Yorumsuz

Sayın başbakan partisinin il başkanları toplantısında dokuz buçuk yıllık icraatlarını anlatırken, "Tarih bu kadroyu hayırla yâd edecek, bu topraklar için can veren şehitlerimiz bize tebessüm edecek" dedi.
Bu dokuz buçuk yılda, şehitlerimizin, uğruna can verdiği topraklar ne noktaya geldi, bir görelim.
Selim Kotil, şu bilgileri veriyor: "AKP iktidarı 2004 yılında çıkardığı 5177 sayılı kanunla yabancıların çıkardığı madenden devlet payını % 2'ye düşürdü. O günden bu ana kadar 350 yabancı maden firması topraklarımızın % 23.5'ne karşılık gelen arazileri ele geçirdi ve yılda 100 milyarlarca dolarlık madenimizi gemilere yükleyip yurt dışına çıkarıyorlar.
Bu yabancı firmalarla bu iktidarın ortaklıkları da mevcut, örneğin İsrail devletini kurduran Rothschilld ailesi ile Başbakanın damadının genel müdür olduğu Çalık Grubu Anatolia Minerals firmasında % 50'şer ortaklar bu firma 4 milyon dönüm arazi kapatmış durumda.
(…) Koza Grubu 6 milyon dönüm arazi ve 500 ruhsatla bu işin en önünde. Şimdi burası son derece önemli önce Anayasa Mahkemesi 15.01.2009 da Çed raporu alma işini Bakanlar Kuruluna veren 5177 sayılı kanundaki maddeyi iptal etti bunun manası Koza Altın ve Anatolia Minerals ve diğer maden firmaları birçok ruhsatı çevre katliamı olmasına rağmen Bakanlar Kurulundan almışlardı şimdi bu ruhsatların tamamının iptal edilmesi lazım.
Yine hemen bu karardan sonra 10.02.2009'da Danıştay 5177 sayılı kanuna dayalı olarak çıkarılan maden faaliyetleri izin yönetmeliğini tamamen durdurdu. Bunun manası bütün yabancı maden firmalarının ruhsatları geçersiz olmasıdır. Ancak hükümet bunu uygulamıyor." (Selim Kotil, Neden hayır demeliyiz?/Yeni Mesaj).
"Trakya Haberleri" adlı internet sitesinin haberi ise şöyle: "CHP Kırklareli Milletvekili ve İçişleri Komisyonu Üyesi Mehmet Siyam Kesimoğlu'nun Trakya toprakları ile ilgili Başbakan Erdoğan'a yönelttiği soru önergesine cevap geldi. Kesimoğlu'nun önergesine gelen cevap Trakya topraklarının ne kadarının yabancılara satıldığını ortaya koyuyor.
Kesimoğlu'nun önergesine Erdoğan'ın istemiyle Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar tarafından verilen cevaba göre, Kırklareli, Edirne, Tekirdağ ve Çanakkale'nin Trakya bölümü (Gelibolu, Eceabat) ile İstanbul'un Trakya bölümünde 2003-2012 yılları arasında toplam 1.467.176 adet satış işlemi gerçekleştirildi. Aynı dönemde Kırklareli, Edirne ve Tekirdağ'da 725 yabancı gerçek kişiye toplam 3.037.465 metrekare alan üzerinden 1.363 adet satış gerçekleştirildi. 12 yabancı tüzel kişiye de toplam 314.847,93 metrekare alan üzerinden 14 adet taşınmaz satıldı.
Basına açıklama yapan Kırklareli Milletvekili Kesimoğlu, soru önergesinde, toprakları satın alan ya da kiralayan T.C. vatandaşı kişilerin bir kısmının uluslararası şirketlerle ilişkileri olup olmadığını da öğrenmek istediğini ama bu soruya cevap verilmediğini belirterek, 'Bazı T.C. vatandaşı kişilerin de uluslararası şirketler için toprak topladığına ilişkin duyumlarımız var. Hükümetin bu soruya cevap vermekten kaçınması şüphelerimizi arttırıyor' dedi.
Başbakan Erdoğan'ın çılgın projesini de hatırlatan Mehmet Kesimoğlu, 'Başbakana yönelttiğim önergede bu çılgın projeyi yapacağı iddia edilen şirketin Trakya'da kiralayarak ya da satın alarak toprak topladığı iddialarının doğru olup olmadığını da sordum ama cevap alamadım. Burada büyük bir rant var. Çiftçiyi perişan ettiler, işledikleri topraklara da göz diktiler. Biz bu topraklar için kan döktük, yağmalamalarına, yabancılara peşkeş çekmelerine izin vermeyeceğiz. Bu işin peşini bırakmayacağım' diye konuştu."
Avukat Gülseren Aytaş'ın 12 Mayıs 2012 tarihli Yeni Mesaj gazetesinde yer alan "Osmanlı'dan günümüze toprak satışları" başlıklı makalesinde şu ifadelere rastlıyoruz: "2008 yılında çıkarılan kanunla, yabancı ticaret şirketlerine yüzölçümü sınırlaması ile ancak 'karşılıklılık şartı' aranmadan taşınmaz mal edinme hakkı tanınmıştır. (03.07.2008 tarih ve 5782 sayılı Kanun md.1 2644 sayılı Kanunun 35/7. maddesi değişikliği). Öte yandan, yabancı yatırımcıların Türkiye'de kurdukları veya ortağı oldukları şirketlere 'karşılıklılık şartı' ve 'yüzölçümü sınırlaması' aranmadan taşınmaz mal edinme hakkı tanınmıştır. Taşınmaz maliki yerli sermayeli bir şirket, hisse devri ile yabancı sermayeli şirket haline gelse bile bu hak geçerli olmaya devam edecektir. (03.07.2008 tarih ve 5782 sayılı Kanun md.2; 2644 sayılı Kanunun36/1. maddesi değişikliği).
Ancak Anayasa Mahkemesi bu düzenlemeleri üç yıl boyunca incelemiş ve iptal etmemiştir. (Anayasa Mahkemesi Kararı; 2008/ 79 E. 2011/74 K. ve 12.05.2011)."
Böylece 3 Mayıs 2012 tarihli son taşınmaz kanunu çıkarılmadan önce de yabancı kişiler bireysel olarak gayrimenkul alamadıkları durumlarda Türkiye'de bir şirket kurarak diledikleri gibi alım yapmışlardır. (23 Şubat 2012, Milliyet)
Son çıkan kanun ise yabancılara tanınan hakları olağanüstü genişletmiştir. Sözgelimi yabancı gerçek kişilere de mütekabiliyet şartı aranmaksızın 60 hektara kadar alım yapma hakkı tanınmıştır.
( 03.05.2012 tarih ve 6302 sayılı Kanun md.1 2644 sayılı Kanunun 35/1 maddesi değişikliği)
Erdoğan Bayraktar'ın verdiği bilgilere göre, yabancılara satılan toprak miktarının yıllara dağılımı şöyle:
2002: 1 milyon 280 bin 615 m2
2003: 1 milyon 779 bin 803 m2
2004: 3 milyon 977 bin 477 m2
2005: 3 milyon 388 bin 316 m2
2006: 6 milyon 268 bin 290 m2
2007: 9 milyon 27 bin 327 m2
2008: 14 milyon 373 bin 829 m2
2009: 11 milyon 438 bin 853 m2
2010: 12 milyon 845 bin 510 m2
2011: 18 milyon 402 bin 131 m2
2012: 75 milyon 893 bin 700 m2
(Yeni Çağ/21 Ocak 2012).
Tarih bu icraatları ortaya koyan bir kadroyu muhakkak yâd edecektir.
Ama nasıl?