Çocuklarınız dindar ve ahlaklı yetişsin diye götürüp falancalara teslim ettiniz. Falancaların çarkından ve çemberinden geçtikten sonra hayatın çeşitli alanlarında göreve başladılar ama falancalarla irtibatları devam ediyor, hatta onların referansları ile iş buldular.Hayata onların penceresinden bakıyorlar, geçmişi onların penceresinden seyrediyor, günü onların mantığı ile yorumluyorlar. Elbette geleceğe ait planlarını da yine onlarla beraber yapıyorlar.Çocuklarınız okudu, mezun oldu ve de iş sahibi oldular, görünüşte de dindar ve ahlaklı bir hayat sürüyorlar diye siz de mes'ut ve bahtiyarsınız. Eh, ihtiyarlık çağında da en çok lazım olacak şey bahtiyarlıktır.Fakat aylar geçtikçe, yıllar ilerledikçe "acaba yanlış mı yaptım" sorusu vicdanınızı rahatsız etmeye başladı.Dedenizin, ninenizin bizzat yaşadıkları, babanızın ve annenizin de kısmen yaşayıp dinledikleriyle beraber size aktardıkları gerçeklere çocuklarınız tebessüm edip geçiyorlardı. Anadolu coğrafyasında müthiş bir haçlı mezalimi yaşanmıştı.Boyunlarından, silahlarının ve toplarının namlularından haç asılan gözü dönmüş caniler, köylere, kasabalara, ilçelere, bucaklara aç ve kudurmuş kurt sürüsü gibi dalmış, çoluk-çocuk,kadın ayırımı yapmadan katliama tabi tutmuşlardı, ahırlara, samanlıklara doldurup canlı canlı yakmışlardı. O kıyamet zamanlarında yaşadıkları acıları dedenizden yüzlerce defa gözyaşları eşliğinde dinlemiştiniz. Yedi kardeşi olan dedeniz, dağda çoban olduğu için kurtulmuş altı kardeşi de haçlılar tarafından yakılmıştı. Annenizin kurumuş, çöp haline gelmiş bir kolu o acılı günlerin şiddetini anlatmaya yetiyordu.Şimdi sizin çocuklarınız o haçlıların torunları ile dost olmaktan, kardeş olmaktan dem vuruyorlardı.Bu davranışlarını Müslüman Türk ahlakının bir tarafına yerleştiremiyordunuz.Halbuki, aynı haçlılar bugün de dünyanın dört bir yanında geçmişte sizin dedelerinize uygulanan katliamları Müslümanlara uyguluyorlardı.Sizin çocuklarınız ise, daima katliama maruz kalan Müslümanları suçluyor, katillere, canilere ve conilere bir laf etmiyor ve de ettirmiyorlardı.Zalimi seven, zulmü alkışlayan mazluma ise "canın cehenneme" diyen bu tavrı hem ahlaklı bulmuyor hem de ceddinizden aldığınız ahlak kurallarının bir yerine yerleştiremiyordunuz.Sonra memleketimizde özellikle son yıllarda yaygınlaşan, hırsızlık, gasp, kapkaç, faizin bütün katmanlara yaygınlaştırılması, zinanın suç olmaktan çıkarılması, AB'ye uyum adı altında batı toplumlarında var olan bütün gayri ahlaki uygulamaların normalleştirilmesi meselelerine çocuklarınız "reel politika gereği" deyip geçiyorlardı.Bu "reel politika"yı tam olarak anlamasanız da Müslüman Türk ahlakına uygun olmadığını kolaylıkla anlıyordunuz. Yoksa çocuklarınızı teslim ettiğiniz o falancalar; sizin ciğer parelerinizi sizden alıp, sizin ahlak anlayışınızdan koparıp, küresel güçlerin emperyalist eşkıyaların, "dişlerine göre" uyumlu ve ılımlı hale mi getirmişlerdi?"Acaba yanlış mı yaptım" sorusu vicdanınızı rahatsız etmek değil kanatmalıdır ve derin uykulardan sizi uyandırmalıdır.Ömrünüz vefa ederse eğer; "ahlak bunun neresinde?" diyebileceğiniz çok şeylerle karşılaşacaksınız ve tabii cevap bulamayacaksınız.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Aziz Karaca / diğer yazıları
- Mutlu musunuz? / 23.05.2025
- Bir gram güven bir kilo altından pahalı / 22.05.2025
- Gençlik Bayramında gençliğin hali / 20.05.2025
- Dünya yansa bir bağ otu yanmayan tipler / 19.05.2025
- “Ey basiret ehli ibret alınız” / 11.05.2025
- Kavmi de Karun’a nasihat etmiş / 10.05.2025
- Ekmekten aştan bîhaber iktidar / 07.05.2025
- Bozulmamış ne kaldı? / 05.05.2025
- Aç bırakanlar ağlamayı da yasaklıyorlar / 02.05.2025
- Gözenin başında kim var? / 01.05.2025
- Bir gram güven bir kilo altından pahalı / 22.05.2025
- Gençlik Bayramında gençliğin hali / 20.05.2025
- Dünya yansa bir bağ otu yanmayan tipler / 19.05.2025
- “Ey basiret ehli ibret alınız” / 11.05.2025
- Kavmi de Karun’a nasihat etmiş / 10.05.2025
- Ekmekten aştan bîhaber iktidar / 07.05.2025
- Bozulmamış ne kaldı? / 05.05.2025
- Aç bırakanlar ağlamayı da yasaklıyorlar / 02.05.2025
- Gözenin başında kim var? / 01.05.2025