Dün güne Gebze'de yaşanan bir facia haberiyle başladık.
Sabah 07.00 sıralarında 6 katlı bina yerle bir oldu.
Binada 3 ailenin yaşadığı, yıkıldığı anda 2 ailenin binada olmadığı, 5 kişilik Bilir ailesinin enkaz altında kaldığı belirtildi.
Arama kurtarma çalışmaları kapsamında 12 yaşındaki Emir'in ve 14 yaşındaki Nisa'nın cansız bedenlerine ulaşıldı, 18 yaşındaki Dilara ise sağ olarak çıkarıldı.
Yazımı yazdığım sıralarda anne Emine Bilir ve baba Levent Bilir'i arama çalışmaları devam ediyordu.
Bina ile ilgili basına yansıyan bilgiler özetle şöyle:
- Binanın çöküş nedeni henüz tam olarak bilinmiyor.
- Bina 2012'de kat karşılığı yapıldı, 2013'te de iskan aldı.
- Mülk sahibi de binada oturuyor.
- Alt katta eczane var, üstteki 3 kat dubleks.
- Binanın yakınında metro inşaatı var. Binanın 3 parsel yanında metronun baca çıkışı bulunuyor.
- Metro inşaatı nedeniyle 15 günde bir bina kontrol ediliyordu.
- Balıkesir depreminde binanın hasar aldığı söyleniyor. Eczanenin sahibi, müteahhiti çağırmış. 'Çatlak var' diye söylenti olmuş.
- Yıkılan binanın yakınlarında bulunan 9 binada yaşayan vatandaşlar evlerinden tahliye edildi. 9 bina zabıta ekipleri tarafından mühürlendi.
- ANKA Arama Kurtarma Derneği Başkanı Murat Altunorak: "Binanın sol tarafında bir çökme var ve o çökmeden dolayı bina yıkıldı."
- Altunorak: "Kolon ve kirişler ayakta duruyor. Bir katın düzgün yapılmadığını söyleyebiliriz. Ondan dolayı bina yıkılmış. Yerdeki çökmeden dolayı yıkılsaydı. Görüntü böyle olmazdı."
Şu ana kadar basına yansıyan haberler özetle böyle.
Binanın 2012 yılında yeni yönetmeliklere göre inşa edilmesi endişe verici. Deniz kumuyla ve kalitesiz betonla üretilen 40 yıllık binalar korku verirken, yeni yapılanların da yıkılması çok kötü.
Müteahhitler yönetmeliklere uymuyor mu, binalar yeterince denetlenmiyor mu, eğer her şey usulüne uygunsa yönetmelikler ihtiyacı tam olarak karşılamıyor mu? Bu ve benzeri sorular kafaları karıştırıyor.
Üstelik metro inşaatı ile ilgili iddialar da kafa karıştırıyor.
Biz de Başakşehir'de benzer bir durum yaşadık. Metro tüneli inşaatında kayalar dinamitle patlatılıyordu ve oturduğumuz bölgede patlama sırasında ciddi sarsıntılar oluyordu.
Mühendisler gelip, bir kayma ya da çökme var mı diye kontrol ediyorlardı ama patlamaların binaların temel sistemlerine zarar verip vermediğini kontrol etmiyorlardı. Metro inşaatlarının da bu vesileyle ciddi bir şekilde masaya yatırılması lazım.
Gebze'deki binayla ilgili bir soru da şu: Eğer iddia edildiği gibi çökme bir katın yanlış yapılmasından dolayı ise o zaman yakındaki 9 bina neden mühürlendi.
Sorular, sorular, sorular...
Gebze'de yıkılan bina, İstanbul'da yüz binlerce, Türkiye genelinde milyonlarca binadan sadece birisi.
Bu ve benzeri olaylardan bugün ders çıkarmayacağız da ne zaman çıkaracağız.
2012'de inşa edilen bir bina daha deprem olmadan kendiliğinden yıkılıyorsa, milyonlarca riskli binaya ne demeli?
Belli ki bir deprem ülkesi olan Türkiye, depreme hazırlık konusunda son derece yetersiz. Bunu deyince hemen, "Şunları yapıyoruz, bunları yapıyoruz" diye sayıyorlar. Biz size, "Hiçbir şey yapmıyorsunuz" demiyoruz, yaptıklarınızın son derece yetersiz olduğunu belirtiyoruz. Gebze'deki bina bunun en bariz örneği değil mi?
Uzmanlar, İstanbul'da 1.5 milyon, ülke genelinde ise 6 milyon riskli bina olduğunu ifade ediyor ve "güçlendirme veya dönüşümde acele edin" uyarısı yapıyor.
Şehircilik ve Kentsel Dönüşüm Derneği Genel Başkanı Hüseyin Kılınçarslan, İstanbul'da 7 ile 7,5 şiddetinde yaşanacak muhtemel bir depremde 500 binden fazla binanın hasar görmesinin beklendiğini dile getirerek, 48 bin binanın ağır, 146 bin binanın ise orta derecede hasar alacağının öngörüldüğünü söyledi.
Bina güçlendirme uzmanı Sinan Türkkan ise ülke genelinde 6 milyon civarında riskli konutun bulunduğunu vurgulayarak, "Bu konutların 5 milyonu güçlendirmeyle kurtarılabilir. İstanbul'daki yüksek riskli 600 bin konutun 150 bini için ise hemen harekete geçmeliyiz" diye konuştu.
Her ne kadar hükümet, Yarısı Bizden kampanyası kapsamında, her bir konut için 875 bin TL hibe, 875 bin TL kredi ve 125 bin TL taşınma desteği veriyorsa da, bu yine de ev sahiplerinin üstüne büyük bir ödeme yükü yüklemektedir. Bu da kentsel dönüşümü geciktirmektedir.
Depreme hazırlığı hızlandırmak için çok daha fazlası lazım.
Yoksa Gebze'de yaşanan faciayı yurt genelinde çok daha fazla yaşarız.
- PKK, Türkiye’de ‘demokratik entegrasyon’ hedefinde / 29.10.2025
- Birinci vazifemiz, Cumhuriyetimizi ilelebet muhafaza etmektir / 28.10.2025
- Bahçeli’nin Kıbrıs duruşu: 2000 ve 2025 / 25.10.2025
- ABD-İsrail ikilisinin şekillendirdiği Suriye, Türkiye'nin menfaatine değil / 23.10.2025
- Enflasyonda itibarımız yerlerde / 22.10.2025
- 22 Ekim'in 1'nci yılında endişe verici tablo! / 21.10.2025
- İsrail'in hedefinde Kıbrıs var! / 18.10.2025
- Gazze'de ateşkes sonrası ABD'nin odağında hangi ülkeler var? / 17.10.2025
- 'Sermayeye var, dar gelirliye yok' bütçesi! / 16.10.2025


















































































