ABD'de bulunan Minnesota Üniversitesi Enfeksiyon Hastalıkları Araştırması ve Politikası Merkezi (CIDRAP), koronavirüs salgınının çabuk bitmesini bekleyen herkesi üzecek bir rapor yayımladı.
Virüsün dünya nüfusunun üçte ikisine bulaşmadan kontrol altına alınamayacağını ifade eden bilim insanları, insanların önümüzdeki iki yıl boyunca bu hastalığın periyodik olarak yeniden ortaya çıkacağına hazır olması gerektiğini açıkladı.
ABD'li bilim insanları böyle söylüyor.
Koronavirüsle ilgili bir açıklama da Rusya'dan geldi.
Rus bilim insanları ise koronavirüs salgınının zirve noktaya ulaşmasının ve enfekte insan sayısında azaltmanın hikâyenin sonu olmadığını ve koronavirüs karşısında tam bir zafer anlamına gelmeyebileceğini açıkladı.
Bütün bu ve benzeri bilimsel açıklamalar, şu ana kadar 240 binden fazla insanın ölümüne neden olan koronavirüs salgınıyla aylar değil, yıllarca yaşamak zorunda olduğumuzu gösteriyor.
Dolayısıyla salgın grafiği zikzaklar çizerek hayatımızı uzunca bir süre derinden etkilemeye devam edecek.
Grafik dip noktaya yaklaştıkça gevşetilecek kısıtlamalar, grafikte yaşanacak yükselmeler sonucunda geri gelecek.
11 Mart'ta ilk koronavirüs vakası ülkemizde tespit edildikten bu yana hayata geçirilen tedbirlerin ve alınan kısıtlama kararlarının ekonomik etkisini kestirmek kolay değil.
Binlerce işletme kepenk kapattı, milyonlarca insan gelirini ya tamamen ya da kısmen kaybetti.
Salgının bilim insanlarının açıklamalarına göre seyir izlemesi durumunda bu ekonomik bedeller aylarca ödenmeye devam edecek.
İşte burada ülkelerin ekonomik gücünün ne denli önemli olduğu ortaya çıkıyor. Vatandaşına ve işyerleri kapanan insanlara 2 yıl devam etse dahi salgın boyunca parasal destek verebilen devletler salgın sonrasını daha sağlam bir şekilde görebilecekler.
Türkiye olarak bu konuda iç açıcı bir durumda olmadığımızı herkes biliyor.
Bakmayınız, 50'ye yakın ülkeye bonkörce tıbbi yardım yaptığımıza, aslında ülkemizin ekonomik manzarası koronavirüs bulaşmış yoğun bakımdaki hastadan da beter durumda.
Nasıl ki bir şirketin gücü kasada bulunan nakit para miktarıyla ölçülebiliyorsa bir devletin ekonomik gücü de Merkez Bankasında bulunan rezervle ölçülebilir. Bu bağlamda 1 Mayıs itibarıyla Türkiye'nin Merkez Bankası'nda 25.2 milyar dolar net rezervi var.
Çok görünmesin gözünüze bu rakam, aslında Türkiye'nin züğürt kaldığını gösteriyor.
Zira, Apple şirketinin kasasındaki nakit para 192.8 milyar dolar.
Yani Türkiye'nin rezervinin tam 8 katı.
Microsoft'un 137.6 milyar dolar, Google'ın 117.2 milyar dolar, Facebook'un 60.3 milyar dolar kasalarında nakit olarak bekliyor.
Bu bağlamda 2022 yılına kadar devam etmesi muhtemel bir salgınla karşı karşıya olduğumuzu, kasamızdaki paranın ABD'li bir şirketin kasasındaki paranın 8'de 1'i kadar olduğunu, sağa sola yardım dağıtan hükümete hatırlatmak istedim.
Zira hükümet salgının pik yaptıktan sonra gerileyip, tamamen kontrol altına alınacağı üzerine, yani 'en iyi senaryoya göre' hesap yapıyor.
Peki ya en kötüsü gerçekleşirse…
- İktidardakiler sazan avına mı çıktı? / 14.03.2024
- Değişim istiyorsan önce sen değişmelisin! / 11.03.2024
- Hiçbir şey yapamıyorsanız ABD’nin istemediğini yapın / 20.09.2023
- Türkiye’ye göç etmek çok kolay! / 29.08.2023
- AKP beceremedi diye nas yok olmaz! / 26.08.2023
- Gerçek itibar ormanı yanmaktan korumaktır / 24.08.2023
- Aynı insanlarla değişim olmaz / 22.08.2023
- Oylar AKP’ye zoraki gitmiş! / 12.08.2023
- Ya o rüzgâr hiç esmezse… / 11.08.2023