Türkiye'de 16 milyon kişi açlık, 50 milyon kişi yoksulluk yaşıyor. Tüketici Hakları Derneği'nin Temmuz 2021'de açıkladığı verilere göre ülkemizdeki aç ve yoksul sayısı 66 milyon kişiyi buluyor.
Asgari ücretin 2 bin 825 TL olduğu o dönemde Türk-İş, 4 kişilik bir ailenin açlık sınırının 2 bin 865 TL, yoksulluk sınırının da 9 bin 332 TL olduğunu açıklamıştı.
Yani asgari ücret açlık sınırına yakın, yoksulluk sınırının da yaklaşık 3'te 1'ine tekabül ediyordu.
Geride bıraktığımız mayıs ayında ise Türk-İş açlık sınırının 6 bin 17 TL'ye, yoksulluk sınırının ise 19 bin 602 TL'ye yükseldiğini duyurdu.
Şimdi 4 bin 253 TL olan asgari ücret, açlık sınırının 1.764 TL gerisinde, yoksulluk sınırının ise neredeyse 5'te 1'i seviyesinde.
Yani Tüketici Hakları Derneği'nin bir yıl kadar önce açıkladığı 66 milyon aç ve yoksul sayısına milyonlarca kişi daha eklenmiş durumda.
Şöyle diyelim, ülkemizde yoksulluk sınırı olan yaklaşık 20 bin TL'nin altında geliri olan herkes dar gelirlidir.
Ülkemizde 20 bin TL'nin üstünde geliri olan kişi nüfusun yüzde kaçıdır? Yüzde 5'i mi yoksa 10'u mu?
En iyi ihtimalle Türkiye nüfusunun yüzde 90'ı aylık 20 bin TL'nin altında bir gelirle yaşıyor. Bu da 85 milyon vatandaşın yaklaşık 76 milyonunun yoksulluk sınırın altında bir gelire sahip olduğunu göstermektedir.
Dizginlemeyen enflasyon ve hayat pahalılığı nedeniyle mecbur kaldıkları için maaşlarda zoraki artış yapmaya hazırlanan iktidar, dar gelirlinin alım gücünü 2021 Temmuz'undaki aynı seviyeye getirebilmesi için asgari ücreti en az 6 bin TL'ye çıkarması gerekiyor.
Gerçek bu, ancak iktidarın yapması imkânsız.
Zira iktidar çoktan tercihini baştan yapmış.
Geçen hafta Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati ne demişti?
"Biz bir yol ayrımına gittik. Enflasyonla birlikte büyümeyi tercih ettik. Bu sistemden dar gelirliler hariç üretici firmalar, ihracatçılar kâr ediyorlar" sözleri tartışmalara neden olmuştu.
Neymiş efendim, yeni dönemde herkes kâr ediyor, ancak 'dar gelirliler' hariç.
Daha ne desin adamlar…
İtiraf gibi bu açıklamasından sonra Bakan Nebati toparlamaya çalışsa da bana göre her zaman ilk tepki daha samimidir. Sonrasında yapılanlar ise genellikle kulağa hoş gelen temenniden öteye gidemeyen sözlerdir.
Benim asıl merak ettiğim şey seçimlere az bir süre kalmışken, iktidarın 'dar gelirlileri hariç' tutabilecek kadar cesareti nereden alıyor olduğudur.
Seçimlerde yaklaşık olarak 64 milyon seçmen oy kullanacak ve bu seçmenlerin büyük çoğunluğu Ak Partili bakan Nebati'nin hariç tuttuğu kesimden.
Bu durum Ak Parti eğer siyasi bir intihara doğru göz göre göre gitmiyorsa, dar gelirli milyonlarca seçmenin aklını çelmenin çok kolay olduğunu hesap ediyor demektir. Zira 2022 yılı başında asgari ücreti 4 bin 253 TL'ye yükseltilmesini çok büyük bir lütuf gibi sunmayı başarmış ve o hariç tutulan dar gelirli kesimin en azından bir kısmından alkış almayı da başarabilmişlerdi.
Her şey ilk seçimlerde sandıklar açıldığında ortaya çıkacak. Bakalım dar gelirli milyonlar kendilerini zenginlikten hariç tutan hükümete bunun hesabını sorabilecek mi?
- Siyasette devrimi millet yapmalı / 22.03.2024
- İslam ülkeleri Endülüs’ün hâline düştü / 19.03.2024
- İktidardakiler sazan avına mı çıktı? / 14.03.2024
- Değişim istiyorsan önce sen değişmelisin! / 11.03.2024
- Hiçbir şey yapamıyorsanız ABD’nin istemediğini yapın / 20.09.2023
- Türkiye’ye göç etmek çok kolay! / 29.08.2023
- AKP beceremedi diye nas yok olmaz! / 26.08.2023
- Gerçek itibar ormanı yanmaktan korumaktır / 24.08.2023
- Aynı insanlarla değişim olmaz / 22.08.2023