Mükemmel insan olmanın alt yapısında yer alan ahlakî değer ve kurumlar, çok önemli bir anlam dünyasına sahiptir.Etik yani ahlakî değer, insanı mütekâmil yapan temel unsurlardan biridir. Ahlak, tek başına yaşayan bir insanla ilgili değildir. Yani tek başına yaşayanın ahlakı yoktur. Ahlak, toplumsal bir olgudur. Birden fazla insanın bir araya gelerek, birlikte yaşayarak, ortaklaşa iş yaparak kurdukları yapı içerisinde ortaya çıkar ahlak dediğimiz kurum. O halde insan, içinde yaşadığı toplumsal yapı içinde diğer insanlarla kurduğu münasebetlere göre iyi ya da kötü ahlak sahibi olur. Ahlaklı ya da ahlaksız tabirleri, kişinin diğer insanlarla kurduğu münasebetler sonucu verilen hükümlerdir.O halde kişinin toplumsal kişiliği iç içe geçmiş iki daireyle alakalıdır. 1.Millî kimliği, 2.Evrensel kimliği.Millî Kimlik: İnsanlar, bir millet içine doğarlar ve bu milletin ortak değerleriyle toplumsallaşırlar. Bu durumda her insanın bir ailesi ve ortak millî değerlerini paylaştığı bir milleti vardır. Bizim milletimizin adı da Türk milletidir. Milliyet şuurumuzun geliştiği ve milletimize olan sorumluluklarımızı en üst düzeyde yerine getirdiğimiz oranda mükemmel insan oluruz. Milliyetsiz kişi, everensel insan, dünya vatandaşı olamaz. Bugün emperyalist Batı, içerdeki işbirlikçileri ile birlikte Türk milletinin millî kimliğini, millet adını, Türklüğü yok etmek için olağanüstü bir çaba sarf etmekte, Türk millet kimliği ayaklar altına alınmakta, Türk milletinin Türk milleti adını kullanması suç sayılmakta, ırkçılık olarak değerlendirilmektedir. Bu milletin başına "Türk" ifadesi gelmeyecekmiş, sadece millet diyecekmişiz. Peki bu, ne milleti, bu milletin özel adı ne? Millet bir cins ismidir, bu cins isimlerin bir de özel isimleri olur. Mesela kuş bir cins ismidir, leylek de kuş cinsinin özel bir türüdür. Millet de cins ismidir. Türk milleti de bu millet cinsinin özel bir türüdür. Birilerine göre biz sadece milletmişiz. Ne milleti diye sorarlarsa ne diyeceğiz? "Biz Türk milleti filan değiliz, bizi leylekler getirdi" diyeceğiz. Ahmet Yesevî bu bağlamda milliyet bilinci oldukça kuvvetli olan bir Müslüman Türk bilgesidir. Yahya Kemal, onun bu boyutunu veciz bir şekilde şöyle vurgular:"Şu Ahmet Yesevî kim? Bir araştırın göreceksiniz? Bizim milliyetimizi asıl onda bulacaksınız."Milliyetin en temel unsuru dildir. Yesevî hikmetlerini sade Türkçe ile, öz Türkçe ile söyleyerek Türk milliyetine en büyük hizmeti yaptı. Zira tarihimizin değişik dönemlerinde Türkçeden utanarak ya da Türkçeyi küçümseyerek, horlayarak Farsça ve Arapça ile eser veren çok şair ve âlim oldu. Yesevî hikmetlerinde Türkçe bilincini şöyle ortaya koyuyor:"Sevmiyorlar bilginlerSizin Türkçe diliniBilgelerden işitsenAçar gönül iliniAyet hadis anlamıTürkçe olsa duyarlarAnlamını bilenlerBaşı eğip uyarlarMiskin zayıf Hoca AhmedYedi atana rahmetFars dilini bilir de Sevip söyler Türkçeyi."Etik Bir Değer Olarak Toplumsal ve Ekonomik Dayanışma: Bugünkü modern dünyanın hastalıklarından biri, Karunî sistemin kapitalizm adıyla kurumsal bir kimlik kazanması ve Türk milletini kapitalist ruhun esir almasıdır. Özellikle 1950'den bu yana Amerika ve Avrupa'nın musallat olmasıyla devlet ve millet yapımıza kapitalist sistem ve ruh iyice yerleşmiş durumdadır. Bu da Türk millet varlığını iyice tehdit eder duruma gelmiştir. Kapitalist ruh ve sistem, başkasını ezip geçerek kısa zamanda haram helal demeden, kanunlu ya da kanunsuz bir şekilde çok para kazanmak, çok tüketmek, çok tüketmek için daha çok kazanma ihtirası üzerine temellenmiş bir anlayıştır. Bu zihniyette zayıflar, çaresizler, hastalar, fakirler, yetimler, sahipsiz kişiler, Darwinist bir yöntemle elimine edilmesi gereken, silinmesi, yok edilmesi, temizlenmesi gereken fazlalıklar olarak görülür ve hiçbir şekilde yardım edilmezler, ilgilenilmezler. Bu durum, insanlarda duygusuzlaşmaya, merhametsizleşmeye, canavarlaşmaya, kalp katılığına, insanın insan olarak kendi var oluşuna ihanet etmesine yol açar. Yani, haksızlık ve usulsüzlük üzerine temellenen, güçlünün güçsüz bırakılmışı yani mustaz'afı yok etmesine dayanan kapitalist ruh, insanı insanlığından çıkarmıştır. Bugün milletimiz, böyle bir hastalıkla malüldür. Ahmet Yesevî, bu hastalığa karşı da oldukça sağlam bir sığınaktır. Şöyle der:"Garip, fakir, yetimleri sevindirAziz canını parçalarcasına çalışYemek bulursan canın ile konuk eyleHakk'dan işitip bu sözleri söylüyorum.Garip, fakir, yetimleri kim sorarsaRazı olur ol kulundan Yüce AllahEy habersiz sen sebepsin, kalanı sırdırHak Mustafa öğüdünü söylüyorum.Resul önüne bir yetim gelmiştiGarip ve müptelayım demiştiAcıdı Resul onun halineİstediğini verdi elineResul dedi ben de bir yetimimYetimlik ve gariplikle yetiştimMuhammed dedi ki kim ki yetimdirBiliniz o benim has ümmetimdirYetimi görseniz incitmeyinizGaribi görseniz küstürmeyiniz."Toplumsal, ekonomik eşitsizlik, adaletsizlik, haksızlık gibi hastalıklara çare için komünizme sosyalizme gitmeye gerek yok. Toplumsal ve ekonomik adaletin ve dengenin asıl ve sahih kaynağı İslam'dır, Ahmet Yesevî de bu anlayışa tercümandır.
Prof. Dr. Nurullah Çetin / diğer yazıları
- Dayatılan kapitalist stil / 26.12.2015
- "Karıştır barıştır"a karşı "birleştir savuştur" / 30.11.2015
- Öğretmenler Günü'nü kutlamak / 26.11.2015
- İşin sırrı dengede / 20.11.2015
- IŞİD terörist peki Fransa nedir? / 18.11.2015
- Anaları ağlamasın diye Fransa'ya çözüm süreci desteği / 17.11.2015
- Bir 10 Kasım yazısı / 12.11.2015
- Ölmek ve köle olmak dışında üçüncü bir seçenek / 11.11.2015
- Türk sosyalistlerini marabalıktan kurtulmaya davet / 09.11.2015
- Yandakların istilası / 05.11.2015
- "Karıştır barıştır"a karşı "birleştir savuştur" / 30.11.2015
- Öğretmenler Günü'nü kutlamak / 26.11.2015
- İşin sırrı dengede / 20.11.2015
- IŞİD terörist peki Fransa nedir? / 18.11.2015
- Anaları ağlamasın diye Fransa'ya çözüm süreci desteği / 17.11.2015
- Bir 10 Kasım yazısı / 12.11.2015
- Ölmek ve köle olmak dışında üçüncü bir seçenek / 11.11.2015
- Türk sosyalistlerini marabalıktan kurtulmaya davet / 09.11.2015
- Yandakların istilası / 05.11.2015