Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) ve Arap Baharı Irak ve Suriye'yi hedef alıp, bu ülkelerdeki dengeleri altüst etmeye başladıklarından bu yana Türkiye PKK terörüyle mücadeleyi, tabiri caizse deplasmanda yapmak yerine kendi sahasında, yani Türkiye sınırları içinde vermeye başladı.
Terör örgütünün bu yeni sürece hazırlanması için zamana ihtiyacı vardı. Bu fırsatı, PKK'ya hükümetin ısrarla sürdürdüğü çözüm süreci verdi.
Hükümetten gelen itiraf gibi açıklamalarda terör örgütünün bu sözde çözüm sürecini fırsat bilerek şehirlere on binlerce silah ve binlerce militan yığdığı defaten ifade edildi.
Sözde çözüm süreci Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ifadesiyle buzdolabına kaldırılınca hâlihazırda devam eden çatışma ortamı baş gösterdi.
İşte bugün Cizre'de, Diyarbakır'da, Nusaybin'de, Sur'da güvenlik güçlerinin baş etmekte zorlandığı terör bu sayede palazlandı.
Geçmişte birçok ülkeden PKK'nın artık Türkiye'nin sınırları içerisinde terör faaliyetine devam edeceğini ima eden, 'Türkiye kendi sınırları içinde PKK'ya istediği operasyonu yapabilir' şeklinde çok sayıda açıklama gelmişti.
Bütün bu imalar ve açıklamalar kehanet ya da komplo teorisi değil, adım adım uygulanan senaryonun parçalarıymış demek ki.
Gelinen noktada Türkiye'nin Güneydoğu'sunda mayınla tuzaklanmış yüzlerce hendek kazılıyor.
Asker ve jandarma valiler tarafından şehirlerde görevlendiriliyor. Öğretmenler ücretli izinle memleketine gönderiliyor. PKK terörünün en azgın zamanlarında bile böyle bir şey yaşanmamıştı.
Operasyonların haftalar, hatta aylar boyunca sürebileceği açıklanıyor. 3-4 ay sürebilecek sokağa çıkma yasaklarından bahsediliyor.
Bütün bunlar bir yerlere hazırlık anlamına geliyor.
Arkasında güvendiği bir destek olmadan hiçbir terör örgütü, düzenli bir orduyla, hele hele de Türk ordusuyla normal şartlar altında kaybedeceği kesin olan böyle bir savaşın içine girmez.
PKK terör örgütü intihar etmiyorsa, başka planlar devrede demektir.
Bana öyle geliyor ki önce şehirlere taşınan terör bu şekilde bir süre sürdürülecek, daha sonra da uluslararası bir konu haline getirilmeye çalışılacak.
Bir zorunluluk olduğu düşünülerek alınan uzun süreli sokağa çıkma yasakları, binlerce insanın göç etmesi ve öğretmenlerin bölgeden uzaklaştırılması gibi kararlar dahi terör örgütünü bu derece azdıran sürecin amacına hizmet edebilir. Bundan dolayı çok dikkatli olunmalı.
Bu arada Türkiye sadece PKK terörüyle değil, aynı zamanda IŞİD saldırılarıyla da mücadele etmek zorunda bırakılabilir.
IŞİD ile PKK ortak paydaları yokmuş gibi görünse de aslında benzer amaçlar için aynı eller tarafından peydahlanmış örgütler.
Ortadoğu'da ortaya konulmuş bütün planların nihai hedefi Türkiye olduğu bir gerçektir. Bir başka gerçek de bu planların arkasında görünsün ya da görünmesin İsrail'in olmasıdır.
Çünkü İslam coğrafyasını hedef alan bütün planların nihai hedefi de Büyük İsrail'in kurulmasıdır.
Bugün Yahudi asıllı Barzani başkanlığında Irak'ta kurulmuş olan Suriye'nin kuzeyinde de yavaş yavaş temelleri atılan Kürt devleti, Büyük İsrail'in kurulması için atılan adımlardandır.
Şimdi Irak, Suriye'den sonra Kürdistan'ın Türkiye'deki parçasının hazırlanması için düğmeye basılmış durumdadır.
Güneydoğu genelinde Diyarbakır özelinde olan budur.
Görünüşte PKK ya da IŞİD teröristleri işbaşında olsa da yabancı istihbarat servisleri Türkiye'nin Güneydoğu'sunda devrededir.
Büyük Ortadoğu Projesi'nde Diyarbakır bu şekilde yıldız yapılacaktır.
Ne diyelim ustanın dediği çıkıyor.
Terör örgütünün bu yeni sürece hazırlanması için zamana ihtiyacı vardı. Bu fırsatı, PKK'ya hükümetin ısrarla sürdürdüğü çözüm süreci verdi.
Hükümetten gelen itiraf gibi açıklamalarda terör örgütünün bu sözde çözüm sürecini fırsat bilerek şehirlere on binlerce silah ve binlerce militan yığdığı defaten ifade edildi.
Sözde çözüm süreci Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ifadesiyle buzdolabına kaldırılınca hâlihazırda devam eden çatışma ortamı baş gösterdi.
İşte bugün Cizre'de, Diyarbakır'da, Nusaybin'de, Sur'da güvenlik güçlerinin baş etmekte zorlandığı terör bu sayede palazlandı.
Geçmişte birçok ülkeden PKK'nın artık Türkiye'nin sınırları içerisinde terör faaliyetine devam edeceğini ima eden, 'Türkiye kendi sınırları içinde PKK'ya istediği operasyonu yapabilir' şeklinde çok sayıda açıklama gelmişti.
Bütün bu imalar ve açıklamalar kehanet ya da komplo teorisi değil, adım adım uygulanan senaryonun parçalarıymış demek ki.
Gelinen noktada Türkiye'nin Güneydoğu'sunda mayınla tuzaklanmış yüzlerce hendek kazılıyor.
Asker ve jandarma valiler tarafından şehirlerde görevlendiriliyor. Öğretmenler ücretli izinle memleketine gönderiliyor. PKK terörünün en azgın zamanlarında bile böyle bir şey yaşanmamıştı.
Operasyonların haftalar, hatta aylar boyunca sürebileceği açıklanıyor. 3-4 ay sürebilecek sokağa çıkma yasaklarından bahsediliyor.
Bütün bunlar bir yerlere hazırlık anlamına geliyor.
Arkasında güvendiği bir destek olmadan hiçbir terör örgütü, düzenli bir orduyla, hele hele de Türk ordusuyla normal şartlar altında kaybedeceği kesin olan böyle bir savaşın içine girmez.
PKK terör örgütü intihar etmiyorsa, başka planlar devrede demektir.
Bana öyle geliyor ki önce şehirlere taşınan terör bu şekilde bir süre sürdürülecek, daha sonra da uluslararası bir konu haline getirilmeye çalışılacak.
Bir zorunluluk olduğu düşünülerek alınan uzun süreli sokağa çıkma yasakları, binlerce insanın göç etmesi ve öğretmenlerin bölgeden uzaklaştırılması gibi kararlar dahi terör örgütünü bu derece azdıran sürecin amacına hizmet edebilir. Bundan dolayı çok dikkatli olunmalı.
Bu arada Türkiye sadece PKK terörüyle değil, aynı zamanda IŞİD saldırılarıyla da mücadele etmek zorunda bırakılabilir.
IŞİD ile PKK ortak paydaları yokmuş gibi görünse de aslında benzer amaçlar için aynı eller tarafından peydahlanmış örgütler.
Ortadoğu'da ortaya konulmuş bütün planların nihai hedefi Türkiye olduğu bir gerçektir. Bir başka gerçek de bu planların arkasında görünsün ya da görünmesin İsrail'in olmasıdır.
Çünkü İslam coğrafyasını hedef alan bütün planların nihai hedefi de Büyük İsrail'in kurulmasıdır.
Bugün Yahudi asıllı Barzani başkanlığında Irak'ta kurulmuş olan Suriye'nin kuzeyinde de yavaş yavaş temelleri atılan Kürt devleti, Büyük İsrail'in kurulması için atılan adımlardandır.
Şimdi Irak, Suriye'den sonra Kürdistan'ın Türkiye'deki parçasının hazırlanması için düğmeye basılmış durumdadır.
Güneydoğu genelinde Diyarbakır özelinde olan budur.
Görünüşte PKK ya da IŞİD teröristleri işbaşında olsa da yabancı istihbarat servisleri Türkiye'nin Güneydoğu'sunda devrededir.
Büyük Ortadoğu Projesi'nde Diyarbakır bu şekilde yıldız yapılacaktır.
Ne diyelim ustanın dediği çıkıyor.
Orhan Dede / diğer yazıları
- İslam ülkeleri Endülüs’ün hâline düştü / 19.03.2024
- İktidardakiler sazan avına mı çıktı? / 14.03.2024
- Değişim istiyorsan önce sen değişmelisin! / 11.03.2024
- Hiçbir şey yapamıyorsanız ABD’nin istemediğini yapın / 20.09.2023
- Türkiye’ye göç etmek çok kolay! / 29.08.2023
- AKP beceremedi diye nas yok olmaz! / 26.08.2023
- Gerçek itibar ormanı yanmaktan korumaktır / 24.08.2023
- Aynı insanlarla değişim olmaz / 22.08.2023
- Oylar AKP’ye zoraki gitmiş! / 12.08.2023
- Ya o rüzgâr hiç esmezse… / 11.08.2023
- İktidardakiler sazan avına mı çıktı? / 14.03.2024
- Değişim istiyorsan önce sen değişmelisin! / 11.03.2024
- Hiçbir şey yapamıyorsanız ABD’nin istemediğini yapın / 20.09.2023
- Türkiye’ye göç etmek çok kolay! / 29.08.2023
- AKP beceremedi diye nas yok olmaz! / 26.08.2023
- Gerçek itibar ormanı yanmaktan korumaktır / 24.08.2023
- Aynı insanlarla değişim olmaz / 22.08.2023
- Oylar AKP’ye zoraki gitmiş! / 12.08.2023
- Ya o rüzgâr hiç esmezse… / 11.08.2023