Mehmet Akif, Nasrullah Camii'nde verdiği vaazında bağımsız, yerli ve millî bir sanayi politikasının önemine de şiddetle vurgu yapar ve şöyle der:"Gelelim sanayie: Bilirsiniz ki memleketimizde birçok ham eşya yetişir: Keten, kenevir, pamuk, yün, tiftik, deri, sonra türlü türlü madenler. Biz bunlardan istifade edemiyoruz. Mesela bir dokuma fabrikası yahut demir fabrikası açmaya kalkışsak Avrupa'nın, Amerika'nın fabrikalarıyla başa çıkamayız. O halde ne yapmalıyız? Bizim sanayimiz de onların sanayii derecesini buluncaya kadar hariçten gelecek ürünler üzerine münasip bir gümrük koyabilmeliyiz. Koyamadığımız gibi hiçbir müessesemiz, hiçbir fabrikamız bir sene bile yaşayamaz. Bilirsiniz ki kendimize mahsus tezgâhlarımız, bezlerimiz vardı. Bunlar memleketimizin her tarafında satılıyordu. Ahalimize de birçok menfaatler temin ediyordu. Halbuki yabancı fabrikalarıyla rekabet edemediğinden dolayı ezildi, gitti. Şu halde halkımız ziraatini, sanayiini ileri götüremez, ticaretini de gayr-i müslimlerin vergi vermemesi yüzünden başa çıkaramazsa tabiidir ki sefil olur, perişan olur. Haydutluktan başka yapacak bir iş bulamaz."Akif, burada açıkça şu hususlar üzerinde duruyor:- Vatanımız yer altı ve yer üstü ham madde kaynağı bakımından oldukça zengindir.- Bu hammadde kaynaklarımızı en iyi kalitede ve en ucuz şekilde tamamen kendi sanayimizle işlemeliyiz.- Emperyalist Batının hammadde kaynaklarımızı yağmalayıp, işlemelerine ve geri bize çok pahalıya satmalarına izin vermemeliyiz.- Uygun bir gümrük ayarlamasıyla yerli ürünlerimizi yabancı ürünler karşısında korumalıyız, yabancı ürünlerle rekabette ezdirmemeliyiz.- Yerli, millî fabrikalarımızı her türlü tedbiri alarak mutlaka yaşatmalıyız.- Yerli, millî bağımsız sanayimizi kuramaz ve yaşatamazsak emperyalist Avrupa'nın pazarı ve sömürge alanı haline geliriz, o zaman da milletimiz perişan olur.Akif'in Millî Mücadele yıllarında ortaya koyduğu bu tespitler, bugün de aynen geçerliliğini korumaktadır. Uygulanan yanlış politikalarla bugün yerli ve millî sanayimiz neredeyse yok olma derecesine gelmiş, fabrikalarımız, işletmelerimiz yabancılara satılmış, onlar da kapatarak ithalat şirketlerine dönmüşlerdir. Bu durumda milletimiz işsiz kalmıştır. İşsizlik oranı hızla artmaktadır. Bunun sonucu olarak herhalde korkarım ki Akif'in dediği gibi halk haydutluktan başka yapacak bir iş bulamaz hale gelecektir. Türk milletinin alın terinin, göz nurunun, fedakârlığının ürünü olan 90 yıllık birikimi yani fabrikalar, kamu binaları, arsaları, limanlar, köprülerin çoğu yabancılara satıldı. Yabancılar da aldıkları kârlı işletmelerin ve fabrikaların kârını kendi ülkelerine taşımaktadır. Bu da sermaye ve döviz kaybına sebep olmaktadır. Ayrıca stratejik denebilecek pek çok ürün ve hizmette yabancılara bağımlılık artmakta bu da bağımsız, hür hareket etme ve yaşama imkân ve kabiliyetlerimizi sınırlamaktadır. Yabancılar satın aldıkları bazı fabrikaları kapatmakta ve o fabrikanın ürettiği malları dışarıdan ithal eden bir şirkete dönüşmektedir. Bu da hem işçilerimizin yani vatandaşlarımızın işsiz kalmasına, hem o ürünü daha pahalıya almamıza, hem de o üründe yabancılara bağımlı kalmamıza sebep olmaktadır.Bugün uygulanan çok boyutlu Büyük Orta Doğu Projesinin hedeflerinden biri de halkımızın sefil, perişan bir halde heder olup gitmesidir. Türk milleti buna izin vermemelidir.Yapılması gereken, Akif'in dediği gibi sanayimizin yerli, millî ve bağımsız kalmasıdır. Özelleştirilecekse, sadece Türk vatandaşlarına ve fabrika ve işletmeler, oralarda çalışan işçilere satılmalıdır. Devlet bu fabrikaların geliştirilmesi, iyileştirilmesi ve teknolojilerinin yenilenmesinde hizmet ve ürün kalitesinin artırılmasında, pazarlama imkânlarının genişletilmesinde yardımcı olmalıdır.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Prof. Dr. Nurullah Çetin / diğer yazıları
- Dayatılan kapitalist stil / 26.12.2015
- "Karıştır barıştır"a karşı "birleştir savuştur" / 30.11.2015
- Öğretmenler Günü'nü kutlamak / 26.11.2015
- İşin sırrı dengede / 20.11.2015
- IŞİD terörist peki Fransa nedir? / 18.11.2015
- Anaları ağlamasın diye Fransa'ya çözüm süreci desteği / 17.11.2015
- Bir 10 Kasım yazısı / 12.11.2015
- Ölmek ve köle olmak dışında üçüncü bir seçenek / 11.11.2015
- Türk sosyalistlerini marabalıktan kurtulmaya davet / 09.11.2015
- Yandakların istilası / 05.11.2015
- "Karıştır barıştır"a karşı "birleştir savuştur" / 30.11.2015
- Öğretmenler Günü'nü kutlamak / 26.11.2015
- İşin sırrı dengede / 20.11.2015
- IŞİD terörist peki Fransa nedir? / 18.11.2015
- Anaları ağlamasın diye Fransa'ya çözüm süreci desteği / 17.11.2015
- Bir 10 Kasım yazısı / 12.11.2015
- Ölmek ve köle olmak dışında üçüncü bir seçenek / 11.11.2015
- Türk sosyalistlerini marabalıktan kurtulmaya davet / 09.11.2015
- Yandakların istilası / 05.11.2015