Acil servisi olmayan devlet hastanesi hiç duydunuz mu?
Evet, Büyükçekmece Mimar Sinan Devlet Hastanesi'nin acil servisi yok!
Oysaki bu hastane 13 Haziran 2018 tarihinde yani 24 Haziran seçimlerinden 10 gün önce Sağlık Bakanı Dr. Ahmet Demircan tarafından açılmış ve açılış adeta AKP mitingine dönüştürülmüştü.
66 bin metrekare kapalı kullanım alanına sahip, 'akıllı bina' konseptiyle öne çıkan ve 62 polikliniğin hizmet vereceği söylenen binanın halen bir acil servisi yok! Sadece acil servisi değil, 44 poliklinik de halen devreye girmiş değil…
* * *
Cilt problemi yaşayan bir hasta İstanbul dışındayken devlet hastanesinde muayenesini olur, tahliller yapılır ve ilaçları yazılır. Hasta daha sonra yaşadığı şehir olan İstanbul'a döner. 8 aylık bir tedavi planlanan hastanın her ay tahlillerinin yapılıp muayene edilmesi ve ona göre yeni ilaçlarının yazılması gerekir. Yani hastanın hastalık sürecinin takip edilmesi gerekmektedir. İlk bir aylık periyotta ilaçları biter ve ikinci ayın muayenesini olabilmek için randevu almak ister.
Fakat o da ne!
Randevu sistemi, iki ay boyunca yoğunluk olduğunu söyler ve randevu vermez…
* * *
Torunu aniden hasta olup ateşi yükselince o an evde bulunan dede doğruca aile hekiminin yolunu tutar. Fakat aile hekimliği oldukça kalabalıktır. "Ne yapsam" diye düşünürken torununu özel hastanede muayene ettirmeye karar verir. Nasıl olsa sigorta kapsamında bütün hastanelerin tedavi edeceğine olan inancı tamdır. Yüksek ateşle yanan torununu bu sefer özel bir hastaneye götürür. Fakat özel hastanenin ek ücret istemesi üzerine emekli olan ve cebinde yeterli parası olmayan dede torununu muayene ettiremez. Hasta haliyle oradan oraya sürüklenen torun da o haliyle evine, hasta yatağına geri döner…
* * *
Bu tür örnekleri çoğaltmak o kadar mümkün ki; çok daha hayati konudaki örnekler de her gün gözümüzün önünde cereyan ediyor. Devlet hastanelerinin acil servisleri adeta ana baba günü…
Bir de hekimlerin sorunları var tabi…
Bu kadar çok hastaya bakmak zorunda olan hekim, hemşire ve sağlık memurlarının halini varın siz düşünün. Dünyada en fazla çalışan hekimler her halde Türkiye'dedir. Avrupa Birliği'nde hekimlerin nöbetler dahil haftada en fazla çalışma süreleri 48 saat olarak belirlenmiştir. Ülkemizde ise böyle bir üst sınır bulunmuyor. Mesela cerrahlar ayda 15 nöbet tutabilmekte…
Sözün özü, Türkiye'nin sağlık konusunda da diğer konularda olduğu gibi çözüm bekleyen önemli meseleleri var. Hastalar zamanında tedavi edilmeyi beklerken, hekimler hastalara yetişemiyor.
Hastaların müşteri olarak görülmediği, hekimlerin de insanüstü gayretlerin içine sürüklenmediği bir sistemin hayata geçmesi zorunlu. Tabi bu yazdıklarımızdan "Türkiye'ye hekim ithal etmek gerekir" sonucu çıkarılmamalı.
Düşünüyorum da acaba, 16 bakanlığımızı denetleyecek olan McKinsey&Company'nin ülkemizin sağlık sorunları konusunda her hangi bir çözümü var mı?
Benimkisi merak işte…
Eyüp Kabil / diğer yazıları
- Kötü kopya / 06.07.2023
- Asrın ahlaksızlığı / 18.02.2023
- İmar affını ‘kader’ çıkarmadı / 11.02.2023
- EYT’liler ilk maaşı ne zaman alır? / 04.02.2023
- Altılı Masa artık yok! / 28.01.2023
- Avantajları kaybeden seçimi kaybeder / 21.01.2023
- Basit bir ekonomi dersi! / 15.07.2022
- Hz. Ali'yi sevmek / 12.07.2022
- Teşekkürler… / 10.07.2022
- “Sarı bürokratlar”a sesleniş! / 26.05.2022
- Asrın ahlaksızlığı / 18.02.2023
- İmar affını ‘kader’ çıkarmadı / 11.02.2023
- EYT’liler ilk maaşı ne zaman alır? / 04.02.2023
- Altılı Masa artık yok! / 28.01.2023
- Avantajları kaybeden seçimi kaybeder / 21.01.2023
- Basit bir ekonomi dersi! / 15.07.2022
- Hz. Ali'yi sevmek / 12.07.2022
- Teşekkürler… / 10.07.2022
- “Sarı bürokratlar”a sesleniş! / 26.05.2022