Hızla esasa gel, temele koş. Temeli sağlamladığın an, binayı yapmaya koyul. Temelin harcı fıkıhdır (İslam hukukudur). Fıkıh dedimse bundan maksadım, ilmihal ve fıkıh kitaplarında yazılan, bedenle ve zahirle ilgili fıkıh değildir. Bilakis, kalp fıkhıdır. Kalp fıkhı, seni Allah'a yaklaştırır.
Zahirle ve bedenle ilgili fıkıh ise, halka yakınlaştırır, hükümdarlara ve devlet ileri gelenlerine yakınlaştırır.Zamanını ilim öğrenmekle geçiriyorsun, fakat öğrendiklerinle amel etmiyorsun. Sen, Hakk'ın huzurunda susmalı, sükut etmeli ve dilsiz olmalısın. Ta ki, ondan konuşma izni gelinceye kadar. Konuşma izni gelince de, gene O'nun kudreti ile konuşursun, kendi kudretinle değil. Bu durumda senin konuşman, kalplerin hastalıklarına deva, özlere şifa, akıllara da ışık olur.Nefsinle cihad konusunda sana yardım edenle arkadaş ol. Onun sohbetinde bulun. Nefsinin azmasına yardım edenle arkadaş olma. Eğer cahil, ikiyüzlü (münafık), heva ve hevesler peşinde giden bir şeyh, mürşid ile arkadaş olur, onun sohbetinde bulunursan, o senin nefsinin azmasına yardımcı olur. Bu tip şeyhlerin, mürşidlerin sohbeti, senin aleyhine olur.Senin yapacağın doğru hareket, nefsinin istek ve arzularına cevap bile vermemek, onun söyleyeceği sözlerle arana bir duvar çekmektir: Onu, tıpkı bir deliyi dinler gibi dinle. Sözlerine asla iltifat etme. Şehevî, bâtıl ve faydasız zevk ve arzularına kulak asma. Senin mahvolman da, onun mahvolması da onun istek ve arzularını kabul etmendedir. Eğer onun bâtıl isteklerini kabul eder ve yerine getirirsen, işte o zaman her ikiniz de mahvolursunuz. Senin kurtuluşun da, onu kurtuluşu da onun istek ve arzularına karşı gelmendedir.Nefs Allah'a itaat ettiği zaman, onun rızkı her yandan bol bol gelir. İsyan ettiği ve kibirlendiği zaman ise, rızka sebep olan vasıtalar ortadan kalkar.Siz, işin aslına yapışmalısınız. Kolayına kaçmamalısınız. İşin esası ve zor kısmı tehlikelerle ve zahmetlerle doludur. Şu nefsi kendine hizmetkâr yap. Onu işin esasına sevket. İşin zor yanını ve aslını yapmayı, onun alışkanlığı haline getir. Zira o, senin kendisine ne yüklersen onu taşır, onu yüklenir. Onun tepesinden sopayı hiç eksik etme.Eğer sopayı eksik edersen hemen uyur. Sırtındaki yükleri de kaldırıp yere vurur. Ona tebessüm bile etme. O, ancak sopa korkusuyla iş gören kötü huylu bir köle gibidir. Onu hiçbir zaman doyasıya yedirme. Meğer ki, tokluğun onu azdırmayacağını ve tokluk karşılığında çalışacağını bilmiş olasın.Nefslerinizin üzerinden mücahede sopasını eksik etmeyiniz. Onun hilelerine aldanmayınız. Uyur gözükmesine aldanmayınız. Yırtıcı hayvanın uyur gözükmesine ve uyuşukluğuna aldanmayınız. Zira o, kendisini size uyur gösterir, uyuşuk gösterir. Gerçekte ise fırsat kollamaktadır. Bunu, tabiatındaki yırtıcılığın gereği olarak yapmaktadır.
Zahirle ve bedenle ilgili fıkıh ise, halka yakınlaştırır, hükümdarlara ve devlet ileri gelenlerine yakınlaştırır.Zamanını ilim öğrenmekle geçiriyorsun, fakat öğrendiklerinle amel etmiyorsun. Sen, Hakk'ın huzurunda susmalı, sükut etmeli ve dilsiz olmalısın. Ta ki, ondan konuşma izni gelinceye kadar. Konuşma izni gelince de, gene O'nun kudreti ile konuşursun, kendi kudretinle değil. Bu durumda senin konuşman, kalplerin hastalıklarına deva, özlere şifa, akıllara da ışık olur.Nefsinle cihad konusunda sana yardım edenle arkadaş ol. Onun sohbetinde bulun. Nefsinin azmasına yardım edenle arkadaş olma. Eğer cahil, ikiyüzlü (münafık), heva ve hevesler peşinde giden bir şeyh, mürşid ile arkadaş olur, onun sohbetinde bulunursan, o senin nefsinin azmasına yardımcı olur. Bu tip şeyhlerin, mürşidlerin sohbeti, senin aleyhine olur.Senin yapacağın doğru hareket, nefsinin istek ve arzularına cevap bile vermemek, onun söyleyeceği sözlerle arana bir duvar çekmektir: Onu, tıpkı bir deliyi dinler gibi dinle. Sözlerine asla iltifat etme. Şehevî, bâtıl ve faydasız zevk ve arzularına kulak asma. Senin mahvolman da, onun mahvolması da onun istek ve arzularını kabul etmendedir. Eğer onun bâtıl isteklerini kabul eder ve yerine getirirsen, işte o zaman her ikiniz de mahvolursunuz. Senin kurtuluşun da, onu kurtuluşu da onun istek ve arzularına karşı gelmendedir.Nefs Allah'a itaat ettiği zaman, onun rızkı her yandan bol bol gelir. İsyan ettiği ve kibirlendiği zaman ise, rızka sebep olan vasıtalar ortadan kalkar.Siz, işin aslına yapışmalısınız. Kolayına kaçmamalısınız. İşin esası ve zor kısmı tehlikelerle ve zahmetlerle doludur. Şu nefsi kendine hizmetkâr yap. Onu işin esasına sevket. İşin zor yanını ve aslını yapmayı, onun alışkanlığı haline getir. Zira o, senin kendisine ne yüklersen onu taşır, onu yüklenir. Onun tepesinden sopayı hiç eksik etme.Eğer sopayı eksik edersen hemen uyur. Sırtındaki yükleri de kaldırıp yere vurur. Ona tebessüm bile etme. O, ancak sopa korkusuyla iş gören kötü huylu bir köle gibidir. Onu hiçbir zaman doyasıya yedirme. Meğer ki, tokluğun onu azdırmayacağını ve tokluk karşılığında çalışacağını bilmiş olasın.Nefslerinizin üzerinden mücahede sopasını eksik etmeyiniz. Onun hilelerine aldanmayınız. Uyur gözükmesine aldanmayınız. Yırtıcı hayvanın uyur gözükmesine ve uyuşukluğuna aldanmayınız. Zira o, kendisini size uyur gösterir, uyuşuk gösterir. Gerçekte ise fırsat kollamaktadır. Bunu, tabiatındaki yırtıcılığın gereği olarak yapmaktadır.