Hızla gelişen ve değişen dünya ile hayatımızda da
birçok şey değişikliğe uğradı. Bu değişimden,
aileler ve aile yapıları da nasibini aldı. Babalar
vakitlerinin çoğunu işte geçirirken, çocuklar da
televizyon ve bilgisayar başında vakitlerini geçirir
hale geldiler. Bunun neticesinde aile fertleri
arasında iletişim kopukluğu yaşanmaya başlandı.
Ben de bu çalışmamda yaşanan bu değişimin
çocuk üzerindeki etkilerini, çocuğun
problemlerini ele almaya çalıştım. Bu çalışma
çerçevesinde görüşmelerimi sosyo-ekonomik
durumu birbirine benzeyen aileler ile yaptım.
Vardığım sonuçlara göre aileler açısından
çocukların genel problemleri ders çalışmamaları,
sinirli olmaları, sorumsuzlukları, doyumsuzlukları
ve şımarıklıkları. Bunların sebepleri her ailede
değişiklik göstermiş.
Genel olarak baktığımda çocukların ders
çalışmamalarının en önemli sebepleri
bilgisayarda oyun oynamaları, televizyon
izlemeleri ve sokakta oyun oynama istekleridir.
Ama biraz daha derine inince hepsinin altından
farklı sebepler çıkıyor. Babalarının ilgisizliği, aşırı
şımartılma, sorumluluk duygusundan uzak
yetiştirilme gibi... Geniş ailelerde sorun evin
küçük olmasıyken, tek ebeveynli ailelerde sorun
babasızlık ya da annesizlik, çekirdek ailede de
baba sevgisinin, ilgisinin eksikliği.
Gözlemlediğim kadarıyla birçok ailede baba pasif
kalmış. Baba, çocuklarının sorumluluğunu
annenin üzerine atmış. İşe gidip gelmelerini öne
sürerek ilgilenecek zamanımız yok demişler.
Çocuk sayısı fazla olan ailelerde de anne bir yere
kadar ilgilenebilmiş çocuklarla. Anneler
zamanlarının büyük bir bölümünü çocuklarının
yemeğini hazırlamak, ütüsünü yapmakla yani
onların ihtiyaçlarını karşılamaya çalışmakla
geçiriyorlar. Babasından ilgi göremeyen çocuk bu
sefer sanal sevgiye, sanal arkadaşlıklara
yönelmiştir.
Bilgisayar ve televizyon aile hayatımıza öyle bir
girdi ki bize sunduğu film ve dizilerle aile yapımızı
alt üst etti. Evimizin başköşesine yerleşti. Anne,
babalar artık çocuklarından çok televizyon
karşısında vakit geçirir oldu. Çocuklar her konuda
olduğu gibi bu konuda da anne, babalarını model
aldılar ve vakitlerinin çoğunu bilgisayar başında
ya da televizyon karşısında geçirir oldular.
Ailelerin birçoğu bu durumdan yakınmakta; ama
unutmasınlar ki çocuklarının böyle
davranmasındaki en büyük etken kendileridir.
Bazı ailelerde de çocuk sokağa düşkün oluyor,
derslerini arka plana atıyor. Bunun en önemli
sebebi; çocuklar tüm hafta okuldan eve evden
okula gidip geliyorlar. Sürekli bir baskı altındalar,
bunalıyorlar, sıkılıyorlar. Baba en azından hafta
sonları çocuklarını alıp pikniğe, sinemaya,
tiyatroya, oyun parklarına götürseler çocuk
enerjisini oralarda atabilecek. Hafta içi okula,
hafta sonu da eve hapsedilen çocuk elbet
enerjisini atmak için sokağa çıkmak isteyecektir.
Aileler çocuklarını dinlemedikleri için onların
sinirli olduklarını biliyorlar ama bunu düzeltmek
için hiçbir şey yapmıyorlar ya da yapamıyorlar.
Aileler ergenliğe girmiş çocuklarına nasıl
davranmaları gerektiğini bilmiyorlar. Ergenlik
çağındaki çocukların duyguları hızlı değişim
göstermektedir. Aile ergenlik sürecini gözardı
etmemelidir. Çocuğun sınırlrını ihlal etmemelidir.
Aileler çocuklarını karşılarına alıp problemlerini
dinlemeliler. Onlara empatik yaklaşmalıdırlar.
Çocuklarının görüşlerini dinleyip çocuklarının
görüşlerine değer vermeliler. Geri dönüt ile
çocuğa bunu hissettirmelidirler. Aileler
çocuklarıyla daha çok vakit geçirmeliler.
(devamı yarın)?
birçok şey değişikliğe uğradı. Bu değişimden,
aileler ve aile yapıları da nasibini aldı. Babalar
vakitlerinin çoğunu işte geçirirken, çocuklar da
televizyon ve bilgisayar başında vakitlerini geçirir
hale geldiler. Bunun neticesinde aile fertleri
arasında iletişim kopukluğu yaşanmaya başlandı.
Ben de bu çalışmamda yaşanan bu değişimin
çocuk üzerindeki etkilerini, çocuğun
problemlerini ele almaya çalıştım. Bu çalışma
çerçevesinde görüşmelerimi sosyo-ekonomik
durumu birbirine benzeyen aileler ile yaptım.
Vardığım sonuçlara göre aileler açısından
çocukların genel problemleri ders çalışmamaları,
sinirli olmaları, sorumsuzlukları, doyumsuzlukları
ve şımarıklıkları. Bunların sebepleri her ailede
değişiklik göstermiş.
Genel olarak baktığımda çocukların ders
çalışmamalarının en önemli sebepleri
bilgisayarda oyun oynamaları, televizyon
izlemeleri ve sokakta oyun oynama istekleridir.
Ama biraz daha derine inince hepsinin altından
farklı sebepler çıkıyor. Babalarının ilgisizliği, aşırı
şımartılma, sorumluluk duygusundan uzak
yetiştirilme gibi... Geniş ailelerde sorun evin
küçük olmasıyken, tek ebeveynli ailelerde sorun
babasızlık ya da annesizlik, çekirdek ailede de
baba sevgisinin, ilgisinin eksikliği.
Gözlemlediğim kadarıyla birçok ailede baba pasif
kalmış. Baba, çocuklarının sorumluluğunu
annenin üzerine atmış. İşe gidip gelmelerini öne
sürerek ilgilenecek zamanımız yok demişler.
Çocuk sayısı fazla olan ailelerde de anne bir yere
kadar ilgilenebilmiş çocuklarla. Anneler
zamanlarının büyük bir bölümünü çocuklarının
yemeğini hazırlamak, ütüsünü yapmakla yani
onların ihtiyaçlarını karşılamaya çalışmakla
geçiriyorlar. Babasından ilgi göremeyen çocuk bu
sefer sanal sevgiye, sanal arkadaşlıklara
yönelmiştir.
Bilgisayar ve televizyon aile hayatımıza öyle bir
girdi ki bize sunduğu film ve dizilerle aile yapımızı
alt üst etti. Evimizin başköşesine yerleşti. Anne,
babalar artık çocuklarından çok televizyon
karşısında vakit geçirir oldu. Çocuklar her konuda
olduğu gibi bu konuda da anne, babalarını model
aldılar ve vakitlerinin çoğunu bilgisayar başında
ya da televizyon karşısında geçirir oldular.
Ailelerin birçoğu bu durumdan yakınmakta; ama
unutmasınlar ki çocuklarının böyle
davranmasındaki en büyük etken kendileridir.
Bazı ailelerde de çocuk sokağa düşkün oluyor,
derslerini arka plana atıyor. Bunun en önemli
sebebi; çocuklar tüm hafta okuldan eve evden
okula gidip geliyorlar. Sürekli bir baskı altındalar,
bunalıyorlar, sıkılıyorlar. Baba en azından hafta
sonları çocuklarını alıp pikniğe, sinemaya,
tiyatroya, oyun parklarına götürseler çocuk
enerjisini oralarda atabilecek. Hafta içi okula,
hafta sonu da eve hapsedilen çocuk elbet
enerjisini atmak için sokağa çıkmak isteyecektir.
Aileler çocuklarını dinlemedikleri için onların
sinirli olduklarını biliyorlar ama bunu düzeltmek
için hiçbir şey yapmıyorlar ya da yapamıyorlar.
Aileler ergenliğe girmiş çocuklarına nasıl
davranmaları gerektiğini bilmiyorlar. Ergenlik
çağındaki çocukların duyguları hızlı değişim
göstermektedir. Aile ergenlik sürecini gözardı
etmemelidir. Çocuğun sınırlrını ihlal etmemelidir.
Aileler çocuklarını karşılarına alıp problemlerini
dinlemeliler. Onlara empatik yaklaşmalıdırlar.
Çocuklarının görüşlerini dinleyip çocuklarının
görüşlerine değer vermeliler. Geri dönüt ile
çocuğa bunu hissettirmelidirler. Aileler
çocuklarıyla daha çok vakit geçirmeliler.
(devamı yarın)?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
/ diğer yazıları