Türkiye, sadece iktidar zaafiyeti ile ma’lul değil, aynı zamanda muhalefet zaafiyeti yaşıyor.
Toplumun ortak kanaati şu ki, AKP hükümetini, muhalefet besliyor.
Meclis için muhalefet, maalesef AKP değirmenine su taşıyan dolap beygirleri gibi iş görüyor.
Halbuki muhalefet, iktidarın görmediğini görmektir.
Muhalefet, devlet ve milletin tıkandığı noktada çıkış yolu göstermektir.
Muhalefet, iktidar sarhoşluğuyla başı döndüğü için burnunun dibini göremeyen hükümete, burnunun dibini göstermek, devlet ve milletin sürüklenişini durdurmak, iktidarı frenlemektir.
AKP hükümetinin, AB, ABD, IMF vs. gibi küresel güçlerin rüzgarıyla yelken açtığını, bu rüzgarla yola devam ettiğini bilmeyen yoktur.
Ancak şu da bir vakıadır ki, muhalefet de aynı lokomotife takılmış vagonlar gibi iktidarın peşine takılmış, aynı Amerika ve liberalizm rayında iktidarın rüzgarıyla savrulmaktadır. Böylece muhalefet de, iktidarın hizmet ettiği odaklara hizmet etmiş olmaktadır.
Bu bakımdan Türkiye sadece AKP’nin tarımdan ekonomiye, yargıdan eğitime, adaletten sağlığa hiçbir sahada projesinin olmayışının ceremesini yaşamıyor. Aynı zamanda muhalefetin de plansızlığını ve projesizliğini yaşıyor.
Muhalefetin bu çözümsüzlüğünün yanı sıra halkın değerlerinden kopuk ve uzak hali, iktidarın milletin değerlerini istismar eden yapısıyla bütünleşince; devlet ve millet nefes alamaz hale geliyor.
AKP hükümeti, işgalci Amerika, İsrail, AB, IMF ve NATO’nun emir eri halinde sürükleniyor. Muhalefet de AKP’ye uydu olmuş vaziyette, AKP’nin taş attığı kuyuya taş atarak vakit dolduruyor.
AKP iktidarının 10 yıllık vahim icraatlarına alternatif, muhalefetten herhangi bir somut çözüm önerisini gösterin… Gösteremezsiniz, gösteremeyiz!
2012’nin Meclis’inin son demindeki iktidarın bütçe sunumu ile muhalefetin bütçe eleştirilerine bakın, fındık kabuğu dahi dolmaz.
Yıllardan beri iktidar, muhalefetin verdiği özel paslarla devlet ve milletin kalesine gol yağdırıyor, icraatlarıyla kaybettiği puanları muhalefet kanadından kapıyor.
Nitekim pişkin iktidar mensupları, böyle muhalefet olduktan sonra bizi kimse koltuktan edemez, diyorsa; Türk milleti ve Meclis içi muhalefet, külahını önüne koyup bu tabloyu düşünmelidir.
Bu bağlamda artık siviliyle-askeriyle Türk milletinin hiçbir mazereti kalmamıştır.
Çünkü milletin önünde 10 yıldan beri gördüğü, duyduğu ve yaşadığı bir BTP vardır, Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş bey vardır.
Milletimiz, BTP’yi ve Prof. Dr. Baş’ı, sadece kendisi ve kadrosunun anlatımıyla duymamıştır.
Bizzat kendi partilerinin genel başkanları ve kurmay kadrosunun, Prof. Dr. Baş’ın Milli Ekonomi Modeli’nden ve Sosyal Devlet tezinden aşırdıkları projeleri bizzat görmüşler, bizzat duymuşlardır.
Hatta AKP’nin sağlık ve sosyal güvenlik gibi birçok alandaki seçim söylemlerinde bile Prof. Dr. Baş’ın projelerinden alıntılara bile rastlıyoruz.
Ancak iktidar ve muhalefet, seçim sath-ı mailinde milletimizi avladıktan ve oylarını aldıktan sonra, o projelerin hepsini bir tarafa koyuyorlar. Küresel şeflerinin akıl ve talimatlarının dışına çıkmıyorlar.
Kıymetli Selim Kotil kardeşimizden, bir görüşmesinde CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin’e “Abi, seçim beyannamelerinizde Genel Başkanımız Haydar Baş beyin projelerinden alıntılar yaptınız…” dediğinde; Tekin’in “Haydar Hocanın projelerini almasaydık da, yabancılardan mı alsaydık!” şeklinde karşılık verdiğini dinlemiştim.
Seçimlerde iktidar ve muhalefetin Prof. Dr. Baş’tan aşırdıkları projelerin yüzde biri icraata konsa; inanın, Türkiye bu derece vahim noktalara yine sürüklenmezdi.
Rusya, Japonya ve Venezuella başta olmak üzere dünyanın 120’yi aşkın ülkesinde Prof. Dr. Baş’ın Milli Ekonomi Modeli’nin bazı proje ve esasları uygulamaya konmuş, Amerika ve Avrupa ekonomileri çökerken, bu ülkelerin ekonomileri şahlanmıştır.
İktidar ve muhalefet bu gerçeği setredebilir, kendi koltuklarının altlarından kayacağını düşünebilir, kendilerinin harcanacağı evhamına kapılarak ikballeri uğruna devleti ve milleti harcama noktasına sürüklenebilirler. Türkiye’nin sürüklendiği vaziyet gösteriyor ki, vakıa da budur.
Fakat kim ne yaparsa yapsın, Türk milleti artık BTP gerçeğini görmelidir. Türk milleti, iktidar ve muhalefetin politik oyunlarına kapılarak kendini, devletini ve geleceğini harcamamalıdır… BTP’yi harcayan kendini, devletini ve geleceğini harcamış olur!
Toplumun ortak kanaati şu ki, AKP hükümetini, muhalefet besliyor.
Meclis için muhalefet, maalesef AKP değirmenine su taşıyan dolap beygirleri gibi iş görüyor.
Halbuki muhalefet, iktidarın görmediğini görmektir.
Muhalefet, devlet ve milletin tıkandığı noktada çıkış yolu göstermektir.
Muhalefet, iktidar sarhoşluğuyla başı döndüğü için burnunun dibini göremeyen hükümete, burnunun dibini göstermek, devlet ve milletin sürüklenişini durdurmak, iktidarı frenlemektir.
AKP hükümetinin, AB, ABD, IMF vs. gibi küresel güçlerin rüzgarıyla yelken açtığını, bu rüzgarla yola devam ettiğini bilmeyen yoktur.
Ancak şu da bir vakıadır ki, muhalefet de aynı lokomotife takılmış vagonlar gibi iktidarın peşine takılmış, aynı Amerika ve liberalizm rayında iktidarın rüzgarıyla savrulmaktadır. Böylece muhalefet de, iktidarın hizmet ettiği odaklara hizmet etmiş olmaktadır.
Bu bakımdan Türkiye sadece AKP’nin tarımdan ekonomiye, yargıdan eğitime, adaletten sağlığa hiçbir sahada projesinin olmayışının ceremesini yaşamıyor. Aynı zamanda muhalefetin de plansızlığını ve projesizliğini yaşıyor.
Muhalefetin bu çözümsüzlüğünün yanı sıra halkın değerlerinden kopuk ve uzak hali, iktidarın milletin değerlerini istismar eden yapısıyla bütünleşince; devlet ve millet nefes alamaz hale geliyor.
AKP hükümeti, işgalci Amerika, İsrail, AB, IMF ve NATO’nun emir eri halinde sürükleniyor. Muhalefet de AKP’ye uydu olmuş vaziyette, AKP’nin taş attığı kuyuya taş atarak vakit dolduruyor.
AKP iktidarının 10 yıllık vahim icraatlarına alternatif, muhalefetten herhangi bir somut çözüm önerisini gösterin… Gösteremezsiniz, gösteremeyiz!
2012’nin Meclis’inin son demindeki iktidarın bütçe sunumu ile muhalefetin bütçe eleştirilerine bakın, fındık kabuğu dahi dolmaz.
Yıllardan beri iktidar, muhalefetin verdiği özel paslarla devlet ve milletin kalesine gol yağdırıyor, icraatlarıyla kaybettiği puanları muhalefet kanadından kapıyor.
Nitekim pişkin iktidar mensupları, böyle muhalefet olduktan sonra bizi kimse koltuktan edemez, diyorsa; Türk milleti ve Meclis içi muhalefet, külahını önüne koyup bu tabloyu düşünmelidir.
Bu bağlamda artık siviliyle-askeriyle Türk milletinin hiçbir mazereti kalmamıştır.
Çünkü milletin önünde 10 yıldan beri gördüğü, duyduğu ve yaşadığı bir BTP vardır, Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş bey vardır.
Milletimiz, BTP’yi ve Prof. Dr. Baş’ı, sadece kendisi ve kadrosunun anlatımıyla duymamıştır.
Bizzat kendi partilerinin genel başkanları ve kurmay kadrosunun, Prof. Dr. Baş’ın Milli Ekonomi Modeli’nden ve Sosyal Devlet tezinden aşırdıkları projeleri bizzat görmüşler, bizzat duymuşlardır.
Hatta AKP’nin sağlık ve sosyal güvenlik gibi birçok alandaki seçim söylemlerinde bile Prof. Dr. Baş’ın projelerinden alıntılara bile rastlıyoruz.
Ancak iktidar ve muhalefet, seçim sath-ı mailinde milletimizi avladıktan ve oylarını aldıktan sonra, o projelerin hepsini bir tarafa koyuyorlar. Küresel şeflerinin akıl ve talimatlarının dışına çıkmıyorlar.
Kıymetli Selim Kotil kardeşimizden, bir görüşmesinde CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin’e “Abi, seçim beyannamelerinizde Genel Başkanımız Haydar Baş beyin projelerinden alıntılar yaptınız…” dediğinde; Tekin’in “Haydar Hocanın projelerini almasaydık da, yabancılardan mı alsaydık!” şeklinde karşılık verdiğini dinlemiştim.
Seçimlerde iktidar ve muhalefetin Prof. Dr. Baş’tan aşırdıkları projelerin yüzde biri icraata konsa; inanın, Türkiye bu derece vahim noktalara yine sürüklenmezdi.
Rusya, Japonya ve Venezuella başta olmak üzere dünyanın 120’yi aşkın ülkesinde Prof. Dr. Baş’ın Milli Ekonomi Modeli’nin bazı proje ve esasları uygulamaya konmuş, Amerika ve Avrupa ekonomileri çökerken, bu ülkelerin ekonomileri şahlanmıştır.
İktidar ve muhalefet bu gerçeği setredebilir, kendi koltuklarının altlarından kayacağını düşünebilir, kendilerinin harcanacağı evhamına kapılarak ikballeri uğruna devleti ve milleti harcama noktasına sürüklenebilirler. Türkiye’nin sürüklendiği vaziyet gösteriyor ki, vakıa da budur.
Fakat kim ne yaparsa yapsın, Türk milleti artık BTP gerçeğini görmelidir. Türk milleti, iktidar ve muhalefetin politik oyunlarına kapılarak kendini, devletini ve geleceğini harcamamalıdır… BTP’yi harcayan kendini, devletini ve geleceğini harcamış olur!
Misafir Kalem (K) / diğer yazıları
- Kongrelerden milli devlete bir iman mücadelesi / 25.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019