Türkiye'nin istikbali kendi ellerinde olmalı
Türkiye kendi gücüne, kendi halkına ve kendi yeraltı ve yerüstü varlıklarına - zenginliklerine dönmeden AB'nin ancak köleliğine mi soyunmak istemektedir? Bizim ve atamızın çağdaş medeniyete gitme yolu bu mu olacaktır? Biz onların seviyesinden üstün hale gelmeden ve eşit haklara sahip olmadan, böyle bir maceralara atılmamamız gerekir. Aksi takdirde kendi vatanımız, egemenliğimiz, inançlarımız, milliyetçiliğimiz, ülke bütünlüğümüz ve kendimizin özü olan Türklüğümüz elimizden hiç anlamadan kayar gider ve birkaç nesil sonra bizi yapmaya çalıştıkları ve çaba gösterdikleri şekle kolayca girmiş oluruz. Benliğinizi kaybetmiş, kişiliksiz ve ne olduğu bilinmeyen, ortalarda savrulup giden varlıklar haline gelebiliriz! Kısacası ne Türklüğümüzden, ne dinimizden, ne de varlığımızdan eser kalmaz... Ve adeta bugünkü Macarların olduğu gibi köklerimizden tamamen kopmuş oluruz.
Avrupa'nın genişleme coşkusu
1 - Romano Prodi (AB Komisyon Başkanı): AB'nin genişlemesi bitmemiştir, dedi.
2 - Almanya başbakanı Gerhard Schröder: Avrupa'nın bölünmüşlüğünün tümüyle kalkmasını istiyorum, dedi.
3 - AB genişlemesinden sorumlu Günther Verheugen: "Bugün o kadar ülke sınırından geçtim ki, sayısını bilmiyorum ancak yine de hepimizin ortak evi Avrupa'dır" dedi.
4 - Vaclav Klausus (Çek Cumhurbaşkanı): "AB'ye rağmen ulusal kimliğimizi yitirmeyelim!" dedi.
5 - Bu arada Rus azınlıklar durumu protesto ettiler!
6 - Belçika'da RTL televizyonunda Kıbrıs sorununu anlatırken, KKTC'yi de göstermek zorunda kaldı.
7 - R.T. Erdoğan-Abdullah Gül: "Rumları tanımamak anlamsız. Bütün dünya onları tanıyor. Yapabileceğimiz bir şey yok. Tanımamak, ileride AB girişimize ters etki yapabilir. Onları BM - ABD ve AB'nin tüm ülkeleri tanıyor" dedi.
8 - Yunan basınından: Papadopulos birleşme konuşmasında tüm Kıbrıs'ın olmamasından söz ederken üzüntüsünü ilan etti. Muhalefet buna: Timsahın gözyaşları dedi! EOKA'nın gözyaşları dedi.
Not : Aslında tüm Kıbrıs'ı alamadıkları için üzüntülüdürler.
9 - AB Komisyonun Dış ilişkilerden sorumlu üyesi Chris Patten: Türkiye, AB ve İslam dünyasının "kesişme noktasında" dedi. Ve ayrıca Bir ünlü TV haberlerinde de şunları eklemiş oldu: "Atatürk Türkiye'de derin devletin kurulmasını temin etmiş bulunmaktadır. Bu durum ise şu anda AB'nin idari sistemiyle adeta çelişkiler içinde olmaktadır. Ayrıca etnik ve azınlıklar konusunda da bazı sorunlar izlenmektedir. Bunlar düzeltilmeden AB'ye girmeniz zorlaşabilir" dedi.
Not: Bütün bu olaylardan açıkça şu durumlar görülmektedir: AB'de Türkiye'ye karşı devamlı olarak özümüze, köklerimize, kimliğimize, varlıklarımıza, yaşam biçimi ve şartlarımıza ve inancımıza dönük fedakarlıklar istemektedir. Kısacası AB Türklüğümüzden yeni yeni tavizler koparmak istemektedir. Böylece bizim benliğimizden her gün bir kısmımızı yontmak istemektedir.
AB , bize karşı, belki de şu gizli mesajı vermek arzu etmektedir: Biz AB'de, "Hıristiyan dünyası birliğini" oluşturduk. Ona bağlı bir birlik beraberlik kurduk. Aramıza girmek istiyorsanız, siz de ona göre kendinizi hazırmış olun. Aksi takdirde aramıza girmeniz pek mümkün olmayabilir!
Türkiye kendi gücüne, kendi halkına ve kendi yeraltı ve yerüstü varlıklarına - zenginliklerine dönmeden AB'nin ancak köleliğine mi soyunmak istemektedir? Bizim ve atamızın çağdaş medeniyete gitme yolu bu mu olacaktır? Biz onların seviyesinden üstün hale gelmeden ve eşit haklara sahip olmadan, böyle bir maceralara atılmamamız gerekir. Aksi takdirde kendi vatanımız, egemenliğimiz, inançlarımız, milliyetçiliğimiz, ülke bütünlüğümüz ve kendimizin özü olan Türklüğümüz elimizden hiç anlamadan kayar gider ve birkaç nesil sonra bizi yapmaya çalıştıkları ve çaba gösterdikleri şekle kolayca girmiş oluruz. Benliğinizi kaybetmiş, kişiliksiz ve ne olduğu bilinmeyen, ortalarda savrulup giden varlıklar haline gelebiliriz! Kısacası ne Türklüğümüzden, ne dinimizden, ne de varlığımızdan eser kalmaz... Ve adeta bugünkü Macarların olduğu gibi köklerimizden tamamen kopmuş oluruz.
Avrupa'nın genişleme coşkusu
1 - Romano Prodi (AB Komisyon Başkanı): AB'nin genişlemesi bitmemiştir, dedi.
2 - Almanya başbakanı Gerhard Schröder: Avrupa'nın bölünmüşlüğünün tümüyle kalkmasını istiyorum, dedi.
3 - AB genişlemesinden sorumlu Günther Verheugen: "Bugün o kadar ülke sınırından geçtim ki, sayısını bilmiyorum ancak yine de hepimizin ortak evi Avrupa'dır" dedi.
4 - Vaclav Klausus (Çek Cumhurbaşkanı): "AB'ye rağmen ulusal kimliğimizi yitirmeyelim!" dedi.
5 - Bu arada Rus azınlıklar durumu protesto ettiler!
6 - Belçika'da RTL televizyonunda Kıbrıs sorununu anlatırken, KKTC'yi de göstermek zorunda kaldı.
7 - R.T. Erdoğan-Abdullah Gül: "Rumları tanımamak anlamsız. Bütün dünya onları tanıyor. Yapabileceğimiz bir şey yok. Tanımamak, ileride AB girişimize ters etki yapabilir. Onları BM - ABD ve AB'nin tüm ülkeleri tanıyor" dedi.
8 - Yunan basınından: Papadopulos birleşme konuşmasında tüm Kıbrıs'ın olmamasından söz ederken üzüntüsünü ilan etti. Muhalefet buna: Timsahın gözyaşları dedi! EOKA'nın gözyaşları dedi.
Not : Aslında tüm Kıbrıs'ı alamadıkları için üzüntülüdürler.
9 - AB Komisyonun Dış ilişkilerden sorumlu üyesi Chris Patten: Türkiye, AB ve İslam dünyasının "kesişme noktasında" dedi. Ve ayrıca Bir ünlü TV haberlerinde de şunları eklemiş oldu: "Atatürk Türkiye'de derin devletin kurulmasını temin etmiş bulunmaktadır. Bu durum ise şu anda AB'nin idari sistemiyle adeta çelişkiler içinde olmaktadır. Ayrıca etnik ve azınlıklar konusunda da bazı sorunlar izlenmektedir. Bunlar düzeltilmeden AB'ye girmeniz zorlaşabilir" dedi.
Not: Bütün bu olaylardan açıkça şu durumlar görülmektedir: AB'de Türkiye'ye karşı devamlı olarak özümüze, köklerimize, kimliğimize, varlıklarımıza, yaşam biçimi ve şartlarımıza ve inancımıza dönük fedakarlıklar istemektedir. Kısacası AB Türklüğümüzden yeni yeni tavizler koparmak istemektedir. Böylece bizim benliğimizden her gün bir kısmımızı yontmak istemektedir.
AB , bize karşı, belki de şu gizli mesajı vermek arzu etmektedir: Biz AB'de, "Hıristiyan dünyası birliğini" oluşturduk. Ona bağlı bir birlik beraberlik kurduk. Aramıza girmek istiyorsanız, siz de ona göre kendinizi hazırmış olun. Aksi takdirde aramıza girmeniz pek mümkün olmayabilir!
Prof. Dr. Cahit Babuna / diğer yazıları
- Batı kültüründe toplumsal çöküş -2- / 22.10.2006
- Batı kültüründe toplumsal çöküş / 21.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 20.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 19.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler / 18.10.2006
- Oruç tutmak, aç kalmak değildir / 15.10.2006
- Ramazan-ı Şerif temizlenme ayı / 14.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 09.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 08.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -3- / 07.10.2006
- Batı kültüründe toplumsal çöküş / 21.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 20.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 19.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler / 18.10.2006
- Oruç tutmak, aç kalmak değildir / 15.10.2006
- Ramazan-ı Şerif temizlenme ayı / 14.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 09.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 08.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -3- / 07.10.2006