logo
25 NİSAN 2024

‘Beylik erkek evladı kul oldu Hanımlık kız evladı cariye’

26.12.2012 00:00:00
Türk devlet geleneği çok eskidir. Dünyanın en eski, köklü ve kurumsal yapısı sağlam devlet geleneği olan milletlerden biri Türk milletidir. Türk devleti Cumhuriyet’le başlamadı, Osmanlı ile başlamadı, Selçuklu ile başlamadı. Türk devleti, bunlardan çok eskilere dayalıdır. En eski Türk devletlerinden biri de Göktürk Devleti’dir. Göktürk Kağanlığı, 552-744 yılları arasında Çin’de ve Orta Asya topraklarında hüküm sürdü. Bu devlet, Türk adıyla kurulan ilk Türk devletidir.
Bu devletin iki önemli öncüsü Kül Tigin ve Bilge Kağan ile bunların tecrübeli veziri Tonyukuk adına Orgun Abideleri ya da Köktürk Kitâbeleri denilen bengü taşlar dikildi. Bu taşlarda bu Türk beylerinin devlet yönetme tecrübelerine, hatıralarına, Türk devlet felsefesine yer verildi. Kül Tigin Kitâbesi, 732 yılında, Bilge Kağan Kitâbesi 735 yılında yazılmışlardır. Tonyukuk kitâbesı, 731 yılında yazılıp dikildi.
Bu tarihsel bilgilerden çok, bizi ilgilendiren asıl konu, taş üzerine yazılan bu metinlerin hem edebî değeri, hem de Türk devlet felsefesini ve geleneğini çok açık ve net bir şekilde ortaya koymasıdır. Bu kitâbelerdeki devlet felsefesi, güncelliğini bugün de korumaktadır. Bugün Türk devletini yönetme mevkiinde olanların ve yönetmeye talip olanların bu metinleri mutlaka dikkatli bir şekilde okuması gerekir. Bunlar üzerinde düşünmesi ve oradaki uyarıları dikkate alması temel bir zorunluluktur. Zira bu metinler, özellikle Çin emperyalizmi karşısında Türk devletinin ne gibi durumlara düştüğünü ve bunlardan nasıl ders çıkarılması gerektiğini anlatır. Ayrıca gelecek Türk nesillerine ikazları içeren çok önemli hususlar vardır. Bu metinleri okurken, sanki Türk milletinin günümüzdeki temel sorunlarını çözümlüyormuş gibi bir duyguya kapılıyoruz.
Mesela bu kitâbelerden bir bölüm alalım. Bilge Kağan atamız şöyle diyor: “Beyleri, milleti ahenksiz olduğu için, Çin milleti hilekâr ve sahtekâr olduğu için, aldatıcı olduğu için, küçük kardeş ve büyük kardeşi birbirine düşürdüğü için, bey ve milleti karşılıklı çekiştirttiği için, Türk milleti il yaptığı ilini elden çıkarmış, kağan yaptığı kağanını kaybedivermiş. Çin milletine beylik erkek evlâdı kul oldu, hanımlık kız evlâdı cariye oldu. Türk beyleri Türk adını bıraktı. Çinli beyler Çin adını tutup, Çin kağanına itaat etmiş. Elli yıl, işi gücü vermiş. Doğuda gün doğusunda Bökli Kağan’a kadar ordu sevk edivermiş. Batıda Demir Kapı’ya kadar ordu sevk edivermiş. Çin kağanına ilini, töresini alıvermiş.”
735 yılında söylenen bu sözlerin 2012 yılında bugün nasıl tekerrür ederek devam ettiğini görmek insanı üzüyor. Metni günümüze dönük olarak yorumlayalım:
- O zamanki Çin’in bugün bizim için karşılığı Amerika ve Avrupa’dır. O zaman Göktürk Devleti üzerinde Çin emperyalizmi belâsı vardı. Bugün bizim üzerimizde de Amerika ve Avrupa emperyalizmi belâsı var. O zaman Çin milleti hilekâr, sahtekâr, aldatıcı idi. Küçük kardeş ve büyük kardeşi birbirine düşürüyordu. Türk beyi ile Türk milletini karşılıklı çekiştirttiriyordu. Bundan dolayı Türk milletinin devleti ve ülkesi yok oldu ve kağanı yani başkanı, hükümdarı elinden gitti.
Bugün de bir bütün olarak Batı emperyalizmi, bizimle olan münasebetlerinde sahtekârca davranıyor, aldatıyor. Türk millet birliğini teşkil eden kardeşleri, milletimizin değişik kesimlerini etnik, mezhepsel, ekonomik ve hayat tarzı farklılıklarına göre birbiriyle çatıştırmaya çalışıyor, bölüp parçalıyor. Bu durum sonucunda Türk milletinin bağımsız millî Türk devleti devlet olmaktan çıkacak, vatanı elinden alınmış olacak. Zaten kademe kademe uzun zamandan beri millî Türk devletinin bağımsız siyasi iradesi ortadan kalkmış durumdadır. Büyük ölçüde Amerika ve Avrupa’nın siyasi iradesi, millî Türk devletinin idaresinde yönlendirici ve belirleyici konuma geçmiş vaziyettedir. Yani Türk’ün devleti elinden alınıyor. Vatanımız da hem bizzat toprakları satılarak, hem değişik şekillerde siyasi, ekonomik ve kültürel anlamda işgale uğrayarak yavaş yavaş elimizden alınıyor. Ayrıca Batı emperyalizmine teslim olma, boyun eğme, tabi olma ve hatta taşeron olma sonucunda, tamamen Türk milletinin menfaatlerini koruma iradesini temsil eden Türk hakanı kavramı da Atatürk’ten sonra büyük aşınmalara uğramıştır.
- Bilge Kağan atamızın kitâbesinde yer alan önemli bir tespit de “Çin milletine beylik erkek evlâdı kul oldu, hanımlık kız evlâdı cariye oldu.” ifadesidir. Göktürk Devleti idarecileri millî kimliklerini, kendi bağımsız siyasi iradelerini, birliklerini, dirliklerini, bütünlüklerini kaybedip Çin emperyalizmine boyun eğdikten sonra, başı dik onurlu bir şekilde efendi ve bey olacak erkek evlâtları Çinlilerin kölesi oldu. Saygın bir hanım olacak kız evlâtları da cariye oldu.
Bu durum, maalesef bugün de karşımızda bir gerçeklik olarak duruyor. Hayata büyük umutlarla başlayan dinamik, enerjik, akıllı, zeki, çalışkan Türk oğulları, mesleklerini icra edecek bir zemin ve iş bulamamaktadırlar. Milletimizi idare edenler de bu evlâtlarımızın en saygın ve verimli bir şekilde istihdamını sağlayacak kapsamlı bir planlama yapmamaktadır. Bunun sonucunda her biri birer Türk beyi olacak kapasitedeki Türk oğulları Amerika’nın, Avrupa’nın ya da başka yabancı odakların, şirketlerin ya güvenlik görevlisi ya askeri ya işçisi olarak köleleştirilmiştir. Hatta hiçbir iş bulamayarak sefalete mahkûm edilmiştir.
Nitekim Türk gençlerinin Amerika’ya nasıl köle edildiğinin bir örneğini verelim. Amerika 2007 yılında bir kanun çıkardı. Buna göre ordusuna başka ülkelerden asker alıyor. Maalesef bazı Türk gençleri de Amerikan ordusunda bir Amerikalının referansı ile 6 aylık bir İngilizce eğitiminden sonra 9 yıl 11 aylık bir sözleşme ile maaşlı asker oluyor. 6 ayda sadece 15 gün tatil hakkı var. Bu tatili de sadece Dubai’de yapabiliyor. Amerikan ordusunda paralı, maaşlı köle olarak çalıştırılan bu Türk gençleri, Irak ve Afganistan gibi Müslüman ülkelerde Amerikalı iş adamlarının, petrol, diğer enerji ve doğal kaynak akbabalarının, tüccarlarının menfaatini korumak adına diğer Müslüman kardeşlerine karşı savaştırılıyor.
Bilge Kağan atamızın ta o zamanlarda tespit ettiği, bey olacak Türk gencinin gâvura kul köle olması, tam da budur ve bu durum, Türk milleti için tam bir zillettir, utanç verici bir hâldir.
Diğer taraftan hanım olacak kız evlâtlarımız da maalesef yine aynı şekilde benzer bir sürece sokularak kendi vatanımızda, kendi ellerimizle yabancılara teslim ettiğimiz iş yerlerinde, fabrikalarda, bankalarda, şurada burada âdeta cariye gibi çalıştırılmaktadır. Bunun yanında pek çok genç kızımız, Avrupa ülkelerine, Amerika’ya, şuraya buraya karın tokluğuna bebek bakıcısı olarak gitmekte, oralarda yabancıların cariyesi gibi çalışmak durumunda kalmaktadır. Bazen de başlarına nahoş haller gelmektedir. Ayrıca eğlence mekânlarında bazı kızlarımız maalesef gâvuru eğlendiren bir cariye konumuna itilmektedir. Buna bir örnek verelim:  
1968 yılında Amerika'nın ünlü 6. Filo'sunun İstanbul'u ziyaret etme kararı alınınca “Türkiyeli hükûmet!...”, karşılama hazırlıklarına başlamış, bu bağlamda genelevini de hazırlamış ve buraya güzel kadınları getirmiş. Böylece Türk kızları Amerikan askerlerine peşkeş çekilmek istenmiş. Nihayet 15 Temmuz 1968 tarihinde 6. Filo’ya bağlı bir uçak gemisi, beş destroyer Dolmabahçe’ye demirlemiş.
Eğlence mekânlarında, Amerikan askerlerine dansöz oynatılmış ve âlem yaptırılmış. Nitekim o günleri yaşayan bir Amerikan askeri, ABD askerlerinin kaldığı Otelde deniz piyadelerine sunulan Türk dansözün görüntülerini çekmiş ve şöyle demiş: "Türk hükûmeti bize müthiş bir misafirperverlik gösterdi. Karşılama olarak hükûmet, otele dansözler getirdi. Lokum gibi Türk dansözlerde hepimizin gözü kaldı. Bizlere ilişkiye girebileceğimiz bile söylendi."
- Yine bugün için de geçerliliğini koruyan önemli bir tespit de Türk beylerinin Türk adını bırakması, ama öte yandan Çinli beylerin Çin adını koruması, Çin kağanına itaat etmesidir. Bu durum, Çinlilerin ilerlemesi, yükselmesi; ama Türklerin de gerilemesi sonucunu doğurmuştur.
Günümüzde de Türk devletini yönetme mevkiinde olanların çok gerekli imiş gibi Türk adını anayasamızdan, bütün resmî ve özel kurumlarımızdan silmeye çalışmaları, ilginç bir benzerlik oluşturuyor. Demek ki o zaman Çin emperyalizmi bazı Türk beylerini elde etmiş, onları kandırıp aldatmış, âdeta mankurtlaştırarak kendi kimliğine, milliyetine yabancılaştırmış, kendi milletinin, milliyetinin adı olan Türk adını unutturup sildirmişti. Bugün de Amerika ve Avrupa emperyalizminin mankurtlaştırma projesine maruz kalmış bazı Türk beyleri, kendi kimliklerinden, adlarından, milliyetlerinden utanır hâle sokulmuş ve bunlara Türk adını anayasamızdan silme görevi verilmiş. Türk milleti için en büyük utanç vesilelerinden biri de budur. Türk’e Türk adı yani milliyeti unutturuluyor, ama öte taraftan aynen Çinlilerin Çin kimliğine sadık kalması gibi, Amerika’da Amerikan milliyetçiliği yüzde doksan beşe çıkıyor, Avrupa ise tamamen milliyetçi hatta ırkçı bir kimliğe bürünüyor.
Başka milletler ve devletler, kendi millî adlarına ve kimliklerine sahip çıkarak, milletlerini ve devletlerini kalkındırma heyecanı içinde çalışırken, Türk’e Türklüğü unutturularak millet olmaktan çıkarılıyor. Dolayısıyla millî şuuru yok edilmiş Türk, millet olmaktan çıkıp, sadece kendi menfaatini düşünen bencil bir bireye dönüştürülüyor ve tabii bu durum, Türk millet ve devletinin gerilemesine sebep oluyor.
Netice-i kelâm, tarihimizin engin tecrübelerinden ders alıp millî ve dinî değerlerimize bağlı kalarak istiklâlci Müslüman Türk kimliğimizi iyice sağlamlaştırıp tahkim ederek tarihsel yürüyüşümüzü sürdüreceğiz. Yoksa yok.

(Not: Kanal 99’da devam eden “Türkçe Bakış “programımız bundan böyle her salı saat 21.00’de canlı yayında, Cumartesi günleri de saat 14.00’te tekrarı olacaktır).
 
Prof. Dr. Nurullah Çetin / diğer yazıları
Şehirde göz gözü görmüyor
Çöl tozu İzmir'i teslim aldı
57. Alay Vefa Yürüyüşü düzenlendi
Her şey 109 yıl önceki gibi
31 Mart sonrası anketi
CHP yine birinci parti mi?
14 yaşındaki katil zanlısı tutuklandı
4 yaşındaki Sultan vahşice öldürüldü
Kınalı kuzular dedelerinin yolunda yürüdü
"Dedeciğim ben geldim"
Atatürk'ün Anzak annelerine yazdığı mektup okundu
Anzak Koyu'nda Şafak Ayini
Polisin alkollü sürücü ile imtihanı
44. seferde üflemeyi başardı
' Saray'la müzakere edilmez, mücadele edilir'
Zamanlaması manidar uyarı
Kameranın âlâsı üretildi
Ambargolar ASELSAN'ı kamçıladı
Vergi böyle toplanmaz
Eski Bakan Çelebi'den sert eleştiriler
'Tüm Almanya seçimdeki büyük başarınızı biliyor'
Steinmeier, Yavaş'a böyle dedi
Trabzonspor'un eski başkanı vefat etti
Evinde ölü bulundu
Bakan'ın sözlerine tepki gösterdi
'Tam bir Düyûn-ı Umûmiye sistemi'
İlk 3 ayda harcamaları yüzde 120 arttı
CHP: Tasarruf Saray'dan başlasın
Pentagon'dan Irak'a: Bölgedeki ABD güçlerini koru
Hem işgalci, hem koruma istiyor!
Şehirde göz gözü görmüyor
Çöl tozu İzmir'i teslim aldı
57. Alay Vefa Yürüyüşü düzenlendi
Her şey 109 yıl önceki gibi
31 Mart sonrası anketi
CHP yine birinci parti mi?
14 yaşındaki katil zanlısı tutuklandı
4 yaşındaki Sultan vahşice öldürüldü
Kınalı kuzular dedelerinin yolunda yürüdü
"Dedeciğim ben geldim"
Atatürk'ün Anzak annelerine yazdığı mektup okundu
Anzak Koyu'nda Şafak Ayini
Polisin alkollü sürücü ile imtihanı
44. seferde üflemeyi başardı
' Saray'la müzakere edilmez, mücadele edilir'
Zamanlaması manidar uyarı
Kameranın âlâsı üretildi
Ambargolar ASELSAN'ı kamçıladı
Vergi böyle toplanmaz
Eski Bakan Çelebi'den sert eleştiriler
'Tüm Almanya seçimdeki büyük başarınızı biliyor'
Steinmeier, Yavaş'a böyle dedi
Trabzonspor'un eski başkanı vefat etti
Evinde ölü bulundu
Bakan'ın sözlerine tepki gösterdi
'Tam bir Düyûn-ı Umûmiye sistemi'
İlk 3 ayda harcamaları yüzde 120 arttı
CHP: Tasarruf Saray'dan başlasın
Pentagon'dan Irak'a: Bölgedeki ABD güçlerini koru
Hem işgalci, hem koruma istiyor!
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.