Denktaşlar ve Kıbrıs
Sayın Rauf Denktaş ve oğlu Serdar Denktaş şu anda Kıbrıs'ın kaderlerini bir nevi ellerinde tutmaktadırlar. Onların ve Türkiye'nin davranışlarına göre Kıbrıs'ın istikbali yol alacaktır. Sayın Rauf Denktaş, Kıbrıs ve Türklük tarihine altın harflerle yazılacak bir geçmişe sahiptir. Hâlâ da Kıbrıs'ın sembolü sayılmaktadır. Sayın Rauf Denktaş'ın yol göstericiliği, bilgisi, müzakere kabiliyeti, ön sezileri, Rumları yakinen tanıması, insan psikolojilerini çok iyi okuması ve tecrübeleri ile, Kıbrıs'ı şu ana kadar adeta tek başına muhafaza etmiş görülmektedir. Çünkü bazı siyasilerimiz tarafından yapılan bir çok büyük hatalara rağmen, Kıbrıs üzerinde hâlâ haklarımız baki görülmektedir.
Serdar Denktaş ise genç bir siyasetçi olarak yetişmiş, bir Kıbrıs temsilcimiz olarak kendine yol açmak çabalarındadır.
Her baba gibi Rauf Denktaş da oğlunun yolunun açık olmasını arzu etmektedir. Ama her oğul da kendi yolunu kendi yürümek ve açmak ister. Kendi ayakları üzerinde durmak ister. Kendi kararlarını kendi vermek ister. Nitekim Kıbrıs'ta da bu durum görülmektedir. Ancak Baba Denktaş gerekli yerlerde yardımcı olmaya çalışmaktadır.
Mesela, Ankara'ya çağrılmalarında, istek Serdar Denktaş tarafından ortaya konulmuştur. Ankara'nın kararını öğrenmek için bu istek oluşmuştur. Çünkü yeni kurulacak olan Kıbrıs hükümetinde koalisyon ortağı olması istenmiştir. Ancak, sadece koalisyon ortaklarının çağrıldığını Rauf Denktaş duyduğunda: Geri kalan iki Parti liderinin de çağrılmasını, sayın T.C. Başbakanına önermiş olduğunu, bazı medya yazarları tarafından bildirilmektedirler. Böylece Kıbrıs'ın bütün söz sahibi parti liderleriyle görüşmek mümkün hale gelmiştir. Dördünün de çağrılması, düşüncelerinin öğrenilmesi, ayrıca kendilerinin "Onore" edilmesi de mümkün olmuştur. İşte burada sayın Rauf Denktaş'ın zeka ve tecrübesi önemli rol oynamıştır. Sonunda Kıbrıs'ta bir hükumet kurulmuştur. Yeni hükumet M.A. Talat'ın başkanlığında CTP - DP koalisyonu tarafından gerçekleştirilmiştir. Kabinede Talat bey başbakan ve 6 bakanı ile Serdar Denktaş 4 bakanı ile yer almaktadır.
AB ve Türkiye'nin umudu
Şu anda Türkiye bütün dikkatini AB'nin isteklerine adeta odaklanmış gibi görülmektedir. AB'nin bu paketlerdeki istekleri, TBMM'den süratle geçirilmiş ve o yasaların uygulanmalarına dikkatler odaklanmıştır. Ama bunun yanında Kıbrıs meselesinin AB'ye girmenin de adeta ön şartı olarak zikredilmesi, anlaşmalara aykırı sayılmaktadır. Şu anda Kıbrıs konusu çok acayip bir durumdadır. Kıbrıs AB'ye girmek için ön koşul olarak görülmektedir. Aslında öyle değil, ama bu konuşmalar herkesin içinde öyle bir şüphe uyandırmış bulunmaktadır!
Kıbrıs'ın hali onların istedikleri gibi olmazsa AB'ye girmek hayal olur-intibaı mevcuttur. Bu baskılar AB'ye bir nevi şartlı bağımlılık oluşturmaktadır. Bu durum ise AB'nin kıvrak oyunlarından zekice ifade edilmiş şeklini açığa vurmaktadır.
Irak'taki Kürtler ve ABD
Şu anda Irak'ta ve özellikle Kuzeyde büyük Kürt-ABD-İsrail oyunları oynanmaktadır. Talabani ve Barzani artık açıktan müstakil Kürt devletinden bahsetmektedirler. Onlar önlerindeki engelleri de bir bir kaldırmaya gayret etmektedirler. Hatta bu engelleri kaldırmak için herşeyi mübah görmektedirler. Araplara da, oradaki türkmenlere de ateş açarak öldürmektedirler. Sık sık çatışmalar ve her iki taraftan da kayıplar verilmektedir. Ama Kürt milliyetçilerin arkasında hem ABD, hem de gizli olarak İsrail bulunduğu için, Araplar ve Türkmenler bu çatışmalardan daha zararlı çıkmaktadırlar. Şu anlarda birçok yerde sıkı yönetim uygulanmaktadır. Araplara ve Türkmenlere, kimse dışardan pek yardım edememektedir. Türkiye neredeyse seyirci kalmak zorundadır.
ABD bazen Kürtlerin çok ileri gittiklerinde, onları hafifçe hizaya getirmek için bazı müdahalelerde bulunmaktadır. Ama daha sonraları aynı çatışmalar belki de daha şiddetli olarak tekrar edilmektedir.
Sayın Rauf Denktaş ve oğlu Serdar Denktaş şu anda Kıbrıs'ın kaderlerini bir nevi ellerinde tutmaktadırlar. Onların ve Türkiye'nin davranışlarına göre Kıbrıs'ın istikbali yol alacaktır. Sayın Rauf Denktaş, Kıbrıs ve Türklük tarihine altın harflerle yazılacak bir geçmişe sahiptir. Hâlâ da Kıbrıs'ın sembolü sayılmaktadır. Sayın Rauf Denktaş'ın yol göstericiliği, bilgisi, müzakere kabiliyeti, ön sezileri, Rumları yakinen tanıması, insan psikolojilerini çok iyi okuması ve tecrübeleri ile, Kıbrıs'ı şu ana kadar adeta tek başına muhafaza etmiş görülmektedir. Çünkü bazı siyasilerimiz tarafından yapılan bir çok büyük hatalara rağmen, Kıbrıs üzerinde hâlâ haklarımız baki görülmektedir.
Serdar Denktaş ise genç bir siyasetçi olarak yetişmiş, bir Kıbrıs temsilcimiz olarak kendine yol açmak çabalarındadır.
Her baba gibi Rauf Denktaş da oğlunun yolunun açık olmasını arzu etmektedir. Ama her oğul da kendi yolunu kendi yürümek ve açmak ister. Kendi ayakları üzerinde durmak ister. Kendi kararlarını kendi vermek ister. Nitekim Kıbrıs'ta da bu durum görülmektedir. Ancak Baba Denktaş gerekli yerlerde yardımcı olmaya çalışmaktadır.
Mesela, Ankara'ya çağrılmalarında, istek Serdar Denktaş tarafından ortaya konulmuştur. Ankara'nın kararını öğrenmek için bu istek oluşmuştur. Çünkü yeni kurulacak olan Kıbrıs hükümetinde koalisyon ortağı olması istenmiştir. Ancak, sadece koalisyon ortaklarının çağrıldığını Rauf Denktaş duyduğunda: Geri kalan iki Parti liderinin de çağrılmasını, sayın T.C. Başbakanına önermiş olduğunu, bazı medya yazarları tarafından bildirilmektedirler. Böylece Kıbrıs'ın bütün söz sahibi parti liderleriyle görüşmek mümkün hale gelmiştir. Dördünün de çağrılması, düşüncelerinin öğrenilmesi, ayrıca kendilerinin "Onore" edilmesi de mümkün olmuştur. İşte burada sayın Rauf Denktaş'ın zeka ve tecrübesi önemli rol oynamıştır. Sonunda Kıbrıs'ta bir hükumet kurulmuştur. Yeni hükumet M.A. Talat'ın başkanlığında CTP - DP koalisyonu tarafından gerçekleştirilmiştir. Kabinede Talat bey başbakan ve 6 bakanı ile Serdar Denktaş 4 bakanı ile yer almaktadır.
AB ve Türkiye'nin umudu
Şu anda Türkiye bütün dikkatini AB'nin isteklerine adeta odaklanmış gibi görülmektedir. AB'nin bu paketlerdeki istekleri, TBMM'den süratle geçirilmiş ve o yasaların uygulanmalarına dikkatler odaklanmıştır. Ama bunun yanında Kıbrıs meselesinin AB'ye girmenin de adeta ön şartı olarak zikredilmesi, anlaşmalara aykırı sayılmaktadır. Şu anda Kıbrıs konusu çok acayip bir durumdadır. Kıbrıs AB'ye girmek için ön koşul olarak görülmektedir. Aslında öyle değil, ama bu konuşmalar herkesin içinde öyle bir şüphe uyandırmış bulunmaktadır!
Kıbrıs'ın hali onların istedikleri gibi olmazsa AB'ye girmek hayal olur-intibaı mevcuttur. Bu baskılar AB'ye bir nevi şartlı bağımlılık oluşturmaktadır. Bu durum ise AB'nin kıvrak oyunlarından zekice ifade edilmiş şeklini açığa vurmaktadır.
Irak'taki Kürtler ve ABD
Şu anda Irak'ta ve özellikle Kuzeyde büyük Kürt-ABD-İsrail oyunları oynanmaktadır. Talabani ve Barzani artık açıktan müstakil Kürt devletinden bahsetmektedirler. Onlar önlerindeki engelleri de bir bir kaldırmaya gayret etmektedirler. Hatta bu engelleri kaldırmak için herşeyi mübah görmektedirler. Araplara da, oradaki türkmenlere de ateş açarak öldürmektedirler. Sık sık çatışmalar ve her iki taraftan da kayıplar verilmektedir. Ama Kürt milliyetçilerin arkasında hem ABD, hem de gizli olarak İsrail bulunduğu için, Araplar ve Türkmenler bu çatışmalardan daha zararlı çıkmaktadırlar. Şu anlarda birçok yerde sıkı yönetim uygulanmaktadır. Araplara ve Türkmenlere, kimse dışardan pek yardım edememektedir. Türkiye neredeyse seyirci kalmak zorundadır.
ABD bazen Kürtlerin çok ileri gittiklerinde, onları hafifçe hizaya getirmek için bazı müdahalelerde bulunmaktadır. Ama daha sonraları aynı çatışmalar belki de daha şiddetli olarak tekrar edilmektedir.
Prof. Dr. Cahit Babuna / diğer yazıları
- Batı kültüründe toplumsal çöküş -2- / 22.10.2006
- Batı kültüründe toplumsal çöküş / 21.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 20.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 19.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler / 18.10.2006
- Oruç tutmak, aç kalmak değildir / 15.10.2006
- Ramazan-ı Şerif temizlenme ayı / 14.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 09.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 08.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -3- / 07.10.2006
- Batı kültüründe toplumsal çöküş / 21.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 20.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 19.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler / 18.10.2006
- Oruç tutmak, aç kalmak değildir / 15.10.2006
- Ramazan-ı Şerif temizlenme ayı / 14.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 09.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 08.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -3- / 07.10.2006