"Sen, bu millete Allah'ın bir lütfusun!"
1922'nin 30 Ağustos sonrasında Yakup Şevki Paşa, Mustafa Kemal'e böyle söylüyordu.
Bugün ise bir bilge lider, Atatürk'ün bize Allah'ın lütfu olduğunu sadece söylemiyor; O'nun yüce soyunun Ehl-i Beyt'e dayandığını belgelerle ispatlayarak, lütfun hikmetini açıklıyordu.
Bunu müjdeleyerek, milletine Atatürk'ü doğru anlatan lider, Prof. Dr. Haydar Baş'tı. Sayın Baş bu hakikati açıklarken;
Ülkemizi yönetenlere ve ileride yöneteceklere, Atatürk'ten korkmamalarını, onu kendilerine rakip olarak görmemelerini ve onun ilkelerini yok etme yolunda çaba harcamamalarını tavsiye ediyor ve dahi uyarıyordu.
Bugün, 30 Ağustos Zafer Bayramı coşkusu tüm ulusu coşkuyla sararken yarın Ağustos'un son günü. Aslında bu ay, Türk Milleti'ne başarılarını ve zaferlerini anımsatıyor.
Büyük asker ve büyük devrimci Mustafa Kemal Atatürk 57 yıllık ömrünün tamamını vatanı ve milletine, hatta tüm insanlığa hizmete adamış, çok ağır koşullara rağmen verdiği mücadeleler sonunda bizlere bağımsız bir vatan ve çağdaş bir cumhuriyet bırakmıştır.
Büyük liderin bu zorlu mücadele yaşamı içerisinde Ağustos ayının özel bir yeri bulunmaktadır;
-Ağustos 1915:
Büyük liderin asker olarak tarih sahnesinde ilk kez kendisini gösterdiği muharebe Çanakkale muharebesidir. Albay Mustafa Kemal'in Çanakkale muharebelerinin sonucunu belirleyen asıl büyük başarısı ise Ağustos 1915 ayındaki Anafartalar ve Conkbayırı karşı taarruzlarıdır.
-Ağustos 1916:
Çanakkale'deki başarılarından sonra 16. Kolordu Komutanlığı'na atanan Mustafa Kemal, kolordusu ile doğu cephesinin güney kanadında 2. Ordu'nun emrinde Rus ordusu karşısında görev almıştır. Cephenin kuzey kesiminde savunan 3.Ordu, Rus taarruzları karşısında gerilemiştir. 2.Ordu 3.Ordu ile koordineli olarak 1916 yazında umumi bir karşı taarruzla Rus ordusunu anavatandan çıkartacaktır.
Mustafa Kemal, Muş ve Bitlis'i kurtararak Kafkas cephesinde Ruslara karşı tek Türk zaferini kazanmış ve bu başarısından dolayı 2.Ordu Komutanlığı'na terfi ettirilmiştir.
-Ağustos 1921:
5 Ağustos 1921'de TBMM tarafından Mustafa Kemal'e Başkomutanlık yetkisi verilmiştir.
Sakarya Meydan Muharebesi'ni bizzat yöneterek Yunan Ordusu'nun Ankara'yı ele geçirmesine engel olmuş, nihayet ulusun tüm gücünü toplayarak yine bir Ağustos ayında (1922) memleketi düşman işgalinden tamamen kurtarmıştır.
-Ağustos 1922:
Mustafa Kemal'in askerlikteki başyapıtı İzmir'in kurtuluşu ile sonuçlanan Büyük Taarruz ve Başkomutan Meydan Muharebesi'dir.
Kurtuluş Savaşı'mızın sonucunu alacak olan son muharebe Başkomutan Mustafa Kemal'in komutasında 26 Ağustos 1922'de başlamış, planlandığı şekilde düşman cephesi yarılarak kuşatılmış ve düşman ordusunun büyük bir kısmı 30 Ağustos Başkomutan Meydan Muharebesi'nde Dumlupınar mevzileri önünde imha edilmiştir. İmhadan kurtulan dağınık Yunan birlikleri de süratle ve geçtikleri yerleşim yerlerini yakıp yıkarak İzmir'e kaçmışlardır. Yunan Anadolu ordusu komutanı Trikopis 2 Eylül'de Uşak'ta esir alınmıştır.
Sonuç olarak; Mustafa Kemal askerlik hayatının en önemli başarılarını Ağustos ayı içerisinde kazanmıştır.
Kendisini saygı, hasret ve rahmetle anıyoruz.
1922'nin 30 Ağustos sonrasında Yakup Şevki Paşa, Mustafa Kemal'e böyle söylüyordu.
Bugün ise bir bilge lider, Atatürk'ün bize Allah'ın lütfu olduğunu sadece söylemiyor; O'nun yüce soyunun Ehl-i Beyt'e dayandığını belgelerle ispatlayarak, lütfun hikmetini açıklıyordu.
Bunu müjdeleyerek, milletine Atatürk'ü doğru anlatan lider, Prof. Dr. Haydar Baş'tı. Sayın Baş bu hakikati açıklarken;
Ülkemizi yönetenlere ve ileride yöneteceklere, Atatürk'ten korkmamalarını, onu kendilerine rakip olarak görmemelerini ve onun ilkelerini yok etme yolunda çaba harcamamalarını tavsiye ediyor ve dahi uyarıyordu.
Bugün, 30 Ağustos Zafer Bayramı coşkusu tüm ulusu coşkuyla sararken yarın Ağustos'un son günü. Aslında bu ay, Türk Milleti'ne başarılarını ve zaferlerini anımsatıyor.
Büyük asker ve büyük devrimci Mustafa Kemal Atatürk 57 yıllık ömrünün tamamını vatanı ve milletine, hatta tüm insanlığa hizmete adamış, çok ağır koşullara rağmen verdiği mücadeleler sonunda bizlere bağımsız bir vatan ve çağdaş bir cumhuriyet bırakmıştır.
Büyük liderin bu zorlu mücadele yaşamı içerisinde Ağustos ayının özel bir yeri bulunmaktadır;
-Ağustos 1915:
Büyük liderin asker olarak tarih sahnesinde ilk kez kendisini gösterdiği muharebe Çanakkale muharebesidir. Albay Mustafa Kemal'in Çanakkale muharebelerinin sonucunu belirleyen asıl büyük başarısı ise Ağustos 1915 ayındaki Anafartalar ve Conkbayırı karşı taarruzlarıdır.
-Ağustos 1916:
Çanakkale'deki başarılarından sonra 16. Kolordu Komutanlığı'na atanan Mustafa Kemal, kolordusu ile doğu cephesinin güney kanadında 2. Ordu'nun emrinde Rus ordusu karşısında görev almıştır. Cephenin kuzey kesiminde savunan 3.Ordu, Rus taarruzları karşısında gerilemiştir. 2.Ordu 3.Ordu ile koordineli olarak 1916 yazında umumi bir karşı taarruzla Rus ordusunu anavatandan çıkartacaktır.
Mustafa Kemal, Muş ve Bitlis'i kurtararak Kafkas cephesinde Ruslara karşı tek Türk zaferini kazanmış ve bu başarısından dolayı 2.Ordu Komutanlığı'na terfi ettirilmiştir.
-Ağustos 1921:
5 Ağustos 1921'de TBMM tarafından Mustafa Kemal'e Başkomutanlık yetkisi verilmiştir.
Sakarya Meydan Muharebesi'ni bizzat yöneterek Yunan Ordusu'nun Ankara'yı ele geçirmesine engel olmuş, nihayet ulusun tüm gücünü toplayarak yine bir Ağustos ayında (1922) memleketi düşman işgalinden tamamen kurtarmıştır.
-Ağustos 1922:
Mustafa Kemal'in askerlikteki başyapıtı İzmir'in kurtuluşu ile sonuçlanan Büyük Taarruz ve Başkomutan Meydan Muharebesi'dir.
Kurtuluş Savaşı'mızın sonucunu alacak olan son muharebe Başkomutan Mustafa Kemal'in komutasında 26 Ağustos 1922'de başlamış, planlandığı şekilde düşman cephesi yarılarak kuşatılmış ve düşman ordusunun büyük bir kısmı 30 Ağustos Başkomutan Meydan Muharebesi'nde Dumlupınar mevzileri önünde imha edilmiştir. İmhadan kurtulan dağınık Yunan birlikleri de süratle ve geçtikleri yerleşim yerlerini yakıp yıkarak İzmir'e kaçmışlardır. Yunan Anadolu ordusu komutanı Trikopis 2 Eylül'de Uşak'ta esir alınmıştır.
Sonuç olarak; Mustafa Kemal askerlik hayatının en önemli başarılarını Ağustos ayı içerisinde kazanmıştır.
Kendisini saygı, hasret ve rahmetle anıyoruz.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Prof. Dr. Ali Ünal Emiroğlu / diğer yazıları
- Terör / 01.02.2024
- Yerel yönetim / 25.01.2024
- Muhalefet / milli irade / 22.01.2024
- Anayasa Mahkemesi yoksa… / 18.01.2024
- Soykırım davası / 15.01.2024
- Sosyal devlet için / 11.01.2024
- Hukuk devletine başkaldırı / 25.12.2023
- Güç dengesi / 21.12.2023
- Yerel seçime giderken / 14.12.2023
- İnsanlığın anayasası / 11.12.2023
- Yerel yönetim / 25.01.2024
- Muhalefet / milli irade / 22.01.2024
- Anayasa Mahkemesi yoksa… / 18.01.2024
- Soykırım davası / 15.01.2024
- Sosyal devlet için / 11.01.2024
- Hukuk devletine başkaldırı / 25.12.2023
- Güç dengesi / 21.12.2023
- Yerel seçime giderken / 14.12.2023
- İnsanlığın anayasası / 11.12.2023