AKP hükümetinin kapitalist ekonomi politikaları, Türkiye'yi batırdıkça batırıyor. 1 300 TL'lik asgari ücret sihirbazlığı, 400 bin insanı işinden etti.
BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş'ın Milli Ekonomi Modeli, 2005'ten bu yana Rusya başta olmak üzere dünya ekonomilerinden yükselen tez olunca; AKP de can havliyle gittiği "seçim üstü erken seçim"de ekonomi manevralarına mecbur kaldı.
Zira Prof. Dr. Baş'ın, yerli kaynaklara ve GSMH karşılığı emisyona dayalı 1 000 TL vatandaşlık maaşı, 1 500 TL ev hanımlarına maaş, 5 000 TL asgari ücret gibi projeleri Türk ve dünya ekonomilerinin gündemine oturdu.
Düşünün, Prof. Dr. Baş'ı duyan Vatikan bile, İtalya hükümetinden ev hanımlarına maaş bağlanması talebinde bulunuyor. 2009'da Vatikan Devleti Aile Konseyi Başkanı Ennio Antonelli, çocuk bakımı ve evdeki hizmetleri sebebiyle ev hanımlarına maaş bağlanmasını, ekonomiyi canlandırma bakımından gerekli olduğunu açıklıyor.
Bu çok doğal bir gelişme; çünkü Uluslararası Milli Ekonomi Modeli kongrelerine İtalya Parma Üniversitesi'nden Prof. Dr. Francesco Daveri olmak üzere birçok ilim adamı ve iktisatçı katılıyor, tebliğler sunuyorlar.
2013'te İsviçre her yetişkine 2 800 dolar aylık bağlanması için referanduma gitme kararını açıklıyor.
Bu yılın başında Birleşmiş Milletler Ekonomik ve Sosyal İşler Dairesi (UNDP) ev kadınlarına aylık bağlanması projesini gündemine alıyor.
Dünya Milli Ekonomi Modeli ekseninde dönüyor.
Kapitalist ve neo-liberal anlayışla aklı tutulmuş AKP hükümeti ise ülkenin tüm işletme ve kaynaklarını elden çıkartmakla kalmıyor, devleti ve milleti borca-faize batırıyor. Halk, hükümetin sadakalarıyla nefes almaya mahkum ediliyor.
AKP yönetimi, dünyada yükselen ekonomi değerinin Milli Ekonomi Modeli olduğunu Türk milletinin de fark ettiğini, ülkedeki müflis kapitalist vaziyetin süremeyeceğini, dolayısıyla iktidarlarının ayaklarının sallandığını, ciddi oy kaybı yaşadıkları bir önceki seçimde görüyor.
Hemen ardından tertipledikleri apar-topar seçimde, muhalefet partilerinin yapageldikleri gibi, Prof. Dr. Baş'ın projelerini aşırma yoluna gidiyor.
Halbuki Prof. Dr. Baş, 5 000 TL asgari ücreti nasıl vereceğini kaynaklarıyla birlikte açıklıyor. İşverene hiçbir maliyet binmeyecek, işverenler çalışanlarına bugün verdikleri rakamı verecekler, üstünü devlet olarak şu şu kaynaklarımızdan biz karşılayacağız, diyor.
Buna mukabil, AKP hükümeti, kaynaksız 1 300 TL asgari ücret açıklıyor. Hükümet, bu ücret uygulamasında AGİ'yi de içine katıyor, bir de Gelir Vergisi kesintisi koyuyor; hakikatte çalışana hiçbir artış yapmamış oluyor, işverenin ise sırtına yeni yük vuruyor.
Millet, Haydar hocayı dinlemiyor; konma ve aşırma akılla iş gören kaynaksız AKP'yi tercih ediyor.
Prof. Dr. Baş, daha o gün, ey milletim, bunların kaynağı yok, bu asgari ücreti veremezler; vermek için, halkın sırtına yeni zam ve vergiler bindirmek veya asgari ücretin maliyetini işadamlarına yüklemek durumundadırlar, bunların asgari ücret politikasıyla varsa işinizi de kaybedeceksiniz, dedi. Ve dediği gibi çıktı. Geçen haftaki BTP İstanbul İl kongresinde bu durumu hatırlattı.
TEPAV'ın raporuna göre, 1 300 TL asgari ücrete geçilen Ocak ayından bu yana, AKP'nin asgari ücret sihirbazlığı, 379 bin kişiyi işinden etti, 379 bin çalışan işini kaybetti. 76 bin kadın işsiz kaldı. Yani 379 bin aile, Haydar Hoca'yı dinlememenin karşılığı olarak, AKP şamarı yedi. Yılın ilk ayında ise 30 bin KOBİ işyeri kapandı.
Teşbihte hata olmaz; AKP'nin 1 300 TL'lik asgari ücret uygulaması, Hz. Peygamber'in peygamberliğine karşılık yalancı peygamberliğini ilan eden Müseylemetü'l-Kezzab'ın mesh uygulaması gibi netice veriyor.
Hatırlayın; Müseyleme, Hz. Muhammed'in (s.a.a) mucizeleri varsa, benim de olağanüstü maharetlerim var, diyerek; halkına maharetini sergilemek üzere tek gözü kör bir adamı yanına çağırıyor.
Kendine göre dualar filan okuyup avucunun içine üflüyor ve adamın yüzünü mesh ediyor. Müseyleme'nin dokunduğu adamın öteki gözü de kör oluyor, adam âmâ olup çıkıyor. Elini, adamın başına koyuyor; adam kel oluveriyor.
AKP hükümetinin politik vaziyeti de bu?
AKP'nin dokunduğu yer kuruyor. Millet, bu AKP vaziyetini ve Prof. Dr. Baş farkını görmediği sürece, iflah olmaz.
BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş'ın Milli Ekonomi Modeli, 2005'ten bu yana Rusya başta olmak üzere dünya ekonomilerinden yükselen tez olunca; AKP de can havliyle gittiği "seçim üstü erken seçim"de ekonomi manevralarına mecbur kaldı.
Zira Prof. Dr. Baş'ın, yerli kaynaklara ve GSMH karşılığı emisyona dayalı 1 000 TL vatandaşlık maaşı, 1 500 TL ev hanımlarına maaş, 5 000 TL asgari ücret gibi projeleri Türk ve dünya ekonomilerinin gündemine oturdu.
Düşünün, Prof. Dr. Baş'ı duyan Vatikan bile, İtalya hükümetinden ev hanımlarına maaş bağlanması talebinde bulunuyor. 2009'da Vatikan Devleti Aile Konseyi Başkanı Ennio Antonelli, çocuk bakımı ve evdeki hizmetleri sebebiyle ev hanımlarına maaş bağlanmasını, ekonomiyi canlandırma bakımından gerekli olduğunu açıklıyor.
Bu çok doğal bir gelişme; çünkü Uluslararası Milli Ekonomi Modeli kongrelerine İtalya Parma Üniversitesi'nden Prof. Dr. Francesco Daveri olmak üzere birçok ilim adamı ve iktisatçı katılıyor, tebliğler sunuyorlar.
2013'te İsviçre her yetişkine 2 800 dolar aylık bağlanması için referanduma gitme kararını açıklıyor.
Bu yılın başında Birleşmiş Milletler Ekonomik ve Sosyal İşler Dairesi (UNDP) ev kadınlarına aylık bağlanması projesini gündemine alıyor.
Dünya Milli Ekonomi Modeli ekseninde dönüyor.
Kapitalist ve neo-liberal anlayışla aklı tutulmuş AKP hükümeti ise ülkenin tüm işletme ve kaynaklarını elden çıkartmakla kalmıyor, devleti ve milleti borca-faize batırıyor. Halk, hükümetin sadakalarıyla nefes almaya mahkum ediliyor.
AKP yönetimi, dünyada yükselen ekonomi değerinin Milli Ekonomi Modeli olduğunu Türk milletinin de fark ettiğini, ülkedeki müflis kapitalist vaziyetin süremeyeceğini, dolayısıyla iktidarlarının ayaklarının sallandığını, ciddi oy kaybı yaşadıkları bir önceki seçimde görüyor.
Hemen ardından tertipledikleri apar-topar seçimde, muhalefet partilerinin yapageldikleri gibi, Prof. Dr. Baş'ın projelerini aşırma yoluna gidiyor.
Halbuki Prof. Dr. Baş, 5 000 TL asgari ücreti nasıl vereceğini kaynaklarıyla birlikte açıklıyor. İşverene hiçbir maliyet binmeyecek, işverenler çalışanlarına bugün verdikleri rakamı verecekler, üstünü devlet olarak şu şu kaynaklarımızdan biz karşılayacağız, diyor.
Buna mukabil, AKP hükümeti, kaynaksız 1 300 TL asgari ücret açıklıyor. Hükümet, bu ücret uygulamasında AGİ'yi de içine katıyor, bir de Gelir Vergisi kesintisi koyuyor; hakikatte çalışana hiçbir artış yapmamış oluyor, işverenin ise sırtına yeni yük vuruyor.
Millet, Haydar hocayı dinlemiyor; konma ve aşırma akılla iş gören kaynaksız AKP'yi tercih ediyor.
Prof. Dr. Baş, daha o gün, ey milletim, bunların kaynağı yok, bu asgari ücreti veremezler; vermek için, halkın sırtına yeni zam ve vergiler bindirmek veya asgari ücretin maliyetini işadamlarına yüklemek durumundadırlar, bunların asgari ücret politikasıyla varsa işinizi de kaybedeceksiniz, dedi. Ve dediği gibi çıktı. Geçen haftaki BTP İstanbul İl kongresinde bu durumu hatırlattı.
TEPAV'ın raporuna göre, 1 300 TL asgari ücrete geçilen Ocak ayından bu yana, AKP'nin asgari ücret sihirbazlığı, 379 bin kişiyi işinden etti, 379 bin çalışan işini kaybetti. 76 bin kadın işsiz kaldı. Yani 379 bin aile, Haydar Hoca'yı dinlememenin karşılığı olarak, AKP şamarı yedi. Yılın ilk ayında ise 30 bin KOBİ işyeri kapandı.
Teşbihte hata olmaz; AKP'nin 1 300 TL'lik asgari ücret uygulaması, Hz. Peygamber'in peygamberliğine karşılık yalancı peygamberliğini ilan eden Müseylemetü'l-Kezzab'ın mesh uygulaması gibi netice veriyor.
Hatırlayın; Müseyleme, Hz. Muhammed'in (s.a.a) mucizeleri varsa, benim de olağanüstü maharetlerim var, diyerek; halkına maharetini sergilemek üzere tek gözü kör bir adamı yanına çağırıyor.
Kendine göre dualar filan okuyup avucunun içine üflüyor ve adamın yüzünü mesh ediyor. Müseyleme'nin dokunduğu adamın öteki gözü de kör oluyor, adam âmâ olup çıkıyor. Elini, adamın başına koyuyor; adam kel oluveriyor.
AKP hükümetinin politik vaziyeti de bu?
AKP'nin dokunduğu yer kuruyor. Millet, bu AKP vaziyetini ve Prof. Dr. Baş farkını görmediği sürece, iflah olmaz.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Misafir Kalem (K) / diğer yazıları
- Kongrelerden milli devlete bir iman mücadelesi / 25.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019