Abbas'ın gelişi iktidarın tavrını netleştirmiştir

Davos'ta patlak veren tartışmada Perez'e karşı tavır koyar gibi yapıp daha sonra tavrım moderatöreydi diyen zihniyet suni bir girişimle Türk halkını sokaklara dökmüştür. Burada, halkımız tavrın Perez'e olduğunu, Erdoğan'ı Gazze'deki masum halkın yanında zannederek sokaklara dökülmüştür. Bir sevinçle sokaklara dökülen halk artık tamam bu iş bitti. Bundan sonra İsrail masum insanları katledemeyecek düşüncesiyle coşmuştur. Çünkü; Türkiye'nin koyacağı bir tavır bu bölgede kuş uçmasına dahi müsaade etmeyecek kadar etkilidir. Daha sonra ki gelişmelerde iktidar sanki günah çıkarcasına açıklamalar yapmıştır. Açıklamalarında Filistin'in yanında olan iktidar, faalde ise İsrail'in tarafında olduğunu gözle önüne sermiştir. Abbas'ın son Ankara ziyareti ile de bu perçinlenmiştir. Abbas'ı Ankara'da kabul etmek İsrail'e yanındayım mesajıdır. Eğer Hamas kabul edilseydi, Gazze ve Filistin halkına yanınızdayız mesajı verilmiş olacaktı. Perezin şu sözleri konuya daha açıklık getirdiğini düşünüyorum. Perez, Erdoğan'a "Siz bu bombaların Gazze'de patlamasının ayrıntıları konusunda bilgidar değilsiniz. Abbas bu konun ayrıntısını sizden iyi biliyor. O'na sorun" demesi Abbasla-İsrail arasındaki ilişkiyi gözler önüne sermektedir. Ayrıca; Filistinliler katledilirken elini oynatmayan Abbas, net bir şekilde tavrını ortaya koymuştur. Abbas'ın ortaya koyduğu tavır ben İsrail'in uydu devletiyim mesajını vermiştir.  Hükümet sözcüsü Cemil Çiçek: "İsrail ile ilişkilerimizi korumak istiyoruz" açıklamasıyla İsrail'le olan ilişkilerin derinliğini ortaya koymuştur. Abbas'ın ve Hamas'ın tavrını son gelişmelerdeki 22 günde herkes görmüştür.  İsrail demokratik yollarla iktidara gelen Hamas'ı öne sürerek Filistin halkını katlederken Abbas setretmiştir. Filistin halkını suçlarcasına tavırlar sergilemiştir. Filistinde1500 masum insan ölmüş, 5000 masum insan yaralanmış ve Gazze yerle bir edilmiştir. İsrail bu katliamda fosfor bombalarını kullandığını da itiraf etmiştir. Eğer iktidar İsrail konusunda yaptığı açıklamalar ve ortaya koyduğu tavırda samimi olsaydı, Ankara'da Abbas'la değil de Hamas'ın lideri ile görüşürdü. Ayrıca; alınan cesaret madalyasının geri verilirdi. Konya hava sahamız İsrail uçaklarına kapatılırdı. Yapılan 20 anlaşma iptal edilirdi. İsrail büyükelçisi gönderilirdi. Büyükelçimiz geriye çağrıldı. Son silah anlaşmaları iptal edilirdi. Bunlar yapılsaydı Davos'un Şov değil de, gerçek olduğu anlaşılırdı.İktidarın Türk halkından özür dilemesi gerekirTavrı Perez'e ve İsrail'e olmayan iktidar, Maderatörün arkasına sığınarak Türk halkını aldatılmıştır. Gece 02.00'lerde sokaklara dökmüştür. Türk halkının duyguları ile oynamıştır. Daha sonra İsrail'den özür dilercesine sözler sarf etmeye başlamıştır. İktidar bir an önce şov malzemesi yaptığı halkımızdan özür dilemesi gerekmektedir. Erdoğan; İsrail'in Filistin katliamından birkaç gün önce yaptığı Olmert görüşmesinin ayrıntısını ilk açıklamasında şöyle özetliyordu. "Olmert ile sadece Suriye - İsrail barış görüşmeleri konuştuk" demişti.Davos olayından sonra ise Olmertle olan aynı görüşmenin ayrıntısını şöyle özetliyordu. "Olmert'e dedim ki: Eğer İsrailli askerin serbest bırakılması için bizim arabuluculuk yapmamızı istiyorsanız bunu yapabiliriz. Askerin bırakılmasını sağlayabileceğimize inanıyoruz. Ancak diğer tarafta asker serbest kalınca İsrail de cezaevindeki Hamas'ın parlamento başkanı ve parlamento üyelerini serbest bırakmalıdır" dediğini belirtiyordu. Sayın başbakan bu açıklamanın hangisi doğru!?... Bir başbakan tarafından, milleti temsil eden bir kişi tarafından yapılan bu çelişkili açıklamalarda insanın aklını karıştıran konulardan birisidir. Şovmenden olsa olsa çizgi kahraman olur?Şovunu yapan iktidarın İsrail'le olan geçmişine bakmanızı ve Şovun içi dolmazsa iktidara prim vermemenizi tavsiye ediyorum. Şayet bu şovun içini doldurabilirlerse yukarıda yazdığım maddeleri yerine getirebilirlerse o zaman Erdoğan Kahraman diye başlık atıp yazı yazacağım. Şimdi yapılan sadece şovdan ibarettir. İçi dolarsa gerçek kahraman olur. Hep beraber bekleyip göreceğiz. Yalnız ben iktidar gibi maderatörün arkasına sığınmayacağım. İktidar tavrının içini doldursun, bende dediğimi yapacağım. Şovmenden çizgi kahraman olur. Ciddiye alınmaz. Yazılıp çizilir. Çocuklar okur dinler gülüp geçer.  Halkımızın şovlara değil de gerçeklerle hareket eden, ayağı yere basan zihniyetlere prim vermesini arzuluyorum. Daha iktidar olmadan bütün Dünyaya kedisini konuşturan,42 ülkede modeli uygulanan, Dünya insanlığının ekonomik sıkıntılarını çözecek, insanımızın hayat standartlarını arttıracak, "Milli Ekonomi Modeli"nin mimarı Prof. Dr. Haydar Baş'ın gerçek kahraman olduğunun altını çizerim. Halkımızın gerçek kahramanla, çizgi kahramanı ayırt etmesini öneriyorum.