Zihnimiz değiştiğinde bedenimiz ve davranışlarımız değişir. Değişir mi gerçekten? Değişir gerçekten. Milton Ericson (ünlü psikolog ve psikaytrist) 17 yaşında çocuk felci geçirdiğinde doktoru ile annesinin sabaha çıkmaz şeklindeki konuşmalarını duymuş VE ('Hayata küsmüş, birkaç gün sonra da ölmüştü' desem, siz de dersiniz ki: 'Bunu neden anlatıyorsun, bu zaten her gün karşılaştığımız hayattan umut kesme hikayelerinden biri.' O yüzden "VE"den alalım) annesi odasına gelince annesine, pencerenin önünde duran, dışarıyı görmesini engelleyen dolabı kenara çekmesini ve gün batımını -son kez de olsa- izlemek istediğini söylemiş.
Gün batımını izlerken komaya girmiş ve 3 gün komada kalmış. Komadan çıkıp tekerlekli sandalyede yaşamaya başlayınca dışarıya çıkamadığı ve yalnız kaldığı her an için büyük üzüntü duymuş. Bir gün dışarıda top oynayan çocukların sesini duyunca kendisi de hayal dünyasında (veya zihninde) futbol oynamaya başlamış. Topa vurma sırası kendine geldiğinde sandalyenin kıpırdadığını fark etmiş. Bunu sürekli yapmaya başlamış ve bir süre sonra zihninden (özellikle bilinçaltından) kendine verdiği telkinlerle hareket etmeye, ardından koltuk değnekleriyle yürümeye başlamış, bir süre sonra da sağlığına kavuşmuş. İki üniversite bitirerek doktor olmuş. Ve kayıtlara göre 30 binden fazla hastayı da iyileştirmiş.
Şimdi yazının ilk cümlesini yeniden okuyun:
Zihnimiz değiştiğinde bedenimiz ve davranışlarımız değişir.
Bir şeyler değişsin istiyorsak hayatımızda, bunu oturarak yapamayız. Yapmak istediğimiz şey için en kısa zamanda küçük de olsa bir adım atmalıyız. Bir şeyleri deniyor ve başarılı olamıyorsak uyguladığımız yöntemleri, takip ettiğimiz yolları gözden geçirmeli ve gerekli değişiklikleri yapabilmeliyiz.
Aynı şeyi yaparak farklı sonuçlar beklemenin delilik olduğunu söyleyen bir bilim adamı var. Bu beğenmediğimiz halde aynı marka bisküviyi yemeye devam etmek ya da değişim beklentisiyle yıllarca aynı partiye oy vermek gibi bir şey. Olmuyor işte. Ya beklentimizi ya da davranışımızı değiştirmemiz gerekiyor deli olmadığımızı ispatlamak için.
Peki bu nasıl olacak?
Şimdi yazının ilk cümlesini yeniden okuyun:
Zihnimiz değiştiğinde bedenimiz ve davranışlarımız değişir.
Zihnimiz istediklerimize mi odaklı, istemediklerimize mi?
Ben söyleyeyim siz karar verin:
Eve geç kalma!
Ödevlerini yapmayı unutma!
Sesini yükseltme!
Zam istemiyoruz!
Asgari ücretle, emekli maaşıyla geçinemiyoruz.
Çocuk okutmak zor.
Her şey çok pahalı.
Şiddete istismara, teröre hayır!
Karar verebildiniz mi?
İstediklerimize odaklanmak bu kadar güç mü? Oldukça. Çünkü onlar çözüm ve eylem gerektiriyor. Proje gerektiriyor. Bunlar bize çok uzak şeyler, uzay kadar uzak, uzaydan gelmiş kadar uzak. Çünkü hayallerimiz, zihnimiz dar ve karanlık. Orada olumsuzluklar, baskılar, eylemsizlikler, çaresizlikler yuva yapmış. Projesi olan insanlar, ütopik insanlar bize göre. Çünkü biz bilinçaltımızın zincirleriyle bağlıyız; bunu yapamam, başaramam, bu iş yapılamaz, yıllarca kimse yapamamış, -hatta daha ilerisi- Amerika yaptırmaz.
Bireysel zincirlerimiz birleşince toplumsal zindanlara dönüşüyor. O karanlıklarda kaybolup gidiyoruz. Şairin dediği gibi:
"Ben yanmasam
sen yanmasan
biz yanmasak,
nasıl
çıkar
karanlıklar
aydınlığa…"
Yanmak gerek, yaşamak istediğin hayat için harekete geçmek gerek. Peki, bunu nasıl yapmalı, nereden başlamalıyız, diyorsanız, yazının ilk cümlesini yeniden okuyun: Zihnimiz değiştiğinde bedenimiz ve davranışlarımız değişir.
Ve cümleye şunu da ekleyin: Davranışlarımız değiştiğinde dünya değişir.
'Yok canım' mı diyorsunuz? Prof. Dr. Haydar Baş'ın 'Rahmeten li'l-Alemin' adlı eserinin ikinci cildinde yer alan 'Cahiliye Dönemi Arapların Ahlaki Yapıları' başlıklı yazıyı okuyun ve değişimin neyle başladığını hatırlayın: "La ilahe illallah Muhammedun Resûlullah."
Önce dilde ve zihinde, sonra kalpte başlayan değişim davranışa dönüştü, karanlık cahiliye devrini Asr-ı Saadet'e çevirdi. Dünyada yaşanan en saadetli asır.
Öyleyse hayallerimiz projelere, projelerimiz gerçeğe dönüşsün. Bunun için küçük de olsa bir adım atın. Zihnimiz aydın olsun.
- Ev okulu/okul gerekli mi? / 29.09.2020
- Okullar açılmadan, ziller çalmadan… / 28.08.2020
- Kendimize uygun mesleği seçmek / 30.07.2020
- Meslek seçiminin ilk adımı / 29.07.2020
- YKS gençliği ne alemde? / 21.07.2020
- Hayatın anlamını yakalamak / 19.07.2020
- LGS sonrası ebeveyn tutumları / 09.07.2020
- YKS öncesi / 26.06.2020
- Üstat ve eğitim-II / 25.06.2020