Selanik'te 1468'de yapılan tarihi Hamzabey Camii meyhaneye çevrilmiştir. Alaca İmaret Camii, izciler kulübünün lokali olarak kullanılmaktadır. M.Bayraktar'ın yazısı
Önceki günkü yazımda Yunanistan Dışişleri Bakanı Dora Bakoyanni'nin AKP'liler tarafından Türkiye'ye çağrılarak "türbanın serbest olmasına dair" yaptığı konuşmaya tepkimi dile getirmiştim. Elinden Müslüman Türkün kanı hala silinmeyen Helen uzantılarının başörtüsüne hangi hakla sahip çıkabileceğine isyanımı anlatmıştım.Kerim Uzuner adlı İskeçe asıllı okurum "az bile söylemişsin, Batı Trakya'da İslama dair ne varsa ortadan kaldıran zihniyetin Türkiye'ye gelip türban savunucusu kesilmesi tam bir aymazlık" diye yazmış. "Türkiye'ye gelip sözümona "Müslümanın başörtüsünü savunan" Yunan bakan önce kendi ülkesindeki zulme son versin" diye de ilave etmiş.Doğrudur. Yunanistan Lozan'la korunması garanti altına alınan din özgürlerini çiğnemekte bugüne kadar hiçbir sakınca görmemiş. Camileri mescitleri yerle bir etmiş.Yunan Anayasası'nın 24. Maddesi şöyle der:"Doğal ve uygarlık bölgelerinin korunması devletin asli görevidir. Anıtlar ve geleneksel niteliği olan bölgeler ve bu bölgeler içindeki eserler devletin himayesindedir. Kanun, bu himayeyi gerçekleştirmek için gerekli sınırlayıcı tedbirleri, bunlara vaki olacak zararın ödenmesi şeklini ve nevini tayin ve tespit eder." Ancak uygulamada bilhassa Türk ve İslam eserlerinin korunmasında Anayasanın bu hükmünün uygulanması tamamen terk edilir. Himaye etme yerine imha etme politikası uygulanır.Bunun sayısız örneği vardır Yunan topraklarında ve her biri ayrı bir facia ve yürek acısıdır.Atina'nın merkezinde bulunan tarihi Mustafa Voyvoda Camii el sanatları müzesine çevrilmiştir. İbadete açılmasına izin verilmemektedir.Girit Adası'ndaki Hanya şehrinde buluna Hünkar Camii kiliyse çevrilmiş adına da Aziz Nikola Kilisesi denilmiştir. Yunanistan'ın eline geçmeden evvel 76 cami ve mescit,9 medrese,35 okul,11 tekke,5 imaret,27 han,28 hamam ve diğer sanat eserleri dahil 89 abideye sahip Girit'te bugün sadece bir iki tanesi ayakta kalmıştır.Rodos'taki tarihi Osmanlı camisi pastane olarak hizmet vermektedir.!Rodos'ta 33 cami ve mescit harap haldedir.Enderun Camii konser salonuna çevrilmiş, kadı mescidi kilise olarak kullanılmaktadır.İstanköy Adası'nda 11 cami harabe durumdadır. Türbelerimiz çeşmelerimiz tamamen yıkılmıştır.Selanik'te 1468'de yapılan tarihi Hamzabey Camii meyhaneye çevrilmiştir. Alaca İmaret Camii, izciler kulübünün lokali olarak kullanılmaktadır.Yeni Cami, depoya çevrilmiştir.Yenice'deki Vezir Muhasip Paşa Camii'nin minareleri yerle bir edilmiştir.Tırhala'daki Osmanşah camii savaş enkazına dönüştürülmüştür.Dimetoka ve çevresindeki 133 cami ve mescit,8 medrese,18 mektep,11 tekke olmak üzere toplam 187 eserden sadece yıkık halde bir cami ayakta kalabilmiştir.Gümülcüne'de 76'sı cami, 35'i mektep,27 han olmak üzere olmak üzere toplam 295 eserden bugün iki harap cami ayakta kalabilmiştir.İskeçe ve çevresindeki 175 camiden tek bir tanesi bile bugün mevcut değildir. Rodos'ta Osmanlının bıraktığı yüzlerce camiden de bir teki ayakta tutulmamıştır.Gümülcüne'deki Tabakhane Camii'nin tam yanına bir diskotek yaptırılarak ayakta kalan birkaç caminin içki kokuları arasında açık tutulmasına izin verilmiştir. Yunan basını striptiz kulübüne çevrilen camilerin haberini dalga geçerek vermektedir. Yunanistan'ın din ve vicdan özgürlüğünden anladığı kısaca bu. Cami yıkmak, mescitleri harabeye çevirmek, Türk'e ve Müslüman'a ait ne varsa ortadan kaldırmak.Kendi ülkesinde kendi Anayasalarını çiğneyerek İslam düşmanı politikalar ortaya koyanlar, İslam eserlerini katledenler Türkiye'ye gelip İslam'ın hamisi kesiliyorlar. Türk hükümeti de bu politikalara alet oluyor.Batı Trakya'da yıkılan yakılan binlerce ecdat yadigarına sahip çıkmak hükümetin görevi değil mi?AKP hükümeti Avrupa'nın çığırtkanlığı ile Akdamar Kilisesi'ne 4 trilyon fon aktarıp restore etme görevini kendisine ait görüyor da Batı Trakya'da yıkılan camilerin hazin durumuna neden sahip çıkmıyor?
Muharrem BAYRAKTAR / mbayraktar@yenimesaj.com.tr
Önceki günkü yazımda Yunanistan Dışişleri Bakanı Dora Bakoyanni'nin AKP'liler tarafından Türkiye'ye çağrılarak "türbanın serbest olmasına dair" yaptığı konuşmaya tepkimi dile getirmiştim. Elinden Müslüman Türkün kanı hala silinmeyen Helen uzantılarının başörtüsüne hangi hakla sahip çıkabileceğine isyanımı anlatmıştım.Kerim Uzuner adlı İskeçe asıllı okurum "az bile söylemişsin, Batı Trakya'da İslama dair ne varsa ortadan kaldıran zihniyetin Türkiye'ye gelip türban savunucusu kesilmesi tam bir aymazlık" diye yazmış. "Türkiye'ye gelip sözümona "Müslümanın başörtüsünü savunan" Yunan bakan önce kendi ülkesindeki zulme son versin" diye de ilave etmiş.Doğrudur. Yunanistan Lozan'la korunması garanti altına alınan din özgürlerini çiğnemekte bugüne kadar hiçbir sakınca görmemiş. Camileri mescitleri yerle bir etmiş.Yunan Anayasası'nın 24. Maddesi şöyle der:"Doğal ve uygarlık bölgelerinin korunması devletin asli görevidir. Anıtlar ve geleneksel niteliği olan bölgeler ve bu bölgeler içindeki eserler devletin himayesindedir. Kanun, bu himayeyi gerçekleştirmek için gerekli sınırlayıcı tedbirleri, bunlara vaki olacak zararın ödenmesi şeklini ve nevini tayin ve tespit eder." Ancak uygulamada bilhassa Türk ve İslam eserlerinin korunmasında Anayasanın bu hükmünün uygulanması tamamen terk edilir. Himaye etme yerine imha etme politikası uygulanır.Bunun sayısız örneği vardır Yunan topraklarında ve her biri ayrı bir facia ve yürek acısıdır.Atina'nın merkezinde bulunan tarihi Mustafa Voyvoda Camii el sanatları müzesine çevrilmiştir. İbadete açılmasına izin verilmemektedir.Girit Adası'ndaki Hanya şehrinde buluna Hünkar Camii kiliyse çevrilmiş adına da Aziz Nikola Kilisesi denilmiştir. Yunanistan'ın eline geçmeden evvel 76 cami ve mescit,9 medrese,35 okul,11 tekke,5 imaret,27 han,28 hamam ve diğer sanat eserleri dahil 89 abideye sahip Girit'te bugün sadece bir iki tanesi ayakta kalmıştır.Rodos'taki tarihi Osmanlı camisi pastane olarak hizmet vermektedir.!Rodos'ta 33 cami ve mescit harap haldedir.Enderun Camii konser salonuna çevrilmiş, kadı mescidi kilise olarak kullanılmaktadır.İstanköy Adası'nda 11 cami harabe durumdadır. Türbelerimiz çeşmelerimiz tamamen yıkılmıştır.Selanik'te 1468'de yapılan tarihi Hamzabey Camii meyhaneye çevrilmiştir. Alaca İmaret Camii, izciler kulübünün lokali olarak kullanılmaktadır.Yeni Cami, depoya çevrilmiştir.Yenice'deki Vezir Muhasip Paşa Camii'nin minareleri yerle bir edilmiştir.Tırhala'daki Osmanşah camii savaş enkazına dönüştürülmüştür.Dimetoka ve çevresindeki 133 cami ve mescit,8 medrese,18 mektep,11 tekke olmak üzere toplam 187 eserden sadece yıkık halde bir cami ayakta kalabilmiştir.Gümülcüne'de 76'sı cami, 35'i mektep,27 han olmak üzere olmak üzere toplam 295 eserden bugün iki harap cami ayakta kalabilmiştir.İskeçe ve çevresindeki 175 camiden tek bir tanesi bile bugün mevcut değildir. Rodos'ta Osmanlının bıraktığı yüzlerce camiden de bir teki ayakta tutulmamıştır.Gümülcüne'deki Tabakhane Camii'nin tam yanına bir diskotek yaptırılarak ayakta kalan birkaç caminin içki kokuları arasında açık tutulmasına izin verilmiştir. Yunan basını striptiz kulübüne çevrilen camilerin haberini dalga geçerek vermektedir. Yunanistan'ın din ve vicdan özgürlüğünden anladığı kısaca bu. Cami yıkmak, mescitleri harabeye çevirmek, Türk'e ve Müslüman'a ait ne varsa ortadan kaldırmak.Kendi ülkesinde kendi Anayasalarını çiğneyerek İslam düşmanı politikalar ortaya koyanlar, İslam eserlerini katledenler Türkiye'ye gelip İslam'ın hamisi kesiliyorlar. Türk hükümeti de bu politikalara alet oluyor.Batı Trakya'da yıkılan yakılan binlerce ecdat yadigarına sahip çıkmak hükümetin görevi değil mi?AKP hükümeti Avrupa'nın çığırtkanlığı ile Akdamar Kilisesi'ne 4 trilyon fon aktarıp restore etme görevini kendisine ait görüyor da Batı Trakya'da yıkılan camilerin hazin durumuna neden sahip çıkmıyor?
Muharrem BAYRAKTAR / mbayraktar@yenimesaj.com.tr
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.