Yeni Mesaj'ın 28 Şubat manşeti "Yeni Cephe Çeçenistan"dı. Aynı tarihte televizyonlar Avrupa Parlamentosu'nun "Kafkasya raporunu" onaylayacağını haber veriyordu.
Bu örnekler ilk olmadığı gibi son da olmayacak. 19. yüzyılın sonlarından bugüne başta biz olmak üzere bütün dünya batı dünyasının bu iki kanadı tarafından yapılan düzenlemelerle bugünlere gelmedik mi?
Kim bilir bunlar kaçıncı operasyon ve kaçıncı oylamadır. Bundan sonra kim bilir hangi cephelerde operasyonlar düzenleyecek, hangi yalanları, iftiraları kendi oylarıyla onaylayacaklar.
Terörizmi dünyanın başına bela edenler 11 Eylül'ü milad kabul ederek bir taraftan terörizmle mücadele adına dünya coğrafyasında yeni cepheler açarken bir taraftan da Türkiye üzerindeki bölücü ve yıkıcı faaliyetleri tezgahlamaları sıradan bir tesadüf olmadığı gibi sıradan bir plânlama da değildir.
Bir taraftan Balkanlar'da, Ortadoğu'da, Kafkaslar'da, Afrika'da, Uzakdoğu'da fiîli durumlar yaparak adı geçen ve geçmeyen ülkeleri acımasız ve tek yanlı şartlarında perişan edeceksin bir taraftan da yapacağın siyasî, askerî, ekonomik, ahlakî ve kültürel terörizme de kılıf hazırlamak için parlamentoları, adalet ve hukukun üstünlük anlayışlarını, demokrasiyi emellerine alet edeceksin.
Bu zihniyetin yüzbinlerce tekrarında ve tatbikatlarında bir defacık olsun yanılma, sapma, sekme olmamıştır.
ABD ve AB her sahada çeşitli organizasyonlarla yeni ve daha büyük ittifaklara, birlikteliklere, beraberliklere giderken ve küreselleşme adına dünyayı tahakkümü altına almanın her türlü yollarına başvururken kendi dışındaki dünyada yeni cepheler açması, yeni tezgahlar sergilemesi madalyonun diğer yüzünden başka bir şey değildir.
Yani madalyonun bir yüzü daima batının huzuru, güveni, rahatı, eğlencesi ve hakimiyeti, diğer yüzü de doğunun bölünmesi, parçalanması, yokluğu, açlığı ve perişanlığını temsil eder.
Bizler de AB'ye girmeye karar verdiğimize göre... Uzun yıllardan beri sürüp gelen tek yanlı batı hayranlığımız, batı sevdamız ve batılı olma hayallerimiz işin hesabını-kitabını, kâr ve zarar muhasebesini çöpe attırınca kendimizi tarihi gerçeklerin dışında bulduk.
Maalesef biz millet olarak kendimizi tarihî gerçeklerin dışına itince dünyanın da kazığı koptu ve dengeler altüst olmuş oldu.
Şimdi meselelere bu açıdan bakılırsa sapla samanı ayırma imkânımız olur. Aksi takdirde siyah beyaz Türk filmlerindeki kötü adam rollerine çıkan figüran olmaktan kurtulamayız.
Bu örnekler ilk olmadığı gibi son da olmayacak. 19. yüzyılın sonlarından bugüne başta biz olmak üzere bütün dünya batı dünyasının bu iki kanadı tarafından yapılan düzenlemelerle bugünlere gelmedik mi?
Kim bilir bunlar kaçıncı operasyon ve kaçıncı oylamadır. Bundan sonra kim bilir hangi cephelerde operasyonlar düzenleyecek, hangi yalanları, iftiraları kendi oylarıyla onaylayacaklar.
Terörizmi dünyanın başına bela edenler 11 Eylül'ü milad kabul ederek bir taraftan terörizmle mücadele adına dünya coğrafyasında yeni cepheler açarken bir taraftan da Türkiye üzerindeki bölücü ve yıkıcı faaliyetleri tezgahlamaları sıradan bir tesadüf olmadığı gibi sıradan bir plânlama da değildir.
Bir taraftan Balkanlar'da, Ortadoğu'da, Kafkaslar'da, Afrika'da, Uzakdoğu'da fiîli durumlar yaparak adı geçen ve geçmeyen ülkeleri acımasız ve tek yanlı şartlarında perişan edeceksin bir taraftan da yapacağın siyasî, askerî, ekonomik, ahlakî ve kültürel terörizme de kılıf hazırlamak için parlamentoları, adalet ve hukukun üstünlük anlayışlarını, demokrasiyi emellerine alet edeceksin.
Bu zihniyetin yüzbinlerce tekrarında ve tatbikatlarında bir defacık olsun yanılma, sapma, sekme olmamıştır.
ABD ve AB her sahada çeşitli organizasyonlarla yeni ve daha büyük ittifaklara, birlikteliklere, beraberliklere giderken ve küreselleşme adına dünyayı tahakkümü altına almanın her türlü yollarına başvururken kendi dışındaki dünyada yeni cepheler açması, yeni tezgahlar sergilemesi madalyonun diğer yüzünden başka bir şey değildir.
Yani madalyonun bir yüzü daima batının huzuru, güveni, rahatı, eğlencesi ve hakimiyeti, diğer yüzü de doğunun bölünmesi, parçalanması, yokluğu, açlığı ve perişanlığını temsil eder.
Bizler de AB'ye girmeye karar verdiğimize göre... Uzun yıllardan beri sürüp gelen tek yanlı batı hayranlığımız, batı sevdamız ve batılı olma hayallerimiz işin hesabını-kitabını, kâr ve zarar muhasebesini çöpe attırınca kendimizi tarihi gerçeklerin dışında bulduk.
Maalesef biz millet olarak kendimizi tarihî gerçeklerin dışına itince dünyanın da kazığı koptu ve dengeler altüst olmuş oldu.
Şimdi meselelere bu açıdan bakılırsa sapla samanı ayırma imkânımız olur. Aksi takdirde siyah beyaz Türk filmlerindeki kötü adam rollerine çıkan figüran olmaktan kurtulamayız.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Ali Gedik / diğer yazıları
- Milli Çözüm Milli Ekonomi Modeli / 03.07.2010
- Türkiye'nin çıkmazı / 02.07.2010
- Geleceğe yürüyebilmek adına / 14.05.2010
- Bir başka gerekçe ile Milli Ekonomi Modeli / 06.05.2010
- Son olaylar üzerine / 30.04.2010
- Kararı milletin kendisi verecek / 22.04.2010
- Problem temelde / 10.04.2010
- Anayasa değişikliği üzerine / 01.04.2010
- Siyaset nedir ve siyasetçi kimdir? / 30.03.2010
- Bu bir kör dövüşü müdür? / 26.03.2010
- Türkiye'nin çıkmazı / 02.07.2010
- Geleceğe yürüyebilmek adına / 14.05.2010
- Bir başka gerekçe ile Milli Ekonomi Modeli / 06.05.2010
- Son olaylar üzerine / 30.04.2010
- Kararı milletin kendisi verecek / 22.04.2010
- Problem temelde / 10.04.2010
- Anayasa değişikliği üzerine / 01.04.2010
- Siyaset nedir ve siyasetçi kimdir? / 30.03.2010
- Bu bir kör dövüşü müdür? / 26.03.2010