En başta ifade edelim, herhangi bir terör örgütünün kalmadığı, terör unsurlarının tehdit etmediği, gerçekten terörsüz bir Türkiye arzu ettiğimiz bir sonuçtur.
Bu hedefe, terör örgütleriyle her yönüyle mücadele edilerek ulaşılabilir.
Eğer konu PKK terörü ise, bunun silahlı mücadele ayağı vardır, ekonomik, siyasi, toplumsal, ideolojik mücadelesi de söz konusudur.
Bataklık kurutulmadan sivrisineklerle mücadele nasıl anlamsızsa, terörün sebeplerini ortadan kaldırmadan asla doğru bir sonuca ulaşılamaz.
PKK terörünün Kürt halkımızla hiçbir alakası yoktur. Ve kuruluşundan bu yana en çok öldürdükleri de hep Kürt halkından olmuştur. Teröristbaşı Öcalan'a "bebek katili" denmesinin sebebi de bir Kürt bebeğini öldürmesi sebebiyledir.
İngilizlerin ortaya attığı, ABD'nin de Büyük Ortadoğu Projesi kapsamında arkasında durduğu Kürdistan projesi, Kürt halkına devlet kazandırma projesi değil, bölgedeki üniter devletleri bölmek amaçlıdır.
Şimdi bu gerçeklerden yola çıkarak, yaşanan "Terörsüz Türkiye" sürecini değerlendirmeye çalışalım.
22 Ekim'de MHP lideri Bahçeli'nin 'Öcalan' çağrısıyla başlayan süreç, Öcalan'ın fesih ve silah bırakma çağrısıyla devam etti ve PKK toplanarak bu kararı aldığını açıkladı. Bu hafta PKK'lı bir grubun basın-medya önünde sembolik bir silah bırakma töreni gerçekleştireceği ifade ediliyor ve ardından PKK'lı grupların gruplar halinde silah bırakması bekleniyor.
Pazar günü DEM Parti heyeti İmralı'yı ziyaret etti, pazartesi günü de heyet Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüştü. PKK'nın silah bırakma sürecinin Ankara-Erbil-Bağdat hattında 3 ayaklı bir koordinasyonla yürütüleceği belirtiliyor. Bu kapsamda MİT Başkanı İbrahim Kalın önce Erbil'le temaslarda bulundu, Bağdat'a da gideceği ifade edildi. Paylaşılan bilgilere göre, teröristler silahlarını Irak'ın kuzeyinde kurulan noktalarda bırakacak. Irak'ta 2 bin 200 civarında terörist olduğu ifade ediliyor.
Açıklamalara göre, bırakılan silahlar kayıt altına alınacak, bırakanlar şimdilik Irak'ta kalmaya devam edecek.
Açıklamalar bu yönde ama sizler gerçekten PKK'lı teröristlerin 50 yıldır bu kadar kanlı eylemlerden sonra silah bırakacağına inanıyor musunuz? Teröristbaşı Öcalan ve Kandil bugün Türkiye'nin siyasileri tarafından muhatap kabul ediliyor, süreç beraber yürütülüyor. Terör örgütü bu noktada şöyle düşünmez mi: Ben bu muhataplık noktasına "silahla", "terör eylemleriyle" geldim, şimdilik bırakırmış gibi yapayım, yarın nasıl olsa bir şekilde silah bulurum.
Irak'taki PKK'lı terörist sayısı da sürekli farklı açıklanıyor. 10 bin diyen var, 8 bin diyen var. Ama dikkat ederseniz şu sıralar 2 bin 200 deniliyor. Yani "Sayı 10 bin de; 2 bini bırakacak, 8 bini bırakmayacak mı?" sorusu akla geliyor.
Silah bırakanları sayıp, silahlarını kayıt altına alabilirsiniz peki, silah bırakmayanları nasıl tespit edeceksiniz? Bir terör örgütünden, yani illegal, kontrolsüz bir yapıdan bahsediyoruz. Üstelik PKK terör örgütü hiçbir zaman kendisi silah temin etmedi; bu silahlar onların eline bölgemizde ve ülkemizde hesabı olanlar tarafından verildi. Böyle bir durumda terör örgütünün silah bırakmasının ne anlamı olacak? Dün verenler, ihtiyaç duyduklarında yeniden vermeyecekler mi?
Bizler Türkiye'de "PKK silah bırakacak, şöyle sembolik bir tören olacak" diye konuşurken, PKK'nın en büyük destekçisi ABD, PKK'ya yine kesenin ağzını açtı bile.
ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon), 2026 mali bütçesinde Suriye'de SDG adını kullanan terör örgütü PKK/YPG'nin de bulunduğu gruplara 'eğit-donat destek fonu' için 130 milyon dolar talep etti. Bu fonun 7 milyon 420 bin doları Suriye'nin güneyinde konuşlu Suriye Özgür Ordusu'na (SÖO), diğer meblağ ise PKK'ya verilecek. Malum bu yeni değil, ABD, Suriye'nin PKK'sına her yıl resmi bütçesinden para aktarmaya devam ediyor. Pentagon'un Suriye'ye DEAŞ'la mücadele adı altında PKK/YPG ve diğer bazı grupları aktardığı toplam bütçe 2025'te 147 milyon dolar, 2024'te ise 156 milyon dolardı.
Hatırlayalım, ABD daha önce de on binlerce tır silahı ve mühimmatı Fırat'ın doğusundaki PKK'ya teslim etmişti. PKK'lı teröristlere helikopter pilotluğu da dahil her türlü askeri eğitimi vermiş ve hatta törenlerle diplomalar teslim etmişti.
Üstelik Suriye'nin kuzey doğusunda sayıları 80 bin civarında olduğu söylenen PKK'lı teröristler "silah bırakmayacaklarını" açıklarken, ABD'nin desteği de artarak devam ederken, söyler misiniz Irak'ın kuzeyinde 2 bin civarında teröristin silah bırakması neyi ifade edecek?
Durum PKK terör örgütü cenahında böyle muallakken, hiçbir netlik yokken, Türkiye'den resmi adımlar bekleniyor. Türkiye'deki sürecin Meclis'te oluşturulacak bir komisyonla adım adım işlemesi, infaz yasasındaki değişikliklerle cezaevlerindeki bazı PKK'lıların serbest bırakılması, İmralı'nın talepleriyle şekillenen yeni bir anayasa ve daha nice talep. Öcalan'ın "demokratik konfederalizm" vurgusunu dikkat alırsak, üniter yapımızı tehdit eden bir çok istek.
Bir tarafta şovlarla göz boyama, diğer tarafta, resmi, hukuki, anayasal tavizler… Tehlikeli bir sürece doğru gidiyoruz. Yazımızı Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Hüseyin Baş'ın şu tespitleriyle bitirelim:
"Terörsüz Türkiye deniyor, silahların bırakılması deniyor. Bundan kim rahatsız olur? Türkiye'de terör olmamasından hiç kimse rahatsız olmaz. Endişe şu; bu bir amaç için bir gölge mi acaba, bir perde mi acaba? Bunu dile getiren herkes de bu maksatla dile getiriyor. Çıkıyorlar, 'Siz Türkiye'de terör olmamasını istemiyor musunuz?' diyorlar. Türkiye'de terörün olmasını sizden önce biz istemiyoruz. Bu konuda millilikle ilgili siz bizi yargılayacak konumda olamazsınız ama kalkıyorsunuz yargılamaya çalışıyorsunuz. Bu tamamen konuyu saptırma."
"Şimdi eğer siz 'Terörsüz Türkiye' diyorsanız gidin terörün finansmanını engelleyin, terörün insan kaynağını engelleyin. Yoksa bu işin teröristle oturularak çözülebilecek bir şey olduğuna ben inanmıyorum."
"Eğer siz 'Terörsüz Türkiye' deyip üstüne bir de 'Yeni Anayasa' dediğiniz zaman bunlarla ilgili soruları da kapatırsanız bunun adı demokrasi olmaz."
- Adalet ve demokrasi için Çağlayan’daydık / 05.09.2025
- Ekonomide büyüyoruz, enflasyon düşüyor, halk niye fakir? / 04.09.2025
- Soruşturmalar siyasi değilse, ispatlayın! / 03.09.2025
- 19 Mayıs’taki bağımsızlık yürüyüşü 30 Ağustos’ta sele dönüştü / 02.09.2025
- Komisyon, ‘cambaza bak’ oyunu mu? / 30.08.2025
- 81 ilde sığınak dün değil niye bugün? / 28.08.2025
- Komisyon kesmedi, çıtayı yükseltme peşindeler / 27.08.2025
- Ağustos ayı Türk milletinin zaferleriyle dolu / 26.08.2025
- Etkin pişmanlıkla adalet sağlanır mı? / 23.08.2025