Fransızlar Urfa'ya girmiş. Ağa'ya gidip diyorlar ki: "Ağam Fransızlar Urfa'ya girdi" Ağa diyor ki: "Boşver oğlum." Sonra tekrar ağaya gidip diyorlar ki: "Ağam kapılarımıza dayandılar." Ağa yine, "Boşver oğlum" diyor. Sonra tekrar gidip diyorlar ki. "Ağam Fransızlar sizin İsot tarlasına girdi." Ağa diyor ki: "Kalkın oğlum bugün namus günüdür."Bu fıkra AKP-Cemaat kavgasını özetlediğini düşündüğüm bir fıkra. Her iki taraf için de geçerli. Tam bir "bana değmeyen yılan bin yaşasın" mantığı. Gün geldi, birbirlerine dokundular ve kılıçlar çekildi. Şimdi cemaat AKP'yi hırsızlıkla, rüşvetçilikle, AKP de cemaati hainlikle, ajanlıkla, kumpasçılıkla suçluyor.Biz şahsen her ikisine itibar etmek durumundayız. Çünkü her iki taraf da birbirini çok iyi tanıyor. Zira bu suçlamalar 11 yıllık bir birlikteliğin ardından geliyor. Bu bakımdan hırsız lafını da ajan lafını da gözardı edemeyiz. * * *Bu yazıda AKP kanadı için bir samimiyet sorgulaması yapmak istiyorum. Önce Başbakan Erdoğan'ın son zamanlardaki cemaate yönelik eleştirilerinden birkaç örnek vermek istiyorum.1- Ordu - 21 Aralık; "Devlette paralel bir yapı olamaz, paralel bir yapı kurmak isteyenler, devletin kurumları içerisine sinenler şunu bilesiniz ki istediğiniz kadar oralara yerleşin, ininize gireceğiz, ininize, didik didik edeceğiz ve devletin içindeki bu örgütleri teşhir edeceğiz."2- Giresun- 22 Aralık; "Bir takım kirli çevreler ülkemde kaos çıkaramaz. Hangi maşayı, ajanı, haini, örgütü kullanırsa kullansınlar bunu başaramazlar."3- Ankara - 24 Aralık;"Bir taraftan Kur'an, Allah, peygamber diyeceksin, ama adın kasetlerle, komplolarla anılacaksın."4- Manisa - 28 Aralık;"Devletin içinde yapılaşmaya giden bir örgüt, bir çete de var. Bunlar mahremiyet diye bir şey de tanımıyor. İzlemekse izlemek, dinlemekse dinlemek."* * *Evet... Başbakan'ın açıklamalarından sadece dördünü aktardık, daha neler söylüyor neler. Öncelikle şunu ifade etmek isterim. Her işte bir hayır vardır diye bir söz var. Bu işin hayrı da galiba bizzat Erdoğan'ın ifadesiyle Türkiye üzerinde operasyonlar yapan bir örgütün deşifre edilmesi oldu.Gelelim samimiyet testi dediğimiz o konuya.Başbakan Erdoğan dershane tartışması yapılırken cemaate hitaben "ne istediler de vermedik" demişti.Şimdi bir "ne istediler de vermedik" sözüne bir de yukarıda sadece 4 örneğini verdiğimiz cemaat deşifrelerine bakın.Bunun anlamı şu; Erdoğan sözünü ettiği paralel devleti kendi elleriyle oluşturmuş, hem de "derin devletle mücadele ediyoruz, çeteleri yok ediyoruz" derken."Hatanın neresinden dönülürse kârdır" derler. Erdoğan'ın nedamet göstermesini, Türk halkından özür dilemesini ve devletin her kademesini bu yapılanmadan temizlemesini beklemek sanırım hepimizin hakkı.Dedik ya bu Erdoğan'ın samimiyet testidir diye. 11 yıllık yol arkadaşınız için yukarıdaki ifadeleri kullanıyorsanız, gereğini de yapıp büyük bir temiz eller operasyonu yapmak zorundasınız.Saygılar...
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Bayram Çoşgun / diğer yazıları
- Teröriste kravat taktırınca! / 01.03.2025
- Sosyal medyada İslam’a alçak saldırılar / 22.02.2025
- Artık bu işin suyu çıktı! / 13.02.2025
- CHP, Erdoğan ne isterse veriyor! / 05.02.2025
- Futbol üzerine / 30.01.2025
- SMA hastası çocuklar ve aileleri / 24.01.2025
- Haklı çıkmaya devam ediyor / 16.01.2025
- Ne günlere kaldık! / 06.01.2025
- BOP ve Türkiye / 01.01.2025
- Suriye’de mezhep çatışması çıkarmak istiyorlar / 28.12.2024
- Sosyal medyada İslam’a alçak saldırılar / 22.02.2025
- Artık bu işin suyu çıktı! / 13.02.2025
- CHP, Erdoğan ne isterse veriyor! / 05.02.2025
- Futbol üzerine / 30.01.2025
- SMA hastası çocuklar ve aileleri / 24.01.2025
- Haklı çıkmaya devam ediyor / 16.01.2025
- Ne günlere kaldık! / 06.01.2025
- BOP ve Türkiye / 01.01.2025
- Suriye’de mezhep çatışması çıkarmak istiyorlar / 28.12.2024