13 yıllık tek başına AKP iktidarı, dış politikada Türkiye'yi Büyük Orta Doğu Projesi Ergenekonu zindanına hapsetmiştir. Önce gözü kapalı Avrupa Birlikçiliği fedailiğine soyundu. Avrupa Birliği'ne girebilmek için verilen bütün talimatları, emirleri, ev ödevlerini, Türk milletinin şahsiyetini ayaklar altına alma pahasına uyguladı. Tek taraflı olarak Türk milletini ıhdırma, Haçlının Türk'ten intikam alma sadizmine boyun eğdi. Avrupa Birliği talimatıyla çıkarılan kanunlarla Türkiye perişan edildi. Avrupa Birliği'nin her dediği yapıldı ama Türkiye hiçbir şey elde edemedi. Avrupa Birliği'ne girmek hayal oldu, ama ilerleme raporları doğrultusunda Avrupa Birliği sürekli emirleriyle Türk millet birliğini çözdü, etnik siyaseti tahrik etti, PKK devletinin kurulması için her türlü siyasi, ekonomik, psikolojik ve hukuki zemini döşedi. Avrupa Birliği, AKP'ye verdiği emirlerle giriş süreci içinde Atatürk'ün kurduğu bağımsız millî Türk devletini bütün kurumlarıyla gevşetti, itibarsızlaştırdı, işlevsiz hale getirdi, devletimizin içinde paralel PKK devletinin şartlarını hazırladı, işi bitti, şimdi ben oynamıyorum dedi, çekildi ve AKP ayazda kaldı.AKP, teslim olduğu Batılı devletlerin tahrikleriyle, dolduruşuyla kendisini Orta Doğu'nun padişahı zannetti ya da ona o zannı telkin ettiler. Bu gazla Irak'ın merkezî hükûmetini yok sayarak, uluslararası hukuka aykırı şekilde Barzani ile iş tuttu. İsrail'in bekçisi ve Amerikalı şirketlerin güvenlik görevlisi olan Barzanistan karakol devletini güçlendirdi. Türkmenleri yerinden yurdundan kovan, öldüren, soykırıma uğratan bu korsan devletçiğin her türlü alt yapısını inşa etti, bize sattığından daha ucuza elektrik verdi, kamu binalarını yapıverdi. Ama Barzani, alttan alta PKK'yı her anlamda himaye etti, besledi, korudu, silahlandırdı ve üzerimize saldı. AKP yine ayazda kaldı.AKP, Amerika'nın keyfi için bir gün önce kardeşim dediği Esad'a savaş ilan etti, fatih edasıyla üç vakte kadar Şam'a Cuma namazı kılmaya gidecekti, Suriye'ye girip oranın başkanını ve rejimini değiştirip kendisine bağlayacaktı. Böylece Yeni Osmanlıyı ihya edecekti. Biz Suriye'ye girecekken Suriye bize girdi ve üç milyondan fazla Suriyeli ülkemize girdi. AKP yine şaşkın ve ne yapacağını bilemiyor. "Sen Orta Doğu'nun padişahısın gir Suriye'ye orayı fethet" diye gaz veren Amerika, AKP'yi Suriye'ye sürdü, kendisi çekiliverdi, AKP yine ayazda kaldı.AKP kendince Arap hamisi kesildi, halifelik peşine düştü. Herhalde Türkmenleri Müslümandan saymıyor olacak ki, İslam birliğini sadece Arap birliğinden ibaret zannettiği bir birlik peşine düştü. Ama bugün geldiğimiz noktada AKP'nin çok sevdiği Arap ülkelerinin birliği olan Arap Birliği, yazılı açıklamayla Türkiye'nin Kuzey Irak'ta PKK'lı eşkıyaya karşı düzenlediği hava operasyonlarını kınadı. AKP'nin Rabia işareti, Filistin edebiyatı, romantik Arap hayranlığı, böylece ihanetle karşılık gördü. AKP yine ayazda kaldı.AKP iktidara geldiğinde, çevremizdeki komşu ülkelerle sıfır sorun hedefini koydu. Ama saçma sapan dış politika cahilliği ve sakarlığı sonucu bugün çevremizde bir tane dostumuz kalmadı. Hepsiyle kavgalı oldu, sıfır sorun sırf soruna dönüştü. Bu konuda da AKP ayazda kaldı.AKP iktidara gelmeden önce Türkiye'nin mezhep ayırımı yapmadan bütün İslam ülkeleriyle eşit ve dostane ilişki politikası vardı. AKP, Amerika'nın Büyük Orta Doğu Projesi kapsamında Sünni İslam ülkelerinin patronluğuna itildi, Şii İslam ülkelerine karşı Sünni cephe reisliği tasladı ve sonunda İslam ülkelerini karşısına aldı. Yani yine ayazda kaldı. AKP, uyguladığı en ilkel, en cahilce ve en acemice dış politikayla Türk milletini bu coğrafyada yapayalnız bıraktı ve bütün komşularımızı bize düşman etti. Türk milleti, bu kuşatılmışlık, kıstırılmışlık ve sıkıştırılmışlık Ergenekon hapishanesinden kurtulmak için önce demokratik nizam içinde kalarak sırtındaki AKP kamburunu silkip atmakla işe başlayacaktır. Türk milletinin istiklal yürüyüşü, AKP tasallutundan kurtulmakla başlayacaktır. Sonra bağımsız, millî Türk devletini tahkim ederek egemen, bağımsız, millî devlet anlayışıyla bütün komşu devletlerle yeniden insani, dostane, eşit iki ülke statüsüne ve uluslararası hukuka uygun olarak karşılıklı menfaatlerimizi kollayan medeni ilişkiler kuracağız.
Prof. Dr. Nurullah Çetin / diğer yazıları
- Dayatılan kapitalist stil / 26.12.2015
- "Karıştır barıştır"a karşı "birleştir savuştur" / 30.11.2015
- Öğretmenler Günü'nü kutlamak / 26.11.2015
- İşin sırrı dengede / 20.11.2015
- IŞİD terörist peki Fransa nedir? / 18.11.2015
- Anaları ağlamasın diye Fransa'ya çözüm süreci desteği / 17.11.2015
- Bir 10 Kasım yazısı / 12.11.2015
- Ölmek ve köle olmak dışında üçüncü bir seçenek / 11.11.2015
- Türk sosyalistlerini marabalıktan kurtulmaya davet / 09.11.2015
- Yandakların istilası / 05.11.2015
- "Karıştır barıştır"a karşı "birleştir savuştur" / 30.11.2015
- Öğretmenler Günü'nü kutlamak / 26.11.2015
- İşin sırrı dengede / 20.11.2015
- IŞİD terörist peki Fransa nedir? / 18.11.2015
- Anaları ağlamasın diye Fransa'ya çözüm süreci desteği / 17.11.2015
- Bir 10 Kasım yazısı / 12.11.2015
- Ölmek ve köle olmak dışında üçüncü bir seçenek / 11.11.2015
- Türk sosyalistlerini marabalıktan kurtulmaya davet / 09.11.2015
- Yandakların istilası / 05.11.2015