Saray ulufeleriyle semiren iktidar yandaşı havuz medyası şoka girmiş vaziyette?Ne sayıklayacaklarını bilemiyorlar.CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, "taahhütname"nin ardından ortaya koyduğu "parti içi demokrasi" ve "önseçim", demir leblebi gibi havuz medyasının midesine oturdu.Havuz medyasının mide gurultusundan, gerçekte AKP'nin iç fesadını ve koltuğu kaybetme telaşını teşhis etmek mümkündür.Önce Kılıçdaroğlu'nun noter tasdikli taahhütnamesini dillerine dolamaya kalkıştı bu iktidar beslemeleri?Fakat ansızın zihinlerinde kale gibi Prof. Dr.
Haydar Baş belirdi.Siyaset tarihimizde "noter tasdikli proje taahhütnamesi"nin ilk örneğini,
Milli Ekonomi Modeli'nin sahibi Prof. Dr. Baş, modelin halka dönük sosyal devlet projeleri olarak 11 Haziran 2007'de ortaya koymuştu.Taahhütnamenin arkasında kale gibi model var, hesap var, kitap var.Bu arada tek satır söz etmedikleri 9. Uluslararası Milli Ekonomi Modeli kongresine BRICS ülkeleri, AB, Fransa, Yunanistan, Azerbaycan, Rusya başta olmak üzere dünyanın her tarafından iştirak eden iktisatçıların ve bilim insanlarının Prof. Dr. Baş ve modeli hakkındaki tespitleri şakladı beyinlerinde? Prof. Dr. Baş'ın modeliyle ve projeleriyle çöküşten kurtulup şahlandık, AB dahil dünya devletlerinin bu modele ihtiyacı var, dediler ilim adamları. Bu yüzden AKP beslemesi medyacılar, Mart kedisi gibi miyavlayıp geçip gitmek durumunda kaldılar.İkici şoku CHP'nin önseçim uygulamasında yaşadılar.Havuz medyasının nemalandığı AKP iktidarı, demokrasi diye diye, demokratik açılım naralarıyla iktidara oturtulmuştu? AKP onları da, milleti de ters köşeye yatırdı.AKP, Türk demokrasisini, adeta saray saltanatına ve demokratik krallığa dönüştürdü.AKP'nin vaziyetini, Anayasa referandumu sürecinde BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, "Bunlar ülkeyi Demokratik krallığa sürükleyecekler" diye tespit etmişti. Darbe döneminin sembol yasası "seçim barajı"ndan himmet bekleyen bir AKP var ortada.Parti içi demokrasi ne gezer AKP'de? Sarayın müsaadesi olmadan nefes dahi alamaz oldu.AKP ve Başbakan A. Davutoğlu'nun, bırakın kendi adaylarını belirleme yetkisi, MİT Müsteşarının gel-git skandalıyla aday adayını bile belirleme iradesine sahip olmadığı ortaya çıktı.Besleme medyacılar, AKP'nin, çok partili siyasal hayatımızı bile "tek adam sistemi"ne dönüştürme işgüzarlığına yalandan izahatlar getirme sancısı yaşarken; CHP yönetimi, önseçim demokratlığıyla saltanatçı medyaya çok büyük bir sancı bastı? Havuz medyasının karın ağrısı, AKP'nin karın ağrısıdır, demokratik krallığa endekslenmiş AKP'nin çatlama sancısıdır.Besleme medya kıvranıyor görünse de; gerçekte çatlayacak derecede karın ağrısı çeken ve kıvranan saray saltanatçılığına teslim olmuş tek adamlı AKP'dir.Saray medyasından, CHP'nin gerçekleştirdiği önseçim bağlamında hakkını teslim etmesini beklemek abesle iştigal olur.Onların misyonu, saray saltanatçılığını sürdürmek namına örtülü saray ulufeleri nispetinde medya etrikacılığıyla CHP'nin içini karıştırmak, CHP'yi birbirlerini yiyen pozisyonda göstermektir? Böylece beslendikleri saray saltanatçılarının önünü açmaktır.Bu beslemeler gibi olamayacağımıza göre, hakkı teslim etmemiz lazım; gerçek şu ki, CHP, huzur ve uyum içinde tam bir parti içi demokrasi devrimi yapmıştır. Darısı Türkiye'nin başına?