25 yıl önce bugün Türk siyaset sahnesine bir parti daha katıldı: Bağımsız Türkiye Partisi.
Ama öyle sıradan bir parti değildi. Ezberleri bozuyor, başka başka şeyler söylüyordu.
Hele ebedi genel başkanı Prof. Dr. Haydar Baş'ın söylemleri, vurguları diğer siyasi liderlerin uykularını kaçırıyordu.
Milletin önüne çıkan Prof. Dr. Haydar Baş;
'1 yılda AB'yi, 2 yılda ABD'yi geçip Türkiye'yi kainat devleti yapacağız'.
'Avrupalıları işçi olarak getirip çalıştıracağım'
'Bunlar yardım edilmiş yoksullar topluluğu istiyor. Biz ise yoksulluğu yok ediyoruz. Var mısınız?'
Bu ülkede asgari ücret fakirlik sınırı (bugün 85 bin) üzerinde olacak. Vatandaşlık maaşı vereceğim. En hanımlarına, çocuklara maaş ve emeklilik hakkı vereceğim.
'Vallahi de vereceğim billahi de vereceğim' demişti.
Yemine inanmayan olursa diye gitti ve bütün seçim vaatlerini noterden onaylatıp taahhüt haline getirdi.
İnsanımız ne yaptı? Faizcileri Amerikancıları, AB'cileri, Vatikancıları baş tacı yaptı. Kim bedel ödedi, ödüyor? Millet.
BTP hala yeminine sadık
Prof. Dr. Haydar Baş bu yemin ve taahhütlerini nasıl gerçekleştireceğini artık dünyanın umut olarak sarıldığı kendisine ait Milli Ekonomi Modeli'de tek tek açıklamıştı.
İşin ilginci! Ülkemiz sorunları ortada. Cevap anahtarı Milli Ekonomi Modeli'nde. Kapitalizmin hizmetkârı partiler kopya çekmeye bile yeltenmeyip zillete devam ettiler.
BTP Lideri Hüseyin Baş, rahmetli babasından sonra babasının yeminini, taahhüdünü yerine getirmek için çareyi, çözümü tekrarlıyor.
Hasta belli, hastalık belli, ilacı ortada iken derman aramayana ne denir?
MEM yani reçetenin ana özelliklerini bir hatırlayalım
1- Milli Ekonomi Modeli tüketim eksenli tek analizdir.
2- Milli Ekonomi Modeli sürekli büyümeyi sağlar.
3- Adil gelir dağılımına Milli Ekonomi Modeli ile ulaşılır.
4- Milli Ekonomi Modeli, 'tam istihdamı' sağlayarak, işsizliği problem olmaktan çıkarır.
5- Milli Ekonomi Modeli, "Kaynaklar sınırsızdır ve yeterlidir, ihtiyaçlar sınırlıdır" ilkesini esas alır.
6- Milli Ekonomi Modeli tezinin merkezinde insan vardır ve MEM, insandan yola çıkmaktadır.
7- Milli Ekonomi Modeli, faizi devre dışı bırakır.
8- Milli Ekonomi Modeli'nde vergi, gelire göre alınır.
9- Milli Ekonomi Modeli "paranın, emeği, üretimi ve tüketimi tahrik eden unsur olduğunu" vazederek, paraya yeni tarifler getirmektedir.
10- Milli Ekonomi Modeli, devletlerin 'senyoraj' yani 'para basma hakkını' kullanmasını şart koşar.
11- Milli Ekonomi Modeli'ne göre merkez bankasının dolaşıma çıkardığı para olan emisyon, piyasanın talebine bağlı olarak üretilir.
12- Milli Ekonomi Modeli'nde devlet, sosyal devlet projeleri ile dar gelirliyi destekler. Bu sayede piyasada eksik olan talep devreye konulur.
13- Milli Ekonomi Modeli, devletlerin piyasalara hâkim olması gerektiğini ortaya koyar.
14- Milli Ekonomi Modeli, 'milli kur' politikalarını öne çıkartır.
15- Milli Ekonomi Modeli, dış ticarette milli paranın kullanılmasının gereksinim olduğunu ortaya koyar.
16- Milli Ekonomi Modeli; deflasyonu da, enflasyonu da önler.
17- Milli Ekonomi Modeli'nde devletin gelir kaynakları "vergiler, senyoraj ve yeraltı zenginlikleridir."
Bu model uygulandığında ne olur?
1) Gelir dağılımında denge,
2) Sürekli büyümenin yakalanması,
3) Tam istihdamın sürekli sağlanması.
Peki, bugünkü dünyanın sorunu nedir? Bu 3 başlık. Demek ki, kapitalizm ve sosyalizm bu başlıklara bırak çare olmayı bu sorunların kaynağı olmuştur.
İşte Milli Ekonomi Modeli'nin hedefi bu başlıkları hayata geçirmektir.
Nasıl mı?
Cevap modelin sahibi Prof. Dr. Haydar Baş'tan:
*Milli Ekonomi Modeli'nde devlet sadece alan el değil, aldığından daha fazlasını verebilme kudretinde olan iradedir.
*Kapitalist anlayışlar ise devleti, global sermayenin faizle sattığı parasını koruyan ve faiz gelirlerini karşılamak için halkından, vergi toplayan bir irade konumuna getirmiştir.
*Oysa Milli Ekonomi Modelimizde devlet, vatandaşının emeğini yine halkına hizmet olarak sunan iradedir.
*Serbest piyasa, kaynakların ve gelirlerin belli ellerde toplanmasından başka bir şey değildir. Piyasalar, serbestlik adı altında birkaç global sermaye grubunun kontrolüne terk edilmektedir.
Kapitalist anlayışın hedefi, belli bir azınlık grubun refahı olduğu için, serbest piyasa adı altında kaynakların ve elde edilen gelirlerin bu kesime aktarılmasını istemesi son derece normaldir.
Devlet, bu tekelleşmenin önünde engel olarak görüldüğü için, devletin güçlenmesi ve piyasaları kontrol etmesi istenmemektedir.
Paranın, faizle birlikte piyasalardan çekilerek stoklanması, paranın asıl vazifesini ifa etmesine engel olduğu gibi, parayı elinde tutanları piyasalara hâkim kılmaktadır.
Bu sebeple faiz, Milli Ekonomi Modeli'nde bir hastalık olarak tanımlanmıştır. Faiz, gelir dağılımdaki dengeyi bozduğu gibi üretim ile tüketimi de engeller.
Milli Ekonomi Modeli ise kaynakların ve paranın tekelleşmelerini engelleyerek, herkesin rahatlıkla ulaşacağı bir ortamın oluşmasını sağlamaktadır.
Paranın serbest dolaşımı, proje sahibi herkesin üretim yapabileceği bir zemini oluşturduğu gibi, bireylerin kabiliyetlerinin açığa çıkmasına da imkan tanımaktadır.
Paranın ve kaynakların tekelleşmesinin önlenmesi, üretim ile tüketimin önündeki engelleri kaldırmakta, maliyetleri de aşağıya çekmektedir.
Paranın, maliyetsiz ve herkesin sahip olacağı bir hale getirilmesi Milli Ekonomi Modeli'nin en önemli unsurlarındandır.
*Kapitalizm, ekonomik olayları bir kavga mantığında ele almaktadır. İşçi ile işveren, zenginle fakir, çalışan kesim ile emekli olan kesim (örnekleri çoğaltabiliriz) arasında gelirin (kârın) bölüşümünde bir kavga mantığı hâkimdir.
*Oysa Milli Ekonomi Modeli'nde toplumun hiçbir kesimi bir diğerine karşı rakip olarak algılanmamış, toplumu oluşturan bireylerin tamamına fayda sağlayacak yaklaşımların önü açılmıştır.
Özellikle işçi ücretlerini, asgari geçim düzeyinde konumlandıran kapitalist anlayışlar yerine, gerçek ücret tanımı getiren Milli Ekonomi Modeli, hem işverenin, hem de işçinin hakkını sahibine vermektedir.
*Milli Ekonomi Modeli, para ile GSYİH arasındaki bağıntının izahını yaparken; ekonomilerde, piyasalarda bulunması gereken parasal hacmi matematiksel olarak tarif ederek piyasalarda kurulacak dengenin rakamsal açılımını ortaya koymuştur.
Unutma! 25 yıl önceki söz hala geçerli.
Ama öyle sıradan bir parti değildi. Ezberleri bozuyor, başka başka şeyler söylüyordu.
Hele ebedi genel başkanı Prof. Dr. Haydar Baş'ın söylemleri, vurguları diğer siyasi liderlerin uykularını kaçırıyordu.
Milletin önüne çıkan Prof. Dr. Haydar Baş;
'1 yılda AB'yi, 2 yılda ABD'yi geçip Türkiye'yi kainat devleti yapacağız'.
'Avrupalıları işçi olarak getirip çalıştıracağım'
'Bunlar yardım edilmiş yoksullar topluluğu istiyor. Biz ise yoksulluğu yok ediyoruz. Var mısınız?'
Bu ülkede asgari ücret fakirlik sınırı (bugün 85 bin) üzerinde olacak. Vatandaşlık maaşı vereceğim. En hanımlarına, çocuklara maaş ve emeklilik hakkı vereceğim.
'Vallahi de vereceğim billahi de vereceğim' demişti.
Yemine inanmayan olursa diye gitti ve bütün seçim vaatlerini noterden onaylatıp taahhüt haline getirdi.
İnsanımız ne yaptı? Faizcileri Amerikancıları, AB'cileri, Vatikancıları baş tacı yaptı. Kim bedel ödedi, ödüyor? Millet.
BTP hala yeminine sadık
Prof. Dr. Haydar Baş bu yemin ve taahhütlerini nasıl gerçekleştireceğini artık dünyanın umut olarak sarıldığı kendisine ait Milli Ekonomi Modeli'de tek tek açıklamıştı.
İşin ilginci! Ülkemiz sorunları ortada. Cevap anahtarı Milli Ekonomi Modeli'nde. Kapitalizmin hizmetkârı partiler kopya çekmeye bile yeltenmeyip zillete devam ettiler.
BTP Lideri Hüseyin Baş, rahmetli babasından sonra babasının yeminini, taahhüdünü yerine getirmek için çareyi, çözümü tekrarlıyor.
Hasta belli, hastalık belli, ilacı ortada iken derman aramayana ne denir?
MEM yani reçetenin ana özelliklerini bir hatırlayalım
1- Milli Ekonomi Modeli tüketim eksenli tek analizdir.
2- Milli Ekonomi Modeli sürekli büyümeyi sağlar.
3- Adil gelir dağılımına Milli Ekonomi Modeli ile ulaşılır.
4- Milli Ekonomi Modeli, 'tam istihdamı' sağlayarak, işsizliği problem olmaktan çıkarır.
5- Milli Ekonomi Modeli, "Kaynaklar sınırsızdır ve yeterlidir, ihtiyaçlar sınırlıdır" ilkesini esas alır.
6- Milli Ekonomi Modeli tezinin merkezinde insan vardır ve MEM, insandan yola çıkmaktadır.
7- Milli Ekonomi Modeli, faizi devre dışı bırakır.
8- Milli Ekonomi Modeli'nde vergi, gelire göre alınır.
9- Milli Ekonomi Modeli "paranın, emeği, üretimi ve tüketimi tahrik eden unsur olduğunu" vazederek, paraya yeni tarifler getirmektedir.
10- Milli Ekonomi Modeli, devletlerin 'senyoraj' yani 'para basma hakkını' kullanmasını şart koşar.
11- Milli Ekonomi Modeli'ne göre merkez bankasının dolaşıma çıkardığı para olan emisyon, piyasanın talebine bağlı olarak üretilir.
12- Milli Ekonomi Modeli'nde devlet, sosyal devlet projeleri ile dar gelirliyi destekler. Bu sayede piyasada eksik olan talep devreye konulur.
13- Milli Ekonomi Modeli, devletlerin piyasalara hâkim olması gerektiğini ortaya koyar.
14- Milli Ekonomi Modeli, 'milli kur' politikalarını öne çıkartır.
15- Milli Ekonomi Modeli, dış ticarette milli paranın kullanılmasının gereksinim olduğunu ortaya koyar.
16- Milli Ekonomi Modeli; deflasyonu da, enflasyonu da önler.
17- Milli Ekonomi Modeli'nde devletin gelir kaynakları "vergiler, senyoraj ve yeraltı zenginlikleridir."
Bu model uygulandığında ne olur?
1) Gelir dağılımında denge,
2) Sürekli büyümenin yakalanması,
3) Tam istihdamın sürekli sağlanması.
Peki, bugünkü dünyanın sorunu nedir? Bu 3 başlık. Demek ki, kapitalizm ve sosyalizm bu başlıklara bırak çare olmayı bu sorunların kaynağı olmuştur.
İşte Milli Ekonomi Modeli'nin hedefi bu başlıkları hayata geçirmektir.
Nasıl mı?
Cevap modelin sahibi Prof. Dr. Haydar Baş'tan:
*Milli Ekonomi Modeli'nde devlet sadece alan el değil, aldığından daha fazlasını verebilme kudretinde olan iradedir.
*Kapitalist anlayışlar ise devleti, global sermayenin faizle sattığı parasını koruyan ve faiz gelirlerini karşılamak için halkından, vergi toplayan bir irade konumuna getirmiştir.
*Oysa Milli Ekonomi Modelimizde devlet, vatandaşının emeğini yine halkına hizmet olarak sunan iradedir.
*Serbest piyasa, kaynakların ve gelirlerin belli ellerde toplanmasından başka bir şey değildir. Piyasalar, serbestlik adı altında birkaç global sermaye grubunun kontrolüne terk edilmektedir.
Kapitalist anlayışın hedefi, belli bir azınlık grubun refahı olduğu için, serbest piyasa adı altında kaynakların ve elde edilen gelirlerin bu kesime aktarılmasını istemesi son derece normaldir.
Devlet, bu tekelleşmenin önünde engel olarak görüldüğü için, devletin güçlenmesi ve piyasaları kontrol etmesi istenmemektedir.
Paranın, faizle birlikte piyasalardan çekilerek stoklanması, paranın asıl vazifesini ifa etmesine engel olduğu gibi, parayı elinde tutanları piyasalara hâkim kılmaktadır.
Bu sebeple faiz, Milli Ekonomi Modeli'nde bir hastalık olarak tanımlanmıştır. Faiz, gelir dağılımdaki dengeyi bozduğu gibi üretim ile tüketimi de engeller.
Milli Ekonomi Modeli ise kaynakların ve paranın tekelleşmelerini engelleyerek, herkesin rahatlıkla ulaşacağı bir ortamın oluşmasını sağlamaktadır.
Paranın serbest dolaşımı, proje sahibi herkesin üretim yapabileceği bir zemini oluşturduğu gibi, bireylerin kabiliyetlerinin açığa çıkmasına da imkan tanımaktadır.
Paranın ve kaynakların tekelleşmesinin önlenmesi, üretim ile tüketimin önündeki engelleri kaldırmakta, maliyetleri de aşağıya çekmektedir.
Paranın, maliyetsiz ve herkesin sahip olacağı bir hale getirilmesi Milli Ekonomi Modeli'nin en önemli unsurlarındandır.
*Kapitalizm, ekonomik olayları bir kavga mantığında ele almaktadır. İşçi ile işveren, zenginle fakir, çalışan kesim ile emekli olan kesim (örnekleri çoğaltabiliriz) arasında gelirin (kârın) bölüşümünde bir kavga mantığı hâkimdir.
*Oysa Milli Ekonomi Modeli'nde toplumun hiçbir kesimi bir diğerine karşı rakip olarak algılanmamış, toplumu oluşturan bireylerin tamamına fayda sağlayacak yaklaşımların önü açılmıştır.
Özellikle işçi ücretlerini, asgari geçim düzeyinde konumlandıran kapitalist anlayışlar yerine, gerçek ücret tanımı getiren Milli Ekonomi Modeli, hem işverenin, hem de işçinin hakkını sahibine vermektedir.
*Milli Ekonomi Modeli, para ile GSYİH arasındaki bağıntının izahını yaparken; ekonomilerde, piyasalarda bulunması gereken parasal hacmi matematiksel olarak tarif ederek piyasalarda kurulacak dengenin rakamsal açılımını ortaya koymuştur.
Unutma! 25 yıl önceki söz hala geçerli.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Akın Aydın / diğer yazıları
- 25 yıl önce verilen ‘bağımsızlık ve insan gibi yaşama’ sözü hala geçerli / 25.09.2025
- Müslümanın canı mı Kudüs’ün çakıl taşı mı? / 23.09.2025
- Mevzu Boeing mi? / 22.09.2025
- Erdoğan kılıcı bıraktı ABD’ye gidiyor / 21.09.2025
- İsrail, ABD ve Bartholomeos / 20.09.2025
- Gözümüzün içine baka baka devlet kuruyorlar / 19.09.2025
- İslam dünyasının son iman testi Gazze’de / 18.09.2025
- Adalet yoksa yolsuzluk vardır / 17.09.2025
- Osmanlı’da vergiyi tabana yaymıştı / 15.09.2025
- Türklerle dost ol ama düşman olma / 14.09.2025
- Müslümanın canı mı Kudüs’ün çakıl taşı mı? / 23.09.2025
- Mevzu Boeing mi? / 22.09.2025
- Erdoğan kılıcı bıraktı ABD’ye gidiyor / 21.09.2025
- İsrail, ABD ve Bartholomeos / 20.09.2025
- Gözümüzün içine baka baka devlet kuruyorlar / 19.09.2025
- İslam dünyasının son iman testi Gazze’de / 18.09.2025
- Adalet yoksa yolsuzluk vardır / 17.09.2025
- Osmanlı’da vergiyi tabana yaymıştı / 15.09.2025
- Türklerle dost ol ama düşman olma / 14.09.2025