Dün, İcmal Gençlik Derneği Kilis Şubesi'nin organize ettiği "Kaybolan Değerlerimiz" konulu seminer ile ilgili izlenimlerimizi aktarmıştık. Kaldığımız yerden devam ediyoruz:
Saatler gece yarısını çok geçmişti. Kilis'ten Antep'e doğru yola çıktığımızda çok kıymetli hocamız Prof. Dr. Ömer Eyercioğlu'da bizimle birlikteydi. Kilis-Antep arasındaki kısa yolda çok güzel sohbetler eşliğinde Şanlıurfa ve Gaziantep'te programlarımızı gözden geçirdik.
Şanlıurfa, Peygamberler şehri…
Güzel insanlarla sabah saatlerinde Şanlıurfa yoluna çıktık. Hedefimiz ilk olarak Hz. İbrahim'in doğduğu yer, ateşe atıldığı yer ve tabii ki Dede Osman Avni Baba…
Halil'ür-Rahman ismi ile anılan bu alanda her zaman olduğu gibi yine kalabalık, binlerce insan ziyarete geliyor, dualar ediyor ve balıklara yem atıyor. Yalnız dikkatimizi çeken bir husus var. Bu turistik ziyaret esnasında insanlara gerekli bilgileri verecek, insanların bu mekânlardan manen de istifade edecek herhangi bir görevlinin veya yeterince bilgilendirmenin olmaması çok üzücü.
Hz. İbrahim'in doğduğu mağara insanı etkiliyor. Mancınıklarla fırlatıldığında ateş düştü ve O'nu yakmayan ateşin suya, odunların balığa dönüştüğü nokta, görülmeye değer.
Halil'ür-Rahman'da çok büyük bir maneviyat ehlinin de mübarek kabri var. Urfa'nın manevi sahibi, ziyaretimizin en önemli hedeflerinden birisi…
Tam 70 yıl boyunca insanları ikaz ve irşadla uğraşmış olan tasavvuf büyüklerinden, zamanının kutbu Dede Osman Avni Baba…
O'nun kabrine, manevi huzuruna yaklaşırken insan bir başka oluyor. Hep beraber dualarımızı yaptık ve hemen yanı başında öğle namazını birlikte eda ettik.
Dede Osman Avni Baba Hz.'leri çok büyük bir maneviyat ehli, Allah'ın sevip seçtiği mümtaz kullarından. 1800'lü yıllarda yaşamış ve çok uzun yıllar boyunca manevi görevini bu güzel mekânda yapmış. Halen O'nun hatırası yaşatılmakta ve her gün bu mescitten Dede Osman Avni Baba'nın usulüyle zikrullah sesleri bütün Urfa semalarına yayılıyor.
Yalnız şunu da belirtmek lazım. Ne yazık ki son yıllarda garip şeyler yaşanıyor bu mümtaz bölgede.
Dede Osman Avni Baba'nın, babasının, dedesinin ve talebelerinin bulunduğu yerin arkasına bir mezar sıkıştırılmış. Bu kabirlerde yatanların isimlerinin yer aldığı tabela değiştirilmiş.
Tamamen Dede Osman Avni Baba'nın himayesinde bulunan bu alana birtakım hasarlı zihniyet dinlerarası diyalogun mimarı, Papa'ya ilk mektup yazan, Hıristiyan'ın da şehit olacağını söyleyip cennete koymaya çalışan, Atatürk'e deccal diyen, 15 Temmuz'da başımıza bomba yağdıranların fikir babası, sapık zihniyetin sahibi Said Nursi'nin talebesi olduğu söylenen birisi buraya gömülmüş. Bu üzerinde düşünülmesi gereken önemli bir konu. (Bunun üzerinde daha sonra duracağız). Ancak unutmayalım ki, eşeğe altın semer vursan da eşek yine eşektir.
Bu maneviyatı yüksek ziyaretin ardından, istikametimiz Viranşehir ve Eyüp Nebi beldesi. Burada bizi BTP Şanlıurfa İl Başkanı Muzaffer Yağmur, Viranşehir İlçe Başkanı ve Yönetim Kurulu karşılıyor. Onların sıcakkanlılığı, muhabbeti ve misafirperverliklerini anlatmak zor, ancak ziyaret edenler gittiklerinde anlayacaklardır.
Birlikte yapılan görüşmeler, istişareler çok verimli geçiyor. Sonra Hz. Eyüp Peygamberin hastalıklarından kurtulduğu ve vefat ettiği, kabrinin bulunduğu Eyüp Nebi'ye geçiyoruz. Burada aynı zamanda Hz. Elyesa Peygamberin de kabri bulunuyor. Buralar ayrı bir havaya, ayrı bir muhabbete sahip. Arkadaşların ilgileri, gönüllerindeki sıcaklık ta eklenince tadından doyulmaz hale geliyor.
Ve aynı günün akşamı Gaziantep İcmal Gençliği ile birlikteyiz. Zorunlu olarak programdan çıkarmak durumunda kaldığımız K. Maraş'tan da İcmal Gençlik Başkanı Ramazan Çokbekler ve bir grup gençte Antep'te bizimle birlikte.
Gaziantep'te İcmal Gençlik Derneği'nin çok önemli ve aktif faaliyetleri var. Gençlerle ve aileleri ile bir araya geldiğimiz programda çok önemli konulara temas edildi. Gençlerin, İcmal Gençlik içinde bulunmaktan duydukları mutluluk ve gururu kendilerinden dinledik. Herkesin ortak duası ve teşekkürü Prof. Dr. Haydar Baş Bey'e oldu. Çünkü İcmal Gençliğini mimarı olan Sayın Baş, hayatı boyuncu binlerce, on binlerce gencin yetişmesi için var gücüyle gayret etti ve ilk günkü gibi çalışmaya devam ediyor.
Ve güzel bir Antep akşamı ile de yolculuk sona eriyor. Yola çıkmadan önceki ile dönerken içinde bulunduğumuz durum çok farklı, kendime çok şey kattığını düşünüyorum. Benimle yol arkadaşı olan Dr. Abdullah Terzi ağabeyimiz başta olmak üzere Prof. Dr. Ömer Eyercioğlu'na, Alaiddin Özkar'a, İcmal Gençlik Başkanlarımıza ve İcmal Gençliğine çok teşekkür ediyorum. Sağolun, Allah sayılarınızı arttırsın.
- Atatürk olmasaydı! / 22.09.2023
- Dikkat! Konu Anayasa / 15.09.2023
- Sohbet ‘spaces’ odası izlenimleri / 08.09.2023
- Hatırlıyor musunuz? / 01.09.2023
- Haydar Baş olmak / 14.04.2023
- Kitap, ama hangi kitap? / 15.01.2022
- Bırakın gençler konuşsun… / 08.01.2022
- Gözlerdeki ışıltı / 01.01.2022
- Eserinizle gurur duyabiliyor musunuz? / 29.11.2021