ABD ve AB'nin gizli haçlı seferleri - 21

Tüm İslam alemi ve onların devletlerinde genel bazı eksiklikler hastalık derecesine varmaktadır. Bunları kısaca söyle özetleyebiliriz: 1 - Tüm İslam Devletlerinde kalkınma ve gelişmişlik çok düşük düzeydedir. 2 - Endüstri-Teknoloji ve Kültür seviyesi oldukça yetersizdir. 3 - Savaş Sanayi olmadığı gibi askeri güçleri de yetersiz seviyededir. 4 - Aralarında anlaşma, birlikte hareket-güç birliği veya benzeri bir şekilde birlikte koordinasyon hareketi, 5 - Bazılarının arasında husumet bile görülmekte ve söz konusu olmaktadır. 6 - Bunun yanında Osmanlı'dan beri onların başına ne dini bir lider ne de güçlü bir önder bulunmamaktadır. Osmanlı'dan beri İslam alemi adeta başsız kalmış bulunmaktadır. 7 - Şimdi de bunun acısını bütünüyle çekmekte çünkü Hıristiyan alemi başlarında ABD, artık onların ellerindeki tüm zenginlikleri gasp etmek için harekete geçmiş bulunmaktadır. 8 - 11 Eylül Hadiseleri - eski Sovyet Düşmanı ve ABD dostu Usame Bin Ladin Afganistan ve Irak'ın işgalleri ve Irak'taki ABD'nin son durumu. 9 - Çin'in kalkınma hızı, kalabalık nüfusu, teknolojisi, pazar kavgası ve gelişmesi, 10 - Türkiye'nin bu gidişat karşısındaki tavrı hareketleri. Tüm bu nedenlere bağlı olarak şu anda İslam aleminden her hangi bir hareket olamamakta karşı koyma hususu ise düşünülememekte bile! Herkes kendi durumunu ve bu hengameden en az zararla nasıl çıkacağını düşünmektedir. Türkiye de bunların hem içinde hem dışında olmaktadır. Bir taraftan Müslüman halkı, Laik Devlet Düzeni, diğer taraftan ise NATO'ya bağlı ABD ile müttefik durumdadır. Öte taraftan şu ana kadar Hıristiyanlık alemi olarak mütalaa olan AB'ye de girmek istemektedir. ABD ise Orta Doğu'daki planlarını uygulamaya ve saldırılara devam etmektedir. Gerçi planlarında beklediği gibi her şey yürümemekte ama yine de ısrarla savaş yöntemini ve yok etme uygulamasını devam ettirmektedir! Irak'ta batağa saplandı. Bazı Irak şehirlerindeki direnmeleri tekrar bastırmak için yeniden büyük çapta askeri güç kullanarak bazı şehirleri adeta haritadan silmek istemektedir. Havadan, karadan, tüm teknolojisi ve savaş sanayisiyle zavallı halkın başına adeta Azrail gibi yüklenmektedir. Tam bir katliam olmakta ve bunlar aylarca devam etmektedir. Türban ve baş örtüsü ile laiklik Türkiye saplantılarla dolu bir ülke. Her konuda acayip ve gereksiz tartışmalar yapılmaktadır. Defalarca bu konu ortaya atıldı, defalarca tartışıldı. Fakat bazı odakları "Nuh diyor Peygamber demiyor." Bu konu ortaya geldikçe ateş püskürmeye başlıyorlar. Öte yandan Anadolu kadınlarımızın yaklaşık olarak % 75'i hatta İstanbul'un kenar yerlerde büyük kısmı baş örtüsü taşımakta ve örtünmektedir. Bunun yanında Atatürk'ümüzün hem annesi Zübeyde Hanımefendi ve eşi Latife Hanımefendiler de başörtüleri takıyorlardı. Yoksa "Atatürk de mi laik değildi" diyecekler! Neyse, fazla uzatmayalım ortalıkta yine bir türban tartışması konuşulup ve yazılıp duruyor. Köşe yazarlarımızın bir kısmı "bu yasak kalksın, herkes inandığı gibi ve istediği gibi giyinsin, yeter ki bu giyiniş genel ahlak kurallarına uygun şeklide olsun" demektedirler. Diğerleri ise sabit dikirde ısrar etmekte ve hemen laikliği-yobazlığı-gericiliği ve simgeleri ortaya atarak zehir zemberek yazı yazmaktadırlar. Eskiden daha çok türbanlı ve başörtülü insan vardı ama buna kimse aldırmazdı ve kesinlikle sorun olmazdı.