Yüzde 10 barajı milli bütünlüğümüzü tehdit ediyor

Anayasanın değiştirilemez, değiştirilmesi teklif dahi edilemez olan 3. maddesinde "Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür" denilmektedir.5. maddesinde de devletin amaç ve görevleri sayılırken en başta, "Türk Milletinin bağımsızlığını ve bütünlüğünü, ülkenin bölünmezliğini korumak" olarak ifade edilmektedir.Eğer en önemli amaç ülkenin ve milletin bütünlüğünün sağlanması ve korunmasıysa ki Anayasa bunu söylüyor, o halde bu bütünlüğü yok edecek her türlü adımın engellenmesi, buna neden olabilecek kanunlar varsa derhal kaldırılması devletin organlarının acil görevidir.Eğer siyasi iradenin ortaya koyduğu kanunlar Anayasanın önemle vurguladığı bu temel hedefe aykırı ise Anayasanın 11. maddesinde de ifade edilen "Kanunlar Anayasaya aykırı olamaz" kuralından da yola çıkarak derhal iptal edilmesi anayasal bir zorunluluktur.Yüzde 10 seçim barajı bugün milli birlik ve beraberliğimizi, ülkenin bütünlüğünü tehdit eder duruma gelmiştir. Nasıl mı?Malum, geçtiğimiz günlerde HDP'li yetkililer, 2015 yılında yapılacak olan genel seçimlere bağımsız olarak girmeme, parti olarak girme kararı aldılar. Birçok genel seçimde de pratik olarak görülmüştür ki, bu siyasi hareketin oy oranının yüzde 10 barajını aşması mümkün değildir.2015 seçimlerine bağımsız değil de parti olarak girmenin anlamı, HDP'li hiçbir milletvekilin TBMM'ye girememesidir, bu da çarenin TBMM dışında aranacağını göstermektedir. Yarın bir gün birileri "bizim irademiz parlamentoda temsil edilmiyor, o halde biz de kendi parlamentomuzu kuralım" noktasına gelirse, bu, milletin ve ülkenin bölünmesine yol açmayacak mı? O halde böyle bir bölünmeye yol açan yüzde 10 barajı da birliğimizi, beraberliğimizi tehdit eden bir maddedir.Siyasi irade kendi konumunu korumak gayesiyle, bu maddenin durmasını savunabilir ama aslolan ülkenin ve milletin menfaatleri ise bu seçim barajı hak ihlalinin de ötesinde ulusal güvenliğimizi tehdit eder noktadadır; bölünmenin bir gerekçesi olarak önümüzde durmaktadır.Siyasi irade ve sözüm ona avukatları "Anayasa Mahkemesi seçim barajını kaldırsa da 1 yıl içinde bunu yürürlüğe koyamaz",  "Biz bunu uygulamayız", "Yeniden kanun çıkarırız bu kararı bozarız" tarzındaki açıklamaları, Anayasa ve hukuk konularındaki cahilliklerini ortaya koymaktan başka bir işe yaramıyor.Halbuki Anayasanın 153. maddesi bütün bu iddiaları çürütmektedir."MADDE 153: Anayasa Mahkemesi kararları Resmî Gazetede hemen yayımlanır ve yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzelkişileri bağlar."Zaten Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç da yaptığı açıklamada, "Karar anında uygulanır. Hak ihlali kararı hemen ortadan kaldırılması içindir" diyerek bu Anayasal gerçeğin altını çizmiştir."Biz bunu uygulamayız"ın anlamı da Anayasada geçen ifadeleri uygulamayız anlamı taşır ki, bunun ne anlama geleceğini siyasi irade çok iyi bilir; bu parti kapatma sebebidir.Peki, ifade ettikleri gibi karşı bir atak yapıp kararı bozacak bir kanuni düzenleme yapabilirler mi? Siyasilerimize öncelikle yine Anayasanın 11. maddesini hatırlatalım; Anayasa Mahkemesi'nin ağır hak ihlali gerekçesiyle kaldırdığı, Anayasanın temel kurallarını hiçe sayan bir kanun maddesini siyasi iradenin yeniden koymaya çalışması mümkün değildir, çünkü "Kanunlar anayasaya aykırı olamaz."Farzı muhal yeni bir kanun çıkarabildiler; yasama organının çıkardığı kanunlar 1 yıl sonra yürürlüğe girebiliyor ve 2015 seçimlerine yetişmiyor.Görünen o ki, siyasi irade bu konuda çaresiz görünüyor.Esasen şu an fark etmeseler de yüzde 10 barajının kaldırılmasının Sayın Erdoğan'a, Davutoğlu'na, diğer AKP'li yetkililere ve de AKP tabanına da faydası olacak. Bunu da sonraki yazılarımızda değerlendirelim.