AB güç kaybediyor
AB Komisyonu Başkanı Juncker'in Avrupa'nın küresel sahnede güç kaybettiğine ilişkin açıklamalarının ardından dikkatler, Birliğin yakın dönemdeki başarısızlıklarına odaklandı
02.05.2018 00:00:00
Avrupa Birliği (AB) Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker'in Avrupa'nın küresel sahnede güç kaybettiğine ilişkin açıklamaları, kıta genelinde yankılanmaya devam ediyor. Juncker'in bir Hollanda gazetesine verdiği bir röportajda "Avrupa küresel sahnede güç kaybediyor. Dünyanın patronu olduğumuzu düşünüyoruz ama aslında kainatın küçük ve zayıf bir parçası olduğumuzu unutuyoruz." ifadelerini içeren açıklaması kıta genelinde yankı uyandırdı.
AB'nin başarısız olduğu alanları birlik içi dinamikler ile uluslararası sahnede kaydedilen başarısızlıklar olarak ikiye ayırmak mümkün. Birlik içinde bir yandan en güçlü üyelerinden biri olan İngiltere'yle yollarını ayırmak izin zorlu müzakereler yürüten AB, diğer yandan da "doğu ile batıdaki" üyeleri arasında ayrışmanın derinleşmesiyle uğraşıyor. Uluslararası alanda da AB'nin 'başarı hikayesi' olarak nitelendirdiği İran nükleer anlaşmasına ilişkin ciddi görüş ayrılıkları bulunduğu, birliğin Suriye ve Filistin için girişimlerinin uygulamaya geçmediği görülüyor.
Kurulduğundan bu yana dayanışma ve entegrasyon politikalarıyla övünen AB'nin yakın dönemde karşılaştığı en büyük başarısızlıklardan biri İngiltere'nin birlikten ayrılma kararıyla ortaya çıktı. İlk defa üye kaybeden AB, büyük bir itibar kaybı yaşamasının yanı sıra, diğer üye ülkelerin benzer ayrılma isteklerine kapılmaması için yoğun çaba sarf etmeye başladı. Bazı üye ülkelerde aşırı sağcı ve popülist partilerin güç kazanmasıyla AB karşıtı sesler de yükselmeye başladı.
Doğu-Batı ayrımı derinleşiyor
Sığınmacı krizi nedeniyle birliğin doğu ve batıdaki üyeleri arasındaki ayrım derinleşiyor. Zorunlu kota sistemi uyarınca taahhütlerini yerine getirmeyen ve sığınmacı kabul etmeyen Vişegrad Grubu olarak da tanınan Macaristan, Polonya, Çekya ve Slovakya ile AB yetkilileri arasındaki gerginlik başka alanlarda da ortaya çıkıyor.
Sığınmacı krizi
2015 yılında patlak veren sığınmacı kriziyle ciddi tehdit altına giren AB'nin temel başarısı Türkiye'yle vardığı 18 Mart mutabakatı olarak ön plana çıkıyor. AB'nin mutabakat sayesinde yasadışı sığınmacı akınının kontrol altına alınmasıyla büyük bir krizden kurtulduğu görülüyor. Ancak genel anlamda mülteci sorunu, zorunlu kota sistemiyle 160 bin sığınmacıyı dahi yerleştiremeyen AB ülkelerinin en büyük başarısızlıklarından biri olarak gösteriliyor. DIŞ HABERLER
AB'nin başarısız olduğu alanları birlik içi dinamikler ile uluslararası sahnede kaydedilen başarısızlıklar olarak ikiye ayırmak mümkün. Birlik içinde bir yandan en güçlü üyelerinden biri olan İngiltere'yle yollarını ayırmak izin zorlu müzakereler yürüten AB, diğer yandan da "doğu ile batıdaki" üyeleri arasında ayrışmanın derinleşmesiyle uğraşıyor. Uluslararası alanda da AB'nin 'başarı hikayesi' olarak nitelendirdiği İran nükleer anlaşmasına ilişkin ciddi görüş ayrılıkları bulunduğu, birliğin Suriye ve Filistin için girişimlerinin uygulamaya geçmediği görülüyor.
Kurulduğundan bu yana dayanışma ve entegrasyon politikalarıyla övünen AB'nin yakın dönemde karşılaştığı en büyük başarısızlıklardan biri İngiltere'nin birlikten ayrılma kararıyla ortaya çıktı. İlk defa üye kaybeden AB, büyük bir itibar kaybı yaşamasının yanı sıra, diğer üye ülkelerin benzer ayrılma isteklerine kapılmaması için yoğun çaba sarf etmeye başladı. Bazı üye ülkelerde aşırı sağcı ve popülist partilerin güç kazanmasıyla AB karşıtı sesler de yükselmeye başladı.
Doğu-Batı ayrımı derinleşiyor
Sığınmacı krizi nedeniyle birliğin doğu ve batıdaki üyeleri arasındaki ayrım derinleşiyor. Zorunlu kota sistemi uyarınca taahhütlerini yerine getirmeyen ve sığınmacı kabul etmeyen Vişegrad Grubu olarak da tanınan Macaristan, Polonya, Çekya ve Slovakya ile AB yetkilileri arasındaki gerginlik başka alanlarda da ortaya çıkıyor.
Sığınmacı krizi
2015 yılında patlak veren sığınmacı kriziyle ciddi tehdit altına giren AB'nin temel başarısı Türkiye'yle vardığı 18 Mart mutabakatı olarak ön plana çıkıyor. AB'nin mutabakat sayesinde yasadışı sığınmacı akınının kontrol altına alınmasıyla büyük bir krizden kurtulduğu görülüyor. Ancak genel anlamda mülteci sorunu, zorunlu kota sistemiyle 160 bin sığınmacıyı dahi yerleştiremeyen AB ülkelerinin en büyük başarısızlıklarından biri olarak gösteriliyor. DIŞ HABERLER
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.