal yapısına bakıldığında burada yaşayanların eğitim ve kültür açısından da en alt kesimde olduğu görülüyor.Bu durumda en fakir, en eğitimsiz ve en kültürsüz kesimlerin desteğini kazanan parti seçimden de zaferle çıkabilir. Türkiye'nin nüfus dağılımı da, asıl yoğunluğun düşük gelir, düşük eğitim ve düşük kültürlü olanların ezici bir çoğunlukta olduğunu gösteriyor.Böyle olunca da demokrasinin tanımında bir tuhaflık ortaya çıkıyor. "Ülke yönetimi hakkında hiçbir bilgi, birikim, görüş ve fikri olmayanların kendilerini yönetecekleri seçmelerine demokrasi denir." Bu doğru mu? Değil. Ama gerçek.Şimdi kimse kalkıp da "demokrasiye inanmıyorsun, halkın iradesi seni ilgilendirmiyor" edebiyatı yapmasın. Bu sonuçtan çıkarmak istediğim başka bir analiz var.Eğer bir ülkede, yoksul, eğitimsiz ve kültürsüz insanları sömürüp, onların oylarıyla iktidara gelmek mümkünse, iktidardaki siyasi güç, iktidarı boyunca halkın önemli bir bölümünü yoksul, eğitimsiz ve kültürsüz bırakmak isteyecektir. Ki bir dahaki seçimde de zafer kazanabilsin.Buna "Ama iktidar sürecinde bu kesimler tatmin edilmezse oylar başka yere kayar" diyeceksiniz. Tamam da o zaman "sadaka ekonomisi" uygulayarak bu kesimlere yardımlar yapılacaktır. Avantaya alışan ve yaşam gustosu olmayan bu kesimler aldıklarıyla yetineceklerdir.Haritalara baktığımızda, AKP'nin 4.5 yıllık iktidarı boyunca hiçbir sorunları halledilmeyen, yoksulluklarından kurtulamayan kesimlerin bu partiyi iktidara taşıdığını görüyoruz. Demek ki, özellikle büyük kentlerde yapılan yardımlar, dağıtılan hediyeler ve ev ziyaretlerindeki gönül almalar, tüm sıkıntıları unutturmuş.Peki bunu bütün partiler yapabilir mi? Hayır yapamaz. Çok geniş kesimleri yardım ve hediyelerle rahatlatmak, ama onların sorunlarını çözmemek ancak iktidar eliyle olabilir. Çünkü ancak iktidarlar bunun maddi maliyetinin altından kalkabilir.Bu durumda demokratik yoldan iktidara gelmenin de tanımı tuhaflaşabilir: "Ülke adına fikir, görüş, proje üretmek, kaliteyi, bilimi, sağduyuyu kullanmak yerine, halkı yoksullaştırıp sonra da bu yoksul, eğitimsiz ve kültürsüz kesimlere büyük yardımlar yaparak oy almak demokratik yoldan iktidara gelmektir." "Göbeğini kaşıyan adam" esprisini çok alaya alıyoruz ama, iktidar da "göbeğini kaşıyan adamın" sömürülmesiyle elde edilmedi mi yani?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.