Ortadoğu’yu ve İslam coğrafyasını kan gölüne çeviren, tarihteki Haçlı seferlerinin birçoğunda olduğundan çok daha fazla sayıda Haçlı askerini İslam ülkelerinde bulunduran ABD’nin Said Nursi ve Fetullah Gülen’le nasıl bir ilişkisi var?
Bu sorunun cevabını United States Commission on International Religious Freedom adlı bir kuruluş geçtiğimiz günlerde yayınladığı bir raporla verdi.
Türkçesi ABD Uluslararası Dini Özgürlükler Komisyonu (USCIRF) olan kurum yayınladığı raporla Rusya’ya karşı Said Nursi ve Gülen’i savunması oldukça dikkat çekici.
Bilindiği gibi Rusya, ABD’ye olan “aşırı” yakınlıklarından ötürü Said Nursi ve Gülen’e bağlı grupların çalışmalarına yasak getirmiş ve ülkedeki okullarını kapatmıştı.
Bu adımların eleştirildiği raporda Rusya'nın, "Said Nursi'nin bağlıları gibi şiddeti savunduğu ya da şiddete başvurduğu konusunda bilgi bulunmayan akımlara" aşırılık yasalarını uygulaması eleştirildi.
ABD’li komisyonun eleştirileri sadece Rusya’ya değil, aynı zamanda Azerbaycan, Türkmenistan ve Özbekistan da Said Nursi ve Gülen’e bağlı grupların çalışmalarına kısıtlama getirdiği için eleştiri getiriliyor.
Raporda Azerbaycan, Türkmenistan ve Özbekistan'da Said Nursi ve Gülen’e yakınlık duyanlara yönelik yapılan takibatlar sıralanırken bu grubun şiddeti savunmadığı ve başvurmadığına defalarca vurgu yapıldı.
Hiç merak ettiniz mi?
ABD’ye bağlı bu kuruluşlar Rusya ve civar ülkelerde Said Nursi ve Gülen’e ait grupların önünü açabilmek için neden bu kadar gayret gösteriyorlar?
Bunun bir tek sebebi var.
Maalesef Said Nursi ve Gülen’e bağlı söz konusu kuruluşlar, Rusya ve diğer ülkelerdeki bütün yaptıkları çalışmalarla ABD gibi ülkelerin elemanları gibi çalışıyorlar.
Hal böyleyken ABD’nin Said Nursi ve Gülen’e bağlı grupların çalışmalarını desteklemesinden ve de böyle raporlar hazırlatmasından daha doğal bir şey olamaz.
ABD gelip, İsrail’in korkulu rüyası Hasan Nasrallah’ın başında olduğu Hizbullah’ı savunacak değil ya, elbette emrine amade olanları savunacak…
Suriye’deki savaşa Başbakan destek verir mi?
NBC televizyonun web sitesinde yer alan ilk haberde, Erdoğan'ın Suriye'ye ABD öncülüğünde yapılacak bir kara harekâtını ve uçuşa yasak bölge uygulamasını destekleyeceği yazılmıştı.
NBC'nin değişiklik yaptığı haberde ise kara harekâtına hiç değinilmedi. Değişiklikten sonra Erdoğan'ın ABD öncülüğünde bir uçuş yasağı uygulamasını destekleyeceği görüşüne yer verildi.
Başbakan Erdoğan'ın Baş Danışmanı İbrahim Kalın da Başbakan Erdoğan'ın böyle bir ifade kullanmadığını sadece "uçuşa yasak bölgeye destek veririz" dediğini duyurdu.
Başbakan’ın inkâr edip, sonra da uçuşa yasak bölge uygulamasını destekleyeceği şeklindeki açıklaması maalesef “Türkiye, ABD Suriye’ye karadan askeri bir müdahale yaparsa destek vermeyecek” anlamı çıkmıyor.
Çünkü ABD Suriye’ye karadan askeri bir müdahale kararı alırsa – ki böyle bir karar Rusya varken imkânsız- AKP bu kararı mutlaka destekler.
Çünkü Libya sürecinde AKP’nin nasıl davrandığını çok iyi biliyoruz.
Daha eskilerde ise Irak’a müdahale etmekte tereddüt yaşayan ABD’ye verilen cesareti de biliyoruz.
AKP aldığı kararlarla bizi hiç ama hiç
şaşırtmıyor.
Bu sorunun cevabını United States Commission on International Religious Freedom adlı bir kuruluş geçtiğimiz günlerde yayınladığı bir raporla verdi.
Türkçesi ABD Uluslararası Dini Özgürlükler Komisyonu (USCIRF) olan kurum yayınladığı raporla Rusya’ya karşı Said Nursi ve Gülen’i savunması oldukça dikkat çekici.
Bilindiği gibi Rusya, ABD’ye olan “aşırı” yakınlıklarından ötürü Said Nursi ve Gülen’e bağlı grupların çalışmalarına yasak getirmiş ve ülkedeki okullarını kapatmıştı.
Bu adımların eleştirildiği raporda Rusya'nın, "Said Nursi'nin bağlıları gibi şiddeti savunduğu ya da şiddete başvurduğu konusunda bilgi bulunmayan akımlara" aşırılık yasalarını uygulaması eleştirildi.
ABD’li komisyonun eleştirileri sadece Rusya’ya değil, aynı zamanda Azerbaycan, Türkmenistan ve Özbekistan da Said Nursi ve Gülen’e bağlı grupların çalışmalarına kısıtlama getirdiği için eleştiri getiriliyor.
Raporda Azerbaycan, Türkmenistan ve Özbekistan'da Said Nursi ve Gülen’e yakınlık duyanlara yönelik yapılan takibatlar sıralanırken bu grubun şiddeti savunmadığı ve başvurmadığına defalarca vurgu yapıldı.
Hiç merak ettiniz mi?
ABD’ye bağlı bu kuruluşlar Rusya ve civar ülkelerde Said Nursi ve Gülen’e ait grupların önünü açabilmek için neden bu kadar gayret gösteriyorlar?
Bunun bir tek sebebi var.
Maalesef Said Nursi ve Gülen’e bağlı söz konusu kuruluşlar, Rusya ve diğer ülkelerdeki bütün yaptıkları çalışmalarla ABD gibi ülkelerin elemanları gibi çalışıyorlar.
Hal böyleyken ABD’nin Said Nursi ve Gülen’e bağlı grupların çalışmalarını desteklemesinden ve de böyle raporlar hazırlatmasından daha doğal bir şey olamaz.
ABD gelip, İsrail’in korkulu rüyası Hasan Nasrallah’ın başında olduğu Hizbullah’ı savunacak değil ya, elbette emrine amade olanları savunacak…
Suriye’deki savaşa Başbakan destek verir mi?
NBC televizyonun web sitesinde yer alan ilk haberde, Erdoğan'ın Suriye'ye ABD öncülüğünde yapılacak bir kara harekâtını ve uçuşa yasak bölge uygulamasını destekleyeceği yazılmıştı.
NBC'nin değişiklik yaptığı haberde ise kara harekâtına hiç değinilmedi. Değişiklikten sonra Erdoğan'ın ABD öncülüğünde bir uçuş yasağı uygulamasını destekleyeceği görüşüne yer verildi.
Başbakan Erdoğan'ın Baş Danışmanı İbrahim Kalın da Başbakan Erdoğan'ın böyle bir ifade kullanmadığını sadece "uçuşa yasak bölgeye destek veririz" dediğini duyurdu.
Başbakan’ın inkâr edip, sonra da uçuşa yasak bölge uygulamasını destekleyeceği şeklindeki açıklaması maalesef “Türkiye, ABD Suriye’ye karadan askeri bir müdahale yaparsa destek vermeyecek” anlamı çıkmıyor.
Çünkü ABD Suriye’ye karadan askeri bir müdahale kararı alırsa – ki böyle bir karar Rusya varken imkânsız- AKP bu kararı mutlaka destekler.
Çünkü Libya sürecinde AKP’nin nasıl davrandığını çok iyi biliyoruz.
Daha eskilerde ise Irak’a müdahale etmekte tereddüt yaşayan ABD’ye verilen cesareti de biliyoruz.
AKP aldığı kararlarla bizi hiç ama hiç
şaşırtmıyor.
Orhan Dede / diğer yazıları
- Oyları hunharca bölün… / 23.03.2024
- Siyasette devrimi millet yapmalı / 22.03.2024
- İslam ülkeleri Endülüs’ün hâline düştü / 19.03.2024
- İktidardakiler sazan avına mı çıktı? / 14.03.2024
- Değişim istiyorsan önce sen değişmelisin! / 11.03.2024
- Hiçbir şey yapamıyorsanız ABD’nin istemediğini yapın / 20.09.2023
- Türkiye’ye göç etmek çok kolay! / 29.08.2023
- AKP beceremedi diye nas yok olmaz! / 26.08.2023
- Gerçek itibar ormanı yanmaktan korumaktır / 24.08.2023
- Aynı insanlarla değişim olmaz / 22.08.2023
- Siyasette devrimi millet yapmalı / 22.03.2024
- İslam ülkeleri Endülüs’ün hâline düştü / 19.03.2024
- İktidardakiler sazan avına mı çıktı? / 14.03.2024
- Değişim istiyorsan önce sen değişmelisin! / 11.03.2024
- Hiçbir şey yapamıyorsanız ABD’nin istemediğini yapın / 20.09.2023
- Türkiye’ye göç etmek çok kolay! / 29.08.2023
- AKP beceremedi diye nas yok olmaz! / 26.08.2023
- Gerçek itibar ormanı yanmaktan korumaktır / 24.08.2023
- Aynı insanlarla değişim olmaz / 22.08.2023