AKP-PKK sürecinde "cicim ayları" bitti.
İş sadede geldi-dayandı.
Taraflar dillerinin altındaki baklayı, karınlarındaki gurultuyu çıkartıyor.
AKP hükümeti Yedi Kocalı Hürmüz gibi…
Apo, fermanlarının "somut tefsiri"ni yaptırıyor.
Dağdakiler konuşuyor, Meclis'tekiler somut teklif haline getiriyor.
AKP'nin ukala grubu (Akil İnsanlar), zorda kaldıklarında "ne idüğü belirsiz olduğunu" bizzat itiraf ettikleri süreci, halka hazmettirme telaşı içinde ifşa ediyor.
Ukala takımdan, "savaş çıkar" diyerek üniversite salonunda ilim adamlarına sopa gösterenler bile var!
PKK teröristlerin dağdaki fiili lideri Murat Karayılan ise, Avrupa'daki hoparlörden sesleniyor.
Anlayanlara New York Times'dan şöyle konuşuyor:
- Gerillalar silah bırakamaz, silah bırakma en son tartışılacak konudur.
Yardımcı terörist Duran Kalkan, anlamakta zorlanan Ankara'dakiler için cümlenin tamamını söylüyor:
- Gerilla, önder Apo'ya özgürlük istiyor.
- Kürt kimliğinin tanınmasını istiyor.
- Bunları görmeden, gerilla çekilmez!
Terörist başı Apo, paşidah fermanı gibi talimatnameler hazırlayarak BDP eliyle İmralı'dan adrese teslim gönderiyor.
Bu fermanlar, ilk adımda Ortadoğu Konfederasyonunu, buna bağlı olarak Türkiye'de federasyonu öngörüyor.
Apo diyor ki; ben, bunları kendi kendime sayıklamadım, gelen devlet heyetiyle bu konularda mutabakata vardık, bu mutabakatın AKP tarafından uygulamaya geçilmesini bekliyoruz!
BDP de, bu stratejinin esaslarını somutlaştırıp Anayasa teklifi olarak Meclis'e sunuyor.
BDP Eşbaşkanı Gültan Kışanak, biz önerilerimizi yeni anayasa metni olarak Meclis'e verdik, diyor.
BDP, yasama ve yürütme erkini bölge meclisleri ve bölge başkanları eliyle bölüşmek istiyor.
AKP'nin kapısına "yavru federasyonu" bırakıyorlar, ismini de sen koy diyorlar!
Kendilerinden konuşmuyor ki bunlar; Amerikan dayıları var…
AKP-PKK sürecinde hükümet, söz konusu talepleri yerine getirmezse ne olur, sualinin cevabını, AKP'nin ukala grubundan Celalettin Can açıklıyor.
Ahmet Taşgetiren riyasetinden İç Anadolu Bölgesi Ukala heyeti, Karamanoğlu Mehmet Bey Üniversitesi'nde öğretim üyeleriyle buluşuyor. Öğrenciler salona alınmıyor, sadece hocalara nasihat çekiyorlar.
Heyet üyesi Celalettin Can, "Sınırlar önemli değil. Kalpler yarılmasın. Bir kere yarıldı mı, sınırlar uygun tarihi konjektörde yeniden şekillenir. Bir savaş çıkar sınırlar yeniden şekillenir" diyor.
Allah'tan… Dağdakiler, Apo, BDP ve ukala takımdan bazıları konuşuyor da sürecin içeriği açığa çıkıyor…
Ya bunlar konuşmadan AKP'ye işi bitirtseler ne yapardık?
Ankara'dakiler bu çıkışlardan hiçbir şey anlamıyor tabi yahut anlamazlıktan geliyor.
Ama Hoca demek, leb demeden leblebiyi anlayan insan demek…
İktisadi Gelişme ve Uluslarası İktisat Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Mehmet Alagöz, Can'ın savaş çıkar sözüne karşı "Savaş kiminle, kimin arasında çıkacak. Kürt- Türk kardeşiz. Onlarla sorun yok… Asıl mesele şu; Kürt ile PKK diye ayrışması lazım. Sizin dediğinizi çok iyi anladık şimdi, çok teşekkür ediyoruz. Savaş çıkar öyle mi?" diyerek ayağa kalkıp salonu terk ediyor.
AKP-PKK sürecinin sürüklendiği vaziyet burasıdır.
Eğer Türk milleti, demokratik yolla AKP'yi alaşağı etmeyerek CHP ve MHP'nin yaptığı gibi bu süreci devam ettirmesine imkan tanırsa; küresel ve yerel toplum mühendisleri yapacaklarını yapacaklar.
Ukala takımdan Can'ın dilinin altından çıkardığı bakla gibi, sınırlar uygun tarihi konjektörde yeniden şekillenir; bir savaş çıkar, sınırlar yeniden şekillenir…
AKP hükümetinin kapısına, Amerikan semirtmesi PKK, Apo ve BDP'nin koyduğu "yavru federasyon"un da adını koyarlar.
Türk milleti, 1990'dan beri Prof. Dr. Haydar Baş beyin ikaz ettiği ve madden-manen seferber olarak önlemeye çalıştığı bu vaziyeti bugün okuyamaz, Haydar Hoca'ya hakkı son kez de olsa teslim etmezse; Amerika ve Apo'dan akıl devşiren siyasiler eliyle helak olur gider…
Bugün tercih milletindir… Ama yarın iş işten geçmiş olacak, tercih de artık milletin olmayacaktır!
İş sadede geldi-dayandı.
Taraflar dillerinin altındaki baklayı, karınlarındaki gurultuyu çıkartıyor.
AKP hükümeti Yedi Kocalı Hürmüz gibi…
Apo, fermanlarının "somut tefsiri"ni yaptırıyor.
Dağdakiler konuşuyor, Meclis'tekiler somut teklif haline getiriyor.
AKP'nin ukala grubu (Akil İnsanlar), zorda kaldıklarında "ne idüğü belirsiz olduğunu" bizzat itiraf ettikleri süreci, halka hazmettirme telaşı içinde ifşa ediyor.
Ukala takımdan, "savaş çıkar" diyerek üniversite salonunda ilim adamlarına sopa gösterenler bile var!
PKK teröristlerin dağdaki fiili lideri Murat Karayılan ise, Avrupa'daki hoparlörden sesleniyor.
Anlayanlara New York Times'dan şöyle konuşuyor:
- Gerillalar silah bırakamaz, silah bırakma en son tartışılacak konudur.
Yardımcı terörist Duran Kalkan, anlamakta zorlanan Ankara'dakiler için cümlenin tamamını söylüyor:
- Gerilla, önder Apo'ya özgürlük istiyor.
- Kürt kimliğinin tanınmasını istiyor.
- Bunları görmeden, gerilla çekilmez!
Terörist başı Apo, paşidah fermanı gibi talimatnameler hazırlayarak BDP eliyle İmralı'dan adrese teslim gönderiyor.
Bu fermanlar, ilk adımda Ortadoğu Konfederasyonunu, buna bağlı olarak Türkiye'de federasyonu öngörüyor.
Apo diyor ki; ben, bunları kendi kendime sayıklamadım, gelen devlet heyetiyle bu konularda mutabakata vardık, bu mutabakatın AKP tarafından uygulamaya geçilmesini bekliyoruz!
BDP de, bu stratejinin esaslarını somutlaştırıp Anayasa teklifi olarak Meclis'e sunuyor.
BDP Eşbaşkanı Gültan Kışanak, biz önerilerimizi yeni anayasa metni olarak Meclis'e verdik, diyor.
BDP, yasama ve yürütme erkini bölge meclisleri ve bölge başkanları eliyle bölüşmek istiyor.
AKP'nin kapısına "yavru federasyonu" bırakıyorlar, ismini de sen koy diyorlar!
Kendilerinden konuşmuyor ki bunlar; Amerikan dayıları var…
AKP-PKK sürecinde hükümet, söz konusu talepleri yerine getirmezse ne olur, sualinin cevabını, AKP'nin ukala grubundan Celalettin Can açıklıyor.
Ahmet Taşgetiren riyasetinden İç Anadolu Bölgesi Ukala heyeti, Karamanoğlu Mehmet Bey Üniversitesi'nde öğretim üyeleriyle buluşuyor. Öğrenciler salona alınmıyor, sadece hocalara nasihat çekiyorlar.
Heyet üyesi Celalettin Can, "Sınırlar önemli değil. Kalpler yarılmasın. Bir kere yarıldı mı, sınırlar uygun tarihi konjektörde yeniden şekillenir. Bir savaş çıkar sınırlar yeniden şekillenir" diyor.
Allah'tan… Dağdakiler, Apo, BDP ve ukala takımdan bazıları konuşuyor da sürecin içeriği açığa çıkıyor…
Ya bunlar konuşmadan AKP'ye işi bitirtseler ne yapardık?
Ankara'dakiler bu çıkışlardan hiçbir şey anlamıyor tabi yahut anlamazlıktan geliyor.
Ama Hoca demek, leb demeden leblebiyi anlayan insan demek…
İktisadi Gelişme ve Uluslarası İktisat Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Mehmet Alagöz, Can'ın savaş çıkar sözüne karşı "Savaş kiminle, kimin arasında çıkacak. Kürt- Türk kardeşiz. Onlarla sorun yok… Asıl mesele şu; Kürt ile PKK diye ayrışması lazım. Sizin dediğinizi çok iyi anladık şimdi, çok teşekkür ediyoruz. Savaş çıkar öyle mi?" diyerek ayağa kalkıp salonu terk ediyor.
AKP-PKK sürecinin sürüklendiği vaziyet burasıdır.
Eğer Türk milleti, demokratik yolla AKP'yi alaşağı etmeyerek CHP ve MHP'nin yaptığı gibi bu süreci devam ettirmesine imkan tanırsa; küresel ve yerel toplum mühendisleri yapacaklarını yapacaklar.
Ukala takımdan Can'ın dilinin altından çıkardığı bakla gibi, sınırlar uygun tarihi konjektörde yeniden şekillenir; bir savaş çıkar, sınırlar yeniden şekillenir…
AKP hükümetinin kapısına, Amerikan semirtmesi PKK, Apo ve BDP'nin koyduğu "yavru federasyon"un da adını koyarlar.
Türk milleti, 1990'dan beri Prof. Dr. Haydar Baş beyin ikaz ettiği ve madden-manen seferber olarak önlemeye çalıştığı bu vaziyeti bugün okuyamaz, Haydar Hoca'ya hakkı son kez de olsa teslim etmezse; Amerika ve Apo'dan akıl devşiren siyasiler eliyle helak olur gider…
Bugün tercih milletindir… Ama yarın iş işten geçmiş olacak, tercih de artık milletin olmayacaktır!
Misafir Kalem (K) / diğer yazıları
- Kongrelerden milli devlete bir iman mücadelesi / 25.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019