Acil servislerde hızlı tren sistemi

Aracınız bozulup da sanayiye yolunuz düştüğünde;"Motor ustamız yok kaportacımız baksın" denilse ne yaparsınız?
Peki devlet hastanesinin acil servisine gittiğinizde "Acil tıp uzmanımız veya pratisyen acil doktorumuz yok. Bu seferlik sizi kadın doğumcumuz muayene etsin" denilse cevabınız ne olurdu?
Veya doktorunuzun ne uzmanı olduğunu dahi bilmeden konunun ehli olmayan bir hekime muayene ettirildiğinizi düşünün.
Aldatılmış olmak gibi bir duygu kaplamaz mı içinizi?
Görevden alınan eski bakan Prof Dr Recep Akdağ, arkasında toz duman içerisinde bir sağlık sistemi bırakarak kendi deyimiyle muhtemelen ticarete atıldı veya atılmak üzeredir.
Sayın Akdağ bu sistemi kurabilmek için bir gecede on binlerce pratisyen hekimi Aile Hekimi Uzmanı yapmıştı. Bu bir dünya rekorudur. Guiness'e girme hakkı vardır. Kırılması asla ve asla mümkün olmayan bir rekordur.
Ulu Hakan Abdulhamit Han'ın yaptırdığı paslı tren rayları üzerinden yüz yıl geçtikten sonra, bir gecede hızlı tren yürütmeye kalkan Ulaştırma bakanımız bile bu rekoru kıramaz.
On binlerce hekim gece pratisyen olarak yattılar, sabah Aile Hekimi Uzmanı olarak kalktılar. Gerçek Aile Hekimliği uzmanlarının emekleri boşa çıkarıldı bu şekilde. (NOT: Amacımız adı geçen hekimleri ve branşlarını küçümsemek asla değildir. Kendilerinden özür dileyerek).
Oldu mu oldu. Oh oh ne de güzel oldu. Biz yaptık oldu. Biz yapınca hep iyi olur.
Fakat hakkını yemeyelim sayın Akdağ'ın. İlk defa bir çalışan grubuna hak ettiği maaşı veren de o. Hatta uzman hekimlerin çoğundan daha fazla bir maaş. Bu hızlı sistemle uzman olan Aile Hekimleri'ne hiç değilse hak ettikleri asgari değerde bir maaş verdiler. Sistem kurabilmek uğruna "şimdilik" şartıyla katlanılan bir maaş ve performansa bağlı gelir masrafı.
Fakat bu arada hesaba katılmayan bir şey oldu. Pratisyen hekimlerin tümü cazibesine kapılıp Aile Hekimi Uzmanı olunca acil servislerde çalışacak pratisyen doktor kalmadı.
Dört yıl okuyup da Acil Tıp Uzmanı olmak isteyen hekimlerin sayısı da azalınca işler karıştı. Mecburen boşalan acil servislerde uzman hekimler çalıştırılmaya başlandı.
Cildiye uzmanından acil doktoru imalatı başladı. Dayatmayla.
Otuz yıllık Fizik Tedavi Uzmanına acile gelen hastalara kalp masajı yaptırıldı.
Biyokimya uzmanları acil servise gelen beyin kanamalı hastalarla migren hastalarını ayırd etmeye zorlandı.
Genelge marifetiyle. Tıp fakültesinden yıllarca önce mezun olduktan sonra onlarca yıl branşı dışında hasta bakmamış veya temel bilimci olup, laboratuarda çalışan, fakülteden sonra hiç klinik şartlarında hasta bakmamış olan doktorlar acil servislerde çalıştırıldılar. Üstelik hiç bir meslek içi tamamlayıcı eğitimden geçirilmeden.
Mikrobiyoloji uzmanları laboratuardan alınarak acil servislerde nöbet tutturuldu.
İtiraz edenlere ceza olarak "evde hasta bakımı" görevi verildi.
Kırk yıllık ürologlara acilde menenjit tanısı koymaları istendi.
Kadın erkek ayrımı yapılmamaktadır demek için olsa gerek jinekoloji uzmanları da bu kervana katıldılar.
Acilde yazılan reçetenin altında "kadın hastalıkları ve doğum uzmanı" kaşesini gören hasta ve hasta yakınları SABİM'e şikayetlerde bulundular.
"Ben erkeğim kardeşim. Kadın doğum uzmanı beni nasıl muayene eder" diye 184 ALO SABİM'e telefon ettiler.
Sonuçta uzman hekimler acil servis nöbetlerinde doğal olarak meydana gelen malpraktis ve tıbbi meslek hataları sebebiyle mahkemelerde sürünmek zorunda kaldılar. Ateş düştüğü yeri yaktı kimsenin haberi bile olmadı. Vatandaş ise bakanlık nezdinde canının bu kadar ucuz bir nesne olarak görüldüğünü anlayamadı bile.
Sayın Akdağ Aile Hekimliği sistemini kuracaktı. Kervanı yolda düzerim dedi ama kervan yolda çöktü. Terazinin bir kefesini doldururken diğer kefesini boşaltmış olacağını nedense hesaba katmadı. Belki de "Köylerde olduğu gibi uzman hekimlere bir salma yaparız gelir boşluğu doldururlar.
Gelmek istemeyenleri de Kilis'e, Hatay'a mülteciler arasına hizmete göndeririz. Burunlarını sürteriz, haklarından bir güzel geliriz" diye düşünmüş olabilirler.
Yeni bakan ve ekibi devraldıkları işin yabancısı değiller. Elbet bu gemici düğümünü çözerler.
Bizim vatandaşlarımıza bir ufak tavsiyemiz olacak; Siz siz olun kendinize ve sevdiklerinize iyi bakın.
Ekabir takımı düğümü çözene kadar Devlet Hastanelerinin acil servislerine düşmemeye gayret edin.
Mecburen yolunuz uğradığında da hiç olmazsa erkekliğin şanına halel getirmeyin.
Doktorunuza kimlik sorun.
İmam efendiyi çağırmayı da unutmayın...