Akıl, müminin kılavuzudur
İnsanın dayanağı akıldır. Anlayış, kavrayış, hıfzetme ve bilgi ondan kaynaklanır ve onunla tamamlanır
17.04.2025 00:10:00 / Güncelleme: 17.04.2025 00:31:26
Haber Merkezi
Haber Merkezi





Ahmed bin Muhammed' den nakletmişler ki: Hz. Ebu Abdullah (İmam Cafer Sadık) aleyhisselam şöyle buyurdular:
"İnsanın dayanağı akıldır. Anlayış, kavrayış, hıfzetme ve bilgi ondan kaynaklanır ve onunla tamamlanır.
Akıl, insanın kılavuzudur, gören gözüdür, işinin anahtarıdır. Aklının desteği nurdan olunca da insan bilge, hıfzeden, uyanık, anlayan ve kavrayan biri olur. Onunla nasılı, niçini, neredeyi anlar; kendine karşı samimi olanı samimiyetsizinden ayırt eder.
Bunu bilince de yolunu, kaynaşmasını ve ayrışmasını bilir; Allah'ın tevhidinde halisleşir, itaatinde sebat gösterir. Bunları yapınca da kaçırılan (fırsatı)ı telafi eder, geleni ise karşılar; içinde bulunduğu durumun bilincine varır; niçin burada olduğunu, nereden geldiğini ve nereye gideceğini bilir. Bütün bunlar aklın desteğiyle sağlanır."
İsmail bin Mihran ricalının bazısından naklen dedi ki: Hz. Abu Abdullah (İmam Cafer Sadık) aleyhisselam şöyle buyurdular: "Akıl müminin kılavuzudur."
Serri bin Halid'den, dedi ki: Hz. Abu Abdullah (İmam Cafer Sadık) aleyhisselam buyurdular ki: "Hz. Resulullah sallallahu aleyhi ve alih'i şöyle buyurdular: "Ey Ali, cehaletten daha çetin bir fakirlik, akıldan da daha faydalı bir servet yoktur."
Muhammed bin Müslim'den, dedi ki: Hz. Ebu Cafer (İmam Muhammed Bâkır) aleyhisselam şöyle buyurdular: Allah, aklı yaratınca ona; "Beri gel." dedi, geldi; "Geri git." dedi, gitti. Bunun üzerine Allah: "İzzet ve celâlime andolsun ki" buyurdu, "Senden daha güzel bir mahlûk yaratmamışım, ancak sana emreder, yalnızca seni sakındırırım, sadece seni cezalandırır, sırf seni ödüllendiririm."
İshak bin Ammar'dan, dedi ki: Hz. Ebu Abdullah (İmam Cafer Sadık) aleyhisselam'a: "Bir adama gidiyor, biraz konuşunca, (bitirmeden) sözümün tamamını anlıyor. İnsanlardan başka biri, ancak tamamlayınca sözümü eksiksiz olarak alıyor, sonra da onu söylediğim gibi aynen bana tekrarlıyor. Başka biriyle de konuşunca, o bana; 'Bir daha tekrarla.' diyor" dedim.
İmam aleyhisselam: "Ey İshak, bunun niçin böyle olduğunu biliyor musun?" buyurdular.
"Hayır." dedim.
Bunun üzerine İmam aleyhisselam buyurdular ki: "Sözünün bir kısmını söyleyince tamamını anlayan kimse, nutfesi aklıyla yoğrulan kimsedir. Ancak sözünü tamamlayınca onu eksiksiz olarak alıp sana tekrarlayanın ise aklı anne rahmindeyken bünyesine yüklenmiştir. Sözünü söylediğinde, 'Bir daha tekrar et.' diyen kimsenin ise aklı, büyüdükten sonra bünyesine yüklenmiştir. Bu yüzden o sana, 'Bir daha tekrar et.' demektedir."
Ahmed bin Muhammed merfu olarak rivayet eden birinden naklen dedi ki:
Hz. Ebu Abdullah (İmam Cafer Sadık) aleyhisselam buyurdular: Hz. Resulullah sallallahu aleyhi ve alih şöyle buyurmuşlardır: "Bir kimsenin çokça namaz kıldığını, çokça oruç tuttuğunu gördüğünüzde onun bu haline hayran kalmayın, önce aklının nasıl olduğuna bakın."
Mufazzal bin Ömer'den, dedi ki: Hz. Ebu Abdullah (İmam Cafer Sadık) aleyhisselam şöyle buyurdular:
"Ey Mufazzal! Akletmeyen kurtulamaz, bilmeyen de akledemez. Anlayan ise çok geçmeden özü bulur. Ağırbaşlı olan ise zafere ulaşır.
İlim kalkan, doğruluk izzet, cehalet ise zillettir. Kavrayış üstünlük, cömertlik başarı, güzel ahlak ise sevgi aracıdır. Çağını bilen insan karmaşanın saldırısına uğramaz; fazlasıyla ihtiyat ise suizanna düşürür.
Kişi ile hikmet arasında âlim nimeti bulunmaktadır, cahil ise bu ikisi arasında bedbaht olur. Allah kendisini tanıyanın dostu, tanıyormuş görüntüsü verenin ise düşmanıdır.
Akıllı kimse bağışlayıcı, cahil kimse ise entrikacı olur. Sayılmayı istiyorsan yumuşak ol, küçümsenmeyi istiyorsan haşin ol. Soylu olanın kalbi yumuşak, maddesi haşin olanın ise yüreği katı olur.
Aşırılık eden uçuruma yuvarlanır, akıbetten çekinen ise bilmediği şeye kendini atmaz. Bilgi edinmeden bir işe atılan, kendi burnunu yere sürer, zelil olur.
Kim bilmezse anlayamaz; anlayamayan ise sağlam kalmaz; sağlam kalmayan ise saygı görmez; saygı görmeyen de kırılır, ezilir; kırılıp ezilen ise daha çok kınanır. Durumu bundan ibaret olan ise pişmanlık duymaya daha layık olur."
"İnsanın dayanağı akıldır. Anlayış, kavrayış, hıfzetme ve bilgi ondan kaynaklanır ve onunla tamamlanır.
Akıl, insanın kılavuzudur, gören gözüdür, işinin anahtarıdır. Aklının desteği nurdan olunca da insan bilge, hıfzeden, uyanık, anlayan ve kavrayan biri olur. Onunla nasılı, niçini, neredeyi anlar; kendine karşı samimi olanı samimiyetsizinden ayırt eder.
Bunu bilince de yolunu, kaynaşmasını ve ayrışmasını bilir; Allah'ın tevhidinde halisleşir, itaatinde sebat gösterir. Bunları yapınca da kaçırılan (fırsatı)ı telafi eder, geleni ise karşılar; içinde bulunduğu durumun bilincine varır; niçin burada olduğunu, nereden geldiğini ve nereye gideceğini bilir. Bütün bunlar aklın desteğiyle sağlanır."
İsmail bin Mihran ricalının bazısından naklen dedi ki: Hz. Abu Abdullah (İmam Cafer Sadık) aleyhisselam şöyle buyurdular: "Akıl müminin kılavuzudur."
Serri bin Halid'den, dedi ki: Hz. Abu Abdullah (İmam Cafer Sadık) aleyhisselam buyurdular ki: "Hz. Resulullah sallallahu aleyhi ve alih'i şöyle buyurdular: "Ey Ali, cehaletten daha çetin bir fakirlik, akıldan da daha faydalı bir servet yoktur."
Muhammed bin Müslim'den, dedi ki: Hz. Ebu Cafer (İmam Muhammed Bâkır) aleyhisselam şöyle buyurdular: Allah, aklı yaratınca ona; "Beri gel." dedi, geldi; "Geri git." dedi, gitti. Bunun üzerine Allah: "İzzet ve celâlime andolsun ki" buyurdu, "Senden daha güzel bir mahlûk yaratmamışım, ancak sana emreder, yalnızca seni sakındırırım, sadece seni cezalandırır, sırf seni ödüllendiririm."
İshak bin Ammar'dan, dedi ki: Hz. Ebu Abdullah (İmam Cafer Sadık) aleyhisselam'a: "Bir adama gidiyor, biraz konuşunca, (bitirmeden) sözümün tamamını anlıyor. İnsanlardan başka biri, ancak tamamlayınca sözümü eksiksiz olarak alıyor, sonra da onu söylediğim gibi aynen bana tekrarlıyor. Başka biriyle de konuşunca, o bana; 'Bir daha tekrarla.' diyor" dedim.
İmam aleyhisselam: "Ey İshak, bunun niçin böyle olduğunu biliyor musun?" buyurdular.
"Hayır." dedim.
Bunun üzerine İmam aleyhisselam buyurdular ki: "Sözünün bir kısmını söyleyince tamamını anlayan kimse, nutfesi aklıyla yoğrulan kimsedir. Ancak sözünü tamamlayınca onu eksiksiz olarak alıp sana tekrarlayanın ise aklı anne rahmindeyken bünyesine yüklenmiştir. Sözünü söylediğinde, 'Bir daha tekrar et.' diyen kimsenin ise aklı, büyüdükten sonra bünyesine yüklenmiştir. Bu yüzden o sana, 'Bir daha tekrar et.' demektedir."
Ahmed bin Muhammed merfu olarak rivayet eden birinden naklen dedi ki:
Hz. Ebu Abdullah (İmam Cafer Sadık) aleyhisselam buyurdular: Hz. Resulullah sallallahu aleyhi ve alih şöyle buyurmuşlardır: "Bir kimsenin çokça namaz kıldığını, çokça oruç tuttuğunu gördüğünüzde onun bu haline hayran kalmayın, önce aklının nasıl olduğuna bakın."
Mufazzal bin Ömer'den, dedi ki: Hz. Ebu Abdullah (İmam Cafer Sadık) aleyhisselam şöyle buyurdular:
"Ey Mufazzal! Akletmeyen kurtulamaz, bilmeyen de akledemez. Anlayan ise çok geçmeden özü bulur. Ağırbaşlı olan ise zafere ulaşır.
İlim kalkan, doğruluk izzet, cehalet ise zillettir. Kavrayış üstünlük, cömertlik başarı, güzel ahlak ise sevgi aracıdır. Çağını bilen insan karmaşanın saldırısına uğramaz; fazlasıyla ihtiyat ise suizanna düşürür.
Kişi ile hikmet arasında âlim nimeti bulunmaktadır, cahil ise bu ikisi arasında bedbaht olur. Allah kendisini tanıyanın dostu, tanıyormuş görüntüsü verenin ise düşmanıdır.
Akıllı kimse bağışlayıcı, cahil kimse ise entrikacı olur. Sayılmayı istiyorsan yumuşak ol, küçümsenmeyi istiyorsan haşin ol. Soylu olanın kalbi yumuşak, maddesi haşin olanın ise yüreği katı olur.
Aşırılık eden uçuruma yuvarlanır, akıbetten çekinen ise bilmediği şeye kendini atmaz. Bilgi edinmeden bir işe atılan, kendi burnunu yere sürer, zelil olur.
Kim bilmezse anlayamaz; anlayamayan ise sağlam kalmaz; sağlam kalmayan ise saygı görmez; saygı görmeyen de kırılır, ezilir; kırılıp ezilen ise daha çok kınanır. Durumu bundan ibaret olan ise pişmanlık duymaya daha layık olur."
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.