ABD işgali mi var, büyük savaş hazırlığı mı?

AKP hükümeti ve R. T. Erdoğan, Amerika’nın Büyük Ortadoğu Projesi’ndeki hizmetlerinde dörtnala koşuyor.
Son üç-dört ay içinde kaş-göz arasında Amerika ve Haçlı askeri güçleri, Türkiye’nin en stratejik üç bölgesine daha kapak attılar.
Bir: Malatya-Kürecik bölgesi, Anayasa’ya aykırı biçimde önce Amerika’ya tahsis edildi. İsrail’i koruyacak, istihbarat aktaracak ve gerektiğinde taarruz edecek füze sistemleri yerleştirildi.
Fakat AKP’nin, “vatan topraklarının tezkeresiz olarak Anayasa’ya aykırı biçimde Amerika’ya tahsis foyası” ortaya çıkınca, Malatya-Kürecik üssü, üç ay sonra Obama yönetimi tarafından NATO’ya devredildi. Daha doğrusu NATO şapkası giydirildi.
İki: Güzelim İzmir, NATO’nun kara unsur komutanlığının ana kumanda ve Ortadoğu Operasyon karargah merkezi yapıldı.
Üç: ABD, Hollanda ve Almanya’dan oluşan Haçlı askeri heyeti, Patriot Hava ve Füze Savunma sistemlerini Malatya ve Diyarbakır’a yerleştirmek üzere işbaşı yaptı. Malatya’da Tulga 1 Kışlası ve Diyarbakır 2’nci Hava Kuvvet Komutanlığı 8’inci Ana Jet Üssünün Haçlı askerlerine teslim edilme hazırlıkları hızlandırıldı. Hummalı bir çalışma yürütülüyor.
Tüm hazırlıklarda NATO, bir şapkadır. O şapkanın altında bulunan işgalciler ise, Erdoğan’ın BOP’unda eş başkanlığını yürüttüğü Amerikan askerleri ve Haçlı dünyasıdır. Zaten NATO’nun komutası da Amerika’nın elindedir.
Kimse Türk milletini kandırmaya kalkışmasın; bu hazırlıklar, çok ağır ve özel davetiyeli bir işgalin veya çok büyük bir savaşın hazırlıklarıdır.
Komplodan söz etmiyorum; vakıayı aktarıyorum.
Maalesef bu süreçte AKP’nin perspektifi, şüheda kanlarıyla sulanmış vatan topraklarımız bağlamında Erdoğan’ın “Bizim topraklarımız aynı zamanda NATO’nun topraklarıdır” diye ifade ettiği bakış açısıdır.
Bu çıkış ve yaklaşım, çok özel bir davetiyedir!
İşgalci Amerika ve NATO bile böyle cüretkâr bir perspektife sahip değildir… Onlar bile, kendilerini Anadolu’da şimdilik geçici olarak görürlerken; Erdoğan, adeta hayır, bu topraklar sizindir, demektedir. Bu yaklaşım, Haçlılarınkinden beş gömlek öndedir.
Türkiye’nin tamamına yakını Amerika ve Haçlı askerlerine teslim edilmiştir.
AKP hükümeti ne derse desin, şayet bu hazırlık, NATO şapkası altında “çok özel davetiyeli” bir Amerika ve Haçlı işgaline hazırlık değilse, o zaman çok büyük ve kirli bir savaşın alt yapısıdır.
AKP hükümeti ve Ahmet Davutoğlu’nun komşularımızla “ sıfır sorun” teranesi ile, hummalı bu büyük savaş hazırlığı hiç uyuşmamaktadır.
İşin daha vahim ve ağır tarafı, Milli Mücadele kahramanlıklarıyla denize döktüğümüz Haçlı askerleri, ellerinin kollarını sallayarak Anadolu’ya yerleştirilmekte... Geçmişin ateşli şeriatçısı Erdoğan ise, bizim topraklarımız aynı zamanda NATO toprağıdır, diyebilmektedir.
Bu hazırlıkta, Suriye saldırısı bahanesi ise, kargaların bile güldüğü basitlikte bir bahanedir.
Başını kaşımaya takati olmayan Suriye’den geleceği vehmedilen üç kuruşluk bir saldırının, bu kadar ağır ve büyük hazırlığı olamaz. Böyle basit bir bahane ile Türkiye, Haçlı işgalcilerine teslim edilemez.
Geriye bir şık kalıyor… Bu hazırlık, İsrail Yahudileriyle paralel inançları paylaşan Amerikan Evangelistlerinin, kıyamet öncesi topyekun Müslümanlara karşı ortaklaşa yapacakları büyük Armagedon savaşının hazırlığıdır.
Bu savaşta İslamcı geçinen büyük çoğunluğun da Haçlı safında yer alacağı, Hz. Peygamber tarafından haber verilmektedir.
Bu hazırlık, adeta Hz. Mehdi’ye karşı Deccalların başlatacağı savaşın hazırlığıdır. Böyle bir kirli Deccal savaşında Sünni, Şiî, Caferî, Alevî, Bektaşî ayrımı yapılmaksızın topyekun gerçek mü’minler hedef alınacaktır.
Malatya, Diyarbakır ve İzmir’de yapılan son hazırlıklar, Dinlerarası Diyalog ve Medeniyetlerarası İttifak türünden ufak ufak Deccal oyunlarıyla yüreği dönüştürülmeye çalışılan Müslüman Türk milletinin, büyük Deccala asker yapılması manevralarıdır.
Tarihin bu dönüm noktasında Prof. Dr. Haydar Baş beyin, Türk milleti ve İslam alemine yönelik Haçlı kuşatmasına karşı Ehl-i Beyt ekseninde birlik ve tevhid çıkışı, aynen Milli Mücadele kahramanlarının çıkışı gibi, hayati ve imanî bir çıkıştır.
Prof. Dr. Baş’ın bu çıkışını, fitne ve yaygaralarla gölgelemeye çalışan besleme İslamcılar ise, maalesef ikbal ve istikballerini Amerika’ya endekslemiş, kimliksiz, kişiliksiz ve omurgasız Haçlı hizmetkârları ve Deccal piyonlarıdır. Bunları da ayıktırmak lazımdır!