logo
28 MART 2024

Aklıyla zırhı arasına sıkışan kaplumbağa eti

10.04.2013 00:00:00
Simgesel derinliği olan büyük edebî metinler ve tabii fabllar, evrensel niteliklidir ve çok yönlü yoruma ve içinde bulunduğumuz sosyal, siyasi, kültürel durumlara uyarlanmaya müsaittir. Yüzyüze kaldığımız sorunları, sıkıntıları açıklamada işlevsel bir niteliği olmayacaksa edebiyatın ne manası olabilir ki? Değişik kaynaklarda farklı şekillerde türevleri olan bir fabl var. Bu hayvan hikâyesi, bende biraz farklı bir bağlamda çağrışımlar uyandırdı. Hikâye özetle şöyle:
Atmaca, düşmanı olan kaplumbağanın etini büyük bir iştahla yemek ister. Ama kaplumbağanın sert kabuklarından oluşan zırhını bir türlü delemez. Kıramadığı o kabukların içine nüfuz edemediği için bin türlü hile düşünür. Sonunda şöyle bir oyun kurar. Kaplumbağaya: “Seni yerlerde sürünmekten kurtaracağım, yükseklere, göklere çıkaracağım, artık uygar, özgür, gelişmiş, ilerlemiş, ileri demokrasiye geçmiş olacaksın, göklerde yaşayacaksın. Seni bu coğrafyanın padişahı yapacağım” der.
Bu sözler, yerlerde sürünmekten bıkmış kaplumbağanın çok hoşuna gider ve atmacaya râm olur. Atmaca da kıs kıs gülerek kaplumbağayı ayaklarıyla kıskıvrak yakalar ve olabildiğince yükseğe havalandırır. Bir süre havalarda gezdirir, yükseklerde uçmaktan mutlu olan kaplumbağa atmacaya tapınmaya başlar. Onu kendisine efendi edinir, her zaman hizmetinde olduğunu, kulu kölesi olacağını söyler. Atmaca da hedefine ulaşmanın rahatlığı içinde gururludur. Bir süre kaplumbağayı havalarda oyaladıktan sonra asıl amacına ulaşmak yani onu yemek için çıktığı en yüksek yerden aşağı bırakıverir. Tabii kaplumbağa neye uğradığını şaşırır ama iş işten geçmiş olur: O sert zırh olan kabukları paramparça olur. Atmaca da bir güzel kendine ziyafet çeker.  
Bu hikâyeyi Türk milletinin Batı emperyalizmi ile olan ilişkilerine şöyle uyarlayabiliriz. Buradaki atmaca, emperyalist Haçlı-Siyon ittifakıdır. Kaplumbağanın aklı, millî ve dinî değerlerden yoksun, teslimiyetçi, karanlık aydınlar ve siyasetçilerdir. Kaplumbağanın eti ise Türk milletidir. Kaplumbağanın sert kabuklarından oluşan zırhı ise Türk milletini siyasî, askerî, ekonomik, dinî, ideolojik ve kültürel anlamda dış saldırılara karşı koruyan millî ve manevî değerleridir, Türk-İslam kültür ve medeniyet yapısı ve kimliğidir.
Aşağı yukarı 10. yüzyıldan beri Türk milletini bütün Haçlı saldırıları karşısında dimdik ayakta tutan, her türlü dış düşmanlara karşı bir zırh gibi bizi koruyan sert kabuklarımız olan Müslümanlığımız ve Türklük değerlerimizdir. Sert kabuğumuz olan zırhımız, dilimizdir, kültürümüzdür, edebiyatımızdır, geleneklerimizdir, göreneklerimiz, vatan, millet, bayrak, devlet sevgimiz, istiklâlimize olan düşkünlüğümüzdür. Tamamen bize özgü olarak inşa ettiğimiz Türk-İslam kültür ve medeniyet zırhımız, kaplumbağanın etini koruyan sert kemikten kabuğu gibi bizi korumuştur. Haçlı orduları yüzyıllar boyunca, özellikle 1095 yılından itibaren Türk milletini yemek, yok etmek için dışarıdan düzenlediği saldırılar ile bu kabuğu kırıp içine sızamadı.
Son saldırısı da 1918’de Mondros Mütarekesi ile birlikte başlayan fiilî, askerî işgal dönemidir. Büyük Türk Atatürk’ün önüne düştüğü Kuva-yı Milliye mukavemeti sonucu o saldırı da kıramadı. Bu sefer aynen atmacanın yaptığı gibi taktik değiştirdi. Dışarıdan zırhı kıramayınca içerden aklı teslim aldı. Aklı yani karanlık aydınları. İçimizden ayarladığı teslimiyetçi, satılmış, para ve şöhret delisi bir takım milliyetsiz ve dinsiz aydınları, kendilerine liberal denilen kozmopolitleri, Türk düşmanı etnik ırkçıları ayarladı, kandırdı.
Bunlara aynen atmacanın kaplumbağaya dediği gibi, “sizi yerlerde sürünmekten kurtaracağım, havalara yükselteceğim, size uygarlık, özgürlük, demokrasi getireceğim, bol para ve şöhret vereceğim” diye aldattı. Bu sözlerden hoşlanan bu kaplumbağa aklı ve zekâsındaki karanlık aydın güruhu, Haçlı-Siyon odakları ve emperyalistleri kendilerine efendi, hatta tanrı edindiler. Onların sözcülüğünü yaptılar, yapmaya devam ediyorlar. Emperyalizmin bu coğrafyadaki emellerini gerçekleştirebilmesi için taşeronluk yaptılar, Truva atı olma rolünü oynadılar ve oynamaya devam ediyorlar. Millî Türk devlet kurumunu tamamen tasfiye etmek, Türk milletinin hem Türklük hem de Müslümanlık değerlerini yok etmek için efendileri olan Batılı emperyalistlerin her talimatını harfiyyen yerine getirdiler, getirmeye devam ediyorlar. Bu bağlamda yaptıkları çalışmalar için bol para ve şöhret aldılar; almaya devam ediyorlar. Emperyalist atmaca bunları bir süre havalarda gezdirdikten sonra, “artık sizin özgürlük zamanınız geldi, sizi sonsuza kadar özgürleştireceğim” deyince bu kaplumbağa akıllı karanlık aydınlar, “Batı bize özgürlük, demokrasi, halklara özgürlük, barış, kardeşlik, federasyon, özerklik veriyor” diyerek sevinmeye ve bu sevinçlerini de gazetelere yazı yazarak, televizyonlarda her gün özgürlük gevezelikleri yaparak, siyasi parti kurarak ilan etmeye başladılar, ediyorlar. Ama emperyalist atmaca, amacına ulaşmak, yani Türk milletinin etini yemek, yani bu coğrafyanın yer altı ve yer üstü bütün zenginliklerini yağmalamak, kendine bir ziyafet çekmek için daha fazla bekleyememektedir. Şimdilerde kaplumbağayı yükseldiği en üst noktadan bırakmak üzeredir. Yükseklerden özgürlüğüne kavuşturulmak üzere bırakılacak olan Türk milleti paramparça olacaktır.
Şu anda Haçlı-Siyon atmacasıyla liberal ve etnikçi kaplumbağa aklı, Türk milleti kaplumbağa etini yemek için anlaşmış durumdalar. Atmaca, kaplumbağa âkil aklını oldukça göklere çıkardı ve yere ne zaman bırakılacağı bekleniyor. Ya atmaca ve kaplumbağa aklına uyarak paramparça olup yem olacağız ya da millî-İslamî kabuk zırhımıza tekrar bürünüp sahih münevver Türk aydını aklının peşine takılarak atmacaya karşı kendimizi korumaya devam edeceğiz. Kaplumbağa eti olan Türk milleti, liberal ve etnikçi aklıyla millî-İslamî zırhı arasında sıkışıp kalmıştır. Bir tarafta atmacanın uçaklarla, paralarla, televizyon ve gazetelerle havalandırdığı kaplumbağa aklı, öbür tarafta da kendi kıt imkânlarıyla milletine ulaşmaya çalışan aksakal aklı sahalara inmiştir.
Türk’ün felâketi kaplumbağa aklına; selâmeti de millî-İslamî zırhına ve aksakal aklına bağlıdır.
 
Prof. Dr. Nurullah Çetin / diğer yazıları
İSO'dan tarihi uyarı
'Eğitimli gençlerimizi avlamak için...'
'AJet ile anlaşmamız yok'
THY'den çok garip Ajet kararı!
Almanya'nın öteki yüzü
Avrupa'nın ilk siyonist ülkesi Almanya!
CHP adayı istifa edip AKP'ye katıldı
'Erdoğan'ın emrinde olacağız'
Rezalet ötesi
Yahudi askerler aşağılıkta da zirvede!
'Sandık, hepimizin namusuna emanettir'
Erdoğan son mitingini yaptı
'Para sayma' soruşturmasında Muammer Keskin'in ifadesi
'Bağış karşılığı makbuz almadım'
Yargıtay Başkanı seçimi 31 Mart sonrasına kaldı
10. turda da sonuç çıkmadı
1 Nisan'da okullar tatil mi?
Milli Eğitim Bakanlığı açıkladı
Emekli maaşı için seçim sonrasını işaret etti
'Temmuz' ayında masaya yatıracağız'
"Siyasetten bağımsız bir araştırma enstitüsü kuracağız"
BTP İstanbul Adayı Cihan Erdoğanyılmaz
Altınok'u aklayıp Yavaş'ı suçlamaya kalkan yandaşa kapak
'Siz merak etmiyor musunuz?'
Soykırım 174 gündür sürüyor
Can kaybı 32 bin 552'ye yükseldi
Özgür Özel'den kurultay itirafı
'1 Nisan’dan sonraki sürece taliptik'
İSO'dan tarihi uyarı
'Eğitimli gençlerimizi avlamak için...'
'AJet ile anlaşmamız yok'
THY'den çok garip Ajet kararı!
Almanya'nın öteki yüzü
Avrupa'nın ilk siyonist ülkesi Almanya!
CHP adayı istifa edip AKP'ye katıldı
'Erdoğan'ın emrinde olacağız'
Rezalet ötesi
Yahudi askerler aşağılıkta da zirvede!
'Sandık, hepimizin namusuna emanettir'
Erdoğan son mitingini yaptı
'Para sayma' soruşturmasında Muammer Keskin'in ifadesi
'Bağış karşılığı makbuz almadım'
Yargıtay Başkanı seçimi 31 Mart sonrasına kaldı
10. turda da sonuç çıkmadı
1 Nisan'da okullar tatil mi?
Milli Eğitim Bakanlığı açıkladı
Emekli maaşı için seçim sonrasını işaret etti
'Temmuz' ayında masaya yatıracağız'
"Siyasetten bağımsız bir araştırma enstitüsü kuracağız"
BTP İstanbul Adayı Cihan Erdoğanyılmaz
Altınok'u aklayıp Yavaş'ı suçlamaya kalkan yandaşa kapak
'Siz merak etmiyor musunuz?'
Soykırım 174 gündür sürüyor
Can kaybı 32 bin 552'ye yükseldi
Özgür Özel'den kurultay itirafı
'1 Nisan’dan sonraki sürece taliptik'
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.