İslam coğrafyasını hedef alan şer planlarına yüz yıllardır imza atan başta İngilizler olmak üzere Batılı devletler için hiç değişmeyen hedeflerden bir tanesi Şii-Sünni savaşı çıkarmak olmuştur.
Adı tarihe geçmiş Lawrence ve Humpher gibi İngiliz ajanlarının yıllar sonra yayınlanmış hatıralarını okuyunca da görürsünüz ki, bu ajanların bütün amacı Müslümanlar arasında bu kardeş kavgasının çıkarılması olmuştur.
Şii-Sünni savaşı neden bu kadar önemli?
Çünkü böyle bir savaşın gerçekten çıkması, Müslümanların bir daha hiçbir zaman yekvücut olamayacakları anlamına gelmektedir.
Şii Sünni'yi, Sünni ise Şii'yi düşman olarak görmeye başladığında gerçek düşmanlar oyun kurucu gibi silah satıp, çatışmaları körükleyecek ve İslam coğrafyası üzerindeki her türlü planlarını hiçbir engelle karşılaşmadan hayata geçirebileceklerdir.
Batılılar için bu planın getirisi o kadar büyüktür ki asırlar geçmiş olmasına rağmen vazgeçilmemiştir.
Bugün de aynı plan Irak, Suriye, Libya, Afganistan, Pakistan ve hatta Türkiye bağlamında devrededir.
Türkiye gibi Sünni Müslümanların çoğunlukta olduğu ülkelerde Şii Müslümanlara yönelik, Şiilerin çoğunlukta olduğu ülkelerde ise Sünni Müslümanlara yönelik saldırıların yoğunlukta olması asla tesadüf değildir, asırlık bu şer planların birer neticesidir.
Şer plan bu kadar büyük ve asırlık olunca Şii-Sünni çatışmasına engel olanlara saldırı da doğaldır.
Bu bağlamda yanmaz kefen, terlik ve sakal suyu satarak milyonlarına milyon katan cübbeli, sarıklı sözde din adamları başta olmak üzere çoğu kişi, bugünün Lawrence ve Humpher'ları olmak gayesiyle ateşi körüklerken yalnızca babayiğit insan Prof. Dr. Haydar Baş, Şii-Sünni kardeşliğini ve Ehl-i Beyt gerçeğini kınanmaktan korkmadan haykırmaktadır.
Bilerek ya da bilmeyerek çoğu kişi, Müslümanları yakan İsrail ateşine, ABD ve İngiliz ateşine benzin dökerken, Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş ve BTP kadroları bu ateşi söndürmek için mücadele etmektedirler.
Prof. Dr. Baş Ehl-i Beyt İslam'ını ortaya koymakta ve Şii-Sünni kardeşliğini sık sık hatırlatmaktadır. Bu gerçeklerin duyulmasını istemeyenler ise dikkatleri başta tarafa çevirmek amacıyla iftiralar atarak, gerçeklerin üstünü örtmeye çalışmaktadırlar.
Asıl amaçları Ehl-i Beyt gerçeğini üzerini örtmek ve rantlarını devam ettirebilmektedir.
Ama ne yaparlarsa yapsınlar, hak gelince batıl zail olmaktan kurtulamayacaktır.
Adı tarihe geçmiş Lawrence ve Humpher gibi İngiliz ajanlarının yıllar sonra yayınlanmış hatıralarını okuyunca da görürsünüz ki, bu ajanların bütün amacı Müslümanlar arasında bu kardeş kavgasının çıkarılması olmuştur.
Şii-Sünni savaşı neden bu kadar önemli?
Çünkü böyle bir savaşın gerçekten çıkması, Müslümanların bir daha hiçbir zaman yekvücut olamayacakları anlamına gelmektedir.
Şii Sünni'yi, Sünni ise Şii'yi düşman olarak görmeye başladığında gerçek düşmanlar oyun kurucu gibi silah satıp, çatışmaları körükleyecek ve İslam coğrafyası üzerindeki her türlü planlarını hiçbir engelle karşılaşmadan hayata geçirebileceklerdir.
Batılılar için bu planın getirisi o kadar büyüktür ki asırlar geçmiş olmasına rağmen vazgeçilmemiştir.
Bugün de aynı plan Irak, Suriye, Libya, Afganistan, Pakistan ve hatta Türkiye bağlamında devrededir.
Türkiye gibi Sünni Müslümanların çoğunlukta olduğu ülkelerde Şii Müslümanlara yönelik, Şiilerin çoğunlukta olduğu ülkelerde ise Sünni Müslümanlara yönelik saldırıların yoğunlukta olması asla tesadüf değildir, asırlık bu şer planların birer neticesidir.
Şer plan bu kadar büyük ve asırlık olunca Şii-Sünni çatışmasına engel olanlara saldırı da doğaldır.
Bu bağlamda yanmaz kefen, terlik ve sakal suyu satarak milyonlarına milyon katan cübbeli, sarıklı sözde din adamları başta olmak üzere çoğu kişi, bugünün Lawrence ve Humpher'ları olmak gayesiyle ateşi körüklerken yalnızca babayiğit insan Prof. Dr. Haydar Baş, Şii-Sünni kardeşliğini ve Ehl-i Beyt gerçeğini kınanmaktan korkmadan haykırmaktadır.
Bilerek ya da bilmeyerek çoğu kişi, Müslümanları yakan İsrail ateşine, ABD ve İngiliz ateşine benzin dökerken, Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş ve BTP kadroları bu ateşi söndürmek için mücadele etmektedirler.
Prof. Dr. Baş Ehl-i Beyt İslam'ını ortaya koymakta ve Şii-Sünni kardeşliğini sık sık hatırlatmaktadır. Bu gerçeklerin duyulmasını istemeyenler ise dikkatleri başta tarafa çevirmek amacıyla iftiralar atarak, gerçeklerin üstünü örtmeye çalışmaktadırlar.
Asıl amaçları Ehl-i Beyt gerçeğini üzerini örtmek ve rantlarını devam ettirebilmektedir.
Ama ne yaparlarsa yapsınlar, hak gelince batıl zail olmaktan kurtulamayacaktır.
Orhan Dede / diğer yazıları
- İslam ülkeleri Endülüs’ün hâline düştü / 19.03.2024
- İktidardakiler sazan avına mı çıktı? / 14.03.2024
- Değişim istiyorsan önce sen değişmelisin! / 11.03.2024
- Hiçbir şey yapamıyorsanız ABD’nin istemediğini yapın / 20.09.2023
- Türkiye’ye göç etmek çok kolay! / 29.08.2023
- AKP beceremedi diye nas yok olmaz! / 26.08.2023
- Gerçek itibar ormanı yanmaktan korumaktır / 24.08.2023
- Aynı insanlarla değişim olmaz / 22.08.2023
- Oylar AKP’ye zoraki gitmiş! / 12.08.2023
- Ya o rüzgâr hiç esmezse… / 11.08.2023
- İktidardakiler sazan avına mı çıktı? / 14.03.2024
- Değişim istiyorsan önce sen değişmelisin! / 11.03.2024
- Hiçbir şey yapamıyorsanız ABD’nin istemediğini yapın / 20.09.2023
- Türkiye’ye göç etmek çok kolay! / 29.08.2023
- AKP beceremedi diye nas yok olmaz! / 26.08.2023
- Gerçek itibar ormanı yanmaktan korumaktır / 24.08.2023
- Aynı insanlarla değişim olmaz / 22.08.2023
- Oylar AKP’ye zoraki gitmiş! / 12.08.2023
- Ya o rüzgâr hiç esmezse… / 11.08.2023