Seçil Erzan: En korktuğum şey işten atılırım korkusuydu
Erzan, "Bir şube müdürünün odasından valizlerle para alınıp aşağıya yatırılması, ertesi gün işten atılmam anlamına geliyordu. Bu kesinlikle araştırılması gereken bir konuydu. En korktuğum şey işten atılırım korkusuydu" dedi.
29.05.2024 19:42:00
İhlas Haber Ajansı
Yüksek karlı özel fon vaadiyle aralarında Arda Turan, Fernando Muslera ve Emre Belözoğlu gibi isimlerin de bulunduğu pek çok kişiyi dolandırdığı iddia edilen banka müdürü Seçil Erzan'ın yargılanmasına devam edildi. Duruşmada Erzan, "Bir şube müdürünün odasından valizlerle para alınıp aşağıya yatırılması, ertesi gün işten atılmam anlamına geliyordu. Bu kesinlikle araştırılması gereken bir konuydu. En korktuğum şey işten atılırım korkusuydu" dedi. Mahkeme, Erzan'ın tutukluluk halinin devamına hükmederek duruşmayı erteledi.
Yüksek karlı güvenilir bir fon olduğunu ve Fatih Terim gibi isimlerin de bu fona dahil olduğunu söyleyerek aralarında tanınmış futbolcular Arda Turan, Fernando Muslera, Emre Belözoğlu ve Selçuk İnan'ın da bulunduğu 28 kişiyi yaklaşık 25 milyon dolar ile 7 milyon 384 bin lira dolandırdığı iddia edilen banka şube müdürü Seçil Erzan'ın yargılanmasına devam edildi. İstanbul 41. Ağır Ceza Mahkemesi'nce görülen 7 sanıklı duruşmada tutuklu sanıklar Seçil Erzan ile Ali Yörük ve 4 tutuksuz sanık hazır bulundu. Duruşmaya bazı müştekiler de taraf avukatlarıyla katıldı.
"Bir şube müdürünün odasından valizlerle para alınıp aşağıya yatırılması, ertesi gün işten atılmam anlamına geliyordu"
Duruşmada Seçil Erzan, birinci dereceden sicil amiri Sermin Tekin'in tanık beyanına karşı yaptığı savunmasında, "O dönemlerde döviz üzerindeki kısıtlamalar ve yaptırımlardan dolayı 50 bin dolar bile bir müşteri hesabından çekildiğinde bizden çok ciddi açıklama ve belge istiyorlardı. Bankada sistem ve kayıt önemlidir. Bankada 'kuvvetler ayrılığı' adı altında bir ilke var. Personel suistimali önlemek için bankanın çok dikkat ettiği bir konuydu. Benim en korktuğum şey işten atılırım korkusuydu. Bankanın içerisinde o paraya benim dokunmam kesinlikle yasaktı. Bir şube müdürünün odasından valizlerle para alınıp aşağıya yatırılması, ertesi gün işten atılmam anlamına geliyordu. Bu kesinlikle araştırılması gereken bir konuydu. Çaycı bile görse dikkat edip hemen bildirmesi gereken bir konuydu. Fark edilmemesi gereken bir konu asla değildi. Sicil amirim oydu ve bayan olduğu için de Sermin hanımla görüşmek istemiştim. Sermin hanım beni çağırdı. Böyle bir şeyi bekliyordum zaten. Toparlayamadım dedim. Ben o gün Sermin hanımın 'Seçil işten atılıyorsun' demesini bekliyordum. Bizim paraya dokunmamız bile yasaktı" dedi.
"Açıkçası Seçil hanımın personelleriyle alakalı olan bir müdür olduğunu düşünmüyorum"
Tanık olarak dinlenen bankanın gişe görevlisi Ümüş Nur Yiğit, "Biz o dönemde bankanın alt katında, şube müdürleri de üst kata çalışıyordu. Bu nedenle benim valizlerle paraların gidip gelme konularını görme imkanım yok. Açıkçası Seçil hanımın personelleriyle alakalı olan bir müdür olduğunu düşünmüyorum çünkü ya dışarıda oluyordu ya da annesinin rahatsızlığı oluyordu, bir şekilde ulaşamıyordum. Çorlu'dayım diyordu ve sürekli izin alıyordu. Arda Turan'ın kardeşi Okan Turan bir para çekmişti. Kapılar kapandıktan sonra olan bir şeydi. Operasyon desteği alanında oturmuştu. Seçil hanım içeri girdiğinde biz para sayarak teslimatını verdik. Ali Yörük de o paraları çantaya yerleştirdi. Okan beye para çıkışını gerçekleştirdik. Ben Ali beyi uzun süre Fatih Terim'in şoförü zannediyordum çünkü futbol camiasında isimlerle beraber görüyordum kendisini. Okan Turan'la da gelmişti. Emrah Çolak'la da birlikte gelmişti. Kendisine 'Hoca nasıl, iyi mi' diye sorduğumda geçiştirmişti ama ben öyle düşünüyordum. Ayrıca, Fatih Terim'in şubeye geldiğini hiç görmedim" şeklinde konuştu.
"Seçil Erzan'ın bahsettiği tartaklama gibi bir durum olmadı, olsa masasının altında panik butonu var"
Duruşmada tanık olarak dinlenen banka güvenlik görevlilerinden Soner Topakkaya, "Benim banka içerisinde Seçil Erzan'da tespit ettiğim herhangi bir farklılık yoktu. Sadece işe giriş çıkış saatlerinde bazen gecikirdi. Seçil Erzan'ın bahsettiği tartaklama gibi bir durum olmadı, polis bile çağrılmadı. Böyle bir durum olsa müdürlerin masasının altında panik butonu var. Orası bir banka şubesi, her müşteri büyük çantayla gelebiliyor. Seçil Erzan benden hiç arabaya para taşımamı istemedi. Ali Yörük'ü hiç görmedim. Semih Kaya, Arda Turan, Selçuk İnan ve Ayhan Akman şubeye gelirlerdi. Emre Belözoğlu'nu bir kere gördüm. Şubeye en çok Semih Kaya gelirdi. Şubeye giren herhangi bir valiz ya da Seçil hanımın odasında birini görmedim" dedi.
Basın mensubuna çirkin hareket
Tanıklar ifade vermeye devam ettikleri sırada bir basın mensubunun, tanıklardan birinin soy ismini teyit etmek istemesi üzerine izleyici olarak duruşmada bulunduğunu söyleyen bankanın avukatı Kübra K. gazeteciye bağırdı ve bunu soramayacağını söyledi. Bağırma üzerine basın mensubu da tepki gösterince mahkeme başkanı, duruşma düzeninin bozulduğu gerekçesiyle tüm izleyicileri salondan dışarı çıkardı. Salon önünde avukatın kendisinin üzerine yürümeye devam ettiğini ve taciz ettiğini gören basın mensubu bu anları kaydetmek için telefonunu çıkardı, bu kez avukat telefonu gazetecinin elinden hızla çekerek arkasına sakladı. Bu sırada olaya müdahale eden güvenlik görevlisi, avukatın sakladığı telefonu alıp gazeteciye iade etti. Daha sonra basın mensubunun, avukattan şikayetçi olduğu öğrenildi.
Kısa aranın ardından mahkemeye basın mensupları da dahil izleyiciler alınmazken mahkemenin ara kararında, sanıklar Ali Yörük ile Seçil Erzan'ın tutukluluk hallerinin devamına karar vererek, diğer tanıkların dinlenmesi için duruşmayı 31 Mayıs tarihine ertelediği öğrenildi.
Cadde ve sokaklardaki rögarlar tehlike oluşturuyor
Rögarlar, kanalizasyon ve yağmur suyu drenaj sistemlerine erişim sağlayan önemli altyapı unsurlarıdır. Ancak, cadde ve sokaklardaki rögarlar çeşitli sorunlara neden olabilir ve hem yayalar hem de araçlar için tehlike oluşturabilir
29.05.2024 14:20:00 / Güncelleme: 29.05.2024 14:22:39
Ahmet Haydar Tarhanlı
Artan nüfus sebebiyle şehir planlaması her geçen gün daha fazla önem kazanıyor. Özellikle cadde ve sokakların ortasına plansız ve rastgele bir şekilde yapılan rögarlar birçok soruna neden olmaktadır. Bu sorunları ve çözüm yollarını sizler için derledik.
Rögar kapakları genellikle kaldırımdan biraz yüksektedir ve bu da yayaların tökezlemesine ve düşmesine neden olabilir. Bu özellikle topuklu ayakkabı giyenler veya hareket kabiliyeti kısıtlı kişiler için tehlikelidir.
Çocuklar, rögar kapaklarının boyutları ve yükseklikleri nedeniyle daha büyük bir risk altındadır. Küçük çocuklar rögarlara düşebilir veya sıkışabilir ve ciddi yaralanmalara neden olabilir.
Araçların güvenliğini tehdit ediyor
Rögar kapakları düzgün bir şekilde kapatılmadığında veya hasar gördüğünde, araçların lastikleri bu kapakların üzerinden geçerken patlayabilir. Bu, özellikle yüksek hızlı araçlar için tehlikelidir.
Rögar kapakları yükseltildiğinde veya çöktüğünde, araçların süspansiyon sistemlerine zarar verebilir. Bu, onarımlar için önemli maliyetlere yol açabilir.
Sağanak yağışlarda bazı durumlarda rögar kapakları yerlerinden çıkmaktadır ve içine düşen araçların ağır hasar almasıne ve de ciddi kazalara neden olmaktadır.
Rögar kapakları gevşek veya hasarlı olduğunda, araçların üzerinden geçerken yüksek sesler çıkarabilir ve gürültü kirliliğine neden olabilir.
Rögar kapakları düzgün bir şekilde kapatılmadığında, kanalizasyon kokuları yayabilir ve çevreyi rahatsız edebilir.
Hasarlı veya eksik rögar kapakları, cadde ve sokakların estetik görünümünü bozabilir.
Ne tür önlemler alınabilir?
Rögarların oluşturduğu sorunları çözmek için çeşitli önlemler alınabilir:
Rögarların iyi bir planlamayla tehlike arzetmeyecek yerlerde yapılması.
Rögar kapaklarının düzenli olarak denetlenmesi ve onarılması.
Yükseltilmiş veya çökmüş rögar kapaklarının düzeltilmesi.
Çocuklar için rögar kapaklarının etrafına koruyucu bariyerler yerleştirilmesi.
Lastik patlamalarını önlemek için rögar kapaklarının düzgün bir şekilde kapatılması.
Rögar kapaklarının gürültü kirliliğini azaltacak şekilde tasarlanması.
Rögar kapaklarının estetik görünümü iyileştirmek için dekoratif unsurların eklenmesi.
Cadde ve sokaklardaki rögarların oluşturduğu sorunları çözmek, hem yayalar hem de araçlar için güvenli ve yaşanabilir bir ortam sağlamak için çok önemlidir.Burdur'daki diyaliz olayından ikinci ölüm haberi geldi
Burdur'da 25 Mayıs günü diyaliz tedavisinin ardından fenalaşınca hastaneye geri dönen, buradan da Antalya Şehir Hastanesine sevk edilen hastalardan 88 yaşındaki Saniye Aksöz de hayatını kaybetti. Olayda ölenlerin sayısı 2'ye çıkarken, 31 hastanın tedavisi sürüyor.
29.05.2024 12:05:00
İhlas Haber Ajansı
Burdur Devlet Hastanesi'nde 25 Mayıs Cumartesi günü 08.00-12.00 ile 12.00-16.00 seansında diyalize giren hastalardan bazıları baş dönmesi, mide bulantısı, şuur bulanıklığı ve nakil aracından inememe tarzı şikayetlerle hastaneye geri dönmüştü.
Bunun üzerine hastane yönetimi gün içinde diyalize giren tüm hastaları hastaneye çağırıp yapılan tetkiklerin ardından, gün içinde diyaliz merkezinde tedavi olan 33 hastayı Afyonkarahisar, Isparta, Antalya, Bucak'ta bulunan devlet hastaneleri ve özel diyaliz merkezlerine sevk etti. Sevk edilen 33 hastanın 14'ü ise entübe edilmişti.
Olay sonrası ambulans ile Antalya Şehir Hastanesine sevk edilerek burada tedavi altına alınıp entübe edilen hastalardan Saniye Aksöz (88) de bugün sabah saatlerinde hayatını kaybetti. Dün ise Antalya Akdeniz Üniversitesi Hastanesi'nde entübe edilip tedavisi süren Mustafa Demir hayatını kaybetmişti.
Saniye Aksöz'ün cenazesinin Burdur merkez Kozluca köyünde defnedileceği öğrenildi.
Hayatını kaybeden ilk hasta toprağa verildi
Burdur'da 25 Mayıs günü diyaliz tedavisinin ardından fenalaşınca hastaneye dönen, sonrasında Antalya Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'ne sevk edilen ve burada hayatını kaybeden hastalardan Mustafa Demir memleketi Karamanlı'da toprağa verildi.
Burdur Devlet Hastanesi'nde 25 Mayıs Cumartesi günü 08.00-12.00 ile 12.00-16.00 seansında diyalize giren hastalardan bazıları baş dönmesi, mide bulantısı, şuur bulanıklığı ve nakil aracından inememe tarzı şikayetlerle hastaneye geri dönmüştü. Bunun üzerine hastane yönetimi gün içinde diyalize giren tüm hastaları hastaneye çağırıp yapılan tetkiklerin ardından, gün içinde diyaliz merkezinde tedavi olan 33 hastayı Afyonkarahisar, Isparta, Antalya, Bucak'ta bulunan devlet hastaneleri ve özel diyaliz merkezlerine sevk etti. Sevk edilen 33 hastanın 14'ü ise entübe edilmişti.
Olay sonrası entübe edilerek ambulans ile Antalya Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'ne sevk edilerek burada tedavi altına alınan ve entübe halde tedavisi devam eden 4 hastadan biri olan 70 yaşındaki Mustafa Demir, olaydan 3 gün sonra hayatını kaybetti.
Antalya'daki Akdeniz Üniversitesi Hastanesi'ndeki müdahaleye rağmen kurtarılamayan Mustafa Demir'in cenazesi otopsi işleminin ardından ailesine teslim edildi. Memleketi Burdur'un Karamanlı ilçesindeki evinin önüne getirilen Mustafa Demir'in cenazesi burada helallik alınmasının ardından Cami Mahallesi'ndeki İpekçioğlu Camii avlusuna götürüldü. Tefenni Müftüsü Selman Ünal Çolak tarafından kılınan cenaze namazının ardından Demir'in cenazesi ilçe mezarlığına getirilerek burada toprağa verildi.
Karamanlı ilçesindeki cenaze törenine; Burdur Valisi Türker Öksüz, Belediye Başkanı Ali Orkun Ercengiz, İl Emniyet Müdürü Ümit Bitirik, İl Jandarma Komutanı Albay Mustafa Güder ve yakınları katıldı. Evinin önünde helallik alındığı esnada Mustafa Demir'in yakınlarının feryatları ise yürekleri dağladı.
İstanbul'un fethinin 571. yıl dönümü kutlanıyor
İstanbul'un fethinin 571. yıl dönümü nedeniyle düzelenen etkinlikler kapsamında, Fatih Sultan Mehmet'in türbesi ziyaret edildi
29.05.2024 10:50:00 / Güncelleme: 29.05.2024 10:56:43
Haber Merkezi
İstanbul Valiliği tarafından, İstanbul'un fethinin 571. yıl dönümü nedeniyle düzelenen etkinlikler kapsamında, Fatih Sultan Mehmet'in türbesi ziyaret edildi.
İstanbul Valisi Davut Gül, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, 1. Ordu Komutanı Orgeneral Ali Sivri, İl Jandarma Komutanı Tümgeneral Yusuf Kenan Topcu, İl Kültür ve Turizm Müdürü Coşkun Yılmaz, İl Müftüsü Safi Arpaguş ve Fatih Belediye Başkanı Ergün Turan, Fatih Camisi ve Külliyesi içinde yer alan Fatih Sultan Mehmet'in türbesine geldi.
Türbede yapılan duanın ardından Vali Gül, gazatecilere açıklamalarda bulundu.
Başta Fatih Sultan Mehmet Han olmak üzere bütün şehitlere Allah'tan rahmet dileyen Gül, İstanbul'un normal bir şehir fethin de normal bir fetih olmadığını söyledi.
Gül, İstanbul'un ve fetheden komutanın Hazreti Peygamberin övgüsüne mazhar olduğunu belirterek, "Allah bu şehri ilelebet devletimize, milletimize yar etsin. Allah bu şehre hizmet etmeyi nasip etsin. İnşallah bu şehri, tıpkı Fatih Sultan Mehmet'in bize emanet ettiği gibi bizler de 300 sene 500 sene sonsuza kadar yeni nesillere emanet ederiz. Bu şehirde aldığımız fetih ruhu, kardeşlik ruhu halen devam ediyor. İnşallah sonsuza kadar da bu kardeşlik ruhu, birlikte yaşama kültürü, barış içerisinde dostluk içerisinde devam edecek. Ordumuza muzafferiyetler diliyorum" ifadelerini kullandı.
İmamoğlu da fethin yıl dönümünü kutladığını kaydederek, "Bu güzel şehre hizmet etmek hepimiz için güzel bir onur. Fatih Sultan Mehmet Han'ın fethi, çağ değiştiren bir fetihtir. Bizler de bu şehre layık olmayı diliyoruz." değerlendirmesinde bulundu.
Bu arada, İstanbul'un fethinin 571. yıl dönümü nedeniyle bazı vatandaşlar da Fatih Sultan Mehmet'in türbesine girerek dua etti.