Varlığın gerçek anlamının unutturulduğu, maddeyi kutsayan, gücü kutsayan, Allah yokmuş gibi dizayn edilen sanal düzenin hâkim olduğu dijitalleşme insanlığı esir almış durumda.
Bir reaksiyonla karşılaşmayan bu dijital akla hâkim olan güçler de meydanı boş bulmuş olacaklar ki çok şımarık davranıyorlar.
Bu üst akıllılara, şımarıklara aklıselim olan üstün akıllıların meydanın boş olmadığını, dijitali insanlığın ruh ve mana kökünü besleyen bir mecra da olabileceğini göstermeleri gerekiyor.
Bu dijital kurgusal âlemin en büyük tehlikesi hiç şüphesiz hakikatten, haktan kopuşa sebebiyet vermesidir. Hakikate olan inanç ve aşkın olan hakikat maalesef oyun ve eğlence uğruna terk ediliyor.
Allah'ın iradesine kafa tutan dijital bir paralel evren tasavvuru insanlığı yaratılış gayesinden, Allah'tan uzaklaştırmaya hizmet ediyor.
Öyle bir tuzak var ki dijitalle, sosyal medya ile uğraşıp da bu tuzağa düşmeyen neredeyse yok gibi. Bu tuzağa bir isim koymak gerekirse 3H Kapanı diyebiliriz.
Açılımı; Haz, Hız, Hacim. Dijitalin insanlara haz vererek ve bu hazza hızlı, çabuk erişimle insanları kendisine bağladığını biliyoruz.
Hacim ise takipçi sayısını yani popülerlik ölçeği olan sayıyı ifade ediyor. Takipçi sayısını artırmak için insanların hayatları pahasına nasıl çılgınlıklar yaptığını görüyoruz.
Bu dijital kurgunun içine düşende irade mi kalır? Zaten iradesi elinden hazla, hızla, hacimle alınıyor. Girdiği bu dijital simülasyonda insan bu 3H Kapanı ile sosyal kimliği değişen, öz köküne yabancılaşan, iradesiz, bilinçsiz ve her söylenileni yapan, oynayan bilinçsiz bir köle olması kaçınılmazdır. Başka bir anlatımla kendisine oynayacağı oyunun dayatıldığı bir figüran veya piyon olur.
Tam da Allah (c.c)'in buyurduğu gibi; "Dünya hayatı oyun ve eğlenceden ibarettir." Bu ayet-i kerime insanın bu dünyada oyun ve eğlenceye ilgisini ne güzel vurguluyor. Günümüz insanının bu dünyada ama özelde dijital dünyada yaptığı da oyun ve eğlence değil mi?...
Yunus Emre'miz de bu fani dünyayı; "Nazar ettim şu dünyaya kurulmuş tuzağa benzer." diye bize ne güzel tanıtıyor, hatırlatıyor.
Yani dünyanın oyun olduğu, bir tuzak olduğu fikri her zaman ve her devirde yürürlükte. Bu çağda da akla hayale gelmeyecek tuzakların kurulduğu, insanları haktan, hakikatten, insanlıktan uzaklaştırılmaya çalışıldığı ve bu iş için bazı kafaların proje bazlı olarak yoğun bir şekilde çalıştığı bir gerçek.
Bir defa Müslümanın her şeyden önce dünyanın fitne olarak vasıflandırıldığını bilmek gibi bir zorunluluğu var.
Neden dünya fitne olarak görülüyor?
Çünkü bu dünyada bulunuş amacımız dünyanın büyüsüne kapılıp asıl gayemiz olan Allah'a kulluğumuzu unutmamak ve imtihan içinde olduğumuz gerçeğini hatırdan çıkarmamaktır.
Dünyanın kurulmuş bir tuzak olma sebebi sınavımız gereğidir. İnsanın haktan, hakikatten yana mı yoksa bunların tam karşısında mı olduğu belli olsun diyedir.
Dünyanın şatafatı, hazzı, hızı vs. insanoğlunun bu sınavı gereğidir.
İnsanın bu dünyaya geliş gayesi dünyanın büyüsüne, oyunlarına kapılıp gününü gün edip Allah'a kulluğunu unutup, oyun oynayıp eğlenmek değildir.
Dünyanın tuzaklarına düşmemek için tam bir gayret içinde olmalı ve uyanık kalmalıdır. Bunun en güzel yolu da Resul'ü Ekrem ve Ehl-i Beyt'i ile bir ve beraber olmaktır, onlarla buluşmaktır. Onların maneviyatının içinde kaybolmaktır, onların maneviyatı görünmez bir zırh gibi insanı korur.
İnsan Allah'ı unutmamalı. Unutturacak olan bütün tuzaklara, kapanlara karşı bir mücadele vermeli ve bunun sonucunda süfli olandan ulvi olana varlığını salimen taşımakla mükellef olduğunu bilmeli ve bunu hatırdan çıkarmamalı.
İnsanın bütün gayesi de bu olmalıdır. Dünyaya geliş amacımız dünyayı bir binek eyleyip hakka koşmaktır, hakla olmaktır, hakkı yaşayıp özgür olmaktır. Gerçek özgürlük hakka kulluktadır.
- Matematiğin, fiziğin formülü mü yoksa insanlığın formülü mü? / 19.02.2024
- İnsanlığa insanlık yolculuğu şart / 15.01.2024
- Güçlü aile güçlü millet demektir / 19.12.2023
- Cumhuriyet yüz yaşında, nice yüzyıllara / 01.11.2023
- Saygı beyaz çizgimiz olmalı / 15.10.2023
- Dinin mücadelesi dinsizlikle değil din ile olmuştur / 10.09.2023
- Mum kadar ışığı yok, Kendini Güneş sananlar / 06.09.2023
- Merhamet, hürmet, muhabbet / 28.08.2023
- Aslında çifte kıble olmaz / 25.08.2023