Siyasilerimiz AB sevdasıyla yanıp tutuşurken, her geçen gün yaşanan olaylar bu sevdanın körü körüne tek taraflı bir sevda olduğunu ortaya koymaktadır.Batı insanı, bırakın bizim dirimize, ölümüze bile tahammülü yok. Yunanistan, İskeçe'deki tarihi şehitliğimizi yıktı ve yerine eğlence merkezi yapmak için inşaat çalışmalarına başladı. İskeçe'yi daha önce yaşanan dernek ismi krizinden de hatırlıyoruz. Türklerin kurduğu bir derneğin ismindeki "Türk" kelimesine bile müsaade etmemişlerdi.Bizler, dinlerarası diyalog adına ülkemizi misyonerlerin yol geçen hanına çevirdiğimiz böyle bir dönemde, bu yaşananlar, Batı'nın diyalogdan ne anladığının en bariz göstergesidir. 3 Ekim'de imzalanan AB Müzakere Çerçeve Belgesinde en önemli konulardan bir tanesi de bütün müzakere başlıkları bittikten sonra "AB'nin hazmetme kapasitesi de dikkate alınacak" ifadesiydi.Şimdi soruyorum, "Ölülerimize tahammülü olmayan, derneklerimizde bile "Türk" kelimesini hazmedemeyen AB, bizi nasıl hazmedecek?"Yoksa bizi 50 küsur etnik azınlığa bölerek, lokma lokma ederek, Türk kimliğimizi tamamen yok ederek mi bizi hazmedecekler? Esasen AB'nin bugünkü taleplerine ve yaptıklarına bakılırsa bu sonuç görülebiliyor. Bugünkü talepleriyle bunu isteyen AB, sizce 15 yıl sonra ne ister?Siyasilerimiz, AB istiyor diye hiç Hıristiyan'ın olmadığı mahallelerde bile ev tipi kilise açılmasını sağlarken, Bizans harabelerini tekrar ortaya çıkararak Bizans'ın hortlatılmasına alet olurken, hatta bizzat Başbakan'ın eliyle Halepli Bahçe'leri, Dinler Bahçelerini açarken, etnik ayrımcılığa sebebiyet verebilecek bir takım adımlar atarken, Patrikhane'ye devlet içinde devlet statüsü kazandıracak ekümeniklik mevzuunda taviz sinyalleri verirken ve daha nice AB'nin yıkım taleplerini bir bir yerine getirirken, AB ise sürekli çıtasını biraz daha yukarıya kaldırarak bizi istediği kıvama getirmeye çalışmaktadır. Bizler aman AB bizi alın diye yalvarıp dururken, AB cephesinden bize hakaret üstüne hakaret yağmaktadır.Karikatür krizinin yankıları hala devam etmektedir.Vatikan, peygamber efendimizi karalamak ve İslam'ın önünü kesmek için milyarlarca dolarlık fonlar tahsis etmektedir.AB anayasası ile ilgili imzalar -Başbakanımız ve Dışişleri Bakanımız da imzalamıştı- Roma'da, 10. İnnocent'in heykeli önünde atılmıştı. 10. İnnocent'in en önemli özelliği ise tarihte en fazla Türk düşmanlığı yapan papa olmasıdır. Batı adeta tarihin öcünü almaktadır.Yakın tarihimizde AB ülkelerinin gözleri önünde cereyan eden Bosna katliamının sebebi, Bosnalı kardeşlerimizin bize olan tarihi bağı değildir de nedir? AB niye bu katliama seyirci kalmıştır, hatta el altından destek sağlamıştır?Aynı yıllarda AB'ye müracaat etmemize rağmen, Yunanistan hemen alınmıştır. Hatta yıllar sonra müracaat etmesine ve AB nezdinde bile şaibeli olmasına rağmen Güney Rum Kesimi de hemen alınmış, bilinçli olarak Kıbrıs davasında Türkiye'nin eli zayıflatılmıştır. İspanya'da yapılan şarkı yarışmasında Türklere ve Müslümanlara açıkça "hayvan" diyen şarkının birinci seçilmesi sizce ne anlama geliyor?Fransa'nın sözde Ermeni soykırımını reddedenlere hapis ve para cezası getirmesi, bu noktada tarihi, bilimsel bütün delilleri bir kenara atarak yargısız infaz yapması, Fransa'dan sonra Belçika'nın da benzer bir adım atması, AB ülkelerinin hemen hemen hepsinin bu iftiraya sahip çıkarak soykırım yapıldığını resmi olarak kabul etmesi AB'nin genel olarak bize bakışını göstermiyor mu?Daha ispat için ne gerekiyor?İstanbul Üniversitesi'nde ders de veren Alman Prof. Neumark bakın neler söylüyor? "Çok samimi olarak itiraf edeyim ki, Avrupalı Türkleri sevmez ve sevmesi de mümkün değildir. Asırlardır kilisenin Türk ve İslam düşmanlığı Hıristiyanların hücrelerine sinmiştir. Müslüman olduğunuz için sevmez. Ama faraza laik şöyle dursun, Hıristiyan olsanız da size düşman olarak bakmaya devam eder" Neumark'ın bir Batılı olarak bu itirafı AB'nin Türk düşmanlığının sebebini ortaya koymuyor mu?AB konusunda Prof. Dr. Haydar Baş, "AB, 5 bin yıllık Türk tarihinin, 15 asırlık İslam medeniyetimizin ve 80 yıllık laik demokratik cumhuriyetimizin haçlı mezarlığına gömülmesidir. Milli egemenliğimizin yabancılara devredilmesidir" demektedir.Görünen o ki, bu çıkmaz sokakta ısrar ettiğimiz müddetçe yaşanan bütün gelişmeler ve yaşayacaklarımız, Sayın Baş'ın ifade ettiği bu gerçeğin altını çizmekten öteye geçmeyecektir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Murat Çabas / diğer yazıları
- Demokratikleşme derken federasyonu mu kastediyorlar! / 10.05.2025
- Şara’nın Fransa ziyareti SDG’yi güçlendirdi / 09.05.2025
- Hindistan-Pakistan çatışmalarını nasıl okumalıyız? / 08.05.2025
- Trump'ın memnuniyeti, Türkiye'nin mağduriyeti demektir / 07.05.2025
- ‘Bu saldırı, demokrasiye yapılmış bir saldırıdır’ / 06.05.2025
- Hedeflediğiniz, hayal ettiğiniz Suriye bu muydu? / 03.05.2025
- Depreme rağmen kentsel dönüşüm neden ilerlemiyor? / 01.05.2025
- 1 Mayıs: İşçi de mağdur, işsiz de… / 30.04.2025
- Silah bırakması beklenen PKK, 'özerklik kongresi' yaptı / 29.04.2025
- BTP'nin Karaman Kongresi engellendi: Demokrasiye darbe / 28.04.2025
- Şara’nın Fransa ziyareti SDG’yi güçlendirdi / 09.05.2025
- Hindistan-Pakistan çatışmalarını nasıl okumalıyız? / 08.05.2025
- Trump'ın memnuniyeti, Türkiye'nin mağduriyeti demektir / 07.05.2025
- ‘Bu saldırı, demokrasiye yapılmış bir saldırıdır’ / 06.05.2025
- Hedeflediğiniz, hayal ettiğiniz Suriye bu muydu? / 03.05.2025
- Depreme rağmen kentsel dönüşüm neden ilerlemiyor? / 01.05.2025
- 1 Mayıs: İşçi de mağdur, işsiz de… / 30.04.2025
- Silah bırakması beklenen PKK, 'özerklik kongresi' yaptı / 29.04.2025
- BTP'nin Karaman Kongresi engellendi: Demokrasiye darbe / 28.04.2025