Dün değinmiştim, Hasan Celal Güzel'in eşi Ankara milletvekili Ülker Güzel'in AKP'den istifa etmesini önemsiyorum. Böyle bir istifa hem Güzel ailesi, hem AKP hükümeti ve hem de Türkiye adına gereklidir. AKP'ye ve Başbakan R. T. Erdoğan'a, büyük oyunu bozacak "Güzel bir ikaz" lazımdır. Ülker Güzel'in istifası, "Türk milleti kavramı Anayasa'dan kaldırılırsa silahımı alır dağa çıkarım, ülkeden çeker giderim, AKP kendisini Kandil ve İmralı yerine koydu, kahroluyorum" çıkışı yapan Hasan Celal'in kararlılık ve samimiyetinin değil sadece; aynı zamanda 70 milyonun kararlılığının ifadesi olur. AKP, belki vahameti görür, yanlışından döner. Hayır; AKP "Güzel ikaz"dan ders çıkartmadı, Apo'ya kulak vermeye devam etti, yanlışından dönmedi… O zaman istifaların arkası çorap söküğü gibi gelir. AKP-Apo aşkından ve AKP-PKK işbirliğiyle Türkiye'nin sürüklenişinden son derece rahatsız olduğu için istifa hazırlığında olan – benim duyumlarını aldığım ve bildiğim - 165 milletvekili var. AKP böyle bir "milli tepki"yi göze alamaz. Hatta, AKP'den muhtemel istifalar değil; CHP ve MHP'den 150-200 vekil istifa etsin, AKP-PKK sürecini bitirirler. AKP-PKK sürecinin figüranları son derece tedirgin çünkü! AKP-PKK sürecinin ilk işgüzarlıklarından biri TC Sağlık Bakanlığı'nın merkez ve taşra tabelalarından TC (Türkiye Cumhuriyeti) ifadesinin kaldırılması oldu geçen hafta. Halk Sağlığı Kurumu Başkanı Dr. Mustafa Aksoy bastı istifayı… Vatanperver doktorlar ve vatandaşların bir kısmı birkaç tepki koydu. Bir gün geçmeden "TC"ler yerine geldi. Erdoğan, ta Moğolistan'dan "Cumhuriyet hükümeti" ibaresiyle sesleniverdi. Bu sebeple AKP'ye "Güzel bir ikaz" lazım; bu görev de öncelikle Ülker-Hasan Celal Güzel çiftine düşüyor. *** Bir-birbuçuk ay önce 5.7 milyar dolara satılan "köprü ve otoyollar" konusunda Erdoğan, nihayet Danıştay'ın yapması gereken işi de yapmış, "En az 7 milyar dolar olması lazım" diyerek ihaleyi iptal etmişti. Yurtdışı seyahati sebebiyle havada iken de "Bunları verseydim, vatana ihanet etmiş olurdum, halkıma ihanet etmiş olurdum!" havasını basmıştı. Ben de "Erdoğan'ın vatana ihanet gel-gitleri" başlığıyla konuya değinmiş, birkaç örnek özelleştirme peşkeşi arasında Çayeli Bakır İşletmelerinin özelleştirmesini de hatırlatmıştım. Çünkü Erdoğan, yüz milyarlarca dolarlık rezervleriyle birlikte 2004'te işletmeyi 48 milyon 250 bin dolara Kanadalı bir firmaya vermişti. *** Yazımdan birkaç gün sonra İşletmenin basın danışmanı bana ulaşıyor. Makalede bir bilgi tashihi gerektiğini söylüyor. Yazıda, Sabri Altınok'un bilgilendirmesinden aktarılan "2010 yılına kadarki dönemin toplam gelirinin 1 milyar 586 milyon dolar olduğunu" ifadesi, teknik bir hata sebebiyle "2010 yılı toplam gelirinin 1 milyar 586 milyon dolar olduğu" şeklinde çıkıyor. Hay hay diyorum, bana detaylı bir doküman gönderin, okuyucularımızla paylaşayım. Kendisinin yurtdışında olduğunu, dolayısıyla döndükten sonra bir bilgi notu ulaştırabileceğini söylüyor. Vedalaşıyoruz. *** Sağ olsun, Çayeli Bakır İşletmeleri Genel Müdür Yardımcısı Dr. Sabri Altınoluk, bir açıklama gönderiyor. Altınoluk, medyaya böyle bir açıklamam olmamıştır, diyor ve şunu ekliyor: "Çayeli Bakır İşletmelerinin 2010 yılı yıllık toplam geliri yazıldığı gibi değil, bilakis sadece 233,783, 569 ABD Dolarıdır." *** Dr. Altınoluk'un gönderdiği açıklamaya göre, işletmenin sadece 2010 yılı yıllık toplam geliri 233 milyon 783 bin 569 ABD dolarıdır. AKP hükümeti böyle bir işletmeyi, 2004 yılında 48 milyon 250 bin dolara Kanadalı bir firmaya veriyor. Yani, devlet ve milletin Çayeli'ndeki bereketli ekmek ve maden teknesini rezervleriyle birlikte, işletmenin bir yıllık toplam gelirinin dörtte bir fiyatına elden çıkartıyor. İşte size AKP'nin özeleştirme peşkeşlerinden birinin vaziyetinin en yetkili ağızdan ifadesi… Sadece AKP-PKK süreci sebebiyle değil, böylesi bir ekonomik peşkeş süreci için de AKP'ye "Güzel bir ikaz" gerekiyor. Türk milleti "Güzel bir ikaz" için öncelikle Ülker-Hasan Celal Güzel ailesinden, Vira bismillah, demesini bekliyor.
Misafir Kalem (K) / diğer yazıları
- Kongrelerden milli devlete bir iman mücadelesi / 25.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019