Yozgat’ta neler oluyor!

2003 yılı başından 2012’nin sonuna kadar yabancılara satılan taşınmaz sayısının 137 milyon metrekare olduğunu Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar açıkladı.
Toprak satmak çok riskli bir iş.
Siyonizm, İsrail’i Filistin’den toprak satın alarak kurdu.
O gün de birileri bugünküler gibi, “Kimse toprağı cebine koyup aldığı yere götürmeyecek, toprak burada kalacak!” diyordu. Toprak satışlarında bir tuhaf savunma da, “Biz de Avrupa’dan taşınmaz alıyoruz, ne var bunda?” gerekçesi. Fark şu: Türklerin Almanya’da, Fransa’da, İtalya’da, İngiltere’de hak iddia etmeleri diye bir şey söz konusu değil. Lâkin Haçlı, o topraklar benimdi, yine benim olacak diyor. Evet, bunu açıkça söylüyor. Biri değil, hepsi söylüyor. Bu işin başını da Vatikan çekiyor, “Arz-ı Mev’ud peşinde koşan” İsrail çekiyor.
Asıl habere dönecek olursak.
Evet, AKP döneminde 137 milyon metrekare taşınmaz satılmış. En ilginç olanı ise en çok toprağın İstanbul gibi tarihi ve Antalya gibi turistik illerden değil Yozgat’tan satın alınması…
Şimdi herkes, “Yozgat’ta ne var?” diye soruyor.
Ne kadar ilginç öyle değil mi? Biz Yozgat’ta ne olduğunu bilmiyoruz amma elin Avrupalı, Amerikalısı Yozgat’ın kıymetini biliyor; bastırıyor parayı Yozgat’ı satın alıyor.
Ben size çok daha ilginç bir şey söyleyeceğim. Allah ömrünü uzun hizmetini daim etsin Haydar Baş on yıllardır dikkatimizi çekip duruyor. Bir kez de biz hatırlatalım. Türkiye’de çok sinsi bir oyun oynanıyor. Köylü, ektiği ürünü, yetiştirdiği hayvanını maliyetinin altında satmak zorunda bırakılan bir strateji ile üretimden çekiliyor. Aç kalan köylü sonunda toprağını satmak zorunda kalıyor. Toprağını satan köylü köyünü terk ediyor, terk edilen yerler de bir bir yabancıların eline geçiyor.
Aynı şey son birkaç yılda Avrupalı ve Amerikalıların en çok toprak satın aldığı Yozgat’ın da başına gelmiş.
Yabancıların Yozgat’a gelebilmesi için önce Yozgatlıların Yozgat’ı terk etmeleri gerekiyor. Nitekim öyle de olmuş...
Aşağıdaki tabloya dikkatle bakın lütfen.
Son birkaç yılda her yıl ortalama 11 bin kişinin terk etmek zorunda bırakıldığı Yozgat birilerinin dikkatini çekiyor ve parasını dünyanın en kârlı işi İstanbul Menkul Kıymetler Borsasına yatırmak yerine, geliyor Yozgat’ın kıraç toprağına yatırıyor.
Biz bilmiyoruz, Yozgatlı bilmiyor, elin oğlu biliyor.
Gelelim, satılan taşınmaz miktarının niye 137 milyon metrekareden fazla olabileceğine…
1994 yılında Kanal D’de “Rüstem Batum Show” adında bir programı izliyorum. Batum’un konuğu Profilo Holding Genel Müdürlüğü yapmış, Türkiye’deki Yahudi eserlerini ihya etme gibi bir misyon üstlenmiş, o günün Uluslararası Lions Klüpler Direktörü Nesim Levi.
Levi o gün bakınız neler dedi:
“-Türkiye’den İsrail’e göç eden Yahudi ailelerinin bir kısmı Türkiye’ye geri dönmeye ve Urfa ve Yöresine yerleşmeye başladı.”
Levi’nin bu itirafından 6 yıl sonra Şanlıurfa’nın göbeğinde “Dinler ve Kültürler Parkı” adı altında 186 bin metrekarelik bir bizce bir “Küçük İsrail” inşa edilmesi için bir operasyon başlatıldı. İsrail yahut Yahudiler bu iş için 20 milyon dolar ile Şanlıurfa’ya geliyorlar.
Önce, ilimize 20 milyon dolarlık bir yatırım yapılacak diyerek sevinip kolları sıvayan o günün Belediye Başkanı Ahmet Pehlivan Şanlıurfa’da bir kilise, bir de Sinagog inşasını öngören bu projeye, “İyi ama Şanlıurfa’da Yahudi Yok” diyerek onay vermiyor.
Şimdi bir de Yozgat’ta olup bitenlere bu gözle bakalım.
Evet, bakalım bu satış ve satın alışların altından ne çıkacak?