Amerika’nın BOP operasyonlarına ve onun devamı mahiyetindeki Arap baharına maruz kalan Ortadoğu İslam coğrafyasında hava çok puslu, ortalık alacakaranlık, su bulanık…
Bulanık Ortadoğu’da balık avlamak istiyorlar.
Süreç, aylar önce yine bu köşeden hatırlattığım üzere, her türlü provokasyona açık!
Türkiye akl-ı selim olmak durumundadır.
Ankara’nın oyuna gelme lüksü yoktur.
Suriye topraklarından Akçakale’mize bir top düşüyor… 5 kardeşimiz ölüyor, 10 kişi yaralanıyor.
Ölenlere rahmet, ailelerine başsağlığı, yaralı olanlara da acil şifalar dileriz.
Elbette böyle bir olayın kabul edilebilir tarafı yoktur.
Ancak bu olayı akl-ı selim ve basiretle çözmez isek; değil 5 bin, 50 bin ölü dahi versek, yine çözemeyiz.
Top düşer düşmez, içerideki savaş lobisi, savaş tamtamları çalmaya başlıyor, Esad yönetimini ve Suriye devletini hedef gösteriyor.
Topun düşmesi nasıl provokasyon kokan bir vahim hadise ise; top henüz yere değmeden savaş tamtamlarının çalınması da benzer bir vahim provokasyondur.
Birileri Türkiye’yi tuzağa çekiyor.
İpuçlarını makul ve vicdani bir tahlile tabi tutalım, tutmak zorundayız:
Suriye-Türkiye sınırı, kimin denetimi altındadır?
Suriye devletinin denetimi altında olmadığı açıktır.
Zira şayet sınır boyu Suriye devletinin denetiminde olsaydı, bir tane isyancı Suriyeli terörist Türkiye’ye geçebilir miydi? Veya isyancılar TV’lerin canlı yayınlarında, “vaktimiz kısıtlı, çarpışmaya geçiyoruz, röportajı kısa keselim” diyerek, devlet ile çarpışmak üzere Türkiye’den gün ortası Suriye’ye geçebilirler miydi?!
Âlem biliyor ki, sınır boylarında Suriye devletinin varlığı, inisiyatifi ve denetimi olması gereken düzeyde değildir. Bazı kasaba ve yörelerin isyancı teröristlerin elinde olduğunu, yine aynı savaş lobisinin habercileri yazıp çiziyor.
Bu şu demektir; topun geldiği bölgeler, provokasyona açık bölgelerdir!
Topun kimler tarafından, Suriye devleti tarafından mı, yoksa isyancı teröristler yahut bunların aralarına sızmış olan BOP ajanları tarafından mı Akçakale’ye fırlatıldığı belli değildir?
Dahası söz konusu topun tüm işaret ve emareleri Suriye devletine ait olduğunu gösterse bile, Akçakale’ye bu topu onların attığını göstermez.
Zira Suriye ordusunun içinde, daha önce orduda olup isyancı çeteye katılan Muhammed Ali Hatib, Fayiz Kaddur gibi birçok kişi halen bulunabilir ve vardır da… Bunlar, Amerikan aklıyla Suriye’de başlattıkları BOP fitnesine, son günlerde PKK belası yüzünden bekledikleri kadar ilgilenemeyen Ankara’yı tam çekmek ve Türkiye’yi sürüklemek için topu bu tarafa savurmuş da olabilir.
Hepsi ihtimal dahilindedir... Zan ve ihtimal üzerine hüküm bina edilmez, hele de savaş vaziyeti hiç alınmaz.
Makul olan, ihtimali daha yüksek olan şık üzerinde yoğunlaşmaktır.
Bu bağlamda isyancı terör çetelerinin veya bölgeye yayılmış ajanların böyle bir top işi tezgahlamaları çok yüksek ihtimaldir.
Bu top, aynı zamanda Suriye devletine yönelik bir provokasyondur!
Suriye devletinin böyle bir yanlışı yapma ihtimali, yok denecek kadar zayıftır; çünkü içerideki isyancılarla çarpışmaktan başını kaşımaya vakti olmayan Suriye ordusunun, sınır boyu komşusu Türkiye’yi “bir büyük aktif düşman cephe”ye dönüştürme lüksü yoktur, hiç akıl kârı değildir.
Velev ki, Türkiye, akıl ve iz’an dışı bir diplomasi örneği olarak, içten fitne ateşiyle kavrulan komşusu Suriye’ye karşı İsrail’in, Amerika’nın ve isyancı teröristlerin safında yerini koruyor olsa bile... Buna rağmen Şam yönetimi agresif ve aşırı çıkışlar içine girmiyor; bilakis Ankara’dakiler, kraldan daha kralcı kesiliyor, Suriye’yi Arz-ı Mev’ud toprakları içinde gören İsrail ve Amerika’yı bile şaşkına çevirecek bir karşı duruş sergiliyor.
Suriye, temel tercih olarak dışarıdan ziyade içeriyle uğraşıyor.
Nitekim Suriye devleti, Akçakale’ye düşen top işini üstlenmemiş, başsağlığı mesajı yayınlamış, olayın üzerine gidileceğini açıklamıştır.
Akçakale’de 5 insanın ölmesi Suriye devletinin ne işine yarayacak?!
BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş’ın yıllardan beri altını çizdiği üzere, BOP’un asıl hedefi Türkiye olduğuna göre, bu provokasyonu yapanları, BOP’un aktörleri veya yerel taşeronları ve tetikçileri arasında aramak gerekiyor. Suriye devletinin böyle bir pozisyonu yoktur.
O halde bu topun atılmasından kimler beklenti içerisinde iseler; bu iş, onların tezgahıdır, bu iş onların tam bir provokasyonudur.
Bu topun sahiplerini, bölgemizde zayıflatılmış, köşeye sıkıştırılmış, bölünme senaryoları olgunlaştırılmış ve her türlü tavize açık olan bir Türkiye isteyenlerin arasında aramak gerekiyor.
Türkiye ve Türk milleti, oyuna gelmeyecek bir basiret ve ağırbaşlı diplomasi ortaya koymalıdır.
Aksi halde, Suriye’nin değil, bölge üzerinde iştah kabartan İsrail’in, Amerika’nın ve Haçlı dünyasının ekmeğine yağ sürmüş olur; Türk milleti, elindeki son lokmasını dahi kaybeder.
Bulanık Ortadoğu’da balık avlamak istiyorlar.
Süreç, aylar önce yine bu köşeden hatırlattığım üzere, her türlü provokasyona açık!
Türkiye akl-ı selim olmak durumundadır.
Ankara’nın oyuna gelme lüksü yoktur.
Suriye topraklarından Akçakale’mize bir top düşüyor… 5 kardeşimiz ölüyor, 10 kişi yaralanıyor.
Ölenlere rahmet, ailelerine başsağlığı, yaralı olanlara da acil şifalar dileriz.
Elbette böyle bir olayın kabul edilebilir tarafı yoktur.
Ancak bu olayı akl-ı selim ve basiretle çözmez isek; değil 5 bin, 50 bin ölü dahi versek, yine çözemeyiz.
Top düşer düşmez, içerideki savaş lobisi, savaş tamtamları çalmaya başlıyor, Esad yönetimini ve Suriye devletini hedef gösteriyor.
Topun düşmesi nasıl provokasyon kokan bir vahim hadise ise; top henüz yere değmeden savaş tamtamlarının çalınması da benzer bir vahim provokasyondur.
Birileri Türkiye’yi tuzağa çekiyor.
İpuçlarını makul ve vicdani bir tahlile tabi tutalım, tutmak zorundayız:
Suriye-Türkiye sınırı, kimin denetimi altındadır?
Suriye devletinin denetimi altında olmadığı açıktır.
Zira şayet sınır boyu Suriye devletinin denetiminde olsaydı, bir tane isyancı Suriyeli terörist Türkiye’ye geçebilir miydi? Veya isyancılar TV’lerin canlı yayınlarında, “vaktimiz kısıtlı, çarpışmaya geçiyoruz, röportajı kısa keselim” diyerek, devlet ile çarpışmak üzere Türkiye’den gün ortası Suriye’ye geçebilirler miydi?!
Âlem biliyor ki, sınır boylarında Suriye devletinin varlığı, inisiyatifi ve denetimi olması gereken düzeyde değildir. Bazı kasaba ve yörelerin isyancı teröristlerin elinde olduğunu, yine aynı savaş lobisinin habercileri yazıp çiziyor.
Bu şu demektir; topun geldiği bölgeler, provokasyona açık bölgelerdir!
Topun kimler tarafından, Suriye devleti tarafından mı, yoksa isyancı teröristler yahut bunların aralarına sızmış olan BOP ajanları tarafından mı Akçakale’ye fırlatıldığı belli değildir?
Dahası söz konusu topun tüm işaret ve emareleri Suriye devletine ait olduğunu gösterse bile, Akçakale’ye bu topu onların attığını göstermez.
Zira Suriye ordusunun içinde, daha önce orduda olup isyancı çeteye katılan Muhammed Ali Hatib, Fayiz Kaddur gibi birçok kişi halen bulunabilir ve vardır da… Bunlar, Amerikan aklıyla Suriye’de başlattıkları BOP fitnesine, son günlerde PKK belası yüzünden bekledikleri kadar ilgilenemeyen Ankara’yı tam çekmek ve Türkiye’yi sürüklemek için topu bu tarafa savurmuş da olabilir.
Hepsi ihtimal dahilindedir... Zan ve ihtimal üzerine hüküm bina edilmez, hele de savaş vaziyeti hiç alınmaz.
Makul olan, ihtimali daha yüksek olan şık üzerinde yoğunlaşmaktır.
Bu bağlamda isyancı terör çetelerinin veya bölgeye yayılmış ajanların böyle bir top işi tezgahlamaları çok yüksek ihtimaldir.
Bu top, aynı zamanda Suriye devletine yönelik bir provokasyondur!
Suriye devletinin böyle bir yanlışı yapma ihtimali, yok denecek kadar zayıftır; çünkü içerideki isyancılarla çarpışmaktan başını kaşımaya vakti olmayan Suriye ordusunun, sınır boyu komşusu Türkiye’yi “bir büyük aktif düşman cephe”ye dönüştürme lüksü yoktur, hiç akıl kârı değildir.
Velev ki, Türkiye, akıl ve iz’an dışı bir diplomasi örneği olarak, içten fitne ateşiyle kavrulan komşusu Suriye’ye karşı İsrail’in, Amerika’nın ve isyancı teröristlerin safında yerini koruyor olsa bile... Buna rağmen Şam yönetimi agresif ve aşırı çıkışlar içine girmiyor; bilakis Ankara’dakiler, kraldan daha kralcı kesiliyor, Suriye’yi Arz-ı Mev’ud toprakları içinde gören İsrail ve Amerika’yı bile şaşkına çevirecek bir karşı duruş sergiliyor.
Suriye, temel tercih olarak dışarıdan ziyade içeriyle uğraşıyor.
Nitekim Suriye devleti, Akçakale’ye düşen top işini üstlenmemiş, başsağlığı mesajı yayınlamış, olayın üzerine gidileceğini açıklamıştır.
Akçakale’de 5 insanın ölmesi Suriye devletinin ne işine yarayacak?!
BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş’ın yıllardan beri altını çizdiği üzere, BOP’un asıl hedefi Türkiye olduğuna göre, bu provokasyonu yapanları, BOP’un aktörleri veya yerel taşeronları ve tetikçileri arasında aramak gerekiyor. Suriye devletinin böyle bir pozisyonu yoktur.
O halde bu topun atılmasından kimler beklenti içerisinde iseler; bu iş, onların tezgahıdır, bu iş onların tam bir provokasyonudur.
Bu topun sahiplerini, bölgemizde zayıflatılmış, köşeye sıkıştırılmış, bölünme senaryoları olgunlaştırılmış ve her türlü tavize açık olan bir Türkiye isteyenlerin arasında aramak gerekiyor.
Türkiye ve Türk milleti, oyuna gelmeyecek bir basiret ve ağırbaşlı diplomasi ortaya koymalıdır.
Aksi halde, Suriye’nin değil, bölge üzerinde iştah kabartan İsrail’in, Amerika’nın ve Haçlı dünyasının ekmeğine yağ sürmüş olur; Türk milleti, elindeki son lokmasını dahi kaybeder.
Misafir Kalem (K) / diğer yazıları
- Kongrelerden milli devlete bir iman mücadelesi / 25.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019