Prof. Dr. Haydar Baş, "İmam Zeynelabidin" eserinde şu bilgileri veriyor:
"Emevi iktidarında adalet anlayışı, hak arama ve hakkın tahakkuku şeklinde cereyan etmemiştir. Sadece, tek hatası İmam Ali'yi sevmek olanların kılıçtan geçirildiği bir dönemde adaletin tesisi zaten mümkün değildir. İmam Zeynelâbidin (a.s.), bu yapılanların Kur'an emirlerine, Allah'ın emirlerine ters olduğunu da vurgulamaktadır. İmam (a.s.), zulmün karşısında âdil olmayan bu zâlimlerin yanında olmayı tenkit etmektedir: "Allah'ım! Beni zâlimler için arka kılma ve Senin Kitabını nabud etmeleri için beni onlara alet ve yardımcı kılma." (Arefe Günü okuduğu duasından bir bölüm). "Allah'ım! Muhammed (s.a.v.) ve âli Muhammed'e (s.a.v.) rahmette bulun ve beni sâlihlerin ziynetiyle beraber kıl ve adaleti yaymada, öfkeyi dindirmede, fitne ateşini söndürmede, tefrikaya düşenleri biraraya toplamada ve insanlar arasında arabuluculuk etmede takva ehlinin ziynetini giydir bana." (Yüce erdemler hakkındaki duasından bir bölüm).
Abdullah b. Hasan b. Hasan şöyle dedi:
Ali b. Hüseyin b. Ali b. Ebu Tâlib her gece, yatsı namazından sonra Mescid-i Nebevî'nin son bölümünde Urve b. Zubeyr'le birlikte otururlardı. Ben de onların yanında oturuyordum. Yine böyle bir gecede ikisi konuşuyorlardı. Ben-i Ümeyye'den bir zorbanın işlediği zulümlerden ve zâlimlerle beraber aynı yerde oturmaktan söz ediyorlardı. Urve, Ali b. Hüseyin (a.s.)'a dedi ki: "Ey Ali! Bir kimse zâlimleri terk etse ve Allah onların yaptıklarına buğzettiklerini bilse, bu arada zâlimlerin bulunduğu yerden bir mil uzakta bulunsa, şayet Allah zâlimlerin üzerine azabını indirirse, bu kimsenin zâlimlere isabet eden azabtan kurtulması umulur."
Urve bunları söyledi ve Medine'den ayrılıp el-Akik denilen yerde yaşamaya başladı. Ben de Medine'den ayrıldım ve Suveyke denilen yerde ikamet etmeye başladım. Ama Zeynelâbidin'in ashabından olanların yaptığını İmam yapmamış, Medine'yi terk etmemiş ve ümmeti zâlim yöneticilerin eline bırakmamıştır. Ömrü-nün sonuna kadar bu yöneticilere karşı mücadele vermiştir.
İmam (a.s.) ne zulmetmiş, ne de zulmü kabullenmiştir: "Allah'ım! Zulme mâruz kalmamı istemediğin gibi, zulmetmekten de koru beni!" (Sahife-i Seccadiye, haksızlığa uğradığında okuduğu duasından bir bölüm).
İmam Seccad (a.s.)'ın baskı altında ve çile dolu hayatında verdiği mesaj şudur: Çile ve sıkıntılara karşı tahammülü verecek olan, o dertlerden kurtaracak olan yüce Allah'tır. Ve yine, o zulmü yapanı cezalandıracak olan da Allah'tır. Bu sıkıntılı anlarında Allah'a sığınan İmam (a.s.), benzer eziyetler görenler için örnek teşkil edecek dualar buyurmuştur:
"Ey zulümden şikayetçi olanların halinden haberdar olan; ey onların başlarına gelenlerden haberdar olabilmek için tanıkların tanıklıklarına ihtiyacı olmayan; ey yardımı mazlumlara yakın olan ve ey desteği zâlimlerden uzak olan! Verdiğin nimetlerin şımarıklığı ile ve yaptıklarından dolayı kendisini hemencecik cezalandırmamana aldanarak falan oğlu filanın bana yaptığı haksızlığı, hakareti gördün, bildin. Allah'ım, Muhammed (s.a.v.) ve âline salat eyle ve kuvvetinle bana zulmedeni ve düşmanımı bana zulmetmekten alıkoy; kudretinle onun bana karşı düşmanlığının keskinliğini kır; onu meşgul et ve onu düşmanlarına karşı âciz, güçsüz kıl." (Sahife-i Seccadiye, haksızlığa uğradığında veya zâlimlerden bir davranış gördüğü zaman okuduğu duasından bir bölüm).
Ve yine, zâlime karşı şöyle yardım istemektedir: "Allah'ım! Muhammed (s.a.) ve âline salat eyle, beni bana zulmedenin üstünde tut; dilimi benimle çekişene karşı natık ve beni düşmanıma karşı muzaffer kıl." (Yüce erdemler hakkındaki duasından bir bölüm).
Zâlimlerin karşısında sadece Allah'tan yardım dileyen İmam (a.s.), dualarında bir ölçüyü daha getirmektedir. O da, Allah'ın bu zâlimlerden mutlaka intikam alacağı gerçeğidir. Bu intikam mutlak alınacaktır ama bu dünyada, ama ahirette: "Allah'ım! Eğer Senin katında benim hayrım, bana zulmedenden intikam almanın kıyamet gününe ve hasımların toplanacağı güne kadar tehir edilmesindeyse, o halde, Muhammed (s.a.) ve âline salat eyle ve Kendi katından sâdık bir niyet ve daim bir sabırla beni teyid et. Kötü bir şey istemekten ve hırs ehlinin sabırsızlığından beni sığınağına al, benim için zahire ettiğin sevap ve mükâfatının ve düşmanım için ceza ve azabın bir benzerini kalbime tasvir et, bunu takdir ettiğin hükümle yetinmeme ve Senin seçtiğine güven duymamama sebep kıl. Amin ya Rabbel âlemin. Çünkü, Sen yüce fazl sahibisin." (Haksızlığa uğradığında okuduğu duasından bir bölüm).
İmam Zeynelâbidin (a.s.), imameti boyunca ceddi Hz. Peygamberin (s.a.v.) yolunu takip etmiştir. O'nu örnek aldığı bir mevzu da, vatan savunmasıdır. Gasp edilmiş imamet makamında bulunanlara karşı yaptığı mücadelede yanında olmaları için halkı bilinçlendirdiği gibi, vatan savunması için de halkı eğitmiştir. Çünkü bu askerler, İslam dininin koruyucularıdır. Sınır muhafızlarına özel bir vazifenin düştüğünü belirten İmam, bu görevdeki askerlerin konumunu överek onlara mânen güç vermektedir. Bu vazifede Resulûllah (s.a.v.)'in sünnetinden ve İslam akaidinde sâbir olmalarının asıl vazifeleri olduğunu da hatırlatmaktadır:
"Allah'ım! Dinin en üstün din, hizbinin en güçlü hizip ve payının en kâmil pay olması için onlarla savaşan İslam gazileri ve mücahidlerini kolaylıklarla karşılaştır; işlerini düzelt; kendilerine başarılar ver; onlar için (iyi) arkadaşlar seç; onları destekleyerek güçlendir; rızıklarını bol et; kendilerine neşat ver; (sevdiklerine duydukları) özlemlerinin sıcaklığını söndür; yalnızlık sıkıntısını onlardan gider ve çoluk çocuklarını anmayı onlara unuttur. Onlara iyi niyet ver; (hastalıklara karşı) onlara bağışıklık kazandır; selameti onlardan ayırma; yüreklerinden korkuyu çıkar; onlara şiddet ve cüret ver; yardımınla onları destekle; (Resûlü'nün) siret ve sünnetleri(ni) onlara öğret, yargıda doğruyu onlara ilham et; riya ve gösterişi onlardan uzaklaştır; duyulup ünlenmek için iş yapmaktan kurtar onları; zikirleri, fikirleri, seferleri, konaklamaları Senin yolunda ve Senin için olsun." (Sınır bekçileri hakkındaki duasından)."
Gökhan Demir / diğer yazıları
- Mustafa Kemal ile beraber hareket dönemi-II / 10.12.2020
- Mustafa Kemal ile beraber hareket dönemi-I / 09.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-VI / 08.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-V / 07.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-IV / 04.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-III / 03.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-II / 02.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-I / 01.12.2020
- Millî Mücadele’de din adamları-XI / 30.11.2020
- Millî Mücadele’de din adamları-X / 29.11.2020
- Mustafa Kemal ile beraber hareket dönemi-I / 09.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-VI / 08.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-V / 07.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-IV / 04.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-III / 03.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-II / 02.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-I / 01.12.2020
- Millî Mücadele’de din adamları-XI / 30.11.2020
- Millî Mücadele’de din adamları-X / 29.11.2020