Irak'a Türk askerinin gönderilmesi konusunda bugüne kadar ABD ve AKP arasında cereyan eden olaylar, şunu gösteriyor: ABD, istediğini AKP hükümetine yaptırıyor.
Siz olsanız böylesi bir emir kulundan vazgeçer misiniz?
ABD de AKP'den vazgeçmez.
ABD, işlerini dilediği zaman ve şartlar çerçevesinde gördürdüğü AKP'den vazgeçmeyeceği gibi, AKP'nin de ABD'den vazgeçme gibi bir niyeti, bir ufku, bir programı yoktur. Böyle bir işi akıllarından bile geçiremezler.
O halde "Türk askerinin Irak'a sürüklenmesi ve tezkere manevraları" ABD ve AKP arasındaki karşılıklı cilveleşmeler ve konjonktürel vaziyet almalardır.
Mart tezkeresini hatırlayın; tezkere sürpriz bir çomakla çıkartılamadı. Buna rağmen AKP, başta hava koridoru olmak üzere çeşitli yollarla ABD'nin Irak'a geçişini sağladı.
Sürpriz çomağın ardından AKP, ABD'nin Türkiye'ye Kuzey Irak'ta yaşattığı "çuval geçirmelerden kırmızı çizgilerimizin silinmesine kadar" her şeye tam bir teslimiyet edasıyla "narın da hoş, nurun da hoş" karşılığını verdi.
Ekim tezkeresi için ise başta Başbakan olmak üzere AKP kurmayları, "ABD isterse çıkartırız" açıklamaları yaptılar. Nihayet ABD istedi, tezkere çıktı.
Uygulama aşamasında AKP, "ABD ne zaman isterse tezkere o zaman uygulamaya geçer" dedi. Hazır kıta bekledi durdu; derken Talabani ve Barzani boynuz vurdu.
ABD, şimdilik bekleyin, Türk askerine hacet yok, dedi. AKP, işi beklemeye aldı.
Tezkere boşa çıkmış gibi görünüyor. Ama öyle değil.
İstendiği an, devreye konulacak halde tezkere... Başbakan ve Dışişleri Bakanı, tezkereyle elde edilen yetkinin TBMM'ye iade edilmeyeceğini açıkladılar.
Teamüllere bakarak konuşanlar, "yetki iade edilmeli" diyorlar; ama AKP, teamüllere değil de "ABD'ye baktığı" ve hazır kıta Washington'un işmarını beklediği için, "tezkeredeki yetki her an lazım olabilir" diye tezkereyi elde tutuyorlar.
Bu arada Colin Powell ve Abdullah Gül arasında görüşmeler yapıldı. Başbakan Erdoğan, Dick Cheney'le temas etti.
Başbakan Erdoğan'a Amerika gezisi ayarlanmaya çalışılıyor. W. Bush'un Mayıs sonrası, "yani yerel seçimler sonrası" Türkiye'ye gelmesi planlanıyor.
Bu kadar içli-dışlı olmuş ABD-AKP birbirinden ayrılabilir mi?
Buna evet demek için ya çok saf, ya da mahalli seçime girmek üzere AKP'de propaganda vazifesi üstlenmiş olmak lazım.
AKP hükümetinin, "Irak'a asker göndermekten vazgeçtiği"ni ancak "yetkinin yine hükümette kalacağı"nı açıkladığı saatlerde, ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Adam Ereli, Türkiye'den Irak'a asker gönderilmesi konusunda görüşmelerinin askıya alınmadığını, 'bu karışık konunun' sonuca bağlanmasının zaman alacağını belirtiyor. Ve ekliyor, "Aceleye getirmektense doğru şekilde yapmak lazım.'
İki-üç askerini yitirdiği günde Irak'a Türk askerini güya can simidi gibi isteyen ve kendi askerlerine "sabredin Sonbahar'a kadar sizin yerinize can verecek lejyoner göndereceğiz" diyen ABD, gün aşırı helikopterler dolusu askerini yitirdiği bu süreçte Türk askerinden vazgeçebilir mi? Hayır? Durum ne mi?
ABD, "Türk askerini Irak batağına sürmüş ve tabutları Türkiye'ye gelmeye başlamış" bir AKP hükümetinin, bu vahim tablo sebebiyle "yerel seçimlerde hezimete uğrama riski"ni azaltmak için, bölgedeki en itaatkâr, hatta İsrail'den bile daha teslimiyetli partneri "AKP'nin akıbetini riske sokmamak" için "şimdilik asker lazım değil" kanaatine vardı.
Karşılıklı fikir teatisi, işi bu noktaya getirdi. AKP kurmaylarının "işbu rivayet yeni çıktı" türünden "Irak'a ilişkin hamasi nutuklar"ı da ABD-AKP arasındaki bu fikir teatisinin icabındandır.
Bu sebeple de AKP, yerel seçim sonrası "gerektiği ve istendiği an ve istenen yere asker göndermeye hazır" olmak için "tezkereli yetkiyi elinde tutmaya" devam edecektir.
Yoksa "milletin menfaatinin göz önüne alındığı filan yok" bu işin içinde.
Son tezkere manevralarında hedeflenen asıl menfaat, yerel yönetim sürecinde AKP'nin ve bölgede böylesine teslimiyetli bir partnerini yaşatmak babında ABD'nin menfaatidir.
Bütün bu tezkere manevraları, maalesef ABD'nin inisiyatifinde şekillenen sadece konjonktürel manevralardır. AKP de bu konjonktürel vaziyetten, yerel seçim sürecinde pirim devşirerek kârlı çıkmaya çalışmaktadır, o kadar.
Şimdi siz cevap verin bakalım, ABD AKP'den, AKP ABD'den vazgeçebilir mi?
Siz olsanız böylesi bir emir kulundan vazgeçer misiniz?
ABD de AKP'den vazgeçmez.
ABD, işlerini dilediği zaman ve şartlar çerçevesinde gördürdüğü AKP'den vazgeçmeyeceği gibi, AKP'nin de ABD'den vazgeçme gibi bir niyeti, bir ufku, bir programı yoktur. Böyle bir işi akıllarından bile geçiremezler.
O halde "Türk askerinin Irak'a sürüklenmesi ve tezkere manevraları" ABD ve AKP arasındaki karşılıklı cilveleşmeler ve konjonktürel vaziyet almalardır.
Mart tezkeresini hatırlayın; tezkere sürpriz bir çomakla çıkartılamadı. Buna rağmen AKP, başta hava koridoru olmak üzere çeşitli yollarla ABD'nin Irak'a geçişini sağladı.
Sürpriz çomağın ardından AKP, ABD'nin Türkiye'ye Kuzey Irak'ta yaşattığı "çuval geçirmelerden kırmızı çizgilerimizin silinmesine kadar" her şeye tam bir teslimiyet edasıyla "narın da hoş, nurun da hoş" karşılığını verdi.
Ekim tezkeresi için ise başta Başbakan olmak üzere AKP kurmayları, "ABD isterse çıkartırız" açıklamaları yaptılar. Nihayet ABD istedi, tezkere çıktı.
Uygulama aşamasında AKP, "ABD ne zaman isterse tezkere o zaman uygulamaya geçer" dedi. Hazır kıta bekledi durdu; derken Talabani ve Barzani boynuz vurdu.
ABD, şimdilik bekleyin, Türk askerine hacet yok, dedi. AKP, işi beklemeye aldı.
Tezkere boşa çıkmış gibi görünüyor. Ama öyle değil.
İstendiği an, devreye konulacak halde tezkere... Başbakan ve Dışişleri Bakanı, tezkereyle elde edilen yetkinin TBMM'ye iade edilmeyeceğini açıkladılar.
Teamüllere bakarak konuşanlar, "yetki iade edilmeli" diyorlar; ama AKP, teamüllere değil de "ABD'ye baktığı" ve hazır kıta Washington'un işmarını beklediği için, "tezkeredeki yetki her an lazım olabilir" diye tezkereyi elde tutuyorlar.
Bu arada Colin Powell ve Abdullah Gül arasında görüşmeler yapıldı. Başbakan Erdoğan, Dick Cheney'le temas etti.
Başbakan Erdoğan'a Amerika gezisi ayarlanmaya çalışılıyor. W. Bush'un Mayıs sonrası, "yani yerel seçimler sonrası" Türkiye'ye gelmesi planlanıyor.
Bu kadar içli-dışlı olmuş ABD-AKP birbirinden ayrılabilir mi?
Buna evet demek için ya çok saf, ya da mahalli seçime girmek üzere AKP'de propaganda vazifesi üstlenmiş olmak lazım.
AKP hükümetinin, "Irak'a asker göndermekten vazgeçtiği"ni ancak "yetkinin yine hükümette kalacağı"nı açıkladığı saatlerde, ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Adam Ereli, Türkiye'den Irak'a asker gönderilmesi konusunda görüşmelerinin askıya alınmadığını, 'bu karışık konunun' sonuca bağlanmasının zaman alacağını belirtiyor. Ve ekliyor, "Aceleye getirmektense doğru şekilde yapmak lazım.'
İki-üç askerini yitirdiği günde Irak'a Türk askerini güya can simidi gibi isteyen ve kendi askerlerine "sabredin Sonbahar'a kadar sizin yerinize can verecek lejyoner göndereceğiz" diyen ABD, gün aşırı helikopterler dolusu askerini yitirdiği bu süreçte Türk askerinden vazgeçebilir mi? Hayır? Durum ne mi?
ABD, "Türk askerini Irak batağına sürmüş ve tabutları Türkiye'ye gelmeye başlamış" bir AKP hükümetinin, bu vahim tablo sebebiyle "yerel seçimlerde hezimete uğrama riski"ni azaltmak için, bölgedeki en itaatkâr, hatta İsrail'den bile daha teslimiyetli partneri "AKP'nin akıbetini riske sokmamak" için "şimdilik asker lazım değil" kanaatine vardı.
Karşılıklı fikir teatisi, işi bu noktaya getirdi. AKP kurmaylarının "işbu rivayet yeni çıktı" türünden "Irak'a ilişkin hamasi nutuklar"ı da ABD-AKP arasındaki bu fikir teatisinin icabındandır.
Bu sebeple de AKP, yerel seçim sonrası "gerektiği ve istendiği an ve istenen yere asker göndermeye hazır" olmak için "tezkereli yetkiyi elinde tutmaya" devam edecektir.
Yoksa "milletin menfaatinin göz önüne alındığı filan yok" bu işin içinde.
Son tezkere manevralarında hedeflenen asıl menfaat, yerel yönetim sürecinde AKP'nin ve bölgede böylesine teslimiyetli bir partnerini yaşatmak babında ABD'nin menfaatidir.
Bütün bu tezkere manevraları, maalesef ABD'nin inisiyatifinde şekillenen sadece konjonktürel manevralardır. AKP de bu konjonktürel vaziyetten, yerel seçim sürecinde pirim devşirerek kârlı çıkmaya çalışmaktadır, o kadar.
Şimdi siz cevap verin bakalım, ABD AKP'den, AKP ABD'den vazgeçebilir mi?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Misafir Kalem (K) / diğer yazıları
- Kongrelerden milli devlete bir iman mücadelesi / 25.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019