Akdeniz'den sonra gözünü Karadeniz'e diken ABD, Montrö ile elde ettiğimiz hakları elimizden alıp, Karadeniz'i işgal etmek için girişimlerini başlattı. ABD Karadeniz'e neden "demokrasi" getirmek istiyor? Neden Karadeniz'in güvenliği ile bu kadar ilgileniyor? M.BAYRAKTAR'ın yazısı...
KARADENİZ'E DEMOKRASİ GELECEKGeçtiğimiz Perşembe ve Cuma günleri arasında Hyatt Regeny Oteli'nde çok önemli bir konferans düzenlendi. Konferansı gazetelere verilen ilanlardan öğrendik.Toplantıyı düzenleyen kurum olarak Arı Hareketi gösteriliyor ve Freiederich Naumann Vakfı'nın da organizatörler arasında yer aldığı belirtiliyordu.Konferansın konusu ise " 8. Uluslararası Güvenlik Konferansı;Karadeniz'de Demokratikleşme ve Güvenlik." Toplantıya ABD, Azerbaycan, Ukrayna, Ermenistan, Rusya, Gürcistan ve Türkiye'den katılımcılar iştirak etmişti.Bir bölgede ABD patentli bir demokrasi ve güvenlik faaliyeti olduğunu duyduğunuzda, siz de benim gibi paniğe kapılanlardan mısınız bilmem. Amerika'nın en son Afganistan ve Irak'a demokrasi getirmek için yaptığı bunca katliamı hatırlayınca bu "Karadeniz'de demokrasi ve güvenlik" başlıklı konferansın sonunun nereye varacağı hiç de meçhulümüz değil.Toplantıyı düzenleyenler arasında yer alan Freiderch Vakfı'nın Alman istihbaratı BND ile, ARI grubunun da dünyaya demokrasi getirmek için paralar dağıtan ABD patentli NED fonu ile olan ilgisini bildiğimizden, bu konferansın bölgemiz için çok derin düşünülmüş bir organizasyon olduğu ortaya çıkıyor.ABD Karadeniz'e neden "demokrasi" getirmek istiyor? Neden Karadeniz'in güvenliği ile bu kadar ilgileniyor?Bu soruların arkasında ABD'nin, NATO'yu da arkasına alarak Karadeniz'e yerleşmek planları yatıyor.Konuyu biraz irdeleyelim;11 Eylül saldırılarının ardından terörle mücadele adı altında Akdeniz'de ABD'nin talebiyle ve onun kontrolünde "Etkin Çaba Gücü" oluşturuldu. Bu güç içerisinde yer alan ABD, İngiltere, İspanya, İtalya, Yunanistan, Almanya, Hollanda ve Türkiye'den oluşan savaş gemileri, bölgede seyreden ticaret gemilerini yakından takip ederek terör, silah, uyuşturucu ve insan kaçakçılığı ile ilgili olduğundan kuşkulanılan gemilerde arama yapıyor.Etkin Çaba Gücü'nün yüzde 80'ini ABD'ye ait savaş gemileri oluşturuyor.Amerika'nın en büyük gayesi, Karadeniz'de de benzer bir güç meydana getirmek. Yine ABD kontrolünde oluşturulacak yeni bir Etkin Çaba Gücü ile, Amerika NATO'nun şemsiyesi altında Karadeniz'e savaş gemilerini indirmeyi planlıyor.Bu plana en büyük engel ise Montrö Antlaşması. Montrö Antlaşması Karadeniz'de savaş gemilerinin girişine engel oluyor.Bu süreçte ABD boş durmuyor. ABD Dışişleri Bakanı Condoleeza Rice ile Bulgaristan Dışişleri Bakanı İvalyo Kalfin 28 Nisan 2006'da Sofya'da bir ABD üssü kurulması yönünde on yıllık bir anlaşma imzaladılar. ABD, Romanya'da ise Kogalniceanu Hava Üssü, Babadağ Askeri Eğitim Alanı ve Karadeniz kıyısındaki Mangalia Deniz Üssü'nü kontrolüne almak için yoğun çaba sarfediyor.Keza Gürcistan ve Ukrayna'da da benzer üsler faaliyete geçmek üzere.Amerika'nın Karadeniz'de oluşturmayı planladığı Etkin Çaba Gücü için Türkiye'de göz diktiği üs bölgesi ise Trabzon. Özellikle Afganistan saldırısından sonra Trabzon Havaalanı'ndan Afganistan'a çeşitli malzemeler taşıyan ABD kontrolündeki askeri uçakların varlığı artık gizli bir durum olmaktan çıktı bile. Hatta bir İspanyol askeri uçağı Trabzon'un dağlık Zigana Bölgesinde düştüğünde bile "bu uçağın neden burada olduğu" sorgulanmadı bile.Bu plan için eksik olan tek şey bütün bu olup bitenin, Trabzon' a NATO'ya ait gözüken bir ABD askeri üssünün kurularak tescillenmesinden geçiyor.Amerika, Akdeniz'den sonra Karadeniz'de de savaş gemilerini gezdirebileceği bir anlaşma zemini arıyor. Ancak yukarıda da belirttiğimiz gibi Montrö Boğazlar Sözleşmesi buna engel.Montrö'de denizaltı ve savaş gemileri için geçiş yasağı var. Ancak bu yasağın delinmesi için Amerikalı yetkililer yoğun bir şekilde çalışıyor.Bunun için kritik tarih Kasım 2006. Zira 24 temmuz 1936'da 20 yıllığına imzalanan Montrö Antlaşması, 1956'da sona erdikten sonra, beş yılda bir değişiklik önerilerine açık olmak kaydıyla devam ediyor. Kasım 2006 ise değişiklik önerilerinin yapılacağı tarih.ABD dört gözle Kasım ayını bekliyor. Kasımda, Karadeniz'e çeşitli güvenlik gerekçelerini öne sürerek donanma indirme taleplerini gündeme getirecek olan ABD, bu konuda Türkiye'yi ikna etmiş görünüyor.70 yıllık Montrö AKP döneminde 70 dakika içinde rafa kaldırılabilir.Ondan sonra da başta Türkiye olmak üzere Karadeniz'e kıyısı olan ülkelerin karasularında ABD savaş gemileri ve Trabzon'da bir AB üssüne hazır olun.Bu nedenle yukarıda bahsettiğimiz "Karadeniz'de Demokratikleşme ve Güvenlik Konferansı" çok çok önemlidir!Amerika Bölgemize "daha çok demokrasi" getirmek için harıl harıl çalışıyor.
MUHARREM BAYRAKTAR / mbayraktar@yenimesaj.com.tr
KARADENİZ'E DEMOKRASİ GELECEKGeçtiğimiz Perşembe ve Cuma günleri arasında Hyatt Regeny Oteli'nde çok önemli bir konferans düzenlendi. Konferansı gazetelere verilen ilanlardan öğrendik.Toplantıyı düzenleyen kurum olarak Arı Hareketi gösteriliyor ve Freiederich Naumann Vakfı'nın da organizatörler arasında yer aldığı belirtiliyordu.Konferansın konusu ise " 8. Uluslararası Güvenlik Konferansı;Karadeniz'de Demokratikleşme ve Güvenlik." Toplantıya ABD, Azerbaycan, Ukrayna, Ermenistan, Rusya, Gürcistan ve Türkiye'den katılımcılar iştirak etmişti.Bir bölgede ABD patentli bir demokrasi ve güvenlik faaliyeti olduğunu duyduğunuzda, siz de benim gibi paniğe kapılanlardan mısınız bilmem. Amerika'nın en son Afganistan ve Irak'a demokrasi getirmek için yaptığı bunca katliamı hatırlayınca bu "Karadeniz'de demokrasi ve güvenlik" başlıklı konferansın sonunun nereye varacağı hiç de meçhulümüz değil.Toplantıyı düzenleyenler arasında yer alan Freiderch Vakfı'nın Alman istihbaratı BND ile, ARI grubunun da dünyaya demokrasi getirmek için paralar dağıtan ABD patentli NED fonu ile olan ilgisini bildiğimizden, bu konferansın bölgemiz için çok derin düşünülmüş bir organizasyon olduğu ortaya çıkıyor.ABD Karadeniz'e neden "demokrasi" getirmek istiyor? Neden Karadeniz'in güvenliği ile bu kadar ilgileniyor?Bu soruların arkasında ABD'nin, NATO'yu da arkasına alarak Karadeniz'e yerleşmek planları yatıyor.Konuyu biraz irdeleyelim;11 Eylül saldırılarının ardından terörle mücadele adı altında Akdeniz'de ABD'nin talebiyle ve onun kontrolünde "Etkin Çaba Gücü" oluşturuldu. Bu güç içerisinde yer alan ABD, İngiltere, İspanya, İtalya, Yunanistan, Almanya, Hollanda ve Türkiye'den oluşan savaş gemileri, bölgede seyreden ticaret gemilerini yakından takip ederek terör, silah, uyuşturucu ve insan kaçakçılığı ile ilgili olduğundan kuşkulanılan gemilerde arama yapıyor.Etkin Çaba Gücü'nün yüzde 80'ini ABD'ye ait savaş gemileri oluşturuyor.Amerika'nın en büyük gayesi, Karadeniz'de de benzer bir güç meydana getirmek. Yine ABD kontrolünde oluşturulacak yeni bir Etkin Çaba Gücü ile, Amerika NATO'nun şemsiyesi altında Karadeniz'e savaş gemilerini indirmeyi planlıyor.Bu plana en büyük engel ise Montrö Antlaşması. Montrö Antlaşması Karadeniz'de savaş gemilerinin girişine engel oluyor.Bu süreçte ABD boş durmuyor. ABD Dışişleri Bakanı Condoleeza Rice ile Bulgaristan Dışişleri Bakanı İvalyo Kalfin 28 Nisan 2006'da Sofya'da bir ABD üssü kurulması yönünde on yıllık bir anlaşma imzaladılar. ABD, Romanya'da ise Kogalniceanu Hava Üssü, Babadağ Askeri Eğitim Alanı ve Karadeniz kıyısındaki Mangalia Deniz Üssü'nü kontrolüne almak için yoğun çaba sarfediyor.Keza Gürcistan ve Ukrayna'da da benzer üsler faaliyete geçmek üzere.Amerika'nın Karadeniz'de oluşturmayı planladığı Etkin Çaba Gücü için Türkiye'de göz diktiği üs bölgesi ise Trabzon. Özellikle Afganistan saldırısından sonra Trabzon Havaalanı'ndan Afganistan'a çeşitli malzemeler taşıyan ABD kontrolündeki askeri uçakların varlığı artık gizli bir durum olmaktan çıktı bile. Hatta bir İspanyol askeri uçağı Trabzon'un dağlık Zigana Bölgesinde düştüğünde bile "bu uçağın neden burada olduğu" sorgulanmadı bile.Bu plan için eksik olan tek şey bütün bu olup bitenin, Trabzon' a NATO'ya ait gözüken bir ABD askeri üssünün kurularak tescillenmesinden geçiyor.Amerika, Akdeniz'den sonra Karadeniz'de de savaş gemilerini gezdirebileceği bir anlaşma zemini arıyor. Ancak yukarıda da belirttiğimiz gibi Montrö Boğazlar Sözleşmesi buna engel.Montrö'de denizaltı ve savaş gemileri için geçiş yasağı var. Ancak bu yasağın delinmesi için Amerikalı yetkililer yoğun bir şekilde çalışıyor.Bunun için kritik tarih Kasım 2006. Zira 24 temmuz 1936'da 20 yıllığına imzalanan Montrö Antlaşması, 1956'da sona erdikten sonra, beş yılda bir değişiklik önerilerine açık olmak kaydıyla devam ediyor. Kasım 2006 ise değişiklik önerilerinin yapılacağı tarih.ABD dört gözle Kasım ayını bekliyor. Kasımda, Karadeniz'e çeşitli güvenlik gerekçelerini öne sürerek donanma indirme taleplerini gündeme getirecek olan ABD, bu konuda Türkiye'yi ikna etmiş görünüyor.70 yıllık Montrö AKP döneminde 70 dakika içinde rafa kaldırılabilir.Ondan sonra da başta Türkiye olmak üzere Karadeniz'e kıyısı olan ülkelerin karasularında ABD savaş gemileri ve Trabzon'da bir AB üssüne hazır olun.Bu nedenle yukarıda bahsettiğimiz "Karadeniz'de Demokratikleşme ve Güvenlik Konferansı" çok çok önemlidir!Amerika Bölgemize "daha çok demokrasi" getirmek için harıl harıl çalışıyor.
MUHARREM BAYRAKTAR / mbayraktar@yenimesaj.com.tr