logo
29 MART 2024

Zihin dilin ne diyor?

31.10.2019 00:00:00

Zihnimiz iki ana yapıdan oluşuyor: Bilinçli ve bilinçdışı zihin… (Bilinçaltı yani. Bu terimi kullanmamamın özel bir sebebi var). Bilinçli zihin ön lopta yer alıyor ve hayatımızın %5'ini bu zihinle algılıyoruz. Peki, geri kalan %95 nerede? Çok güvenli bir yerde; bilinçdışında.

Ne olmuş yani? Bunun sonucunda çok şey oluyor aslında. Yaşayarak, görerek, duyarak deneyimlediğimiz olumlu-olumsuz her şeyi bilinçdışına gömüyoruz. Genellikle de olumsuz yaşantıları saklıyoruz derinlerde. Sonra bunlar yavaş yavaş bizi ele geçiriyor ve hayatımızın %95'ini bu açıdan görmemize, yaşamamıza neden oluyor. Hem de bunu, bize hiç fark ettirmeden usulca yapıyor. 

Sonra biz de anne-babalarımız gibi anne-babalar oluyor, şiddeti izleyip uyguluyor, tacizi duyup normalleştiriyor, haksızlığa alışıp haksızlığı sineye çekiyor, bundan daha iyisi olamaz algısıyla her şeye boyun eğiyor, kahramanlık filmlerini izleyip kendimizi kahraman zannediyoruz. 

'Her şey güzel olacak' sloganıyla mevcudun güzel olmadığını düşünüyor, ancak güzelliğin gerçek kaynağına bir türlü ulaşamıyoruz. Çünkü zihnimiz ve görüş alanımız net değil, yani bilincimiz açık değil, serbest değil.

Çok derin oldu, biraz yüzeye çıkalım: Zihin ve beden bir bütün. Zihnimiz düşünüyor, söylüyor; bedenimiz de söyleneni yapıyor. Zihnimiz 'Benden bir şey olmaz' diyorsa öyle oluyor, çünkü zihin kendini buna programlıyor; 'Ben başarılı, vatanıma, milletime yararlı bir insanım' dediğimizdeyse zihin bunun için harekete geçiyor. 'Ben günahkâr bir kulum!' dedikçe ümitsizlik kişiyi dibe çekiyor -bilinçdışı bunu çok iyi yapıyor- 'Allah'ım beni affet, Seni seviyorum, Senin rızanı gözetiyorum' dediğimizde zihin, programını buna göre yapıyor, kişiyi kulluğa programlıyor.

Peki, kişinin dedikleri kadar başka ne yönetiyor bu zihni ve bedeni? Karşımızdakinin dedikleri, başkalarından işittiklerimiz… Eskilerin dediği 'Birine kırk kez deli dersen deli olur' sözünün bilimsel gerçekliği var yani. Bir insana 'aptal' diyerek onu aptal, 'iyi kalpli' diyerek onu iyi kalpli yapabiliriz. Zihin bu duyduklarını bilinçdışına kaydediyor, bir de bir özelliği var bu zihnin; olumsuz durumlara daha meraklı, onları hiç atlamıyor (bunu ayrıca yazalım). 

Bir deney yapılıyor; aynı özelliklere sahip iki bardağın içine aynı miktarda ve aynı özellikte su konuluyor ve içlerine pirinç atılıyor. Her ikisi de aynı ortama konuyor, birine her gün iyi sözler, diğerine kötü sözler söyleniyor. Bir zaman sonra iyi sözlerin söylendiği bardaktaki suyun pırıl pırıl diğerinin ise kararmış olduğu ve pis koktuğu görülüyor. Ne dersiniz, deneyelim mi? Etrafımızda zaten mis ve pis kokulu pirinçler var mı? Biz bunlardan hangisiyiz?

Karşımızdaki kişinin söylediği bu kadar etkiliyse kişinin kendine günde belki de onlarca kez söylediği sözlerin ne kadar etkili olduğunu tahmin edebiliyorsunuz değil mi?

Peki, ya dilinden Allah'ın adını düşürmemek, ağzı dualı olmak, her gün beş vakit Rabbine şükretmek, her işine Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla başlamak, âlemlerin yüzüsuyu hürmetine yaratıldığı Efendimiz'e sevgi dolu selamlar göndermek, yaptığı hatalara lanet okumak yerine 'estağfirullah' diyerek arınmaya çalışmak, içte ve dışta kişiyi farklı kulvarlara çeken nefsani canavarların karşısına 'La ilaha illallah' diyerek nurdan bir kale örmek ve bunu her gün yapmak; şirkin, fitnenin, dedikodunun, hilenin, şiddetin, kavganın, kötü sözün, husumetin, kıskançlığın şerrinden, bilinmezliğin karanlığından, 'De ki: O, Allah'tır, bir tektir. Allah Samed'dir. (Her şey O'na muhtaçtır; O, hiçbir şeye muhtaç değildir). O'ndan çocuk olmamıştır (Kimsenin babası değildir). Kendisi de doğmamıştır (kimsenin çocuğu değildir). Hiçbir şey O'na denk ve benzer değildir" mealindeki İhlas-ı Şerifi okuyarak çıkmak nasıl olurdu… (Böyle bir insan ve böyle insanlardan oluşan güzide bir topluluk düşleyebiliyor musunuz? Ben düşleyebiliyor ve düşünebiliyorum. Çünkü düşünmediğim şeyi yaşamam ve yaşadığım şeyi düşünmemiş olmam mümkün değil).

İşte o zaman gerçek Müslümanlık yaşanıyor olmaz mı? Resûlullah Efendimiz de bunu böyle yapmamış mıydı? Önce zihinleri ikna etmiş, sonra gönülleri-ruhları ve sonra bedensel hareketler -eylem, davranış- ortaya çıkmıştır. Müslüman kimlik böyle ortaya çıkar, böyle insanın elinden ve dilinden emin olunur. Müslümanım deyip de sünneti, ayetleri, Allah'ın zikrini inkar edip, Resûlullah Efendimiz'in  torununa dil uzatarak, ahiretini dünyalık için satanları destekleyip onların safını tutarak, yaptığı iyilikleri insanın gözüne sokarak, birliği değil ayrışmayı tetikleyerek, sürekli şerri söyleyerek, her sözünde tehdide, hakarete yer vererek değil…

Sözlerimiz, ne söylediğimiz, nasıl söylediğimiz niçin bu kadar önemli? Çünkü sözlerimiz düşüncelerimize, düşüncelerimiz davranışlarımıza, davranışlarımız alışkanlıklarımıza, alışkanlıklarımız karakterimize, karakterimiz de kişiliğimize dönüşür. Kişiliğimiz de kaderimizi dönüştürür. Zihin düşünür, ruh hisseder ve yaşar, beden de eyleme geçirir. Yani kişinin sözleri, kişiliğinin aynasıdır.

Öyleyse hayatınızı kolaylaştıracak birkaç ipucu: 

Hayatınızda olmasını istemediğiniz durumları dillendirmeyin ve düşünmeyin.

Kendinizin ve sevdiklerinizin nasıl olmasını istiyorsanız sık sık bunu dillendirin.

Bir şeyi yapmak istiyorsunuz, bunu yapmak sizin için önemliyse, ilk 5 saniyede harekete geçmelisiniz. Bu 5 saniye kuralıdır. Aklınıza geldi ancak harekete geçmediniz, ne olur? Aklınıza geldiği için omuriliğe çoktan 'yap' emri gitmiştir, ancak siz harekete geçmeyince omurilik engellenmiş olacak, bu da strese dönüşecektir. Bunlar birikince de baş ağrısı başta olmak üzere birçok hastalık ortaya çıkacaktır. Birçok hastalığın kökeninde stresin yattığı artık ayan beyan ortadadır. Bunu değiştirmek, yaşamımızı değiştirmek elimizde, elimizde değil zihnimizde. Önce zihin dilimizi değiştireceğiz, bilinçdışımızla ilgili farkındalık geliştireceğiz. 

Peki, bunu nasıl yapacağız? Bunun için harekete geçip küçük bir adım atacak ve bir sonraki yazıyı okuyacağız.

 
Nur Mercanoğlu / diğer yazıları
Murat Ağırel'den iki yeni belge
Gizli servet deştikçe fışkırdı!
'Mazlumlara yaptığımız yardım için mimlendik'
Erdoğan da Gazze istismarı yaptı
Türkiye'nin en genç başkan adayı BTP'den
BTP Kadirli Adayı 18 yaşında
İsrail, Gazze'de önüne geleni öldürdü
171 BM çalışanı hayatını kaybetti
Mehmetçikin yolunu açma çalışması
Kar kalınlığı 7 metreyi buldu
Mansur Yavaş, Haymana'da vatandaşlarla buluştu
"Bir oy çok önemli"
Vatandaş geçim için karta yüklendi
Yüzde 122 artış!
Moskova'daki terör saldırısı
Can kaybı 144'e yükseldi
Patlamanın ardından yangın çıktı
Villanın bodrumunda ceset bulundu
AKP'li başkan 2 bin lira için halkı sıraya dizdi
Paralar seçimden sonra yatacak!
İsrail bu kez Suriye'ye saldırdı
38 kişi hayatını kaybetti
Seçil Erzan davasında önemli gelişme
Belgedeki imza sahte çıktı
Otomobilini park edip dilenmeye gitti
Yaşı daha da şaşırttı
Seçim zoruyla çevreci oldu
'Gündemimizde yok'
Murat Ağırel'den iki yeni belge
Gizli servet deştikçe fışkırdı!
'Mazlumlara yaptığımız yardım için mimlendik'
Erdoğan da Gazze istismarı yaptı
Türkiye'nin en genç başkan adayı BTP'den
BTP Kadirli Adayı 18 yaşında
İsrail, Gazze'de önüne geleni öldürdü
171 BM çalışanı hayatını kaybetti
Mehmetçikin yolunu açma çalışması
Kar kalınlığı 7 metreyi buldu
Mansur Yavaş, Haymana'da vatandaşlarla buluştu
"Bir oy çok önemli"
Vatandaş geçim için karta yüklendi
Yüzde 122 artış!
Moskova'daki terör saldırısı
Can kaybı 144'e yükseldi
Patlamanın ardından yangın çıktı
Villanın bodrumunda ceset bulundu
AKP'li başkan 2 bin lira için halkı sıraya dizdi
Paralar seçimden sonra yatacak!
İsrail bu kez Suriye'ye saldırdı
38 kişi hayatını kaybetti
Seçil Erzan davasında önemli gelişme
Belgedeki imza sahte çıktı
Otomobilini park edip dilenmeye gitti
Yaşı daha da şaşırttı
Seçim zoruyla çevreci oldu
'Gündemimizde yok'
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.