Yüce insanlar gibi sabret

OKAN EGESEL

Kur'an'da şöyle buyurulur:
"Şimdi sen güzelce sabret." (Mearic, 5).
İmam Bâkır (a.s), güzel sabır hakkında sorulunca şöyle buyurmuştur: "Güzel sabır, içinde insanlara şikayette bulunmanın olmadığı sabırdır." (el-Kafi, 2/93/23).
Kur'an'da buyurulur ki: "Muhakkak sizi biraz korku, biraz açlık ve mallardan, canlardan, ürünlerden biraz eksiltmekle deneriz, sabredenlere müjdele. Onlara bir musibet geldiğinde, 'Şüphesiz biz Allah'ınız ve elbette O'na döneceğiz' derler." (Bakara, 155-156).
Resûlullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur: "Sabreden kimsenin üç nişanesi vardır. İlki tembellik etmemesi, ikincisi bitkin ve sıkıntılı olmaması, üçüncüsü ise Rabbini şikayette bulunmamasıdır. Zira eğer tembellik ederse, hakkı zayi eder; eğer bitkin ve sıkıntılı olursa şükretmez ve eğer Rabbinden şikayette bulunursa O'na karşı günahta bulunmuş olur." (İlel'uş Şerayi, 498/1).
İmam Sâdık (a.s), ashabından birine şöyle buyurmuştur: "Biz sabırlıyız, ama ashabımız bizden daha sabırlıdır."
Şöyle soruldu: "Fedan olayım! Nasıl olur da ashabımız sizden daha sabırlı olur?"
İmam şöyle buyurdu: "Çünkü biz bildiğimiz şeylere sabrederiz, ashabımız ise bilmedikleri şeylere sabrederler." (el-Kafi, 2/93/25).
İmam Kâzım (a.s), Semaa b. Mihran'a şöyle buyurmuştur: "Senin hacca gitmene ne engel oldu?"
Semaa şöyle arz etti: "Kurbanın olayım. Çok borcum vardı ve malım da yok olmuştu. Boynumda olan borçlar ise malımın yok olmasından daha acıdır. Eğer dostlarımdan biri beni dışarı çıkarmasaydı, dışarıya çıkmaya bile gücüm yetmezdi."
İmam (a.s.) şöyle buyurdu: "Eğer sabredersen, durumun iyileşir, eğer sabretmezsen hoşnut ol veya olma Allah mukadderatını (takdir ettiği şeyleri), uygular ve yürürlüğe koyar." (el-Kafi, 2/90/10).
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Eğer sabredersen, Allah'ın senin hakkındaki takdir ettiği şeyler uygulanır ve sen sevap elde edersin. Eğer sabretmezsen yine de Allah'ın senin hakkındaki şeyleri uygulanır ve sen günahkâr olursun." (Cami'ul-Ahbar, 316/882).
İmam Bâkır (a.s) şöyle buyurmuştur: "Her kim musibetler esnasında sabreder ve istircada bulunur ve 'inna lillah ve inna ileyhi raciun' der, Allah'a hamd ve şükürde bulunursa; şüphesiz Allah'ın yaptığı şeylerden hoşnut olmuştur ve sevabı Allah iledir. Her kim de böyle yapmazsa; yine ilahi takdir onun hakkında yürürlüğe koyulur. Ama bu durumda o kınanmış ve Allah da sevabını yok etmiştir." (Mişkat'ul Envar, 22).
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Musibet ve belalar karşısında özgür insanlar gibi sabreden saadet bulur. Aksi takdirde ham cahiller gibi musibeti unutur gider." (Nehc'ul Belağa, 413. Hikmet).
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Eğer özgür insanlar gibi sabredersen, şerafet elde edersin. Aksi takdirde tecrübesiz cahiller gibi musibeti unutur gidersin." (Gurer'ul Hikem, 3712).
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Eğer yüce insanlar gibi sabredersen ne iyi... Aksi takdirde hayvanlar gibi musibetleri unutur gidersin." (Nehc'ul Belağa, 414. Hikmet).
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Her kim işine gücüne (ticaretine) sabretmezse, iflasına sabretmelidir." (Gurer'ul Hikem, 8987). (Muhammed Muhammedî Reyşehrî, Mizanu'l-Hikmet).