Yıl 1992. Avrupa’nın tam ortasında bir soykırım başlatıldı. Tam üç yıl sürdü. Bu soykırımı Sırplar filan yaptı demiyorum. Haçlılar yaptı. NATO yaptı. BM yaptı. Kime yaptılar bu soykırımı? Bize, bizim kardeşlerimize… Yetmedi, oradaki tarihimizin simgelerini bile bu soykırıma dahil edip, yok ettiler.
250 bin Müslüman katledildi. BM kontrolünde, silahları “korkmayın biz buradayız”, diyerek ellerinden alınmış 8 bin Müslüman’ı bir gecede katlettiler. Namuslar kirletildi. Binlerce çocuk dünyaya geldi. Ne hazindir ki, şu an bu çocuklar, sapık batılıların köleleri olarak kullanılıyor.
Haçlı hedeflerine ulaşınca, soykırım 1995’te bitirildi. BM güçleri kontrolü (!) ele aldı… Yıllar geçti. Davalar açıldı ve zanlı bulundu. Sırp lider! Radovan Karaciç.
Sırp kasabı zanlı olarak açıklandı ama Kaddafi’yi, Saddam’ı beş dakikada bulanlar, yıllarca bu sapığı bulamadılar. Hatta ABD, bu sapığın bulunması için 5 milyon dolar koydu başına. Ne kadar insancıl dimi?
2008’de yakalandı bu cani. Medya, bayram havasında veriyor bu haberi. Garibim Bosnalılar sevinç içindeymiş. Kimse bu caninin, yıllarca Avrupa’nın ortasında nerede saklandığını, kimlerin sakladığını, neden bulunamadığını ve şimdi neden bulunduğunu sorgulamadı, sorgulamıyor… Sadece katilin yakalanmasından dolayı seviniyormuşuz… O kadar!
Ama içimizde kalmasın diye uzaydan, yüzümüze konan sineği gördüğünü iddia eden Avrupa ve ABD, Sırp kasabın, nasıl bunca yıl saklandığını da açıkladı; Bazen Sırp Ortodoks kilisesi manastırlarında, bazen o bölgelerdeki mağaralarda saklanıyormuş. Bazen rahip kılığına, bazen kadın kılığına giriyormuş. Artık yersen…
Bu sapık soykırım, savaş suçu ve insanlığa karşı suç işlemek gibi 15 adi suçtan Haçlı mahkemelerinde yargılanmaya başlandı. Dava epey sürdü. Geçenlerde sonuç açıklandı. Haçlı mahkemeleri, Müslümanları katleden bu caniyi suçsuz buldu. Serbest bıraktılar.
Bu karar, ülkemizde bir iki kez kısa haber olarak yayınlandı ve unutuldu gitti. Beni şaşırtan ise haçlı mahkemelerinin verdiği bu karar değildi. Ben haçlının insaniyetliğine inanmıyorum ki adaletine güveneyim. İşte bu kararla da kendi kendilerini ispat ettiler.
Benim şaşkınlığım; kendini küresel barışa adayan Erdoğan ve hükümetinin duruşuydu. Beklerdim ki, Ergenekon, Balyoz gibi davalarda bu kadar hassas olan iktidar, kendilerinin de o zamanlar meydanlarda, halka şikâyet ettikleri bu canileri, bu insanlık suçlarını ve işleyenleri tekrar halka şikâyet etsinler. Ve bizlere deselerdi ki;
“Bakın, Avrupa her zaman kendinin dostudur. Asla Müslümanlara, bizlere dostluk göstermezler. Menfaatleri varsa yaklaşırlar, yoksa siler atarlar…” Ama hiç gündeme bile almadılar.
Bir başka şaşkınlığım ise Filistin’i günlük virt haline getirenlerin şimdi virtlerini AB, ABD olarak yapmalarıdır. Filistin unutuldu.
İsrail her sözünde, her icraatında “Ben İslam düşmanıyım, ben Müslümanların düşmanıyım” diyor. Kimse aldırmıyor ya hu! Daha geçen gün ellerinde en gelişmiş silahlarla, Filistinli bir çocuğu nasıl dövdüklerini seyretmediniz mi? Vicdanınız size; “Zalim Esad, Zalim Kaddafi diyenler, neredesiniz?” diye bir soru hatırlatmadı mı? Hayır, diyorsanız vicdanınızda kurumuş sizin…
Hatırlarsanız 2008 yılında İsrail, Gazze’ye girmiş. Kullanılması yasak olan ne kadar silah varsa kullanmış. Camiymiş, çocukmuş, kadınmış, hastaneymiş vs. yerle bir etmişti. BM komisyon kurmuş. Bu komisyon İsrail’in insanlık suçu işlediğini, hazırladığı raporda beyan etmişti.
İsrail için bu raporun bir değeri yoktu. Hatta bilgisayar ortamında hazırladıkları görüntülerle, Filistinlileri nasıl katlettiklerini, havaya uçurduklarını dünyaya izletmişlerdi.
Ne oldu? Bir tane “Ben Müslümanım” diyen, bir İslam ülkesinin lideri İsrail ile ilişkilerini durdurdu mu? Yaptıkları anlaşmaları iptal etti mi? Ticaretini, ticaret yollarını kapattı mı? Yooo. Hepsi İsrail’e kınama, Filistin’e taziye mesajı yayınladı. Bitti gitti. Erdoğan da, Kaddafi de, Mübarek te, Binali de vs. hepsi iktidardaydı o zamanlar.
Şimdi tarih 2012. Ortadoğu kaynıyor. Erdoğan hükümeti, Suriye’yi demokrasi adına savaşla tehdit ediyor. Davutoğlu, Hillary’nin yörüngesine girmiş, dönüp duruyor.
Öte taraftan İsrail ordusunun Hertzi Halevy adlı subayı, gazetecilere yaptığı açıklamada; “Ordumuz daha ciddi ve profesyonel bir başka Lübnan Savaşı’na hazırlanıyor. Tepki daha keskin, sert ve şiddetli olmalı” diyor.
Bir başka İsrailli yetkili ise “Bir sonraki savaş farklı olacak. Bu yüzden işlerin ülke cephesinde daha kolay yürümesi için mümkün mertebe en kısa sürede bitmesini sağlamalıyız” diyor.
Allah aşkına! Bu demokrasi, insan hakları ve bu hakların Müslüman savunucuları Yahudi ve Hıristiyanlara karşı uyuyor mu? Diyalogcular bu katil devlete ağzının payını neden vermiyor? Ya BOP Eş Başkanı! BM’yi, NATO’yu, ABD’yi neden göreve çağırmıyor. Müslüman kanı bu kadar ucuz mu?
250 bin Müslüman katledildi. BM kontrolünde, silahları “korkmayın biz buradayız”, diyerek ellerinden alınmış 8 bin Müslüman’ı bir gecede katlettiler. Namuslar kirletildi. Binlerce çocuk dünyaya geldi. Ne hazindir ki, şu an bu çocuklar, sapık batılıların köleleri olarak kullanılıyor.
Haçlı hedeflerine ulaşınca, soykırım 1995’te bitirildi. BM güçleri kontrolü (!) ele aldı… Yıllar geçti. Davalar açıldı ve zanlı bulundu. Sırp lider! Radovan Karaciç.
Sırp kasabı zanlı olarak açıklandı ama Kaddafi’yi, Saddam’ı beş dakikada bulanlar, yıllarca bu sapığı bulamadılar. Hatta ABD, bu sapığın bulunması için 5 milyon dolar koydu başına. Ne kadar insancıl dimi?
2008’de yakalandı bu cani. Medya, bayram havasında veriyor bu haberi. Garibim Bosnalılar sevinç içindeymiş. Kimse bu caninin, yıllarca Avrupa’nın ortasında nerede saklandığını, kimlerin sakladığını, neden bulunamadığını ve şimdi neden bulunduğunu sorgulamadı, sorgulamıyor… Sadece katilin yakalanmasından dolayı seviniyormuşuz… O kadar!
Ama içimizde kalmasın diye uzaydan, yüzümüze konan sineği gördüğünü iddia eden Avrupa ve ABD, Sırp kasabın, nasıl bunca yıl saklandığını da açıkladı; Bazen Sırp Ortodoks kilisesi manastırlarında, bazen o bölgelerdeki mağaralarda saklanıyormuş. Bazen rahip kılığına, bazen kadın kılığına giriyormuş. Artık yersen…
Bu sapık soykırım, savaş suçu ve insanlığa karşı suç işlemek gibi 15 adi suçtan Haçlı mahkemelerinde yargılanmaya başlandı. Dava epey sürdü. Geçenlerde sonuç açıklandı. Haçlı mahkemeleri, Müslümanları katleden bu caniyi suçsuz buldu. Serbest bıraktılar.
Bu karar, ülkemizde bir iki kez kısa haber olarak yayınlandı ve unutuldu gitti. Beni şaşırtan ise haçlı mahkemelerinin verdiği bu karar değildi. Ben haçlının insaniyetliğine inanmıyorum ki adaletine güveneyim. İşte bu kararla da kendi kendilerini ispat ettiler.
Benim şaşkınlığım; kendini küresel barışa adayan Erdoğan ve hükümetinin duruşuydu. Beklerdim ki, Ergenekon, Balyoz gibi davalarda bu kadar hassas olan iktidar, kendilerinin de o zamanlar meydanlarda, halka şikâyet ettikleri bu canileri, bu insanlık suçlarını ve işleyenleri tekrar halka şikâyet etsinler. Ve bizlere deselerdi ki;
“Bakın, Avrupa her zaman kendinin dostudur. Asla Müslümanlara, bizlere dostluk göstermezler. Menfaatleri varsa yaklaşırlar, yoksa siler atarlar…” Ama hiç gündeme bile almadılar.
Bir başka şaşkınlığım ise Filistin’i günlük virt haline getirenlerin şimdi virtlerini AB, ABD olarak yapmalarıdır. Filistin unutuldu.
İsrail her sözünde, her icraatında “Ben İslam düşmanıyım, ben Müslümanların düşmanıyım” diyor. Kimse aldırmıyor ya hu! Daha geçen gün ellerinde en gelişmiş silahlarla, Filistinli bir çocuğu nasıl dövdüklerini seyretmediniz mi? Vicdanınız size; “Zalim Esad, Zalim Kaddafi diyenler, neredesiniz?” diye bir soru hatırlatmadı mı? Hayır, diyorsanız vicdanınızda kurumuş sizin…
Hatırlarsanız 2008 yılında İsrail, Gazze’ye girmiş. Kullanılması yasak olan ne kadar silah varsa kullanmış. Camiymiş, çocukmuş, kadınmış, hastaneymiş vs. yerle bir etmişti. BM komisyon kurmuş. Bu komisyon İsrail’in insanlık suçu işlediğini, hazırladığı raporda beyan etmişti.
İsrail için bu raporun bir değeri yoktu. Hatta bilgisayar ortamında hazırladıkları görüntülerle, Filistinlileri nasıl katlettiklerini, havaya uçurduklarını dünyaya izletmişlerdi.
Ne oldu? Bir tane “Ben Müslümanım” diyen, bir İslam ülkesinin lideri İsrail ile ilişkilerini durdurdu mu? Yaptıkları anlaşmaları iptal etti mi? Ticaretini, ticaret yollarını kapattı mı? Yooo. Hepsi İsrail’e kınama, Filistin’e taziye mesajı yayınladı. Bitti gitti. Erdoğan da, Kaddafi de, Mübarek te, Binali de vs. hepsi iktidardaydı o zamanlar.
Şimdi tarih 2012. Ortadoğu kaynıyor. Erdoğan hükümeti, Suriye’yi demokrasi adına savaşla tehdit ediyor. Davutoğlu, Hillary’nin yörüngesine girmiş, dönüp duruyor.
Öte taraftan İsrail ordusunun Hertzi Halevy adlı subayı, gazetecilere yaptığı açıklamada; “Ordumuz daha ciddi ve profesyonel bir başka Lübnan Savaşı’na hazırlanıyor. Tepki daha keskin, sert ve şiddetli olmalı” diyor.
Bir başka İsrailli yetkili ise “Bir sonraki savaş farklı olacak. Bu yüzden işlerin ülke cephesinde daha kolay yürümesi için mümkün mertebe en kısa sürede bitmesini sağlamalıyız” diyor.
Allah aşkına! Bu demokrasi, insan hakları ve bu hakların Müslüman savunucuları Yahudi ve Hıristiyanlara karşı uyuyor mu? Diyalogcular bu katil devlete ağzının payını neden vermiyor? Ya BOP Eş Başkanı! BM’yi, NATO’yu, ABD’yi neden göreve çağırmıyor. Müslüman kanı bu kadar ucuz mu?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Akın Aydın / diğer yazıları
- Sayın Erdoğan’ın bahsettiği emperyalistler kim? / 20.10.2025
- Bugün tarımdan bahsedelim / 19.10.2025
- Alçak kimdir? / 18.10.2025
- PKK, BOP’un Truva atıdır / 17.10.2025
- Trump’a övgüleri vicdan mahkemenize havale ediyorum / 15.10.2025
- ‘Türkiye Türkiye’den büyüktür’ / 14.10.2025
- Rumları tanıyanlar Türkleri tanımadı / 13.10.2025
- Çekiç Güç’ten sonra iki Kürdistan kuruldu / 12.10.2025
- İsrail inancından mı vaz geçti? / 11.10.2025
- Hakan Fidan’ın itirafları / 10.10.2025
- Bugün tarımdan bahsedelim / 19.10.2025
- Alçak kimdir? / 18.10.2025
- PKK, BOP’un Truva atıdır / 17.10.2025
- Trump’a övgüleri vicdan mahkemenize havale ediyorum / 15.10.2025
- ‘Türkiye Türkiye’den büyüktür’ / 14.10.2025
- Rumları tanıyanlar Türkleri tanımadı / 13.10.2025
- Çekiç Güç’ten sonra iki Kürdistan kuruldu / 12.10.2025
- İsrail inancından mı vaz geçti? / 11.10.2025
- Hakan Fidan’ın itirafları / 10.10.2025